Kıyılar hızlı kentleşme kıskacında; Ayvalık örneği

Peki Ayvalık'ta yaşanan sadece mekansal dönüşüm mü? Yoksa benzerleri büyükşehirlerde görülen bir "soylulaştırma" mı? Bu değişim kime hitap ediyor ve sonuçları ne olacak?

ÖZELHABER 21.02.2025, 10:24 24.02.2025, 09:44
Kıyılar hızlı kentleşme kıskacında; Ayvalık örneği

Pandemi sonrası, büyükşehirlerden küçük yerleşimlere, kıyı kasabalarına yönelen göç dalgası, Ege kıyılarında dikkat çekici değişimlere yol açtı.

Urla, Foça, Seferihisar gibi ilçelerde son yıllarda sadece nüfus artmadı; ekonomik, sosyal ve kültürel planda pek çok şey değişti. UNESCO Dünya Mirası adayı Ayvalık'ta da son yıllarda özgün kimliğini zorlayan dinamiklerle farklı bir 'kent'leşme yaşıyor. Kuzey Ege'nin cazibe merkezi olarak bilinen Ayvalık sahilleri Kıyı Kanunu ihlalleri sonucu geri döndürülemez bir yapılaşmaya adeta zorlanıyor. Mimar ve koruma uzmanı T. Gül Köksal ile mimar Fatih Kurunaz'ın da aralarında olduğu isimlerle hızlı kentleşme ile gelen sorunları konuştuk.

Haber: Özgür Duygu DURGUN

Tarihi Rum evleri, zengin zeytin varlığı ve tarihi fabrikalarıyla UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne 2017'den beri aday olan Ayvalık, bu özgün kimliğini zorlayan farklı bir kentleşme serüvenine doğru gidiyor. Tasarım dükkanları, yeni nesil kahveciler, İtalyan işi pizzacılar, Instagram seti tadında dekore edilmiş cafeler ve "fine-dining" tabir edilen sofistike restoranlara yenileri eklenirken Ayvalık’ın çehresi de "İstanbullulaşma" ile "Bodrumlaşma" arasında bir değişim içinde. Esnaf lokantaları, yöresel mezeleriyle dar sokakları şenlendiren Ege usülü salaş meyhaneler, eski fırınlar, tahta sandalyeli kahveler birer ikişer eksiliyor. Alıp, tepeden tırnağa yenilenen, zincir emlak ofislerinin "Satılık" tabelaları asılı taş evlerin sayısı hızla artıyor. Kıyı Kanunu ihlallerine her gün bir yenisi eklenerek kamuya ait sahiller lüks rezidans projeleriyle çitleniyor.

Hem ticari alanlarda hem de konutlarda mülkiyetin el değiştirmesi, kentin sosyo ekonomik yapısını da değiştiriyor. Peki Ayvalık'ta yaşanan sadece mekansal dönüşüm mü? Yoksa benzerleri büyükşehirlerde görülen bir "soylulaştırma" mı? Bu değişim kime hitap ediyor ve sonuçları ne olacak?

"Tektip, standart ve steril"

Kent hakkı üzerine çalışan mimar, koruma uzmanı Doç. Dr. T. Gül Köksal bu dönüşüm biçimini "Farklılıkları tektipleştiren, yaşamı standart ve steril hale getiren, ısrarla bir norm olarak sunularak arzu ve rıza üretecek şekilde yayılan kapitalist bir kentleşme" olarak tanımlıyor..

Peki, Ayvalıklılar bu hızlı kentleşme hakkında ne düşünüyor? Gazeteci Nilgün Kaya 2006'dan bu yana Ayvalık'ta yaşıyor ve Gazete Ayvalık adlı bir gazete çıkarıyor. Kaya için Ayvalık evlerinden kedilerine, kültürel özelliklerinden doğal güzelliklerine kadar özgün ve değerli bir kent. "Ne var ki Ayvalık’ı seyretmek kadar hissetmek ve anlamak gerek. Ayvalık’ın ruhunu ve hikayelerini yoğunluk, hız ve plansızlığa kurban etmemek gerek. Bu kaygıyı taşıyacak bir yerel yönetim, kent için kenti koruyan bir yol haritasını oluşturmalı" diyen Kaya'ya göre "Ayvalık’ta yaşayan herkesin; baktıkça farklılaşan, baktıkça şaşırtan Ayvalık’ı özenle korumak sorumluluğu olmalı"

İki farklı Ayvalık var”

2006'da Ayvalık'a taşınan İspanyol seramik sanatçısı Ana Gomez de Pablos, kentin eski mahallelerinden birinde yaşıyor. Ana, "Bence iki farklı Ayvalık var. Biri turistlerin diğeri ise yerli halkın Ayvalık'ı. Turistlere yönelik her hizmet çok pahalı" diyor.

