20.08.2021, 14:54

Kapitalizmden Yeni Bir İtiraf; Mark Carney Endişeli!

Küresel kapitalizmin içinde bulunduğu kriz derinleşmeye devam ettikçe, temsilcilerinin itiraf niteliğindeki açıklamaları da artıyor. 2020 Davos zirvesi öncesi ortaya çıkan ‘Milyonerler, Yabalara Karşı’ bildirisinden, insanlığın sonu gelene kadar liberalizmle yönetilmesi gerektiğinin manifestosunu yazan Fukuyama’nın u dönüşünden, WEF raporlarında her yıl geçen ‘kriz derinleşti’  cümlesinden, Financial Times’ın özelleştirme odaklı Friedman modelinin öldüğünü ilan etmesinden ve daha nicelerinden bahsetmeye çalışmıştım.

Tam bir hafta önce Laurence Miall isimli Kanadalı bir gazeteci, Mark Carney’in yeni kitabı ‘Value(s): Building a Better World for All’ hakkında bir değerlendirme yazısı yazdı.  Miall, çok farklı fikir yapılarına sahip gazete ve dergilerde yazılar yazmış bir gazeteci. Hepsinin tek ortak noktası çok köklü yayınlar olması. Carney ise eski Kanada Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankası başkanı. Harvard ve Oxford’da ekonomi eğitimi almış, Kanada Liberal Partisi üyesi.

Miall, Carney’in kitabında bahsettiği bir durumu tek cümleyle özetliyor önce; ‘’Bu temel sosyal sözleşmenin (kapitalizmin kurallarının) bozulduğuna dair artan bir his var. Bu rahatsızlık, sabit verilerle destekleniyor. Toplumlar içinde, neredeyse istisnasız olarak, hem nesiller içinde hem de nesiller arasında sonuçların eşitsizliği gözle görülür şekilde arttı.’’

Miall’e göre Carney, ekonomilerimizin “adalet, dayanışma, dayanıklılık, sorumluluk, sürdürülebilirlik, alçakgönüllülük ve dinamizm” değerlerine göre yeniden tasarlanmasını istiyor. Carney’in ‘Kapitalist ekonomi ilk kez ne zaman ahlaklı oldu?’ sorusunun peşine düştüğünü söylüyor.

Carney, genç Fransız ekonomist Thomas Piketty'nin on dokuzuncu yüzyıldaki nispeten düşük vergi seviyelerine ilişkin ayrıntılı araştırmasına atıfta bulunmuş.  Fakat kitabının başka yerlerinde eşitsizliğe odaklanmasına rağmen Carney,  tuhaf bir şekilde Piketty'nin daha ünlü yirminci yüzyıl kapitalizmi analizinden tamamen kaçınmış ki o da şudur; sermaye getiri oranı, ekonominin büyümesinden daha büyük olduğunda, toplumdaki eşitsizlik artar.

Piketty, kapitalizmin İkinci Dünya Savaşı sonrası altın çağındaki ekonomik büyümenin sermaye getiri oranını geride bıraktığını ve böylece milyonlara artan refah sağladığını savundu. Hükümetler, tüm sınıflara üretim ve tüketim malları kazandırdılar. Sonuç olarak çok sayıda insan daha iyi yaşam beklentilerine sahip oldu. Örneğin Fransa'da , Piketty'nin gösterdiği gibi, ‘’1950 ile 1983 arasında, nüfusun büyük çoğunluğu için gelirler yılda neredeyse yüzde 4 oranında istikrarlı bir şekilde artarken, en yüksek gelirliler için bu oran yüzde 1’di.’’ Benzer durumlar tüm batı ülkelerinde görülüyordu.

Carney, savaş sonrası döneme kıyasla zenginlerin getirilerindeki büyük artışın kanıtladığı gibi, mevcut çıkmazımızın gerçekliğiyle yüzleşmeye de hazır değil. Bugün Bezos, Elon Musk, Mark Zuckerberg ve diğer milyarderler daha az açgözlü olmaya ve diğer herkesle daha fazlasını paylaşmaya nasıl ikna edilebilirler?

Carney, neoliberalizmin sonuçlarına üzülüyor ama onun doğuşuna başkanlık eden iki politikacıyı övüyor; Thatcher ve Reagan. Bu isimlerden kırk yıl sonra Carney, neoliberalizmin elinin çok fazla güçlendiğini görüyor. Önemli piyasa aktörlerinin adalet, dayanışma, esneklik, sorumluluk, sürdürülebilirlik, alçakgönüllülük ve dinamizm değerlerini benimsemesi gerektiğini savunuyor.

