19.08.2021, 19:40

Vivaldi ve Ruhi Su

Aslında parasızın tekiydi.

Tutturmuş "Bu kez illa parasını vereceğim!"

"Kapat ağzını!" desem de yararı yok. "İllâ vereceğim!"

"Haydi artık, kalk git!" demek zorunda kaldım. Randevulu hastamın geleceğini söyledim kibarca.

Benimki de inat değil mi, almadım uzattığı parayı.

"Para pul için 55 yıllık arkadaşlığımızı yaralama" dedim.

Uğurladıktan sonra eski günler geldi gözümün önüne. Film şeridi gibi…

Kasabamızın sokaklarını Vedat, Selim ve onunla birlikte arşınladığımız yıllar…

Ben üniversiteye yeni girmiştim. Selim gibi… O ise Vedat ile liseyi bitirmiş ama üniversiteyi kazanamamışlardı.

Kasabanın girip çıkmadığımız tek sokağı yoktu.

Hey gidi günler!

Sonraki yıllarda izimizi kaybettik. Görüşemedik uzunca bir süre.

Öğretmenliğinin son yıllarıydı muayenehaneme geldiğinde. Dişlerinde çürüme başlamıştı.

Kimisini çektik kimisine dolgu yaptık. Bu arada sık sık görüşür konuşur olduk tabii ki…

Aradaki kayıp yılların hikayesini o günlerde öğrendim.

Öğrendikçe de gururlandım. Üzüldüğüm de oldu. Çektiği sıkıntılar belli ki yıpratmış da onu.

***

Günlük gazetelerin sayfalarını çevirdikçe arada bir karşıma çıkıyordu. Eğitim sistemini eleştiren yazılarıyla ve haberleriyle izliyordum onu. Devlet memuru olup da açık açık aklına gelenleri yazıyor olmasına şaşmıyor değildim. Yüreğini o günlerde keşfettim. Sıkı bir muhalifti.

Hem de milli eğitimden izin almadan yazıyordu. Bir gazetenin okurlarının bir araya geldiği oluşumun İzmir Başkanı olduğu gibi bir bölgesel gazetede de yakın dostu olan köşe yazarının demirbaş yazarıydı. O köşede kâh adıyla kâh isimsiz yazılarıyla gündem yaratan yazılara imza atıyordu.

Türlü türlü işler açmıştı başına. Aldığı cezaların da haddi hesabı yoktu.

Gazetelerde çıkan yazıları, sendikacılığı ve belediyenin birinde yarım gün fahri çalışıyor olması nedeniyle kentin popüler simaları arasındaydı benim sevgili hemşerim.

Başarılı bir öğretmen olup olmadığına gelince…

Bunu bilemem. Bildiğim tek şey aykırı öğretmenliğiydi. Bunu açayım biraz isterseniz…

Üniversiteden arkadaşım olan Beyhan anlatmıştı; "Avniciğim, benim alt kattaki komşumun birinci sınıfa giden oğlunu bir göreceksin. Vivaldi Mivaldi, Nazım Hikmet falan deyip duruyor. Üstelik bir de Nazım Hikmet’ten iki kıta şiir okuyor. Ondan duydum, sınıflarında her gün günde altı ders saati klasik müzik dinlediklerini. Özellikle de Vivaldi ve Bach’ı dinliyorlarmış. Dinliyorlar dediysem, her ders sınıftaki kasetçalardan fon müziği gibi yani… Hem matematik hem Türkçe hem de klasik müzik… Öğretmen, Vivaldi’yle kulaklarını dolduruyor anlayacağın…

Beyhan öyle mutlu olmuş ki, bir sabah aşağı inmiş, annesi Burak’ı servise bırakmak üzereyken Burak’a iki kaseti uzatıp "Bunları öğretmenine ver" demiş.

O gün Buraklar gün boyu Çaykovski ve Mendellson’u dinlemişler.

Teneffüslerde de bangır bangır Ruhi Su…

Beyhan’a, "Eee, benim arkadaşım o!" dedim kasıla kasıla…

Bununla kalsa iyi… Müzik derslerine de eğitim fakültesinden iki öğrenci geliyormuş haftada bir. Biri şarkı öğretirken diğeri de yanında getirdiği çalgıları gösterip tanıtıyormuş. Bunun için de eğitim fakültesinin müzik bölümü başkanıyla protokol mü imzalamış ne…

"Okulun müdürü buna ne diyor?" diyecek olursanız…

Okulundaki her etkinliği gazeteye yansıttığı, okulunun adını duyurduğu için memnun olduğundan müdür de olup bitene sesini çıkarmıyormuş.

"Kaset göndereceğine okula gidip tanışsana…" dedim Beyhan’a.

"Düşünüyorum zaten" dedi.

