01.11.2021, 18:57

Üstüne Titrediklerimiz

Ürkek adımlarla basamakları inmeye çalışan, 2-3 yaşlarında bir çocuk ve o merdivenin başında kollarını kavuşturmuş onu izleyen bir kadın: annesi! Bu tabloyu gördüğünüzde kadını tanımasanız bile, yakın komşunuz, akrabanız, arkadaşınız, tanıdığınız falan olmadığını kolayca tahmin edersiniz. Doğrusu ben de hiç tereddüt etmeden o kadının yabancı olduğunu söylerdim. Bizim annelerimizin hiçbiri o çocuğun düşme tehlikesini göze alıp onu merdivende öylece tek başına bırakmaz. Nereden mi biliyorum? Kendimden tabii ki. Ben de bırakmazdım, bırakamazdım. “Ay, ay!” çığlıkları arasında kucaklar, indirirdim onu.

Yıllar önce gördüğüm bu tabloyu aklıma getiren, geçenlerde gittiğim bir okulda müdür beyin anlattıkları oldu.

“Öğlen yemeklerinde oğlumun yanında olabilir miyim?“ diye kendisinden izin isteyen bir anneye doğal olarak,

“Neden?” diye sormuş müdür bey. “Çocuğunuzun özel bir durumu mu var?”

“Yok,” demiş anne. “Yemeklerde benim yanında olmama alışıktır. Yalnız yiyemez.”

Anaokuluna yeni başlayan bir çocuksa... Olabilir, diye düşündünüz değil mi? Ben de öyle düşündüm. Hayır. Çocuk, anaokulunda falan değil; sekizinci sınıf öğrencisi! Ortaokulun son sınıfında, yani 13 -14 yaşlarında. Yani bir yıl sonra liseye başlayacak. Sohbetleri sırasında  oğlunu hâlâ kendisinin yıkadığını da anlatmış anne. Evde yemeklerini de o yediriyordur. O yüzden yalnız kalırsa yiyemeyeceğini düşünüyor. Biz böyleyiz, çok düşkünüz çocuklarımıza! O yabancılar, çocuklarını merdivende bir başına bırakanlar, yemeğini ağzına vermeyenler, onlar yeteri kadar sevmiyorlar çocuklarını belki de!

Çocuklarımıza nasıl davranıyoruz? Epeydir aklımı kurcalıyor bu soru. Görünüşe bakılırsa çok seviyoruz onları, üstlerine titriyoruz, ayaklarına taş değmesin istiyoruz ama öte yandan en kötü davranılan çocuklar da bizimkiler. Okuldan alınıp tarlada, atölyede çalıştırılan, küçük yaşta evlendirilen, dövülen, tacize, tecavüze uğrayan, öldürülen... En basiti, bizim isteklerimizi yerine getirmekle yükümlü sayıyoruz onları. Bağımsız birer birey olacaklarını dikkate almıyoruz, birey olmalarına izin vermiyoruz.

Okuduğum bir anı, çok etkilemişti beni. Sanırım ABD’de çalışan bir Türk’tü anlatan. Amerikalı arkadaşının, bırakacak yer bulamadığı için küçük çocuğunu o gün işyerine getirmek zorunda kaldığından söz ediyordu. Bir ara gözü takılmış. Çocuk bir koltuğa tırmanmaya çalışıyormuş ama bir türlü başaramıyor, her denemesinde tutunamayıp aşağı kayıyormuş. Bizimki tahmin edeceğiniz şeyi yapmış. Sizin de benim de yapacağımız şeyi: Gitmiş, çocuğu koltuk altlarından yakalayıp koltuğa çıkarmış. Takdir, en azından teşekkür bekleyerek çocuğun babasına bakmış.

“Ne yaptın?” demiş adam. “Neden öyle yaptın?”

“Çıkamıyordu,” diye açıklamaya çalışmış yardımsever arkadaşımız. “Deneyip başaramadığını görünce ben...”

“Evet ama sonunda başaracaktı,” demiş baba. “Birkaç kez düşecekti belki ama kendi kendine oraya çıkmayı başaracaktı.”

