21.03.2021, 12:50

21 Mart... 'günlerin en varsılına…'

Belleğime 'Dünya Şiir Günü' olarak çakılmış.

Öğretmenlik yıllarımda zihnime yerleşmiş olan 21 Mart’ın anımsattıkları ise 'Uluslar arası Irkçılıkla Mücadele Günü', 'Aşık Veysel’in ölümü'

Nevruz, Newroz, Nevroz ise çocukluk günlerimden kalan miras…

21 Martlarda mı kutluyorduk onu bilmiyorum. Aklımda kalan tek şey açan sultannevruzlar, Eski Borlu ve Köprübaşı’nda yaptığımız piknikler ve eğlenceler… Eski Borlu’da Çamlık’taki yemeli içmeli eğlenceler hâlâ gözümün önünde…

***

Son yıllarda hep Dünya Şiir Günü ve Nevruz olarak yaşıyoruz 21 Mart’ı…

İki sözcük iyice yerleşti dilime…

'Newroz pîroz be, Noruz'

Noruz sözcüğünü İran’da duydum. İranlılar böyle diyor. Farsça yani…

İran’da yer yerinden oynuyor Nevruzda. Üç dört yıl önce Maryam Paaeezi’ye 'Geliyorum' dediğimde aldığım yanıt karşısında şaşalamıştım. Ne otellerde yer bulabilirmişim ne de otobüs ya da uçak bileti…

"Gelme sakın" diyordu kısaca.

İran’da yer yerinden oynuyormuş Nevruzda.

Maryam’ı dinleyip Nevruz sonunda gittiğimde gördüm / anladım bu gerçeği.

İranlılar hâlâ yollarda, müzelerde, türbelerdeydi.

Bir özellikleri de şu: Aile boyu dolaşıyorlar ülkelerini… Aile boyu ziyaret ediyorlar türbeleri ve müzeleri… Sinemaya da aile boyu gidiyorlar.

İran’daki aile yapısı bizdekiyle kıyaslan(a)maz derecede… Evet, bunu büyük bir iddiayla söyleyebilirim. Aile bağları öyle güçlü ki, İran’ı görmeyen bilemez/ anlayamaz bunu.

"Doğru bir düşünceyi abartırsanız absürdlüğe düşersiniz" gibi bir sözü var Lenin’in.

Lenin’e ters düşmemek için bu konuyu fazla uzatmayayım.

İşin özeti şu ki Nevruz’da otelde yer ayırtmadan İran’a gideyim demeyin sakın.

Onlar eğlenerek/ gezerek Noruzlarını kutlarken ülkemizde ise Nevruzun ertesi günü gazeteler ve televizyonlar yaşanan arbedeleri ilk haber olarak duyuruyorlar.

Maalesef!

Doğanın uyanışını el alem coşkuyla kutluyorken biz ise…

Neyse…

Nevruz, dünyanın çok yerinde doğanın uyanışı olarak/ baharın gelişi olarak kutlanıyor. Sadece bizde ve İran’da değil, çok ülkede kutlanıyor. Çünkü hikâyesi var Nevruzun…

Onu daha iyi bilenler anlatır düşüncesiyle ben daha başka bir konuya değinmek istiyorum.

***

21 Mart 2007 / Ankara

Bir gün önce tıp fakültesinde okuyan aslan yeğenim Emrah ve annemle dolaşmış, yorgun düşmüştük. 20 Mart gecesi erken yatmıştık. Çünkü ertesi günü dolu dolu yaşayacaktık.

Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Merkezi, Eğit-Der Genel Merkezi ziyaretleri, Kültür Bakanlığında Dide Hanımı ziyaret… TBMM’de İzmir Milletvekili Erdal Karademir ile görüşme, Gül Coşkun ile buluşma…

Oldukça yoğun bir programın içindeydik.

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu’nu ziyaret için kapısından içeri girdiğimde ağzımdan çıkan ilk sözcük yanılmıyorsam "Dünya Şiir Günü Kutlu Olsun" olmuştu.

Ardından da Nevruz’unu kutlamıştım.

Kitapsever, öğretmen ve yurttaş olarak kitapların/ şairlerin dostunu bu şekilde selamlamak daha şiirsel diye mi düşünmüştüm kimbilir…

Masasında T.S. Elliot’ın bir kitabı vardı Kemal Bey’in. Bir de bizim o yıllarda çıkardığımız 'İmece'

Kitapların dostu olduğunu korumasız/ arkadaşsız gittiği İzmir Kitap Fuarı günlerinden biliyorum. Büke Yayınları’nda elinde bir kitapla gördüğüm günü hiç unutmuyorum örneğin… Uğur Büke’yi ziyarete gelmiş, hoş beşten sonra da bir kitabın sayfalarına dalıp gitmişti.

Uğur Büke’yi meşgul etmiyor, kendisi de günlük besinini (!) almaktan geri kalmıyordu.

Sessizce gelip kitap fuarından sessizce de ayrılan biriydi İzmir Valisi Kemal Nehrozoğlu.