‘Böyle etik şirketlerin var olabileceğini kabul etsek bile, hala büyük sosyal ve çevresel sorunlara neden olan etik olmayan şirketler ne olacak?’ diye soruyor Miall. Halka açık şirketlerin görevi elbette hissedar değeri yaratmaktır. Carney, bu amacın diğerlerine kıyasla öneminin azaldığını, ancak iddiasını destekleyecek çok fazla kanıt bulamadığını öne sürüyor.

Carney, bir noktada, Anglosakson gıda şirketi Unilever'in, dünyanın durumunu iyileştirme çabalarına ilişkin yıllık raporlarla 2010'dan beri bir Sürdürülebilir Yaşam Planına sahip olduğunu bize bildiriyor. Yine de Unilever'in siciline üstünkörü bir bakış bile çok farklı bir hikaye anlatıyor.

2017'de Unilever, ketçaplardaki, şampuanlardaki, diş macunlarındaki ve benzerlerindeki gibi "geri dönüştürülmesi zor" plastik kapların yeni ürünlere dönüştürülmesini sağlayacak bir "radikal geri dönüşüm süreci" duyurdu. Ancak Reuters, bu yılın başlarında Unilever'in Endonezya'daki geri dönüşüm tesisini araştırdığında, kâr dürtüsüyle hareket etmesinin belirlediği çalışma koşullarıyla COVID-19'la mücadeleyi aksattığını tespit etti. Şirket, çok abartılan geri dönüşüm deneyinin başarısı hakkında herhangi bir bilgi vermeyi de reddetti.

Miall, Carney’in kitabıyla ilgili bir başka gazetedeki başka bir eleştiriden bir alıntıyla yazısını bitiriyor; ‘İş dünyası liderleri Covid-19'dan önce, bu şeylere (yani insani değerlere) uzun zamandır sözde hizmet veriyorlardı. Fakat bence, gezegenin ölümünün bile onları paylaşmaya, daha azını kabul etmeye ikna edeceği kesin değil.’

Carney’in kitabının bu içeriği, (eğer Miall’in, kapitalizmin kurallarının bozulmasıyla ilgili cümlesi, onun bir yorumu değil de Carney’in kitabından yaptığı doğrudan bir alıntıysa içinde bir itirafı da bulunduran) sosyalistlerin elinde yeni ve sağlam bir koz niteliğindedir. Liberal politikacıların ve aydınların söyledikleriyle liberal kurumların ve sermayedarların yaptıklarının birbirinden çok farklı olması gibi kitaptaki çelişkiler de, (aynı ekonomistin teorilerinin sadece işine gelen kısmı kullanması, neoliberalizmden rahatsız olurken hayata geçirenleri övme, Uniliver çelişkisi gibi) Carney gibi temsilcilerin kaçak dövüşüne iyi bir örnektir. Sermaye sınıfının ve temsilcilerinin günümüzde artık amacının, geçerli düzenin ölmeden önce mümkün olduğunca fazla yaşatılması olduğu, Carney’in dilinden ve içerikteki çelişkilerden anlaşılabilir. Bununla beraber, Carney’in başka endişeleri de vardı. Türk liberali Marx’ı  bir deli, marksizmi de ölü bir ideoloji, bir din ilan ededursun, 21. yüzyıl liberal iktisatçısının Allah’ı Carney, 2018’de yakın tarihte marksizmin yükseleceğine dair uyarılarda bulunmuştu. Carney, "eğer tekstil üretimi yerine platformları, buharlı makineler yerine öğrenebilen makineleri, telgraf yerine Twitter'ı koyarsanız, 150 yıl öncesiyle - Karl Marx'ın Komünist Manifesto'yu yazdığı zamanla tamamen aynı dinamikler oluşmaktadır" demişti. Ayrıca 2008'den beri ücretlerdeki yavaş artışın, 19. yüzyıldaki deneyimin bir benzerinin tekrarlanmakta olduğunu gösterdiğine işaret etmişti(2).

1. https://jacobinmag.com/2021/08/mark-carney-capitalism-neoliberalism-value-book-review

2. https://haber.sol.org.tr/dunya/ingiltere-merkez-bankasi-baskanindan-uyari-marksizm-yeniden-yukselebilir-235157

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@