18.09.2021, 19:01

Son Cüret

Aytaç Yalman’ın Harbiyeli Mustafa Kemal, Sabahattin Selek’in Anadolu İhtilali, Afet İnan’ın Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Andrew Mango’nun Atatürk- Modern Türkiye’nin Kurucusu, Cemal Şener’in Atatürk Ve Aleviler, Kılıç Ali’nin Atatürk’ün Hususiyetleri, İsmet Bozdağ’ın Atatürk’ün Fikir Sofrası, Sadi Borak’ın Atatürk’ün Özel Mektupları, Hıfzı Topuz’un Bana Atatürk’ü Anlattılar, Aralov’un Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları, H.C. Armstrong’un Bozkurt, İlber Ortaylı’nın Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Bilal N. Şimşir’in İngiliz Belgelerinde Atatürk, Abdi İpekçi’nin İnönü Atatürk’ü Anlatıyor, Hikmet Özdemir’in Komutan Ve Evlatları, Yaşar Nuri Öztürk’ün Kur’an Penceresinden Kurtuluş Savaşı’na Bir Bakış, Stenafos Yerasimos’un Kurtuluş Savaşı’nda Türk- Sovyet İlişkileri, Ali Fuat Cebesoy’un Moskova Hatıraları, Berthe Georges Gaulis’in Türk Mucizesi gibi kitaplarını okumadıysam da 'Son Cüret'le anlamış oldum en azından…

Dimitri Kitsikis’in Yunan Propagandası da okunmalıymış diye düşünür oldum.

Her şeyden önce o kitapları okuyup, yakın tarihimizle ilgili bölümleri bize aktaran ve öğreten Yılmaz Özdil’e en azından teşekkür borcumuz var diye düşünenlerdenim.

Daha da sayabilirdim kitap adlarını ve yazarlarını ama her birini buraya yazmak şart da değil.

Kurtuluş Savaşı’yla ilgili bildiklerini yazanlara yer veren Yılmaz Özdil’e ne kadar teşekkür etsek az.

Son Cüret, ortaokul ve lise öğrencilerine Cumhuriyet Tarihi dersi gibi okutulması gereken temel bir kitap. Üniversitelerin tarih bölümlerinde okuyanlar için bulunmaz bir kaynak.

 Okudukça insanı heyecanlandıran, kâh üzen kâh mutlu eden, Atatürk’ün bilge kişiliğini bir kez daha gözler önüne seren SON CÜRET’i heyecan ve aksiyon dolu sahneleri olan bir film gibi izledim adeta.

İhanetleri, işbirlikçileri okuyunca öfke seline kapıldım.

2020 Ekim’inde basılan bu kitabı 11 ay sonra okuduğum için vahsındım.

TBMM’nin kurulduğu gün, ülkemiz topraklarında 250 bin kişilik istila ordusu bulunduğunu başkalarına anlatır/ yazabilirdim daha önce okumuş olsaydım.

O günlerde 45 bin İngiliz, 60 bin Fransız, 20 bin İtalyan, 125 bin Yunan askerinin işgali altında bulunmanın ne demek olduğunu düşünür,  bizi o işgalcilerden kurtaranlara 11 ay önce bir kez daha teşekkür edebilirdim.

Bilmiyordum Osmanlı toprağında ilk Amerikan okulunun 1831’de kurulduğunu örneğin…

1913’te ise bu sayı 426’yı bulmuş.

1913’te Osmanlı toprağında yaşayan Müslüman kardeşlerimizin 26 bini Amerikan okullarında eğitim alıyormuş meğerse… Amerikalılar tarafından kurulmuş olup Amerikalı doktorların çalıştığı 9 hastane varmış o günlerde. Bizi ne kadar da seviyorlarmış meğerse…

163 de kilise varmış o günlerde.

Ayasofya cami olmalı diye yeri göğü inleten bugünün Siyasal İslamcılarının ecdatları, neden 163 kiliseye izin vermişler anlamak zor.  İnsanın aklına hemen Padişah Anaları adlı kitap geliveriyor. Nakşidil Sultanımızın Theodora, Hürrem Sultan’ın Roxelana olduğunu bilenler için bunu anlamak zor değil aslında.

