24.08.2022, 10:52

Uğur Mumcu: Budayamayınca Kestiler Koca Çınarı-2

PKK, Devlet Ortaklığı ve Uğur Mumcu

Uğur Mumcu cinayetinin şüphelileri bizzat devletin kendisi, PKK ve Hizbullah, İran istihbaratı gibi uluslararası cihatçı güçler.

PKK ve devlet, ayrıca ortak şüphelilerdi, çünkü Mumcu, PKK ve devlet arasındaki görünmez bağlantıları araştırıyordu. Bitiremediği son kitabına, genç bir tapu memuruyken Öcalan’a geçilen torpilleri, daha gençken milliyetçi ve muhafazakar oluşunu, Öcalan’ın tutuklular arasında en az baskı göreni olduğunu anlatarak başlamıştı. 31 Mart 1972’de bildiri dağıttığı için önce tutuklanmış, sonra kimse ne olduğunu anlamadan savcının fikri değişivermişti.

Apo, eskiden, içinden devlete dahil olmuş pek çok sima çıkmış Komünizmle Mücadele Derneği üyesiydi. Bu yıllarda burslu okumuş, ardından Diyarbakır’da solcu olmuştu, ama nasıl oluyorsa hala askerliğini istediği gibi erteletip durabiliyordu. Pek çok yasal prosedürlere göre burs almasına imkân da yokken, 1974’e kadar bir şekilde burs almaya devam etti. PKK’nın temelini ise 1973’te atmışılardı. O yıllarda Diyarbakır’daki en yakın dostlarından 2’sinin asker, birisinin "Pilot Necati" ismiyle bilinen MİT ajanı, karısının da yörede "Dersim katili" diye anılan general Abdullah Alpdoğan’ın destekçisi, sıkı devletçi bir Chp’linin kızı olması da Mumcu’nun paylaştığı dikkat çeken bilgilerden.

1980’lerin ortasında Mumcu, Londra’daki Collets kitabevinde edindiği bilgilere dayanarak PKK ve ASALA’nın ortak hareket ettiğini öğrenip duyurduğunda, Genelkurmay’da bir görüşmeye çağırılmıştı. Bilgileri Londra’da edindiğini söylediğinde ise görüştüğü kişi "Lanet olsun! Ne yapıyor bizim oradaki adamlar?" diye bağırmıştı. Genelkurmay’dan biri, bu ilişkilerin ortaya çıkmasından rahatsız olmuştu yani!

Mumcu ayrıca Deniz’leri astıran (ve bundan hiçbir zaman utanç duymamış) askeri savcı Baki Tuğ’dan Apo’nun bir MİT ajanı olduğunu da duymuştu. Tuğ’un elinde bununla ilgili bir belge vardı. Mumcu’ya bu belgeyi getirme sözü vermiş, fakat buluşma gerçekleşmeden Mumcu öldürülmüştü. Tuğ ise bu görüşmeleri önce gazetelerde kabul edecek, sonra reddedecekti.

İster tek başına, ister bir ortakla olsun, devlet içerisindeki karanlık çıkar ilişkilerinin bu işin içinde olduğuna artık şüphe yoktur. Sedat Peker’in katil ilan ettiği, dönemin Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Güldal hanım kendisine neden Uğur Mumcu’ya koruma verilme konusunda yazılı bir talimat verilmediğini sorduğunda "İhmal etmişiz" diyordu (elbette, çok daha fazlası vardı). Mumcu davasıyla ilk ilgilenen askeri savcı Ülkü Coşkun, Güldal Mumcu’ya "Bu işi devlet yapmıştır. Siyasi iktidar isterse çözer" diyordu. Daha sonra Ülkü Coşkun Güldal hanıma, kendisine yazılı bir emir verilirse olayın çözüleceğini söyleyecekti. Güldal hanım bu durumu anlamadığını söylediğinde Coşkun, Güldal hanımın avukatı Emin Değer’i kastederek imalı bir şekilde "Emin bey benim ne demek istediğimi anladı" demişti.

Çünkü Emin Değer, kontrgerilla hakkında kitap yazmış bir uzmandı!

