14.04.2021, 10:04

Yemiyoruz Kardeşim!

Kemal Kılıçdaroğlu’nun "Ne darbesi kardeşim, kimse yemiyor artık bu numaraları" sözü çok hoşuma gitti doğrusu.

Dinsizin hakkından imansız gelir sözünü anımsattı bana.

***

TÜİK'in rakamlarına göre son bir yılda yumurta yüzde 64, ayçiçeği yağı yüzde 60, mercimek yüzde 45, zeytinyağı yüzde 34, tavuk eti yüzde 44, un yüzde 24 artış göstermişken iktidarın başındaki kişi televizyonlarda mutlu Türkiye tablosu çiziyor.

11 milyon işsizin yaşadığı ülkemizde TMSF’nin başkanı aylık 45 bin 813 lira, yönetim kurulu üyeleri 43 bin 522 lira maaş alırken ve görevi sona eren üyelere 2 yıl boyunca her ay bu tutarda maaş ödenirken iktidar sahiplerinin 'cambaza bak' politikası prim yapmıyor değil.

104 emekli amiralin yaptığı basın açıklamasına koro halinde tepki göstermeleri bundan!

Anayasal haklarını kullanan, yaş ortalamaları 70 olan, sokağa çıkma yasağı bulunan emekli amiralleri terbiyesizlikle/ edepsizlikle/ darbecilikle ve hadsizlikle suçlayan iktidarın hık deyicisi Sayın Bahçeli, "104’lükler büyük suç işlemişlerdir. Bu suç cezasız kalmayacak. Mavi vatanımızı bu çürüklerle nasıl savunmuşuz? 104 emekli amiral bozuntusunu bir araya getiren, gece yarısı muhtıra içtimasına sokan motivasyon nedir? Cüretlerinin bedelini ödemelidirler. Bu bal gibi darbe çağrısıdır" derken ne kadar da öfkeli… Fırsatını bulsa boğacak gibi her birini…

Dağdaki çobanın bile "Amiraller, denizlerimiz konusunda birer uzman, denizlerimizi ve boğazlarımızı onlardan iyi bilen mi var, tabii ki denizlerimizle/ boğazlarımızla ilgili onlar konuşacaklar!" diye  düşünebileceği bir konuda dağdaki çobandan daha çok okumuş olanlar amirallerin konuşmalarından rahatsızlar.

Sağcı siyaset adamları klasiği…

Sussunlar, konuşmasınlar, bir araya gelmesinler, yürümesinler, itiraz etmesinler, söyleneni yapsınlar!

İstedikleri bu!

Memleket, mübareklerin tarlası/ bahçesi sanki…

"İktidar olmak için gerekirse papaz elbisesi giyilir", "Demokrasi bir tramvaydır. Gideceğimiz yere kadar biner, istediğimiz zaman da ineriz", "Tutturmuşlar laiklik elden gidiyor… Bu millet istedikten sonra tabii elden gidecek yahu! Sen bunun önüne geçemezsin ki… Millete rağmen bu yürümez zaten. Sonra nedir bu laiklik Allah aşkına!", "Hem laik hem Müslüman olunmaz. Ya Müslüman olacaksın ya laik. İkisi bir arada ters mıknatıslanma yapar. Ben Müslümanım diyenin tekrar yanına gelip bir de aynı zamanda laikim demesi mümkün değil. Niye? Çünkü Müslümanın yaratıcısı Allah, kesin hâkimiyet sahibidir", "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, koskoca bir yalan! Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır", "Bütün okullar imam hatip yapılacak", "Elhamdülillah şeriatçıyız", "Yılbaşına karşıyım", "Ben Meclis’in dua ile açılmasından yanayım" diye diye 2021’nin Nisan’ına geldiler.

Haşmetmeapları, şimdi de kendilerinin dışında kalanların konuşmalarını istemiyorlar. İşin özeti bu!

Konuşanlar, bir araya gelenler, muhalif duygularını dillendiren her kişi haşmetmeapları için ya terörist ya bölücü…

"19 yıl, hazırlık süreciydi. Asıl şimdi başlıyoruz" diyenlerin (Mahir Ünal/ 23 Şubat 2021) yarattığı tablo bu!

Tiyatronun, filmlerin, kitapların anlatamadığı bu tablonun yaratıcıları,70 yaşındaki insanların ortalığı karıştırabileceklerini iddia ediyorlar koro olarak…

Olan biten aslında 'Cambaza bak!'

Memleketin dört bir köşesinde her vakit çay içilirken/ çay tüketilirken, bir vakitler Türkiye’nin en çok kâr eden beşinci kuruluşu Çaykur’u zarar ettirenler, 8 Nisan’da Karabük’te bir fırının camına 'Ekmek 1,1 lira, Bayat 0,70 lira' etiketi asılmasının hem senaristi hem rejisörü olanlar, halkımıza tansiyonu/ şekeri olan yaşlı insanların darbe yapacağını söylüyorlar.

