25.04.2021, 19:07

İki Soru                                                  

Önce birinciyi soralım: Diyelim ki bir şair ya da yazar adına kütüphane açtınız. Kütüphanenin tabelasını görünür bir yere, kütüphane binasının dış cephesine mi asarsınız, yoksa minicik bir levha olarak kitapları yerleştirdiğiniz raflardan birinin önüne mi koyarsınız?

İkincisi...

O şair ve yazarın kim olduğunu, okurun internetten araştırıp öğrenmesini mi doğru bulursunuz, yoksa özgeçmişlerini en azından A-4 ölçüsünde kütüphanenin görünür bir yerine yerleştirmeyi mi?

Örnek vermek gerekirse, Milas’ta açtığımız ‘Gülsüm Cengiz Kütüphanesi’nde kendisinin özgeçmişini kütüphanenin bir köşesine astık. Giriş kapısının üstüne de -adına yakışır- koca bir GÜLSÜM CENGİZ KÜTÜPHANESİ tabelası… Sağ olsun Milas Belediye Başkanlığı…

Ayvalık’ta Orhan Kemal ve Sabahattin Ali adına açtığımız ikişer bin kitaplı kütüphanelerimizde de Orhan Kemal ile Sabahattin Ali’nin özgeçmişlerini astığımız gibi, birden fazla fotoğraflarına da yer verdik. Hem tek hem de aile fotoğraflarına…

İstedik ki kütüphaneye giren her kişi, onlar hakkında kolayca bilgi edinebilsin. Bağyüzü ve Beşiktepe köylüsünün internete girip bu iki yazarın yaşamları hakkında bilgi sahibi olmalarını mı bekleseydik yoksa? Üstelik köyde herkesin bilgisayarı yok ki…

Bergama’nın Tepeköy’ünde ise edebiyat tarihi kütüphanesine Öner Yağcı, çocuk kütüphanesine Aziz Nesin, aydınlanma evine de Feyza Hepçilingirler’in adlarını vermiştik. Her birinin de camlı camekânlı fotoğraflarını ve uzunca özgeçmişlerini özenle yerleştirmiştik. Okur tarafından epeyce biliniyorlar diye özgeçmişe ve fotoğraflarına yer vermese miydik yoksa?

Hangi düşüncenin doğru ya da yanlış olduğu konusunda kesin bir kanıya sahip değilim ama biz adına kütüphane kurulan kişinin özgeçmişinin o kütüphanede bulunmasından yanayız.

Hatta fotoğraflarının bulunmasını da gerekli görenlerdenim.

***

Alman aile, İzmir yakınlarındaki bir turizm beldesine tatile gelmiş. Sabah kahvaltısını havuz başında yaparlarken, dört yaşındaki oğulları dengesini kaybedip havuza düşmüş. Otelin garsonlarından biri hemen suya atlayıp debelenmekte olan çocuğu kurtarmış. Kucağındaki yavrucağı aileye uzattığında ne görsün, anne ve babanın suratı tahmin edilemeyecek kadar asık…

Bozulmuş tabii…

 Anne baba, garsona bunun nedenini açıklamayı da ihmal etmemişler: “Sağ olun ama yanlış yaptınız. Çocuğumuzun kendini kurtarma çabasına engel oldunuz. Bir süre debelenecek ve kendini kurtaracaktı. Sonuçta biz de buradayız, boğulmasına seyirci kalacak değildik. Kurtarmakla çocuğa iyilik yapmış olmadınız.”

Garson, şaşkın bir vaziyette mırıldanarak uzaklaşmış oradan.

***

Bunu bir arkadaşım anlattığında inanamamıştım. Nasıl da öfkelenmiştim o Alman aileye… Çünkü bizim ‘koruyucu- kollayıcı’ bir özelliğimiz var toplum olarak. Çocuklar da hep zor durumlarda aileleri tarafından korunup kollanacağına inanıyorlar tabii ki…

Oysa doğru olan, çocukların kendi çabalarıyla bir şeyleri öğrenmeleri… Her şeyi bizden beklememeliler… Kendi ayakları üzerinde durabilmeliler. Eğitimciler bu görüşü savunuyorlar. Bizler paniğe kapılır, bağırır çağırırdık o durumda. Alman aile ise gayet soğukkanlı.

***

Konumuza dönecek olursak…

Adına kütüphane kurulmuş şair- yazarın özgeçmişi ve fotoğrafı o kütüphanede bulunmalı mı, öğrenme işi okura mı bırakılmalı?

Bu konuda, PEN Türkiye Merkezi Başkanlığı yapmış olan, şair- öykücü-denemeci-oyuncu-dramaturg-yönetmen Tarık Günersel şöyle diyor: “Gençken ‘Okura bırakmalı’ derdim ama çoğunluk zahmet etmez kanımca. O bakımdan fotoğraf ile özgeçmiş hem aydınlatıcı olur hem de şükran belirtisi...”

Türkolog-yazar Feyza Hepçilingirler’in yanıtı da şu: “Hangi okura? Adı caddelere verilmiş şair ve yazarların bile kim olduğunu merak etmeyen okura mı?”

Şair-yazar- gazeteci Gülsüm Cengiz’in düşüncesini de aldım: “Kısa bir özgeçmiş ve fotoğrafın kütüphanede bulunmasından yanayım. Okuyan okur kısa da olsa bilgi edinir. Daha fazla bilgi edinmek isteyen kişi internette araştırır ama o her zaman doğru sonuç vermiyor. Sitenin birinde benim olmayan şiirlere rastladım. Bir başkasında da benim şiirim Gülten Akın’ın şiiri olarak yazılmıştı. Hâlâ düzeltemiyorum o sitelerdeki hataları… Tabelaya gelince, içerde yazılması doğru elbette, ama bir bina içindeyse binanın dışında da kütüphaneye ilişkin bir iz, belirti olması iyi olur.”