Ayvalık esnafının bu nedenle çok fazla müşteri kaybettiğini söyleyen Ana, Ayvalık'a tatile gelenlerin büyük bölümünün karşı kıyıdaki Midilli'yi tercih ettiğini çünkü orada uygun fiyatlara daha kaliteli hizmet bulduğunu söylüyor. Ana, son yıllarda açılan dükkanların kiralarını ödeyememe noktasına gelip kapandıklarına şahit olmuş, "Eğer ben de atölyede kiracı olsaydım çoktan kapatmıştım. 10 yıl önce satın alabildiklerimizi düşününce şimdi her şey en az beş misli pahalı. Ücretli çalışanların ve öğrencilerin durumu ise çok zor. Merkezde ev kiraları çok yükseldiği için kentin dışına taşınmak zorunda olanlar var" diyor.

İkinci iş olmadan geçinmek zor

AHTO isimli mekanın kurucularından Fulsen Türker ve ortağı Sertaç Girgin, daha önce Datça'da sahaf dükkanı açmışlar. Ayvalık'ta yaşamaya karar verip beş yıl önce buraya gelmişler. Fulsen, orta sınıfın yaşadığı krizin her yerde olduğu gibi Ayvalık'ta da yaşandığını söylüyor ve "Artık bizim bir müşteri kitlemiz kalmadı mesela. 7-8 sene önce Datça'da yaşadığımıza benzer bir krizi şimdi burada yaşıyoruz. Eskiden sadece kitap satarak geçinebilirken şimdi mutfak, kahve gibi ek gelir getirecek işlere yöneldik. Mülk sahibi olanlar çok daha şanslı ama bizim gibi kiracı olup dükkan işletenlerin hayatta kalabilmek için mutlaka ikinci bir iş yapması gerekiyor" diyor.

Ayvalık'ta 90'lardaki mahrumiyeti yaşamak

2020'de Ayvalık'a yerleşen Eskişehirli Özge-Tevfik Sirkeci çifti tarihi sebze-meyve halinin içindeki Eflatun Cafe'nin sahipleri. Özge, bazı açılardan hala 1990'ları yaşadıklarını; temel ihtiyaçlar konusunda eksikler olduğunu söylüyor. "Çok sık su kesintileri oluyor. Sağlık hizmetlerinde sorunlar var. Kış aylarında yoğun hava kirliliği nedeniyle bazı geceler açık havada bile nefes alamıyorsunuz. Tüm bunlara rağmen biz Ayvalık'ı sevdik, burada devam etmek istiyoruz" diyen Özge, ülkedeki zengin-yoksul arasındaki uçurumun çok daha görünür hale geldiği görüşünde. "Ayvalık'ın popülaritesinden kaynaklanan bazı sıkıntılar var. Marinaya AVM yapılması, küçük esnafın yavaş yavaş yok olması, dükkan kiralarının fahiş seviyelere gelmesi. Bunlar ciddi sorun. Şimdi ‘Ayvalık'a yerleşelim’ deseydik yapamazdık çünkü hayat çok pahalandı. Ayvalık artık parası olana hitap eden bir yer olmaya başladı"

Türkiye nereye gidiyorsa Ayvalık da oraya...

Mesut Yavrucuk, 2017'de eşiyle birlikte İstanbul'dan Ayvalık'a yerleşerek butik bir pansiyon açmış. Büyükşehrin kaosundan kaçarak rahat ve keyifli bir emeklilik dönemi yaşamak için Ayvalık'ı seçen Yavrucuk'u dinliyoruz;

"Biz buraya gelirken kaliteli bir yaşam, hayatı biraz yavaşlatma beklentisiyle geldik. Bu beklentilerimiz karşılandı diyebilirim ancak bir iş güç beklentisi ile gelseydik o zaman durum değişirdi. Ayvalık'ta gayrimenkul sektörü dışında, herhangi bir iş alanında çok fazla potansiyel yok. İnsanların Ayvalık'ta yaşaması için kuvvetli bir maddi altyapıya sahip olması lazım. 2017'den bu zamana kiralar 15-20 kat arttı. Gidişat nedir derseniz; Türkiye nereye gidiyorsa Ayvalık da oraya gidiyor. Büyük bir rant var, koca koca arazileri birileri alıyor. Bu araziler zeytinlik olmasına rağmen villalar yapılıyor. İnşaat onayları kolayca alınıyor. Üstelik ciddi talep de var. Ayvalık sahilinde koca koca apartmanlar görürsünüz. Bundan 40 sene önce belediye bunlara izin vermiş. Neyse ki yanlıştan dönülmüş. Dönülmeseydi burası Ataköy sahilindeki gibi beton-kent olurdu. Oysa eskiden Ayvalık'ta yaşayan Rumlar öyle bir kent organizasyonu yapmışlar ki bütün sokaklar denize açılıyor ve denizden gelen hava en yukarıdaki mahallelere ulaşıyor. Bu bir değerler meselesi. Biz gerek toplum olarak, temel değerlerden uzaklaşırken çıkar odaklı ve bencil bir noktaya gidiyoruz maalesef. Böyle bir yapıdan da doğru işler çıkmıyor"