Cambaza bak, diyorlar aslında…

Sabah, öğle, akşam çay içilen bir ülkede Çaykur’un 2020'de 547 milyon lira zarar etmesi aklın alacağı bir iş midir?

Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanı Metin Kıratlı’ya ise 84 bin 702 lira maaş veriyor adında adalet sözcüğü geçen AKP’lilerin iktidarı.

Meclis Başkanı, "Cumhurbaşkanı, İstanbul Sözleşmesi’nden kararname ile çekildiği gibi Montrö’den de diğer uluslararası anlaşmalardan da çekilebilir" diyor.

Bırak da kendisi desin!

Özel kalem müdürü müsün Cumhurbaşkanının!

Surda gedik açma gibi… Önce Meclis Başkanı, sonra bir iki milletvekili, malum hık deyiciler, tabii ki Diyanet’in başkanı, birkaç imam, iki üç rektör…

Derken, arkasından "Montrö Sözleşmesi’nden çıkıyoruz!"

Düşlenen senaryo bu…

Senaryo bu ama açık açık oynama cesareti bulamıyorlar. Alıştırmaya çalışıyorlar.

ABD’nin bu konudaki düşünceleri bizimkilerle aynı mı ayrı mı merak edip öğrenmek gerekmez mi…

İktidarın, kamuoyunu oyalayacak konu bulmakta çok mahir olduğunu da söylemek gerek bu arada. Emekli 10 amiral gözaltına alınmıştı ya… Dünyanın dört bir köşesine pandemi nedeniyle sağlık malzemesi göndermekte tezcanlılığına tanık olduğumuz iktidar, dört günde amirallerin ifadesini mi alamadı da gözaltı süresini dört gün daha uzattılar, anlamak zor.

Maksat, eziyet etmek olmalı…

Sokağa çıkma yasağı bulunan amirallerin darbe yapacağına inandıkları yok aslında.

Bağırıp çağırmayı güzel sanatların bir dalı sanıyor olmalı Sayın Bahçeli. Bağırıp çağırınca, elini kolunu havalara kaldırınca kendini He- Man sanıyor olmalı.

Dün de seçim meydanlarında elindeki urganı atıyor, Recep Tayyip Erdoğan için atıp tutuyordu.

Meral Akşener’in 'zevzeklik' eleştirisine de "Bildiriye zevzeklik demek zevzekliktir" diyor.

Herkese laf yetiştirmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanının burnundan düşmüş gibi.

İçişleri Bakanının da kendisinden farkı yok…

Önceki yıllardaki Erdoğan karşıtlığı ikisinin ortak paydasıydı zaten…

Emekli 104 amiralin bildirisiyle ilgili olarak yaptığı açıklama şöyle:

"Eleştirebilirsiniz ama dönüp bir gece yarısı bildirisiyle bize ültimatom veremezsiniz, verdirmeyiz. Zihninde en ufak böyle bir şey varsa vallahi alimallah darmadağın ederiz."

İnanmıyor olabilirsiniz, "Alimallah darmadağın ederiz" diyen kişi vallahi billahi bizim içişleri bakanımız…

Dün, Recep Tayyip Erdoğan için kullandığı sözleri düşünüyorum da aklım almıyor bugünkü Erdoğancılığını…

Bağırıp çağırmayı o da güzel sanatların bir dalı sanıyor olmalı.

Diyor ki sayın içişleri bakanı, "Sabaha kadar uyumayıp emekli amirallerin tüm irtibatlarını tespit ettik. CHP’ye üye olan dört, aileleriyle üye olan da yaklaşık 18 kişi var. Kimi kardeşi, kimi ablası, kimi oğlu, kimi kızı, aileleriyle beraber."

Amiralleri bu denli titizlikle araştıran içişleri bakanı, neden rektörü olduğu üniversiteye kızını, oğlunu, gelinini, damadını, yeğenini alan profesörü  araştırmaz?

H. İbrahim Şimşek, bir ara Hitit Üniversitesi Rektör yardımcısıydı. 4 fakültenin de dekan vekiliydi.

Bu rezalet, basına yansımasaydı Sayın Şimşek’in 3 görevini geri alırlar mıydı?

Amirallerle ilgili sözlerine bakıyorum, hiç "Darbe teşebbüsü" demiyorlar.

Çünkü teşebbüs, darbeye niyet etme anlamını içeriyor. İktidar sahipleri ise "Darbe çağrışımı", "Darbe iması" diyorlar. Bu sözcüklerin darbeyle akrabalığı/ hısımlığı yok ki…

Neymiş 'ima' ya da 'çağrışım'?

