10.02.2021, 09:23

Şubat 2021 Birinci Yarısı Bireysel Kültür Etkinlikleri

Virüs hapsindeyken daha önce aldığım bir kaynak müzik kitabını inceleme fırsatım oldu. Son bölümlerde piyano için uyarlanmış türküler de olduğunu fark ettim. Birincisi Âşık Veysel’in "Uzun İnce Bir Yoldayım". İkincisi bir Afyon Türküsü: Karahisar Kalesi. İkisini farklı zaman dilimlerinde çalıştım. İki türkünün de düzenlemesini müzik öğretmeni, eğitmeni ve yazarı Salih Aydoğan yapmış. İlk türkü üç sesli olup ikinci ve üçüncü ses beraber, sol el için değerlendirilmiş. Hepsi de sol anahtarlı. Klasik Batı Müziğinde genellikle sol ele fa anahtarı yakıştırılır.  Doyurucu bir çalışmaydı. Ben de zevkle çalıştım. Bol bol tekrar yaptım ve yapmayı sürdürüyorum. İkinci türkü ise iki sesli. Her iki ses de sol anahtarla düzenlenmiş. Öncekinden farklı olarak (ka-kü-lü-boy-nu-na-dö-kü-) hecelerinin olduğu 5. ve 6. ölçünün sadece sağ el için yani tek sesli olduğunu fark ettim. Yani sol el "sus"taydı. Bana biraz daha zayıf geldi. Hangisi daha güzel derseniz Âşık Veysel’i çalmayı daha çok sevdim. Besteleyenlere, derlemesini yapanlara ve düzenleyen Salih Aydoğan’nın emeklerine sağlık diyorum. Salih Aydoğan’a bu türküleri klavyeliler dünyasına armağan edip, benim gibi amatörleri de motive ettiği için en derin saygılarımı, teşekkürlerimi sunuyorum. Yaşasın müzik öğretmenlerimiz! Yaşasın Müzik!..

***

Klinik psikolog Prof. Dr. Üstün Dökmen’in "Miyase Kuzuları" adlı romanını okumak bir ayrıcalık oldu. Okumamı heyecan ve merak duygumu eksilmeden sürdürdüm. Bir çiftlikte, hayvanlar ile çiftlik sahibi insanlar arasında geçiyor. Kitabın adından hayvanların esas rol aldığını kestirebilirsiniz. Ancak okurken de ne kadar insanlara yaklaştığını düşünüp, dolaylı olarak bizlere ileti yolladığını anlıyorsunuz. İktidar savaşları, aşk, çıkar için değerlerin çiğnenebilmesi ve daha neler neler… Hayvanlar için de çok güzel adlar, sıfatlar yaratılmış. Ben de sıkı bir Üstün Dökmen hayranı olarak sıkılmadan okuyacağınızı garanti ederim. Ayrıca youtube’dan da genellikle yarım saatlik sunumlarına da ulaşabileceğiniz bilgisini vereyim. Bu virüslü zor zamanlarımızda bize en yakın doktorlarımızdan oluyor… Sonsuz teşekkürlerimle...

***

11.12.2020 günü TRT2’de "Van Gogh: Sonsuzluğun kapısında" adlı filmi izledim. Anlatımda ressamımızın son yıllarına ağırlık verilmiş. Doğanın kucağında dakikalarca yürür, resmedebileceği görüntüler arar. Belki de kendini arıyordur, kim bilir? Canlı sarı renk favorisidir. Psikolojik sıkıntıları vardır, en zor anlarında kardeşi Teo’yu yanında bulur. Yine ressam olan Gauguin ile de zaman zaman bir araya gelir. Hararetli resim tartışmaları yaparlar. İzlenimcileri eleştirirler. Gauguin onu, çok hızlı  ve heykel gibi resim yaptığı yolunda eleştirir…Van Gogh’un özlü sözlerinden bir demet: "Yeteneklerim ve hatalarımla resim yapıyorum."… "Resim yaparken düşünmeyi bırakıyorum."… "Hüzün, kahkahadan büyük."… Düşünmeye değer sözler… Ressamı canlandıran oyuncu da çok başarılıydı. Çok sevimli bir portre çizmiş. Bu filmi izlediğime memnun oldum…

***

Asırlık Varlık Dergisi’nin 1355.sayısı "Değişmekte Olan Okuma Kültürü"nü irdelemiş. Dosya konusuna katkıda bulunan yazarlar ve yazılarının başlıkları: Pelin Kıvrak (Yazar Gibi Okumak), Bâki Ayhan T. (Epifanik ve Nostaljik Okuma Bağımlısı), Ferit Güven (Felsefi Bir Yaşama Biçimi Olarak Okumak), Mehmet Özkan Şüküran (Unutmanın Ağrısıyla Okumak), Mahmut Temizyürek (Salâh Birsel Okur-Yazar), Barış Acar (Görsel Sanatlarda Okuma Yapmanın Değişen Anlamı Üzerine Sıralı Birkaç Küçük Düşünce). Yasemin Olur Çeker’in; Tanpınar’ın daha önce hiç yayınlanmayan bir konuşması, Ecem Özensoy’un Batı Sanatı ve 1914 ressamlar kuşağımız üzerinden izlenimciliğe yeniden baktığı yazısı, Haydar Ergülen’in dergi serüvenleri, dikkat çeken öteki yazılardan bazıları. Mehmet Atilla’nın Tarık Dursun K. romanlarını anlattığı yazısı da önemli yazılardan. Kadıköyü’lü yazar Safiye Erol’la ilgili ayrıntılı araştırma, Taner Ay tarafından on iki sayfalık bir yazıya dönüştürülmüş. Varlık Kitaplığı bölümündeki Esra Sağlık’ın tanıtım yazısını okuyunca, şair Mehmet Can Doğan’ın "Başka Türlü De Olur" adlı toplu şiirlerini alıp okumaya karar verdim… Teşekkürler…

