11.05.2024, 21:42

Cumhuriyet 100 yaşında; “İzmir Kutlaması”

İzmir, 10 Mayıs akşamında bambaşka bir güzelliğe tanık oldu.

Hava, hiç alışık olmadığımız türden bir mayıs akşamıysa da ne yağmur ne de serinlik engelleyebildi Cumhuriyet gazetesinin düzenlediği 100. Yaş kutlamasını…

Gazetenin genel yayın yönetmeni Mine Esen İstanbul’dan, Ankara Temsilcisi Sertaç Eş, Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri Işık Kansu ile Mustafa Balbay da Ankara’dan gelmişlerdi bu anlamlı-mutlu buluşmaya.

7 Mayıs’tan bu yana hem İstanbul hem de Ankara’da kutlanmıştı 100. Yıl.

Gazetenin Ege Bürosunun ve büyükşehir belediyesinin ev sahipliğinde gerçekleşen gecenin açılış konuşmasını gazetenin İzmir Temsilcisi Mehmet Şakir Örs yaptı. Ardından da Mine Esen ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay…

Cumhuriyet’in 100. Yaş kutlamasının yapıldığı 2024’te, gazetenin genel yayın yönetmenliğine bir kadının seçilmiş olmasının verdiği heyecan, özgüven ve coşku, kutlamaya katılan 300’e yakın okurun/ konuğun gözlerinden okunuyor gibiydi.

Şurası bir gerçek ki hiçbir gazetenin okuru, gazetesine Cumhuriyet okuru gibi bir aidiyet duygusuyla bağlı değildir. Bunu bilir, bunu söylerim!

Uzağa gitmeye hiç gerek yok, en azından ben böyleyim.

Askerlik arkadaşlarım bilir, dinlenme arasında koşa koşa kantine gidip Cumhuriyet alıp dönmüşümdür bölüğüme.

Bu bana baba ocağından mirastır. Evimize Akşam, Cumhuriyet ve Son gazetesi girerdi çünkü.

Babam, Salihli’de olsun, İzmir’de olsun, Bergama’da olsun ceketinin ya da paltosunun cebinde ‘Cum’u dışarıda kalacak şekilde taşırdı gazetesini. Kimliğini ilân eder gibi…

Kitap fuarındaki bir imza günümde ziyaretime gelen gıda mühendisi olmuş öğrencim Özge Özaskan’ın yanındaki eşine “Her sabah derse girince 15 dakika Cumhuriyet gazetesi okuyan öğretmenim, işte bu!” diye beni eşiyle tanıştırmasını ise her daim anımsarım.

Limontepe, Cennetçeşme, Bozyaka, Yurtoğlu gibi semtlerde gözüme kestirdiğim kahveleri birer aylığına sürdürümcü yaptığım günleri de unutmuyorum hiç. Limontepe’deki Tuncelili bir kahvecinin “Hayrola hocam, gazete parti mi kuracak yoksa?” deyişini ve gülüşümü de…

Eş, dost ve akrabalarımdan aldığım birer aylık Cumhuriyet parasını iletişim kurduğum kahveye gidip teslim ediyor, her gün gazete almalarını, bunu da haber yapacağımı söylüyordum.

Nitekim her Çarşamba ve Perşembe günü Deniz Som’un köşesinde Cumhuriyet adına ne yaptığımızı anlatıp duruyordum. O günleri Şair- Yazar Ferhat İşlek’in yayına hazırlamasıyla 'O Günlerden Kalanlar' adıyla kitaplaştırdım bile… (Bassaray Matbaacılık ve Yayıncılık- 2017- İzmir)

Düşünebiliyor musunuz, İzmir’de hiçbir kişinin ve oluşumun başaramadığı iki etkinliği bizler İzmir CUMOK olarak düzenlemiştik. Uğur Mumcu’yu Anma Gecesi ve Ruhi Su’yu Anma Gecesi… İsmet İnönü Sanat Merkezi, her iki gecede de dolup taşmıştı.

