21.10.2021, 10:18

DÜM

"Dağlı Mangal’da bir akşam yemeğinden…"

19 Ekim’in heyecanını, coşkusunu 2002’de Bergama’nın Hacıhamzalar’ında yaşadım ilk kez.

Vali yardımcısı, kaymakam, il milli eğitim müdürü, ilçe milli eğitim müdürü, sendikacılar ve çevre köy muhtarlarıyla 3600 kitapla bir kütüphane açmıştık o gün.

Rasime- Recai Şeyhoğlu Kütüphanesi…

Annem, kemoterapi  görüyordu o günlerde.

Açılışta Pir Sultan Abdal’dan deyişler okuyan ve bir türkü söyleyen de annemdi o gün. Canım babam ise yılların hayat arkadaşı/ amcasının kızıyla gurur duyuyordu. Annemin söylediği türkülere ve deyişlere, semah dönmesine hayran bir kocaydı babam.

19 Ekim 2002’yi hiç unutamıyorum.

19 Ekim 2021 sabahı Hacıhamzalar’ın muhtarı Ahmet Kara’yı arayıp muhtarlar gününü kutlarken "Mehmet Erpulat’ın mezarına gidip benim için de hayır dualar okuyuver Ahmetçiğim." dediğimde gözlerim yaşla dolmuştu. Ahmet muhtarım da sanki ağlar gibiydi.

Mehmet Erpulat’ın damadıydı Ahmet Kara.

Hacıhamzalar’ı nasıl unutabilirim ki…

Üstelik bir de bir dönümlük toprağım var orada. İçinde fıstık çamları olan, meyve ağaçları bulunan…

2004’te almıştım orayı.

O günlerin kaymakamı hayretle sormuştu. "Kozaklılar bir metrekare toprak satmazlarken sen nasıl aldın o araziyi?"

Şaka maka, Bergama’nın 11 köyüne kütüphane açmışız.

Çok sayıda köyünü ziyaret etmiş, muhtarlarıyla görüşmüşüm/ konuşmuşum.

Benim Bergama aşkımı bilmeyen dostum yoktur zaten…

O araziyi ne diye aldığıma gelince…

İstanbul’dan, Ankara’dan ve yurdun dört bir köşesinden ozan- yazar arkadaşlar gelecek, köyün ekmeğini yiyecek/ havasını soluyacak ve burada öyküsünü/ romanını yazacak. Akşamları da köy kahvesine çıkıp köylüyle konuşacak, onlara edebiyatla/ bilimle ve sanatla ilgili bildiklerini aktaracak. Köye kültür tohumları ekecek.

Benim 1008 metrekarelik toprağımın üstünde kurulacak olan evimin Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Sait Faik Abasıyanık adlı odalarında konaklayacaklar, Yaşar Kemal adı verilen bahçesinde  çay – kahve içecekler, canları istedikçe bahçedeki meyvelerden koparıp yiyecekler, öte yandan da çiçeklerin suyunu verecekler, türküler söyleyecekler, şiirler okuyacaklar.

Dört bir kenarı çevrili bahçede soyunup güneşlenebilecekler de…

Akşam üzerleri Rodrigo’nun Gitar Konçertosu, Beethoven’ın Ayışığı Sonatı, Vivaldi’nin Dört Mevsimi çalarken onlar da kuşların sesine kulak verecekler.

Öğle vakti ise Ruhi Su türküleri ile kendilerine halk müziği ziyafeti çekecekler.

Zaman zaman Elvis Presley’den, Tom Jones’tan, Edith Piaf’tan, Tina Turner’dan ezgilerle geçmişe doğru bir yolculuğa çıkarcasına nostalji yaşayacaklar.

Hergün gelen üç dört gazeteyle olup bitenlere kulak kabartacaklar.

Ama bu evde, yani DÜM’de ( Düşünce Üretim Merkezi’nde) kimse televizyon izleyemeyecek. Çünkü DÜM’de televizyon olmayacak.

Arada bir çevre köylere ziyaretler gerçekleştirilecek.

İlkokula giden öğrencilerin arzu edenlerine Türkçe- Dilbilgisi verilecek.

Evde yapılan yemeklerde kullanılan yağ, yumurta, tavuk eti ve yoğurt illâ Hacıhamzalar marka olacak. 

Konaklanılan süre içinde gerekli olan her malzeme köyden sağlanmaya çalışılacak.

***

Hacıhamzalar DÜM, Kozak Yaylası’nın cazibe merkezi durumuna getirilecek. 

Burada yapılan aktiviteler Bergama ve Ayvalık’taki kültür merkezlerine bildirilecek. 

Haftada bir çevre ve doğanın korunması/ geliştirilmesi konusunda söyleşiler düzenlenecek.

Viyolonsel dinletisi gerçekleştirilecek. İllâ viyolonsel!

Kozak, Bergama’nın yeşil cenneti…

Ozanların, yeşil cennetle ilgili yazdıkları şiirler, köyün kahvesine/ bakkalına ve köye giriş ve çıkışlara  asılarak şiirin bu topraklara kök salması sağlanacak.

Bahçenin uygun bir köşesine  de mini  etnoğrafya  müzesi kurulacak. Müze değilse bile ona benzer bir kültür mekanı…

***

DÜM, benim için bir düş!