Türk kahvesi yerine cappucino; Bergama tulumu yerine mozzarella

Değer erozyonuna, Ayvalık'ta yaşayan mimar Fatih Kurunaz da dikkat çekerek yaşanan dönüşümün küreselleşme ile hızlanan süreçte siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel değişimlerle beraber yaşanan insani değerlerdeki sarsılmayla ilişkili olduğunu belirtiyor. Kurunaz'ın söz ettiği sarsılma Türkiye'de kırsal ve kentsel kutuplaşmayı görünür hale getirmiş durumda. Ayvalık ve Bergama gibi tarihi kentlerde mülklerin el değiştirmesi sürecinde kent hafızası ve kentlilik bilincinin erozyona uğradığını belirten Kurunaz'a göre bu soylulaştırma ile kol kola giden bir süreç.

"Tarihsel bir geçmişe sahip olan bir bölgede oradaki tarihle çok da alakası olmayan yeni bir nüfus yaşamaya başlar. Bu bazen torunların bölgeye dönmesi gibi olumlu bir durum olurken çoğu zamanda insanların birbirlerini takip ederek, izleyerek mutlu oldukları bir dönemde “özenme” ile bölgeyi deneme tahtasına çevirir. Alt ve orta gelir grubuna karşı açık, net ve alternatifsiz olan Yerel Yönetimler ve Kamu Kurumları, bölgenin yeni sahiplerine o kadar çok karışmaz, denetlemez ve bazen de görmezlikten gelir. Bu durumu yıllardır okuduğu okulların yarattığı entelektüelliğe, kazandığı paralarla aldığı lüks araç ve konuta bağlayan yatırımcı ise Bergama ve Ayvalık’ın tarihini okumayı, Mübadeleyi anlamayı, yaşadığı kültürel mirasın ne olduğunu bilmeyi kendine hakaret görür. O ne görüyorsa o dur, ne yapmayı uygun buluyorsa doğrudur anlayışı ile konuya yaklaşır. Eğer Paris’te görüp beğendiği bir kafeteryada tadını çok sevdiği kruvasan ve kahve teması var ise Ayvalık’ta Barbaros Caddesindeki eski bir ekmek fırınını parizyen bir kafeteryaya çevirebilir hem de Türk/Yunan kahvesi yerine cappuccino satabilir. Ya da Napoli’de gerçek pizzanın margarita olduğunu keşfeden bir seyyah Bergama’nın Domuz Alanındaki eski bir konutu zorlayarak bir pizza dükkanına çevirebilir, hem de Bergama tulumu yerine mozzarella kullanabilir"

Kapitalist modernite yıkarak yaratıyor

Akademisyen T.Gül Köksal kentlerin 'metalaşmış bir ürün' mantığıyla sunulmaya başlandığı günümüzde Ayvalık gibi küçük ölçekli tarihi kentlerin '' kültür turizmi piyasasına'' sunulduğunu vurguluyor ve son olarak ekliyor:

"Metalaşmış bir ürün olarak kent, ulusal veya uluslararası pazarda yer bulabilmek amacıyla 20. yüzyılın sonlarına doğru bir ‘dünya kenti’, ‘marka kent’, ‘yarışan kent’ gibi yeni isimler alır. Bu isimleri ‘hak etmek’ için de kapitalist modernitenin yaratıcı-yıkımı mütemadiyen süreklilik gösterir ve kentler sürekli dönüşür. Bir yanda piyasada hızın, yeniliğin, akışın yoğun olduğu metropoller pazarlanırken, diğer yandan ‘citta slow-yavaş kent’, ‘tarihi kent’ gibi sıfatlarla yavaşlığı, tarihi değeri ve sükuneti ile küçük ölçekli kentlere değer atıfları yapılır, bunlar kültür turizmi piyasasına sunulur. Ayvalık, önümüzdeki günlerde de -eğer köklü bir dönüşüm olmazsa-, mevcut sistemin kentleşme dinamiklerini yaşamaya aday. Ancak anti-kapitalist bir kentleşme tahayyülü, diğer bir deyişle, kentin kullanım değerini merkeze alan bir kent hakkı yaratımı bu sürece çomak sokabilir".

Kaynak: AJANS BAKIRÇAY
Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Fenerbahçe 16 36
3. Trabzonspor 16 35
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 16 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sakaryaspor 17 22
13. Sivasspor 17 21
14. Van Spor FK 17 21
15. İstanbulspor 17 21
16. Manisa FK 17 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 17 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 16 25
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 16 18
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@