Karşısındakinin mahcup, şaşkın kendisine baktığını görünce eklemiş:

“Çıktığı zaman dönüp bana bakacak, başarısını alkışlamamı bekleyecekti. O zaman da görmezden gelecektim. Neden biliyor musun? Bir şeyleri beni  memnun etmek için değil, kendisi için yapması gerektiğini öğrenmesi için.”

Biz çocuğumuzun büyümesine izin vermiyoruz. Bunu onun için yaptığımızı sanıyoruz ama ona kötülük ediyoruz aslında. Beceriksiz oluyor, kendi başının çaresine bakmayı başaramıyor çocuğumuz. Çok düşkün olduğumuz için öyle davranıyoruz. Üstüne titriyor, ayağına taş değmesin istiyoruz. Ama yaşam irili ufaklı taşlar çıkaracak önüne. O taşları itmeyi, savurmayı, alt edip yoluna devam etmeyi öğrenmezse ayağına değen ilk taşta sendeleyecek, belki de düşecek çocuğumuz. Hep yanında olmayacağız ki! Önüne çıkan taşları, dikenleri, çalıları o rahat etsin diye ayıklayıp temizleyemeyeceğiz ki! Bırakalım büyüsün, kendi yaşamının sorumluluğunu taşımayı öğrensin çocuklarımız.

Türkçe notu:

İzninizle her yazımın sonuna bir Türkçe notu ekleyeceğim. İşte ilki:

“Mürettebat, jüri” gibi sözcükler topluluk adıdır. “İki jüri döndü”, ”Üç mürettebat kayboldu” gibi kullanımlar doğru değil. Mürettebat: “Gemi, uçak vb. taşıtlardaki görevliLER” demek. Görüldüğü gibi çoğul. O yüzden “üç mürettebat” değil, “mürettebattan üç kişi...” denmeli. “Jüri” sözcüğünün Türkçesi “seçici kurul”. O kurulu oluşturan iki kişiden söz ederken nasıl “iki seçici kurul üyesi”  demek gerekiyorsa jüriden söz ederken de, “iki jüri üyesi...” denmeli. Birkaç kişiden oluşan ayrı ayrı insan gruplarından söz edilmediği sürece “iki jüri, üç mürettebat” denmez.

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 38 102
2. Fenerbahçe 38 99
3. Trabzonspor 38 67
4. Başakşehir 38 61
5. Kasımpasa 38 56
6. Beşiktaş 38 56
7. Sivasspor 38 54
8. Alanyaspor 38 52
9. Rizespor 38 50
10. Antalyaspor 38 49
11. Gaziantep FK 38 44
12. A.Demirspor 38 44
13. Samsunspor 38 43
14. Kayserispor 38 42
15. Hatayspor 38 41
16. Konyaspor 38 41
17. Ankaragücü 38 40
18. Karagümrük 38 40
19. Pendikspor 38 37
20. İstanbulspor 38 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 38 91
2. Arsenal 38 89
3. Liverpool 38 82
4. Aston Villa 38 68
5. Tottenham 38 66
6. Chelsea 38 63
7. Newcastle 38 60
8. M. United 38 60
9. West Ham United 38 52
10. Crystal Palace 38 49
11. Brighton 38 48
12. Bournemouth 38 48
13. Fulham 38 47
14. Wolves 38 46
15. Everton 38 40
16. Brentford 38 39
17. Nottingham Forest 38 32
18. Luton Town 38 26
19. Burnley 38 24
20. Sheffield United 38 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 38 95
2. Barcelona 38 85
3. Girona 38 81
4. Atletico Madrid 38 76
5. Athletic Bilbao 38 68
6. Real Sociedad 38 60
7. Real Betis 38 57
8. Villarreal 38 53
9. Valencia 38 49
10. Deportivo Alaves 38 46
11. Osasuna 38 45
12. Getafe 38 43
13. Celta Vigo 38 41
14. Sevilla 38 41
15. Mallorca 38 40
16. Las Palmas 38 40
17. Rayo Vallecano 38 38
18. Cadiz 38 33
19. Almeria 38 21
20. Granada 38 21

Gelişmelerden Haberdar Olun

@