Mumcu’nun öldürüldüğü gün delil sayılabilecek objelerin özenle saklanması gerekirken, ortalık çalı süpürgeleriyle süpürülmüştü. Bomba raporunu düzenleyen Kriminal Laboratuvar Başkanı Muhittin Kaya, Güldal Mumcu’yla görüşmüş, ona ne verildiyse onun üzerinde çalıştığını söylemişti. Enkaz üzerinde yeterince çalışılmamıştı. Uğur Mumcu’nun gözlüğünün sapı laboratuvara getirilmişti fakat gözlük sapasağlamdı ve Güldal hanımdaydı. "Savcının bahsettiği temizlikçiler iş başındaydı" diyerek açıklıyor Güldal hanım bu durumu.

22 Mart 1993’te bir genç Mumcu’ların evine gidip kendisinin Uğur Mumcu’nun bildiklerini Güldal Mumcu’nun da bildiği için onu öldürmekle görevlendirildiğini, vicdan azabından bunu yapamayacağını, Özal’ın bunu bildiğini, Mumcu’nun Apo-MİT ilişkisini ortaya çıkardığı için öldürüldüğünü anlatmıştı. 14 Haziran’da yine suikastı işleyenlerden biri olduğunu söyleyen tok bir ses, telefonda cinayeti gerçekleştirdiğini ileri sürdüğünü bazı isimler verdi. Siyasi Şube Müdür Yardımcıları, Hizbullahçı Başkomiserler v.s…

Bu gencin ciddi bir itirafçı mı, yoksa dozu kaçırmış bir şakacı mı olduğu belli değil. Öte yandan bombanın konmasına tanık olduğunu söyleyen ve 20 Eylül’de televizyonda Reha Muhtar tarafından yalancı tanık ilan edilen Ayhan Aydın’ı Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu Başkanı Sadık Avundukoğlu ve bazı komisyon üyeleri ciddiye almış, bunun ciddi bir tanıklık olduğuna değinmişlerdi. Fakat onlara göre dönemin DYP’li İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Malatya Milletvekili Mustafa Yılmaz, Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş, Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve DGM Başsavcısı Nusret Demiral, soruşturmayı engelliyordu. Olayı aydınlatabileceği sanılan bir tanık, ilgili yetkili yerine bir TRT muhabiri tarafından lakaytça sorgulanıyordu. Ayrıca tanığın teşhis ettiği kişilerle ilgili tutulan tutanaklar da tahrif edilmişti. Belli ki bir şeyler biliniyor, fakat üzerinde gidilmesinden rahatsız olunuyordu.

Devletin ve uzantılarının cinayeti işleyenlere kolayca ulaşabileceğini gösteren başka emareler de mevcuttu. 1996 Mayıs’ında "Yeşil" kod adlı kontrgerilla Mahmut Yıldırım Güldal hanıma ziyarete gelmiş, evlerinin bulunduğu sokaktaki caminin adının değiştirilmesini sağlamaları koşuluyla katillerin bulunmasını teklif etmişti. Güldal hanım "Ben gerçeği istiyorum" dediğinde de "Siz hepsini istiyorsunuz" deyip çıkmış, apartmanda ismini bağırarak küçük bir kargaşa yarattıktan sonra evi terk etmişti.

Daha az tanındık bir kontrgerilla Abdullah Argun Çetin’in anlattıkları ise daha ilginçti. Çetin, Abdullah Çatlı aracılığıyla İtalya ve Fransa’da eğitildiğini, Türkiye’nin sayılı C4 bomba uzmanlarından olduğunu iddia ediyordu. Söylediğine göre kontrgerillaya getiri sağlayan uyuşturucu trafiğinin başında Grillmayer isminde biri, Cem Ersever ve Çatlı vardı. PKK ile kontrgerilla, uyuşturucu ticaretinde ortaktılar. Beraber hareket eder, birbirlerinin araçlarını ve yollarını kullanırlardı. Ardından Çatlı’nın uyuşturucu getirisinden kendisine çok fazla pay ayırmaya başladığını, onun gibilerin de milliyetçi duygular vasıtasıyla kişisel çıkarlar için kullanıldığını anlatıyordu. Farkında olmadan Özer Çiller’in(Tansu Çiller’in eşi) bir ayak işi için genelevler kraliçesi Manukyan’a düzenlenen bir suikasta katıldığını anlatıyordu. Ona göre Güneydoğu’daki olaylar terör değil, çıkar çatışmasıydı ve bu yüzden de bitirilemezdi. Çünkü eğer bu olaylar biterse, çıkar da biterdi.

