17.06.2021, 16:54

Sömürenler Mi Gelişir, Gelişenler Mi Sömürür?

Gelişmiş ülkelerin gelişmede kullandıkları yöntemlerin insanlık dışılığına parmak bastıkça, serbest piyasacılardan benzer tepkiler aldım; "Sömürenler gelişmez, gelişenler sömürür." Biraz olsun vicdanlı olanları, doğrudan "gelişmemiş toplumları sömürmek, gelişmiş toplumların hakkıdır" demeye çekindikleri için baştan bunun insanlık dışı olduğunu kabul ettiklerini söyleyip ekliyorlar; "fakat bu tarihin doğal gelişim haliydi ve buna karşı yapabileceğimiz bir şey yok." Bazıları da bir zamanlar kapitalist ülkelerin gelişebilmesi için emperyalizmin şart olduğunu, fakat bugün bunun böyle olmadığını ve artık bir coğrafyanın, serbest piyasayla, başka bir coğrafyayı sömürmeden gelişebileceğini iddia ediyorlar.

Liberallerin ve kapitalistlerin yukarıda yazılı nutukları yeni değil. Dolayısıyla bu nutuklara yeni bir kaynaktan cevap vermek zorunda değiliz. Doğan Avcıoğlu, Türkiye aydınının cehaletle savaşının Spartaküslerindendi. İşçi sınıfının bir sosyalist devrim için yetersiz olduğu yıllarda, işçi diktatörlüğüne hızlı bir geçiş için sosyalist bir askeri devrimin (askeri müdahalelerin her zaman için kötü olduğu düşüncesine 74’te Karanfil Devrimi öldürücü darbeyi vurdu) mümkün olabileceği düşüncesiyle, Türkiye fikir tarihindeki en etkili olmuş dergiyi, Yön’ü çıkardı. Yön, yıllarca tüm devrimci akımlardan insanların, hem orada yazdıkları, hem fikir danıştıkları uğrak noktası oldu. Çıkardığı bir diğer dergi ‘Devrim’ için de aynı şey geçerliydi.

Başyapıtı "Türkiye’nin Düzeni; Dün, Bugün, Yarın’ı" 1968’de yayınladığında, kitabın ilk bölümünde emperyalizm meselesi tarihinin derinliklerine dalıyordu. Yukarıda bahsettiğim serbest piyasacıların aksine, Batı ülkelerinin, zaten geliştiklerinden sonra da devam etmiş sömürgecilik yıllarını esas alarak ‘geliştiği için sömürdüğü’ kanaatine değil, emperyalizmin tarihsel dönüm noktalarına bakarak sömürdüğü için geliştiği kanaatine varıyordu.

Emperyalizm tarihinde yüz adımlık bir mesafe kat edilmişse, bu mesafenin elli adımlık bir kısmı tek bir seferde atılmıştı; coğrafi keşifler. Bu keşifler, emperyalizm tarihinde bir köşe taşı olmuştu ve eğer durum serbest piyasacıların söylediği gibiyse, bu taşı döşeyecek ulusların, sonrasında sömürecekleri medeniyetlerden daha gelişmiş olmaları beklenirdi. Oysa durum bunun tam tersiydi. Coğrafi keşifler başladığında, keşifleri başlatan uluslar, sonradan kendi besi çiftliklerine dönüştürecekleri uluslardan gerideydiler. "O tarihlerde (keşifler başlamadan önce) biz Batı’ya değil, Batı bize el açmaktaydı" diyor Avcıoğlu, ve örneklendiriyor; "Fransa kralı Francois I, Osmanlı Devleti’nden 2 milyon düka borç ile cephane, at ve savaş gemisi istemekteydi. Akdeniz adaları ve İtalya, açlıktan ölmemek için Türk buğdayına muhtaçtı. Kraliçe Elizabeth, Türklerin yün boyama tekniğini çalmak ve İngiltere’ye Türk işçiler kaçırmak amacıyla İstanbul’a ajanlar gönderiyordu. Fransız yazarı Braudel’e inanmak gerekirse, Kral Henry VIII, Kanuni Sultan Süleyman zamanında, Türk hukuk sistemini incelemek üzere İstanbul’a heyetler yolluyordu." Burada ‘Türk’ derken kastedilenin, heterojen Osmanlı halklarının tümü olduğu ve bugün, bu halkların kurdukları devletlerin çoğunun bir Batı ülkesinin oyuncağı olduğu düşünülürse, bunlardan bahsetmemin nedeni daha da netleşecektir.

