01.02.2022, 18:33

Ayvalık'ta İspanya'nın Renkleri...

Basklı bir baba ile Galiçyalı bir annenin çocuğu olarak Madrid'de doğan Ana Gomez de Pablos, hayatının büyük bölümünü ülkesinde değil Türkiye'de yaşamış gözüpek bir girişimci. 90'larda Taksim'de eğlence sektöründe kendine popüler bir yer edinen Ana, şimdilerde çoğu şehirlinin düşlediği gibi, bir Ege kasabasına yerleşip huzuru seramik atölyesi açarak buldu.

1994'te Türkiye'ye yerleşen Ana Gomez de Pablos, uzun yıllar Taksim ve Galata'da çeşitli mekanlar işletti. O yıllar Taksim'de gece ve eğlence hayatına aşina olanlar veya yeni başlayanlar muhtemelen iyi hatırlar; 90'lara kadar pavyonları, 3.sınıf otelleri ile pek de tekin bir yer olmayan Taksim'de hayat 90'ların ortalarından itibaren hızlı bir değişim geçirdi. Kemancı, Hayal Kahvesi, Karavan gibi mekanlar Taksim'e cıvıl cıvıl bir gençliği çekmeye başlarken; 2000'lere gelindiğinde İstanbul'daki expatların, üniversite öğrencilerinin ve beyaz yakalıların sayısı hızla çoğalmıştı. İstiklal Caddesi'nden Galata'ya uzayıp giden eğlence hattına İspanyol tatlarını ilk taşıyanlardan biri Ana Gomez de Pablos'tu.

Zaman içinde Beyoğlu'nun çehresi ve insan profili değişirken 90'ların gözde eğlence mekanları birer birer kapandı. Bugün, o dönemi yaşayan kime sorsanız bugünkü İstanbul'u tanımakta zorlanıyor. Ana ise büyükşehir yorgunu olanların yerleşme rüyası kurduğu, Kuzey Ege'nin güzel ilçesi Ayvalık'ta yepyeni bir serüvene başladı.

BİR ÇANTA GÜMÜŞLE BAŞLAYAN TÜRKİYE MACERASI

Ana Gomez de Pablos: "Babam Bask bölgesinden San Sebastian kentinden, annem ise Galiçyalı. Madrid'de dünyaya gelmişim. İstanbul'u tanıyana kadar tüm hayatım Madrid'de geçti. Sosyoloji okuyordum ama erken yaşta çocuk sahibi olunca üniversite eğitimini bıraktım. Açıkçası akademik kariyer yapmak ilgimi çekmİyordu. Önce bir reklam ve tasarım ajansında çalıştım; ardından el sanatları üzerine hem tasarım hem de ticaret yapmak üzere Madrid'de bir dükkan açtım. Malzeme almak için sık sık Afrika'ya, Latin Amerika ülkelerine seyahat ediyordum. Türkiye'ye ilk defa bu amaçla geldim.

1994'te İstanbul'a yerleştim. Bir veya iki sene burada yaşarım diye düşünüyordum ama hayat bambaşka fırsatlar sundu ve kaldım. O zamanlar Taksim'de çoğunlukla rock ve heavy metal dinleyenlerin gittiği mekanlar vardı. Etiler veya Bebek'teki eğlence mekanlarına girmek için ciddi para harcamalıydınız. Taksim ve Galata ise bugünkü gibi modern ve gelişmiş değildi. Makul bir para ödeyerek içki içip dans edebileceğiniz mekan sayısı yok denecek kadar azdı. Bense zengin bir eğlence ve yeme-içme kültürüne sahip olan İspanya'dan gelmiştim. İstanbul'da herkese hitap eden bir mekanın eksikliğini görüyordum. Makul bir para ödeyerek içki içip dans edebileceğiniz mekan sayısı yok denecek kadar azdı. İmam Adnan sokaktaki ilk Madrid Bar'ı bu koşullarda açtım. İşler umduğumdan iyi gidince birkaç yıl içinde İpek Sokak'a taşındık.