Fuar Göl Gazinosu’ndaki yemeğimiz ve Şirince kültür gezimiz de unutulacak gibi değildi. Aydın Engin’i ise Elektrik Mühendisleri Odası’nda düzenlediğimiz bir söyleşiye davet etmiştik.

Gazeteye olan aşkımız bir başkaydı.

Kardeşim Ali Şiri’nin ve patronu olan Alp’in şirket olarak bize olan katkılarını unutmam olası değil… Ahmet Ayçiçek’i de…

Günlük bir gazetenin (Aydınlık) İzmir Temsilcisi bile bizim İzmir CUMOK yönetiminde bulunmak istiyordu. Onu ise hâlâ anlamış değilim.

"Ben 30 yıllık Hürriyet okuruyum" ya da "40 yıllık Milliyet okuruyum" demez hiç kimse ama kasıla kasıla “Ben 40 yıllık Cumhuriyet okuruyum” diyenler çoktur.

Cumhuriyet ile okuru arasında anlatılmaz/ anlaşılmaz bir bağdır bu! Kim bilir belki de kan bağı!

Saygınlığı hiç tartışılmayan bir gazetenin okuru olmak gurur verici!

Cumhuriyet’te çıkan bir haberin ya da fotoğrafın inanılırlığı/ güvenilirliği ise hiç tartışılmıyor zaten…

Hangi köşe yazarının bir yazısında dizgi hatası bulabilirsiniz dersem, buna vereceğiniz yanıt muhtemelen değil, kesinlikle “bulamıyorum” şeklinde olacaktır.

Çünkü dil bilinci kök salmıştır bu gazetenin çalışanında ve okurunda. Manşetler ise sansasyonel değil; sade, çarpıcı ve güven vericidir.

35 yıldır girip çıkıyorum İzmir Bürosu’na. Gazetede kimi görsem aileden birileriyle görüşüyormuş gibi bir hisse kapılmışımdır hep. Öyle bir güven almış güven vermiş olmalıyım ki idari ve mali işler sorumlusu İsmail Çetinkaya bana “Recai abi” deyip sarıldığında kendimi kardeşimle/ bir akrabamla sarılmışım gibi hissediyorum.

Rahmetli Necati Aygın ile de çok güzel bir dostluğumuz vardı.

Yıllardır görmediğim eski bölge temsilcisi Serdar Kızık’la iki ay önce karşılaştığımızda aramızda geçen eskiye dair minicik limoniliği bile unutuverdim örneğin...

10 Mayıs, alışageldiğimiz bir mayıs günü değildi. Serin, rüzgârlı ve yağmurlu…

Katılım daha da kalabalık olurdu aslında, çünkü CUMOK günlerimizde hep elimden tutan Erdal Karademir, köylüm Yunus Kırılmış, yarım asırlık dostum Hakkı Ülkü, can kardeşlerim Özcan Durmaz, Ardahan Totuk, aslan abim Fahir Işıksız, Serdar Kızık, posbıyık başkanım Semih Balaban, bendeki sevgisi hiç eksilmez Mehmet Gönenç, Çetin Akın vb. bizleri mümkünü yok yalnız bırakmazlardı…

O akşam kimlerle mi birlikteydik?

Ahmet Gürel, Aziz Kocaoğlu, Mehmet Emin Elmacı, Mustafa Aydın, Halide Cirit, Sefa Taşkın, Gökhan Bal, Kemal Kocabaş, Ertuğrul Tugay, eski muhabirlerden Asuman Abacıoğlu ve eşi, Semih Girgin, Nejat Yentürk, Selen- Ahmet Öküzcüoğlu, Musa Çam, Kani Beko, Dilek Gappi, Kazım Umdular, Şenol Aslanoğlu, Hüseyin Sezer, Suavi Yardımoğlu, Çetin Köker, Seda Gök, Atilla Köprülüoğlu, Hayrettin Çakmak, Oktay Kaynak, Tuğrul Keskin, Cengiz Onur, Altan İnanç, Osman Akbaşak, Şükrü Kocagöz, Çetin Gürel, Yağmur Beril Varol, Yücel Erten, Nilüfer Çınar Mutlu, Helil Kınay, Alim Karaca, Ünal Işık, Efdal Sevinçli, Hidayet Karakuş, A. Muzaffer Tunçağ, Nüket Hürmeriç, Yücel Erten, Ünal Ersözlü, Murat Demircan, Aybala Yentürk, Devrim Barış Çelik, Mahir Dinç, Elif Demirci, Serkan Aksüyek ve adını anımsayamadığım her biri birbirinden değerli diğer güzel dostlarla…