***

Bir tanıdığım insan kalitesinde giderek bir düşme olduğundan yakındı. Kendisi çok şık giyinirdi. Sosyetik diyemezdik ama özel görgü dersleri de alacak kadar kendini inceltmiş biri. Ah, bir de ona yakışmayan bir adı olmasa. Ne mi; Ayşe!.. İstanbul’dan gelip yerleşmiş. Kalite konusuna ben de takıldım. Ben de ne çok kalitesiz diyebileceğim insanlarla karşı karşıya gelmişim. Bu yüzden hep karamsar olup çıktım. Erkeklik hastalığına tutulmuş Türk erkekleri, koca ya da erkek parasıyla geçinen ev kadınları, kıskançlıktan hırs içinde yüzenler, psikolojik şiddet uygulayanlar, mobbing ve daha neler neler. Ben de psikolojik şiddeti bolca görenlerdenim. Bir keresinde birisinden şiddet görünce, başka bir tanıdıktan yardım istemeye kalkıştım. Ondan da psikolojik şiddet görmeyeyim mi?! Meğer ikisi sıkı dostmuş, beraber iş yapıyorlarmış. Aşiret mensubu gibiler… Öğrenilmiş çaresizliğe çoktan alışmam gerekiyor. Kısmen öyleyim. Zaman zaman karşı çıkıp çevreme anlatarak dağıtıyorum. Hep yanlış insanlarla mı beraber oldum! Bir kadın yazar-yayıncı; sen de benim gibi hep yanlış insanlarla beraber oldun, dedi. İnanır mısınız, onunla bile sık beraber olamadım. Dertleşemedik bile.  Ama o evli bir kadındı. Belki de birbirimizi anlamakta zorluk çekebileceğimizi düşündüm. Neden kalitesi düşük insanlar daha çok ortalıkta?!.. Kendimi de suçlamalıyım. Çok alçak gönüllüyüm. Eczacım alçak gönüllülükte bir parça aşağılık kompleksi de olurmuş, demişti. Ne yapsam bilmem ki. Kendime biraz kibirlilik mi katsam?!.. Bu yaştan sonra bunu yapabilir miyim, hiç sanmıyorum. Bir kitap kurdu olarak, okudukça ne kadar az şey bildiğimi fark ediyorum. Bu da beni daha alçak gönüllü olmaya götürüyor… Neyse; kitaplar güzel, müzik güzel… İletişim profesörü Doğan Cüceloğlu’nun dediği gibi; ben değerliyim, ben değerliyim, demeliymişiz. Ben de bir deneyeyim bakalım. Kendi değerimi bilmezsem başkaları nasıl bilecek. Kolay gelsin kendime ve kendim gibilere…

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 30 81
2. Fenerbahçe 30 79
3. Trabzonspor 30 49
4. Beşiktaş 30 46
5. Kasımpasa 30 43
6. Başakşehir 30 42
7. Rizespor 30 42
8. Antalyaspor 30 41
9. A.Demirspor 30 39
10. Alanyaspor 30 39
11. Sivasspor 30 38
12. Samsunspor 30 36
13. Kayserispor 30 36
14. Ankaragücü 30 33
15. Hatayspor 30 33
16. Konyaspor 30 33
17. Gaziantep FK 30 31
18. Karagümrük 30 30
19. Pendikspor 30 29
20. İstanbulspor 30 13
Takımlar O P
1. Eyüpspor 27 64
2. Göztepe 27 56
3. Sakaryaspor 27 47
4. Ahlatçı Çorum FK 27 45
5. Kocaelispor 27 45
6. Bodrumspor 27 44
7. Boluspor 27 43
8. Bandırmaspor 27 41
9. Gençlerbirliği 27 40
10. Erzurumspor 27 37
11. Ümraniye 27 33
12. Keçiörengücü 27 32
13. Manisa FK 27 31
14. Şanlıurfaspor 27 27
15. Tuzlaspor 27 27
16. Adanaspor 27 27
17. Altay 27 15
18. Giresunspor 27 7
Takımlar O P
1. Arsenal 28 64
2. Liverpool 28 64
3. M.City 28 63
4. Aston Villa 29 56
5. Tottenham 28 53
6. M. United 28 47
7. West Ham United 29 44
8. Brighton 28 42
9. Wolves 28 41
10. Newcastle 28 40
11. Chelsea 27 39
12. Fulham 29 38
13. Bournemouth 28 35
14. Crystal Palace 28 29
15. Brentford 29 26
16. Everton 28 25
17. Luton Town 29 22
18. Nottingham Forest 29 21
19. Burnley 29 17
20. Sheffield United 28 14
Takımlar O P
1. Real Madrid 29 72
2. Barcelona 29 64
3. Girona 29 62
4. Athletic Bilbao 29 56
5. Atletico Madrid 29 55
6. Real Sociedad 29 46
7. Real Betis 29 42
8. Valencia 28 40
9. Villarreal 29 38
10. Getafe 29 38
11. Las Palmas 29 37
12. Osasuna 29 36
13. Deportivo Alaves 29 32
14. Mallorca 29 30
15. Rayo Vallecano 29 29
16. Sevilla 29 28
17. Celta Vigo 29 27
18. Cadiz 29 22
19. Granada 28 14
20. Almeria 29 13

Gelişmelerden Haberdar Olun

@