Önceleri, çok uzun bir süre hiç müşterimiz olmadı. İspanya'dan getirdiğim dekorasyon malzemeleri, afişler, süslemelerle çok özenerek mekanı dekore etmiştim. Hatta ilgi çeker diye 'Flamenko rock bar' afişleri hazırlatmıştım. Flamenko ve rock'ın aynı cümle içinde yer alması aslında absürt olsa da müşteri çekmek için her şeyi deniyordum. Derken bir gün barın kapısından bir grup İngiliz turist girdi ve o gün talih bizden yana dönmeye başladı."

İngilizler başka turistleri de getirir. Mekan her gün ağzına kadar dolmaktadır. İstanbul'u mesken tutan yabancılar yeni mekanın müdavimidir artık. Hatırı sayılır Türk müşteri de vardır. 90'ların sonu Taksim artık o sefil görüntüsünden kurtulmuş, orta sınıf ve üstündekiler için bir cazibe merkezi olmaya başlamıştır. Beyoğlu Hayal Kahvesi, Jazz Stop gibi kaliteli mekanlar açılmıştır.

Ana Gomez de Pablos: "Yine de o yıllar Türkiye kapalı bir ülkeydi. Yeni olan, yabancı olan ilgi çekiyordu ve böyle bir mekanda olmak sanırım Türklere de cazip geliyordu. İngilizler, İtalyanlar, Fransızlar, Almanlar, adeta Birleşmiş Milletler gibi uluslararası bir sosyal ortam yaratmıştık. Beyoğlu o zaman bugünkü gibi bar ve restorana doymuş değildi. Komşularımız işletmeler değil; o semtin terzisi, kasabıydı. Esnafla dostane ilişkiler kurmuştuk, mesela iyi tavla oynamayı onlardan öğrendim."

Peki, Beyoğlu gibi bir yerde o yıllarda mekan açmak "yabancı" bir kadın için zor olmadı mı, korkup çekinmedi bu "erkek" dünyasına girmekten?

Ana Gomez de Pablos: "Neden korkayım? Gayet rahattım. Zaten İspanyol olduğumu söyleyince etrafımda bir hayran kitlesi oluşuyordu. Çalışıyor ve iyi para kazanıyordum."

Ana için güzel başlayan işletmecilik serüveni bir 10 yıl daha devam eder. 2003 yılının Kasım ayında İstanbul'da Neve Şalom ve Beth Israel sinagoglarına bomba yüklü araçlarla yapılan saldırı ve bu kanlı saldırıdan sadece beş gün sonra Galatasaray'da İngiliz Konsolosluğu'na yönelik yeni bir terörist saldırı kentin tüm huzurunu bozar. Kimse uzunca bir süre İstiklal caddesine çıkamaz. Ana ise Galata'daki yeni mekanını henüz üç ay önce açmıştır.

Ana Gomez de Pablos: "Müşterilerimin yarısı Sefaradlardan (1492'de İspanya'da engizisyondan kaçarak Osmanlı'ya sığınan ve çoğunlukla İstanbul'da yerleşik hayat kuran, bugün sayıları hayli azalsa da varlığını koruyan Musevi topluluğu) oluşuyordu. Herşey bıçak gibi kesilmişti. Çok zor günlerdi. Sonra toparladık, iyi gidiyoruz derken bu kez Taksim ve Galata'da yol çalışmaları, Taksim Meydanı düzenlemesi gibi uzun süren altyapı işleri nedeniyle işler durdu. 2013'te ise ciddi bir iflasın eşiğine geldik. Türkiye'de bir ömür geçirdim. Dile kolay 28 sene. Pek çok kriz yaşadım ve her şeye hazır olmayı öğrendim. Türkiye'de yaşananların yarısı bugün İspanya'da yaşansa insanların korkudan ödleri kopar, yapamazlar. Ama buradaysan korkmuyorsun, alışıyorsun. Ben de alıştım ama artık 50'li yaşlarıma geliyordum. Tüm bu olumsuz olayların üstüne bir de babamı kaybedince depresyona girdim."