Keşifler, Portekizlilerin 1418'de, Dom Henrique isimli bir denizciye, Afrika'nın Atlantik kıyılarını inceletmesiyle başladı. 1488'de Bartolomeu Dias isimli bir başka kâşif, Hint Okyanusu'na ulaştı. 1492'de Kristof Kolomb'un Atlantik'i geçerek Hint Adaları'na ulaşmak için batıya yelken açma planı finanse edildi.  Columbus, her ne kadar keşfedilmeye başlanmış ve 500 yıl kadar önce İskandinavlar tarafından geçici olarak sömürgeleştirilmiş olsa da, ismi fazla duyulmamış bir kıtaya ayak bastı. Amerigo Vespucci'nin bu kıtaya seferinin ardından, buraya Amerika adı verildi. 1498'de Vasco da Gama komutasındaki bir Portekiz filosu, Afrika'yı dolaşarak Hindistan'a ulaştı ve Asya ile doğrudan ticaret başlattı. Portekiz'den Kuzey Amerika'ya başka keşif filoları gönderilirken, sonraki yıllarda Portekiz ve Hindistan Armadaları, Güney Amerika'ya da bazen yaklaştı ve bu şekilde Yeni Dünya'nın Asya’yı sömürmesinin yolu daha da açıldı. Güney Atlantik ve Güney Hint Okyanusları’ndaki adalar da böylece keşfedildi. Kısa süre sonra Portekizliler, 1512’de Baharat Adaları'na doğru bir sefere çıktılar ve bir yıl sonra Çin'e indiler. 1513 yılında İspanyol Vasco Núñez de Panama Kıstağı'nı geçerek yeni denizlere ulaştı.

Doğu ve batı keşifleri 1522'de Portekizli denizci Ferdinand Magellan ve daha sonra İspanyol Bask denizci Juan Elcano tarafından yönetilen bir İspanyol seferi ile devam etti. Elcano, batıya doğru yelken açarak dünyanın çevresini dolaşan ilk kişi olurken, İspanyol fatihler Amerika'nın içini ve daha sonra Güney Pasifik adalarından bazılarını keşfettiler.

1495'ten bu yana, Fransızlar, İngilizler ve Hollandalılar, bunları öğrendikten sonra keşif yarışına girdiler. Kuzey ve Güney Amerika'nın Batı kıyılarına çıkan yeni yollar arayarak deniz ticareti üzerindeki İber tekeline meydan okudular. İlk İngiliz ve Fransız seferleri, Kuzey ve Güney Amerika'nın Batı kıyılarından Pasifik Okyanusu'na geçti ve sonunda, Afrika'daki Portekizliler takip edilerek Hint Okyanusu'na; 1606'da Avustralya'ya, 1642'de Yeni Zelanda'ya ve 1778'de Hawaii'ye geçildi. Bu arada Ruslar, 1730'larda Sibirya'nın neredeyse tamamını ve Alaska'yı keşfetti ve fethetti.

Bu keşifler, ilkel ve modern emperyalizmin omurlarıydı.  Peki, bunlar olmadan önce Batı, Doğu’dan daha mı gelişmişti? "Onu Doğu’nun zenginliklerine muhtaç kılan fakirliği, Batı Avrupa’yı denizaşırı seferlere zorlamıştı. Bu keşifleri izleyen sömürge talanı, tüccar elinde önemli sermayenin toplanmasına yol açarak sermaye birikimini hızlandırmıştır" diyor Avcıoğlu. Devamında Türklerin, Batı’ya büyük medeniyet ihraç ettiğini ve burada Türk’ten kastının tüm Osmanlı halkları olduğunu belirtiyor; "Tarih açısından çok kısa bir süre önce Türkiye, Avrupa’nın çok ilerisinde bir gelişme düzeyine ulaşmış bulunmaktaydı. Güney Doğu Avrupa’ya endüstriyi ve şehir hayatını Türkler getirdi. Çiftçiliği ilkel kabile köylülüğünden çıkartıp geliştirdi.

Türkler ırk, ve kan üzerine kurulu olmadıkları gibi, din üzerine de kurulu olmamışlardır."

Keşifler başlamadan önce Batı’nın geriliğini, ve keşifler ve sömürülerle beraber Doğu’yu geride bıraktığını gösteren bir diğer gösterge de, keşiflerin öncesinden bir süre sonrasına kadar, Avrupa’da skolastik düşüncenin hakim olmuş olmasıdır. O zamanlar iki otu birbirine karıştıran her kadın, gökyüzüne bakıp yıldızları gözlemleyen her astrolog, cadı veya kafir oldukları gerekçesiyle yakılmıştı. Gelişenlerin sömürdüğünün bir doğruluk payı varsa bile, bunun tam tersinin doğruluk payı daha yüksektir.

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 33 55
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Alanyaspor 34 48
8. Sivasspor 34 48
9. Rizespor 33 48
10. Antalyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Samsunspor 34 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 34 40
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 33 76
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Getafe 33 43
10. Villarreal 32 42
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 32 37
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@