Google’a giren herkes bilir ki Osmanlı’nın 36 padişahından 35’inin annesi Türk değildi.

Kiliselerin çokluğu bundan olsa gerek.

Şurası kesin belli ki, o günlerde yurdumuzu işgal eden yabancılarla işbirliği içinde olan yöneticiler Osmanlı’nın padişahlarıydı.

Düyun-u Umumiye kimin zamanında kurulmuştu? Abdülhamit!

Yönetim kurulunda kimler vardı? Velendorf Bey, Kişer Efendi, Ohannes Efendi, Bertrand Efendi…

Onlar kim oluyordu? Osmanlı Devleti adına müzakereleri yöneten kişiler. Yani Osmanlı’yı temsil eden kişiler…

O günlerde devletin maliye bakanlığında 5 bin memur çalışırken Düyun-u Umumiye’nin emrinde ise 9 bin memur çalışıyordu.

İlginç değil mi?

Yurdumuzun işgaline seyirci değil de itirazda bulunan Kuvvacılara işgalciler 'Başıbozuk çete' diyordu. O günlerin Saray’ı da Mustafa Kemal ve arkadaşlarını vatan haini olarak değerlendiriyorlar.

Mustafa Kemal hakkında idam fetvasını kaleme alan Şeyhülislam Mustafa Sabri kimdi biliyor musunuz? İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin şeref üyesi…

Bilinen o unutulmaz sözü şöyle: "Mustafa Kemal ve Ankara Hükümeti kahpedir."

İçişleri Bakanlığı yapmış olan Ali Kemal de ondan geri kalmıyordu.

İngiliz uşaklarının yönetimde söz ve karar sahibi olduğu günlerdi o yıllar.

Mustafa Kemal’e 'berduş' diyen tescilli vatan haini Ali Kemal, Mustafa Kemal için "Onunla tokalaşmak eşkıyaya el uzatmaktır" diye yazılar yazıyordu sahibi olduğu Peyam-ı Sabah gazetesinde.

Bilmiyordum, Kuvayı Milliye sözcüğünün ilk kez Edremit’te kullanıldığını.

Dün, işgal ile halk göçe zorlanıyordu. Özellikle de Ege Bölgesi Türk kimliğinden arındırılıp Rumlaştırılıyordu o günlerde. İşgalciler ve İstanbul Hükümeti, yani Padişah yönetimi demografiyi değiştiriyordu. Türk’ten rahatsızlık duymak ne demek oluyordu ki…

Son 10 yıldır Suriyelilerle, şimdi de Afganlarla zenginleştirilen(!) topraklarımız, demografiyi değiştirmeye çalışan dünün siyasi aktörlerinin bizimkilere vasiyeti mi yoksa diye düşünesi geliyor insanın ister istemez.

Ayasofya, ezan diye ortalığı velveleye verenlerin ecdadı, neden 29 Mayıs 1919’da İstanbul’un fetih yıldönümünü kutlamadı?

İşgal kuvvetleri komutanlığı bu kutlamayı yasaklamış mıydı yoksa?

Fatih Sultan Mehmet Han’ımız bize İstanbul’u kanı- canı pahasına armağan etmiş, İstanbul’u işgal etmiş gavur bu kutlamayı istemiyor, Padişah efendimiz de buna itiraz etmeyip başını öne eğiyor.

Oldu mu ya!?

Neden itiraz etmez Osmanlı’nın 36. Padişahı/ 115. İslam Halifesi Sayın Vahdettin?

Sultan Abdülmecit’in 43 çocuğundan 23.sü olan Altıncı Mehmet / Vahdettin için neden 'Hain Padişah' denildiğini anlamak zor değil.

17 Kasım 1922 Cuma günü,  bu toprakları terk edip kaçan o değil miydi?

Şimdikiler, o 'hain' sözcüğünü kaldırmaya çalışıyorlar kitaplardan.

Güneşin balçıkla sıvandığı nerede görülmüş?

Gelelim İzmirli Yılmaz Özdil’in anlattığı Kemeraltı’nın o meşhur Benzinci Kör Hafız heykelinin hikâyesine…

Kemeraltı’na Valilik binası yanından girip sağa doğru adımlarsanız bir heykel göreceksiniz.