Mühendis-besteci-şair Nüket Hürmeriç’e kulak veriyoruz: “Şairin-yazarın adının ve fotoğrafının dış cephede görülür büyüklükte olmasında yarar var. Özgeçmiş çok uzun olmamak kaydıyla görünür bir yerde bulunmalı. Okuru merak ettirecek kısalıkta olmalı ki ayrıntı için kendisi araştırmaya yönelebilsin.  Çünkü herkesin bilgisayarı/internet bağlantısı olmayabilir.”

Köy okullarına ve semtlere 23 kütüphane kurmuş bibliyofil- araştırmacı yazar Hasan Zeki Sungur’un sözleri de dikkate değer: “Adına kütüphane kurulan kişinin fotoğrafı ve özgeçmişinin kütüphanede bulunması, ona saygının bir ifadesidir. Okur için de bilgilendirme açısından kolaylıktır. Ne var ki belediyelerle ortaklaşa yapılan bu kültürel imecede belediye meclisi kararının olması zorunluluğu, milli eğitime bağlı bir kurumda ise eğitim yöneticisinin “Milli eğitime soralım,” gibi formaliteler/engellemeler öne sürmesi, hepimizin malumu… Bu konuda doğru olan, yurt içi ve dışındaki örnekleri gözden geçirmek ve incelemek olmalıdır bence.”

Türk Kütüphaneciler Derneği Genel Başkan Yardımcısı- Yazar Aydın İleri de bu konu üzerine düşüncelerini bizimle paylaştı:

“Kütüphane kimin adına açıldıysa o isme ait tabela kütüphanenin yer aldığı yapının dış cephesinde, en görünür yerine asılmalıdır. Bu yetmez tabi... Kütüphaneye yönlendirme tabelası da kütüphanenin açıldığı yerelin birçok yerinde bulunmalıdır. Afiş ya da levha olarak… Bu geleneksel duyuru yöntemleri dışında yeni medya olanakları web sayfası ve sosyal medya hesapları da etkin olarak kullanılmalıdır. Kütüphaneye adı verilen kişinin/kişilerin kısa özgeçmişleri kütüphanenin iç mekânında görünür bir yerde görünür puntolarla yazılmalı, bu özgeçmişlerin yanında mutlaka kütüphanenin adının verildiği kişi ve kişilerin fotoğrafları da yer almalıdır.”

***

Kitabı, kütüphaneyi, yazarı, şairi sevmenin/sevdirmenin yolu bizim yöntemi tercih etmekten geçiyor bence… Değerbilirlik ve saygı…

Bugüne kadar açtığımız kütüphanelerin tabelalarının büyük ve etkileyici olmasından yana bir politika izledik hep. İzmir’in Konak’ından Bergama’nın Tepeköy’üne 1 x 4 metre ebadında tabela taşıdık. Çünkü o tabelada Aziz Nesin, Feyza Hepçilingirler ve Öner Yağcı’nın adı vardı.

Yaptığımız işin önemsenmesine ilişkin bir politika bu. Bence herkes bu işleri önemsemeli. Kitapların önüne laf olsun kabilinden küçücük bir levhanın konduruluvermesi iş bilmezlik değilse de değerbilmezliktir. Hatta saygısızlıktır.

Neden bu konuyu büyüteç altına aldığımıza gelince... Elbette yaşadıklarımız, elbette tanıklıklarımız…   Bugüne kadar 49 kütüphane açmışız.

İzin verin de söyleyeceklerimiz olsun…

Yorumlar (5)
Abdulaziz ediz 3 yıl önce
Recaibey yaptiginiz calismalardan dolayi kutluyorum yapilan isin bilinirligini saglamak yapilan calismalarin surdurulebilirligin saglamak ve benzer calismalari tesvik etmek icin disarda ve icerde bilgilendirme tabela ve belgelerin bulunmasida gereklidir yeni kutuphanelerin acilasi kitab ihtiyaclarinin desteklenmesi vb topluma katki ve destek veren yeni calismalari yapabileceklere ornek olacaktir selam ve sevgilerim
GALİP ÇEVİK 3 yıl önce
Doğan Cüceloğlu 'nun da buna benzer bir anısı vardı. Amerikalı ailenin evinde konuk iken koltuğa çıkamayan bebeğe yardım etmesine aile aynı şekilde tepki vermişti.
VEYSEL ÇILDIR. 3 yıl önce
En çok da söz söylemeye senin hakkın var sevgili dostum.
Bedri Karayağmurlar 3 yıl önce
Bence, Ana girişin uygun bir yerine, abartlı ve süslü olmayan uygun bir yazı konulmalı.
Okuyucu ya da ziyaretçi içeri girdiğinde, kitaplığa yakılır büyükülükte, adına kitaplık kişinin bir portresinin ve kolay okunacak özgeçmişinin konulmasında yarar var.
En önemlisi kitaplığı gerçekleştiren ve destekleyenlere de yer verimeli.
Nicelerine dostum.
Recai Şeyhoğlu 3 yıl önce
Sevgili dostlarım, hepinize çok teşekkür ederim...
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 35 90
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 35 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 35 37
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 35 33
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 35 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 36 43
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17

Gelişmelerden Haberdar Olun

@