Ana, çareyi İstanbul'dan uzaklaşmakta bulur. Babasından kalan bir miktar parayla son durak dediği Ayvalık'a yerleşir. Bir dostunun önerisiyle başladığı çini kursunun ardından seramik öğrenMeye ve üretmeye başlar. Bir zamanlar Giritli kaçakçıların kol gezdiği; bugün hala tarihi dokusunu koruyan Macaron mahallesinde İspanyol'un Atölyesi'ni açar. O gün bugündür, cephesi tarihi Rum evlerine bakan atölyesinde İspanya'nın renklerini, çizgilerini kendi tasarımı olan seramiklere taşıyarak hayatını kazanıyor.

STARBUCKS'IN GELMESİYLE İSTİKLAL CADDESİ DE OTANTİKLİĞİNİ KAYBETTİ

Peki İstanbul'u, Beyoğlu'nu hiç özlemiyor mu?

Ana Gomez de Pablos: "İstanbul benim için kendi evim gibiydi. İlk geldiğim zamanlar bu kadar uzun kalacağımı hiç planlamamıştım. İki sene sonra tam 30 yıl olacak. Sizde nasıl söyleniyor bilmiyorum ama biz İspanya'da hızlı akan zaman için' 'Yağmur gibi geçti' deriz. Türkiye'ye yerleştiğimden bu yana zaman benim için yağmur gibi geçti.

İstiklal Caddesi'nde bir zamanlar vitrinlerinde kadın iç çamaşırları olan, eski dükkanlar vardı. O vitrinleri hatırlayanınız var mı? Benim için İstiklal Caddesi buydu. Ne zaman ki Starbucks, Mc Donalds, Benetton gibi büyük markalar dükkan açmaya başladı İstiklal bence o zaman tüm otantikliğini kaybetti. Artık o İstanbul yok. Sadece İstanbul'a veya Türkiye'ye özgü bir şey değil bu değişim. Dünyanın neresine giderseniz gidin böyle.

Oğlumla birkaç sene önce bir Afrika seyahati yaptık. Afrika'ya 90'lardan beri giderim. Köylerini gezdim, eğlencelerini, otantik danslarını izledim. Oğlumla Senegal'e gittiğimizde ona benim gördüklerimi göstermek istedim ama artık öyle bir dünya yoktu. Dağ köylerine gidiyorsunuz, sizi cep telefonunda tekno müzik açıp dans eden çocuklar karşılıyor. İstanbul'a bugün ne oluyorsa dünyanın her yerinde aynı şey geçerli aslında."

Yorumlar (7)
Suna 2 yıl önce
Üretken ve azimli bir kadini tanimaktan mutluluk duydum sanat her zamangeçerli hangi ilde mekanda olursaniz olun hep kendini belli ediyor çok guzel calısmalrindan bu yazinizla taniştik teşkkueler duygu durgun
Duygu Durgun 2 yıl önce
Çok teşekkürler çok naziksiniz Suna Hanim:)
Juan Bülent 2 yıl önce
Claro que nos conocemos Ana desde Taksim en 2003 :) Los dias del curso espanol en İTÜ Vakfı. Pero me da sorpresa que sus padres son de San Sebastian (pais Basque) y Galica que me recuerda pulpo al la gallega :)) Gracias mucho por este roportaje, carina ! Nos vemos pronto, no ?
Duygu 2 yıl önce
Hola @Juan Bülent que sorpresa! Muchas gracias por tu mensaje. Nos vemos pronto y vamos a visitar Ana!
Kamuran Semra Eren Ayık 2 yıl önce
Kararlı,yaratıcı, çalışkan ve üretken olduğu kadar hayallerinin ardına düşmüş bir kadını okumak umutları çoğaltıyor. Elbette her toplumda kuşaklar arası algılar davranış biçimleri farkı sosyo psikolojik gerçeklik. Ancak Turkiyede ki değişim kültürel güzelliklerden uzaklasma yönünde. Ben hanım efendi gibi bu geri gitmeyi doğal karşılayamıyorum. Böyle bir öyküyü biz okurlarla buluşturan değerli Durgun' a teşekkür ederiz .Kaleminize sağlık...
Muslu ışık 2 yıl önce
Yaratıcılık kendine güvenmeye örnek bir hanımefendi şahane bir hayat ve etkinlik
özgür duygu durgun 2 yıl önce
teşekkürler
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 91
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 34 42
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Karagümrük 33 33
18. Hatayspor 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@