Benzinci Kör Hafız’dır o adam.

70 yıl boyunca Kemeraltı girişinde çakmaklara gaz koyar, çakmak, ayna, tarak ve çengelli iğne satardı. Ben o kör adamı 1969’da tanımıştım ilk kez.

"Çakmaklara gaz/ çakmaklara gaz!" der dururdu. Boynuna bağladığı işporta tablasıyla Kemeraltı’nın simgelerinden biri gibi olmuştu.

Son Cüret’te öğrendim kim olduğunu.

Manastır doğumlu Mustafa Ayrıközü’ymüş o. Ailece İzmir’e göç etmişler.

Beyrut’ta tıp okumaya başlamış.

Antep işgal edilince eğitimini yarıda bırakıp yardıma koşanlardan biri, işte bu tıp öğrencisi Mustafa Ayrıközü.

Antepli Şahin Bey’in müfrezesinde vuruşurken yüzünden yaralanıyor ve sağ gözünü kaybediyor. Fransızlara esir düşüyor. Zaten yaralı olan sol gözü de görme yeteneğini kaybediyor.

Zaman sonra ülkemiz işgalden kurtuluyor. O da İzmir’e dönüyor.

Pırıl pırıl bir hekim adayıyken başkalarının yardımına muhtaç bir engelli haline geliyor.

Kemeraltı’na indiğinizde Benzinci Kör Hafız’a merhaba demeyi unutmayın derim.

Görsem elini sıkacak, teşekkür edeceğim Yılmaz Özdil’e..

Sovyetler Birliği’nin Kurtuluş Savaşı için o günlerde Ankara’ya 6,5 milyon altın ruble, 58 milyon mermi, 120 bin top mermisi, 54 top, 327 makineli tüfek gönderdiğini, savaş yıllarında askerimizin kedileri bile yemek zorunda kaldığını, Refi Cevad’ın Saray’ın tetikçisi olduğunu, Vahdettin’in damadı İsmail Hakkı Bey’in Kuvayı Milliyeci olduğunu, İstanbul’da o günlerde 579 Müslüman, 122 gayrimüslim vesikalı fahişe çalıştığını, Abdülhamit’in toplam 13 eşi olduğunu, Ali Fuat Paşa’nın babası İsmail Fazıl Paşa’nın Mustafa Kemal’in manevi babası olduğunu, 23 Nisan’ın 1926 yılından sonra Çocuk Bayramı olarak da kutlandığını…

1 Mayıs İşçi Bayramı’nın ilk kez 1 Mayıs 1921’de kutlandığını ve düzenleyenin Türkiye Sosyalist Fırkası olduğunu,  Yıldız Sarayı’ndaki düğünde Vahdettin’in 18 yaşındaki beşinci eşi Nevzad Hanım’la evlendiğinde yaşının 60 olduğunu Son Cüret’te öğrenmiş oldum.

Kurtuluş Savaşı yıllarında askerden firar edenlerin çok mu çok olduğunu, firar edip düşman saflarına katılanların olduğunu, oğlunu askere göndermemek için saklayanlar olduğu gibi cepheden kaçan oğlunu ihbar eden babaların da bulunduğunu SON CÜRET’te öğrendim.

Askerlerimizin yüzde 90’ında ayakkabı olmadığını da…

O günlerin önde gelen paşalarının 3-4 yabancı dil bildiğini de…

İsmet Paşa, Fevzi Paşa, Kazım Paşa, Refet Paşa gibi…

İhanetleri, Atatürk’e yapılan suikast ve suikast girişimlerinin çokluğunu da…

SON CÜRET’i okurken öğrendiklerim için mutlu oldum. Gözlerim de dolmadı değil…

Lütfen okuyun/ okutun bu kitabı.

Yorumlar (1)
Ömer Karcı 3 yıl önce
Atatürk'ün büyüklüğü her gün biraz daha fazla anlaşılıyor.
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 32 48
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 32 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Keçiörengücü 30 36
12. Şanlıurfaspor 30 34
13. Ümraniye 30 34
14. Manisa FK 30 33
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 30 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 31 57
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 31 17
20. Almeria 31 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@