Memurluğun, bürokratlığın dışında onun devlet adamlığı özelliğini keşfetmiş olan Ahmet Necdet Sezer’in kendisini Çankaya Köşkü’ne davet etmesi üzerine İzmir sayfası kapanmış, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği kapısı açılmıştı.

İzmir Valimiz artık köşkteydi.

Gerek anneme olsun gerekse de yeğenime gösterdiği ilgi, sevgi ve saygı, sonraki yıllarda da devam etti. Emrah, gazetemizin yeni sayısını Köşk’e gidip elden verdi, onun bize bizim ona olan sevgimiz- saygımız günden güne büyüdü, ilişkimiz sekteye uğramadı, kütüphanelerimize olan ilgisi ve katkısı dün neyse bugün de aynı şekilde sürdü, sürmekte.

Arsızlık edip isteyince de gönderiyor. Sesimi çıkarmasam da…

Bir hafta kadar önce de bir başka sürpriziyle gözlerimi yaşarttı. Dünya Klasikleri yanında bir de ne göreyim o gönderdiği kolide, bana ait olan kitaplar… benim kitaplarım…

"Olur da sende yoktur" diye düşünmüş.

Yazdığım kitapların çoğunun evimde olmadığı gibi bir boşboğazlıkta bulunmuş olmalıyım ki koliye onları da koymuş.

Veli Lök- Rasime Şeyhoğlu Kütüphanesi için harekete geçtiğimizi biliyor ya…

Uzaktan el sallar gibi… Gene el vermeye devam ediyor…

Sayın Nehrozoğlu böyle bir kitapsever…

 Yıllar öncesindeki gibi…

Hiç unutmam… Özel Kalemine bakan Vesile Hanım demişti.

"Biz size Cumhurbaşkanlığı diye kitap gönderiyoruz ya… O kitapların listesini ve parasını bana veren Kemal Bey’in kendisi."

Bir başka unutmadığım konu…

Kemeraltı’ndaydım. Gene kitap işiyle ilgili olarak koşuşturup duruyordum. "Ben Valilik Özel Kalemi" diye bir telefon gelince işi gücü bırakıp valilikte aldım soluğu. Özel Kalem Müdürü,  garipseyen gözlerle süzdü de süzdü beni. Üstüm başım ter içindeydi çünkü. Gözlerini bana dikmiş vaziyette telefona uzandı. "Sayın Genel Sekreterim Recai Bey şu anda karşımda, birlikte kahve içiyoruz."

Ben de ne diye çağrıldığımı merak edip duruyordum zaten.

 Bana iletilmek üzere evime / derneğimize değil de bu kez valiliğe göndermiş kitapları meğerse…

Hatta depoya taşımak için de bir araç vermişti özel kalem müdürü.

Sevincimi siz düşünün artık…

Görevdeyken de emekliye ayrılınca da hep 'Kemal Bey' dedim, diyorum ama aslında o benim 'Aslan abim'

Eksik ya da yanlış yaptığımda uyaran, iyi işler becerdiğimde de telefonla/ telgrafla kutlayan…

Acımıza, sevincimize ve etkinliklerimize mektubuyla, telefonuyla, telgrafıyla ortak olan bir 'Can Abim'

***

Nevruz’u, Aşık Veysel’i, Dünya Şiir Günü’nü, Irkçılıkla Mücadele Gününü hiç unutmam 21 Martlarda.

21 Mart 2007’yi de…

Nasıl unutabilirim ki…

İnsan doğum gününü, evlendiği günü, anne ya da baba olduğu, ödül aldığı vs. günleri unutur mu hiç?

O misal!

Klavyenin başına geçtiğimde ya da elime kalemi aldığımda öncelikle Mehmet Atilla’yı gözümün önüne getiriyorum. Ona eziyetim az olsun diye sözlük ve yazım kılavuzunu burnumun dibine koyuyorum.

Sonra, sırasıyla Fahir Işıksız, Öcal Uluç’u anımsayıp sözcüklerle/ tümcelerle boğuşuyorum. Çünkü ikisi öyle dikkatli okurlar ki, yanlış yapmaya gör. Ya bir telefon ya da bir e posta… Hatalarımı söylüyorlar. Yanlışımı da…

Daha başka…

Yazdıklarımı daha çok sevsin/ beğensin diye de Kemal Bey’i düşünüyorum.

Çünkü adını verdiğim can dostlar kötü yazılmış metinleri okusun istemiyorum.

Sadede gelelim.

Daha güzel yazma, daha iyi metinler ortaya çıkarma çabası bu 'iyi okur/ can dostlarım'ın sayesinde. İyi ki varlar!

Kitapların yanı sıra beni geliştiren biraz da onlar.

İyi ki onlarla arkadaşım. İyi ki onlara 'alo' diyecek kadar uzaklıktayım.

***

Aşık Veysel’i sevenlere…

İnsanları sarı derili/ kara derili diye ayırmadan, dinine/ cinsine/ milliyetine ve diline kafayı takmadan sevenlere…

Şiiri yaşamından eksik etmeyenlere…

Nevruz/ Noruz/ Newroz’u kutlayan coğrafyaların yurttaşlarına…

Hikâyesi yazılacak dostlara…

Selam olsun, sevgi olsun!

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@