Benim bildiğim, onun sınıfına girip çıkmayan ne şair ne yazar kalmıştı. Hatta sivil toplum kuruluşlarının yöneticileri de klasik müzikli/ muhabbet kuşlu bu sınıfı ziyaret ettikleri gibi çok yerde de anlattıklarından 1/B’nin adını duymayan bilmeyen kalmamış gibiydi.

Gazetelerde çıkan haberin biri şuydu yanılmıyorsam:

Küçük Aysu, mutfakta türkü dinleyerek yemek yapan annesine seslenir; "Anneciğim sen niçin Vivaldi dinlemiyorsun?"

Öğretmenlere gelince…

Onlar da zevkle izliyorlarmış 1/B’yi.

Sınıfın tartışılmaz kurallarına gelince…

Derste isteyen bir şeyler yiyebilir, içebilir ama kola asla!

Bir şeyler yiyip içmek serbest ama öğretmen ders anlatırken hiçbir öğrenci kendi arasında konuşamaz. Sadece dinleyecek!

Bir gün kendisi anlattı. Benim öğrenciler isterlerse sınıfta önlüklerini çıkarıp oturuyorlar ya… Bir gün önlüksüz okul bahçesinde oynarlarken bunları müdür görüyor. Yanındaki yardımcısına çocukları göstererek "Bu ne oluyor böyle, önlükleri yok mu bunların?" diye soruyor: Müdür yardımcısı da yanıt veriyor: "Onur Bey’in öğrencileri!"

Hem kızmışlar hem gülmüşler tabii ki…

Okumayı söktürdükten sonra, düzey olarak biraz geride kalan öğrencilerin de tek tek evlerine gidip özel dersler vermiş.

Şimdi soracaksınız… "Parayla mı?" diye…

Bırak parayı, "Bize çay, kek de getirmeyin lütfen. Zamanımızı almayın" diyormuş evin annesine.

Daha başka bir 1/B klasiği…

Sınıfa giren her konuğa Bertolt Brecht’in şiiriyle hoş geldin, uğurlanırken de Nazım Hikmet’in şiiriyle güle güle deniliyormuş.

Bir özel okul sahibi duymuş bu olup bitenleri. Okuluna alayım demiş.

"Ama bizim okulun kuralları var" demiş.

Onur mu ne demiş?

"Benim de!"

Olmamış tabii ki…

Hiçbir özel okula da evet demedi.

Bir kooperatife girip ev sahibi oldu ama ne arabası oldu ne de yaz tatillerinde Bodrum’a Marmaris’e gidebildi. Tatil yaptıysa da Mordoğan’da, Karaburun’daki okulların sınıflarında yaptı. Bir de sanat okulunun kampında…

Bilemediği tek iş para kazanmak oldu.

Ben, onun deyişiyle "Dişlerinden sorumlu devlet bakanı"yım.

Hiç diş hastanesine gitmez. Ne var ne yoksa beni bulur. Midesinden rahatsız olduğunda eşimin hocasına gönderiyorum. Bel ağrıları tuttuğunda can dostum ortopedist Süha’ya gönderiyorum.

Dişindeki sorunlar ne kadar büyük olursa olsun illâ çözüyorum. Hastanelerde koşuşturmasını/ beklemesini istemiyorum.

Dedim ya… Parasızın teki!

Ama bana gelirken şık mı şık geliyor her defasında.

55 yıllık arkadaşım o benim!

Kuruş mu alırım ondan ben!?

Bir ara annesini getirdi. İki dişi çekilecekti.

O gün tepemi attırdı. İlk kez ağzımı bozdurdu bana.

Orasını anlatmayayım şimdi…

Ülkü teyze benim de annem sayılmaz mıydı sanki…

***

Tamı tamına bir yıl sonra geldi. Yanında biri vardı. Onun sorunu için…

Öğretmen arkadaşıymış.

"Bir de sana bakayım, otur hele şöyle!" dedim.

İnanamadım.

Üzeri aşınmış dişler… Hiç böyle değildi oysa…

Uykusunda sıkıyor olmalıydı. Bu kadar sürede bu kadar aşınamazdı o dişler.

***

Aşınan keşke sadece dişleri olsaydı…

Son bir buçuk yıl, yapayalnız tek göz bir evde yaşıyormuş.

En yakın arkadaşlarımızın da bundan haberi yok.

Mezarlık, koca koca olmuş öğrencileriyle doluydu. Gözü kan çanağına dönmüştü her birinin.

Yorumlar (2)
HZS 4 yıl önce
Bu öğretmeni tanıyorum, benim de arkadaşım ve hemşerimdir. Doktor bey az bile yazmış. Kitap dostudur, yazdığı kitaplardan evinde yoktur. Dağıtır okunsun ister. Dertlidir, dertlenir memleketin sorunlarına, çözüm arar...
Sevgi ve saygıyla usta...
Arif Yılmaz 4 yıl önce
Teşekkürler.
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@