Kani Beko, gözümde yine milletvekili gibiydi. CHP’deki emekçilerin sesi soluğu bilmişimdir hep onu. Musa Çam gibi…

Çok sayıdaki çelenkler ise gülümsüyor gibiydi…

Beni “Ortadoğunun ve Yakındoğunun en büyük kütüphanecisi” ilân eden Bergama’nın eski belediye başkanı Sefa Taşkın, ona benzer sözlerle kütüphaneciliğimize övgü düzen Mustafa Balbay, yaramaz öğretmenlik yıllarımı Mine Esen’e ve Balbay’a anlatan Serkan Aksüyek’i sarılıp kucaklasa mıydım acaba?

Her birinin sözlerinden mutluluk payı çıkardım kendime.

Ne zamandır görmediğim Aziz Kocaoğlu’nun sıcak seslenişi, sarılıp kucaklaşmamız ise bana uzun süren dargınlıkların eski dostlukları zedeleyemeyeceğini öğretir gibiydi.

Hayret! Gecemize Tunç Soyer katılmamıştı! Nedendi acaba?

10 Mayıs, İzmir’in güzellerini bir araya getirdi özetle.

Her günün 10 Mayıs olmasını istiyor insan, CUMOKLAR’ı görünce…

Günün birinde belediye başkanı olsam, yoksulların evlerine çorba taşımak yerine her eve bir Cumhuriyet gönderirdim.

Tasarruf tedbirleri adı altında da belediyeye alınan Cumhuriyet’i de iptal etmezdim.

Genel yayın yönetmeni olsam ise, okurlarına uzun uzun tümcelerle değil de kısa tümcelerle seslenmesini isterdim Şükran Soner’in.

Zülal Kalkandelen’le Örsan Öymen’i ise her yazısından sonra yanıma kahve içmeye davet ederdim.

Bulmacanın basitliği konusunda da (Pazar gününün bulmacası hariç) uyarmak isterdim ilgili arkadaşı…

Ben hiçbir gazetede Özdemir İnce kadar özgüveni yüksek bir köşe yazarına rastlamadım bugüne değin. Erdal Atabek kadar ‘genç’ yazana da…

Üşenmeyip arada bir telefon açıyorum zaten. Kutluyorum, sevgilerimi iletiyorum kendisine.

Kısa kısa tümceleriyle mest ediyor beni. Şükran Hanım, onu hiç okumuyor mu acaba diye de sorasım geliyor.

Murat Ağırel ve Barış Terkoğlu’daki yüreğin de kaç okka geldiğini elbet öğreneceğim günün birinde.

Orhan Bursalı’yı okuyunca zaman zaman Celal Şengör’ü görür gibi oluyorum, kendimi arada bir de üniversite araştırma görevlisi gibi duyumsadığım oluyor.

Cumhuriyet’in ağır toplarından o!

Gazetenin her bir köşe yazarı için güzelleme yapacak halim yoksa da aklıma geliverenleri yazmayı da ihmal etmeyeyim dedim.

Cumhuriyet, her haliyle/ yaşanmışlığıyla ve belki yaşanacak olanlarla da başka bir gazete!

Okumak yetmez, okutmak da gerek!

Bu, Cumhuriyet okurlarının vazgeçilmez bir görevi olmalı.

Bunu bilir, bunu söylerim!

Sözcü ve BirGün’ü de ihmal etmemeli derim.

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Fenerbahçe 16 36
3. Trabzonspor 16 35
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 16 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sakaryaspor 17 22
13. Sivasspor 17 21
14. Van Spor FK 17 21
15. İstanbulspor 17 21
16. Manisa FK 17 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 17 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 16 25
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 16 18
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@