Mumcu’nun katillerini Azerbaycan’da bir darbe için eğitmişti. Çetin’in iddiasına göre Elçibey’i başa geçirmek için kontrgerilla, Aliyev’e karşı bir darbe planlamış, daha sonra Mumcu’yu öldüren bombacıları Çetin burada eğitmişti. Bunu kendisine yaptıran da Çatlı’ydı.

Çetin’e göre Mumcu, kontrgerillanın uyuşturucu ticaretini yazdığı ve bu darbe konusu üzerinde durmaya başladığı için öldürülmüştü. Darbe ise Demirel’in Aliyev’e haber vermesiyle başarısızlığa uğramıştı.

Ayrıca Jak Kamhi suikastı girişimi de devletin işiydi. Suikast lav silahıyla denenmişti. Lav silahı, bir ordu malıydı. Başkası üretemezdi ve girişimde kullanılan silah, üzerinde seri numarası olduğu için imha edilmişti. Çetin, benzer şeyleri Fikri Sağlar ve Evren Değer’e de anlatmış, sonrasında CIA’e çalıştığını söyleyerek anlattıklarını inkar etmişti.

99’de ise İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, cinayeti aydınlatabilecek her şeyin devlet kayıtlarında olduğunu söylemişti. Aynı günlerde Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Uğur Badem de araştırmada MİT ve Emniyet’in yeterince destek çıkmadığını "Bize bulun diyorlar, bulun ulan denmiyor" diyerek belirtmişti. Ciddi bir araştırma yapılmasında neden bu kadar geç kalınmıştı?

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 15 36
2. Trabzonspor 15 34
3. Fenerbahçe 15 33
4. Göztepe 15 26
5. Beşiktaş 15 25
6. Samsunspor 15 25
7. Gaziantep FK 15 23
8. Kocaelispor 15 19
9. Başakşehir FK 15 17
10. Alanyaspor 15 17
11. Konyaspor 15 16
12. Gençlerbirliği 16 15
13. Çaykur Rizespor 15 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 15 15
16. Eyüpspor 15 13
17. Kayserispor 15 13
18. Fatih Karagümrük 15 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 16 32
2. Amed SK 16 32
3. Esenler Erokspor 16 31
4. Bodrum FK 16 30
5. Çorum FK 16 28
6. Iğdır FK 16 28
7. Boluspor 17 26
8. Erzurumspor FK 16 26
9. Bandırmaspor 16 26
10. Serik Belediyespor 16 25
11. Keçiörengücü 16 21
12. Van Spor FK 16 21
13. Sivasspor 16 20
14. Sakaryaspor 16 19
15. İstanbulspor 16 18
16. Sarıyer 16 17
17. Manisa FK 16 16
18. Ümraniyespor 16 15
19. Hatayspor 16 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 15 33
2. Manchester City 15 31
3. Aston Villa 15 30
4. Crystal Palace 15 26
5. Chelsea 15 25
6. Manchester United 15 25
7. Everton 15 24
8. Brighton & Hove Albion 15 23
9. Sunderland 15 23
10. Liverpool 15 23
11. Tottenham 15 22
12. Newcastle United 15 22
13. Bournemouth 15 20
14. Brentford 15 19
15. Fulham 15 17
16. Leeds United 15 15
17. Nottingham Forest 15 15
18. West Ham United 15 13
19. Burnley 15 10
20. Wolverhampton 15 2
Takımlar O P
1. Barcelona 16 40
2. Real Madrid 16 36
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 16 31
5. Espanyol 15 27
6. Real Betis 15 24
7. Athletic Bilbao 16 23
8. Getafe 15 20
9. Elche 15 19
10. Celta Vigo 15 19
11. Deportivo Alaves 15 18
12. Rayo Vallecano 15 17
13. Sevilla 15 17
14. Real Sociedad 16 16
15. Osasuna 15 15
16. Valencia 15 15
17. Girona 16 15
18. Mallorca 15 14
19. Real Oviedo 15 10
20. Levante 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@