AKP Yüksek katında 2021’in yeni bir cunta terminolojisi olsa gerek…

Amiralleri deniz hukuku konusunda 'bir bilen' ve Deniz Kuvvetlerinin son 20 yılına şekil veren/ donanmayı dünyada ilk 10 arasına sokan askerler olarak görmeyip de darbeci olarak gören iktidarla, iktidara omuz verip amiralleri zevzeklik yapmakla suçlayan Meral Akşener, "Cambaza bak" oyununun birer aktörü gibiler…

Kaç AKP’li, 19 Aralık 2019’dan itibaren Recep Tayyip Erdoğan’ın "Montrö’de bize tanınan bir hak yok" diyerek konuştuğundan haberdar?

"Daha iyisi için imkân bulana kadar Montrö’ye bağlılığımızı sürdürüyoruz" diyen Recep Tayyip Erdoğan değil mi?

5 Ocak 2020’de "Savaş gemileri gerekirse Kanal İstanbul’dan geçer" diyen Recep Tayyip Erdoğan.

5 Nisan 2021’de "Şu anda İstanbul Boğazı’nda egemen miyiz, maalesef! Kanal İstanbul, Boğaz’daki egemenlik haklarımızı güçlendirecektir" diyen Recep Tayyip Erdoğan.

Mehmet Ali Güller ne de güzel ortaya koymuş Cumhuriyet’te, Kanal İstanbul ile Montrö arasında asıl niyetin ne olduğunu…

Herkesin kendi kendine sorması gereken bir soru var burada.

Montrö’den rahatsız olanlara en çok desteği veren ülke hangisi?

Mehmet Ali Güller’in iddialı sözlerini yinelemekte yarar var:

"ABD, Türkiye’yi NATO üzerinden, Karadeniz’de ve Ukrayna cephesinde Rusya’yla karşı karşıya getirmeye çalışıyor."

Türk ordusuna Montrö’yü delmeyi öneren kişi ABD Büyükelçisi James Jeffrey’di.

Ya itiraz edenler?

Ergenekon- Balyoz kumpaslarına uğrayan amiraller…

İlginç değil mi?

Muhalefet cephesinde daha düne kadar sevimli/ anaç/ yürekli çıkışlarıyla göz dolduran Meral Akşener’in, bildiriyi kaleme alan yaş ortalaması 70 olan amirallere değil de makam aracıyla kafasında sarıkla tekkeye giden ve fotoğrafları yayımlanan amirale "zevzeklik yapma!" demesini beklerdik.

O sarıklı amiralin fotoğrafları gazetelerde yer aldı ya…

İşsiz sayısı 11 milyon oldu ya…

Dört yerden maaş alanlar ortaya çıktı ya…

Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarına ne olduğu hâlâ bilinmiyor ya…

İktidarın "Cambaza bak" deyip dikkatleri başka yöne çekmesi çok doğal tabii ki…

***

Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözlerini bu anlamda önemsiyorum.

Halkın anlayacağı dilde konuşmak gerek. Sayın Akşener gibi bocalamadan konuşmak gerek…

Yemiyoruz bu mağduriyet hikâyelerini!

Mağduriyet deyince bir gazetede gördüğüm yazı geldi gözümün önüne…

"Nobel Mağduriyet Edebiyatı Ödülü AKP’ye verilsin!"

Pandemiyi yönetemeyenlerin, AKP kongrelerine lebalep doluşanların Türkiye’si acınacak durumda. Resmi rakamlara göre günde ortalama 250 kişi ölüyor.

İktidar cephesinde 'mitomani' yaygın olduğu için bu sayı belki daha da fazla…

Yaşananlar/ tanık olunanlar komediden farksız…

Hatay’da AKP Gençlik Kolları Kongresi’nde davullu zurnalı şarkılar, birbiriyle kucaklaşmalar, omuzlara almalar…

AKP’nin 24 Şubat’taki İstanbul İl Kongresi’ne katılan/ kongreye giderken otobüsteki pozlarını paylaşan Çekmeköy Belediye Meclis Üyesi Bülent Aydoğdu’nun koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetmesi…

***

Sağlık çalışanlarına üzülüp duruyordum. Son günlerdeki üzüntüm de AKP’nin lebalep kongrelerine katılan AK Partili garibanların durumu…

Trabzon’un Araklı’sında ise daha başka bir dram… Taziye için cenazeye giden şahıs, 22 kişiye virüs bulaştırmış…

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli, "Sonuç itibari ile her şey açık ve net, 128 milyar dolar burada sizin aklınız nerede?" dedi ya…

Aklım iyice karıştı.

Cumhurbaşkanı "Pandemi için harcadık" dememiş miydi?

Yorumlar (1)
A.ş.ş 3 yıl önce
Kale mine sağlık
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@