19.01.2024, 16:55

Şarkılara Sığınmak

“Bu terazu bu kadar sıkleti çekmez,” diyor ya Ziya Paşa, bizim bünyelerin de bir dayanma - direnme gücü var ve o güç sınıra gelip dayanıyor sık sık. Gündelik dertlerden, hayat pahalılığından, artan fiyatlara yetişememekten, kıt kanaat beslenmekten, kıt kanaat yaşamaktan kaçmak için sığınılacak korunaklı limanlar aramak gerekiyor. Yaklaşan seçimden, Türkiye’de dengelerin altüst oluşundan, dünyadaki dengelerin bozulmasından söz etmeden, akıl ve ruh sağlığımızı yitirmemek için arada bir mola vermek; arınma, durulma, dirilme için kendimize bakım yapma ihtiyacımız var. Başka âlemlere dalmamız, yanımızı yöremizi kuşatan karabasanlardan, kendi acı gerçeklerimizden uzaklaşıp azıcık soluklanmak için hayal kurmamız gerek. Bunu da şarkılarda derin kazılar yaparak başarabiliriz. Tam da şimdi, keşif ziyaretine çıkmanın zamanıdır.

Örneğin şu şarkının dünyasına girmeye çalışalım. Şiir, Recaizade Mahmut Ekrem’in. Yaşadığı dönem: 1847 - 1914. Osmanlı dönemi... Kişisel yaşamında üzüntüleri olmuş elbette Recaizade’nin; olmaz mı, her insanın var. Oğlunu yitirmenin acısını yaşamış. Ama genel olarak ortamı düşünürseniz Birinci Dünya Savaşı bile çıkmamış daha. Dünya bugünkünden çok daha huzurlu. Ne ekolojik denge diye bir kavram var, ne fosil yakıtlardan ya da iklim krizinden söz ediliyor; kişisel silahlanmayı, kuruyan gölleri ya da eriyen buzulları konu eden de yok. “Asude” bir yaşam sürdürülüyor. Şiire de yansımış işte. Bakın ne diyor Recaizade?

-

Süzüp süzüp de ey melek o çeşm-i nim-habını
Neden ya rağbet etmemek dağıtmağa sehabını
Gönül beğendi sevdi pek hitabını, cevabını
İç imdi iç şerabını, ko bir yana hicabını
Aç imdi aç nikabını, ayan et afitabını.

-

Şair ”melek” dediği, gözleri mahmur, yarı uykulu bakan bir güzeli karşısına oturtmuş. Melek dediği kadın biraz dalgın sanki, kafası bulutlu. O dalgınlıktan sıyrılmaya davet ediyor onu şair. Seslenişini de verdiği yanıtları da pek beğenmiş çünkü. Şarap içmekten utanıyorsa eğer ‘Utanma’ diyor. Peçeni kaldır, şarabını iç; iç ki yüzünü görelim.

Şarkılardan, türkülerden ve şiirlerden ne çok şey öğreniriz. Bu şiirden peçenin şarap içmeye engel olmadığını öğrendik mesela. Karacaoğlan’ın, öyle çabucak, geçerken söylenivermiş gibi duran şu “İliklemiş düğmelerin / Çözer elif elif diye,” dizelerinden de yüzyıllardır Anadolu’da ilik ve düğme kullanıldığını öğreniyoruz. Gerçi düğmenin binyıllardır kullanıldığı bilinmekte ama bir söylentiye göre Fransız askerleri, burunlarını üniformalarının kollarına silerlermiş. Askerin bu kötü alışkanlığını önlemek için tam oraya çıkıntılı bir şeyler eklenmeye çalışılmış. Sonra, “Hazır düğme var, o düğmeye geçecek delikler de açabiliriz,” diye düşünmüşler, ilik yapmak da böylece, daha sonra gelmiş akıllara.

Giyim kuşam böyle yansıyıveriyor şarkılara. “Ne yaman şeysin” diye anlatılan “Karşıyakalı”nın “İpek siyah mantolu / Beyaz beyaz yakalı...” olduğunu da Udi Cemal Efendi’nin kantosundan öğreniyoruz. Ama durun, daha iyisi var: Hacı Arif Bey’in bestesi... Osmanlı’da tatil, eğlenme, gezme günü, bildiğiniz gibi cuma. Güfte şairi diye başka bir isim belirtilmediğine göre güfte de bestecimize ait. Hacı olan bestecimiz pembe ipekli kumaştan bir üstlük giymiş güzelin saçının tek telinin görünmemesini değil, tersine saçının görünmesini istiyor; bu yüzden başını ince bir yaşmakla örtmesini rica ediyor sevgilisinin. Bununla yetinmiyor, süslenmesini de istiyor; ‘Hatırım için toka da tak saçına,’ diyor. Yalnız saçları değil, saça takılı tokayı da görecek. Nereye gidilecek derseniz, Kâğıthane’ye elbette. Kayık da gelmiş zaten, hazır bekliyor.

-

“Muntazır teşrifine hazır kayık

İnce yaşmakla bu cuma seyre çık

Pembe mantinden feracen pek de şık

İnce yaşmakla bu cuma seyre çık.

-

Kırma lütfet hatır-ı mestaneyi

Süslenip tak zülfün üzre şaneyi

Eyle ihya semt-i Kâğıthane’yi

İnce yaşmakla bu cuma seyre çık.”

-

Demek ki neymiş, Osmanlı’ya özenenler Osmanlı’da nasıl yaşandığını pek de bilmiyorlarmış. Kadınlar saçlarını örtüyorlarmış evet, ama “Tek teli bile görünmemeli,” diye üzerlerinde baskı kuran yokmuş. Şarap da içiyorlarmış, rengârenk giysileriyle gezinti yerlerinde boy da gösteriyorlarmış. Şarkılara bakarak “taassup”ta Osmanlı’yı geride bırakmış olduğumuzu söyleyebiliriz gibi geldi bana. Siz ne dersiniz?

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 37 64
4. Başakşehir 37 58
5. Beşiktaş 37 56
6. Kasımpasa 37 53
7. Alanyaspor 37 51
8. Sivasspor 37 51
9. Rizespor 37 50
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 37 43
13. Kayserispor 37 42
14. Konyaspor 37 41
15. Gaziantep FK 37 41
16. Ankaragücü 37 40
17. Hatayspor 37 38
18. Karagümrük 37 37
19. Pendikspor 37 37
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Deportivo Alaves 37 45
11. Getafe 37 43
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17

Gelişmelerden Haberdar Olun

@