Ben düşlerin/ projelerin peşinde biriyim.  Biliyorum ki her düş, gelecekte bir cisme dönüşecek.

Öne doğru attığınız her adım, elbette birilerinin dikkatini çekecektir.

Bu projeyi ilk kez dile getirdiğimde Bergamalı işadamı/ siyasetçi Özcan Durmaz "Taşlar benden!" demişti, Alsancak’taki bir kitap tanıtma kokteylinde.

20 Ekim akşamı Yılmaz İstanbullu, Hasan Zeki Sungur, Özcan Durmaz ve bir bürokrat dostumuzla  Balçova’da  Dağlı Mangal’da bir araya geldiğimizde  kâh anılara daldık kâh kimi can yakıcı sorunlara…

Can yakıcı sorunlardan biri "eğitim" sorunuydu.

Özellikle de içimizi yakan konu, "taşımalı eğitim"di.

Şimdi köylerde  İstiklal Marşı okunmuyor. Köylü, kafasının takıldığı bir konuyu lojmanda oturan öğretmene  gidip sormuyor. Ulusal bayramlarda öğretmen ve öğrenciler  köyün içinde düzenli sıralar halinde yürüyüş yapmıyor artık.

Çünkü köyler ışık saçan öğretmenden mahrum.

Binlerce köy okulu kapalı. Binalar çürümeye terkedildi. Ulusal servet göz göre göre ölüme terkedilmiş gibi.

Sabahın erken saatlerinde köy çocukları dolmuşlarla merkezi okullara taşınmakta.  Burnunun dibinde okul varken köyün dışında bir yerlere okumaya giden yüzbinlerce çocuk…

Köyler, kuşlar gibi cıvıldaşan öğrencilerden yoksun.

İktidarın yanlış eğitim politikası nedeniyle.

Her iş başına geçen milli eğitim bakanı müfredatı değiştiriyor. Oysa müfredatını hiç değiştirmeyen ülkeler de var. İkide bir değiştirilen müfredatla ne amaçlandığını bize birilerinin yüksek sesle söylemesi gerek. 

Valibrin içmiş gibiyiz. Durgun, sessiz ve tepkisiz.

Oysa işin ucundaki çocuklar bizim yarınlarımız!

Onlar bizim geleceğimiz!

Geleceğimiz olan çocuklarımızın sabahın kör saatinde uykulu uykulu gözlerle servis araçlarında dağ /dere/tepe yolculuğa çıkması, paydos sonrasında yorgun argın köye dönmesiyle daha iyi bir gelecek düşleniyorsa, bunun aldatmaca olduğu haykırılmalıdır.

Yapılan eziyettir. Bedenen ve zihnen çocuklarımızı  hırpalamaktır bunun adı.

Köylerden öğretmenin çekilmesi  Victor Hugo’yu anımsatıyor bana.

"Her köyde ışık yakan bir öğretmen ve o ışığı söndürmeye çalışan bir papaz bulunur."

Yağmurun bir doğa olayı olduğunu anlatan öğretmen yerine, duayla yağmurun yağacağına inanan   hocalara bırakılmıştır köyler.

Meteoroloji denilen bir bilim varken, hava durumunu  meteoroloji raporlarına bakarak takip etmek varken kuraklığa karşı hâlâ yağmur duasına çıkılıyor olması, Bangladeş ve Pakistan düzeyinde olduğumuzun bir göstergesi gibi…

Köy okullarının kapalı tutulması, kırsalın öğretmenden mahrum kalması ülkemizin gelişmesi/ ilerlemesi adına atılmış bir adım olamaz. Bunu görmek gerek!

Annelerin, babaların, öğretmenlerin,  sendikaların, muhtarların ve eğitime kafa yoran herkesin Victor Hugo’nun sözlerinin ne anlama geldiğini düşünmesinde sayısız yarar var.

Kırsal, bilimin aydınlığından yoksun bırakılıyor.

Kırsalın cahilleştirilmesi, iktidarın ömrünü uzatıyor.

***

Düşünce Üretim Merkezleri, Hacıhamzalar ‘da benim bir projem. Kırsala ışık saçacak bir özgün proje…

Becerebilir miyim bilmem.

Şu da bir gerçek ki bu proje kitleselleşmedikçe düş olmaktan öte geçemez.

Başarıya ulaşması el ele vermekten geçiyor.

Biz deneyeceğiz.

Ne sonuç alırız?

Ona da bir fıkrayla yanıt vermiş olayım.

Karıncaya sormuşlar: Orman yangınını taşıdığın bir damla suyla mı söndüreceksin?

"Hayır" demiş karınca.

‘"Hayır ama hiç değilse tarafım belli olsun."

Yorumlar (1)
Aysel Korkut 2 yıl önce
Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Sait Faik Abasıyanık adlı odaları ile Yaşar Kemal bahçesi çarptı beni. Hayallerinize sağlık. Bir an önce bu hayalinizin de diğerleri gibi gerçekleşmesini diliyorum.
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 32 48
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 32 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Keçiörengücü 30 36
12. Şanlıurfaspor 30 34
13. Ümraniye 30 34
14. Manisa FK 30 33
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 30 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 31 57
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 31 17
20. Almeria 31 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@