19.04.2021, 17:49

Nihat Hoca’ya Sorular

Çok dilli, çok bilgili İlber Ortaylı, "Montrö Boğazlar Sözleşmesi bize Lozan’da elde edemediğimiz haklar verdi. Lozan’da Boğazların kontrolü tam bizim elimizde değildi" deyip duruyorken diplomalı ya da fakülte diploması olmayan siyasilerin Montrö konusunda ileri geri konuşmalarını anlamak ve yorumlamak zor. Ağzı olan her kişi konuşmak zorunda değil aslında… Bilen konuşsun!

Bilinen/ güvenilen tarihçilere danışmak ne güne duruyor?

Almanya’nın Düren kentinde bulunan 5 cami korona nedeniyle kapatılmış.

50 yıl sonra yalancı büyüklerin torunları "Almanya’da camilerimizi kapattılar 2021’de…" derse şaşmam…

Cami deyince malum siyasilerin yalanları geliyor çünkü aklıma…

Yakın tarihte bir gazeteci yazmıştı işin gerçeğini…

"1927 yılında, ülkenin din adamı ve cami ihtiyacını karşılamak üzere bir sayım yapılıyor. 14 bin 425 olan okul sayısının iki katı olmak üzere 28 bin 705 cami olduğu görülüyor. Bunun üzerine ihtiyaç fazlası ve harap durumda olan camiler sınıflandırılıyor. Cami ve mescitlerin sınıflandırılması hakkında nizamname çıkarılıyor. Buna dayanarak 1926-1960 yılları arasında ihtiyaç fazlası 494 cami ile 722 mescid arsası satılıyor. Üstelik bu satışların hepsi CHP döneminde değil, bir bölümü de 1950’den sonra DP iktidarında yapılıyor."

Gericilik tırmandıkça/ yalancılar cesarete geldikçe başlıyor vaveyla…

"Camiler kapatıldı!"

Camilerin depo yapıldığı yalanına gelince…

İkinci Paylaşım Savaşı’nın Almanya’nın Türkiye sınırına gelip dayandığı, Berlin’in Türkiye’ye saldırmasının beklendiği günlerde Cumhurbaşkanı İnönü, Almanların bir savaş halinde camileri bombalamayacağını düşünerek İstanbul’daki saraylarda ve müzelerde bulunan padişah tahtını, Hz. Muhammed’in sancağı, kılıcı, hırka-i saadetini, Hz. Osman’ın kanlı Kuranı Kerim’ini, Atatürk’ün Samsun’a çıktığı tahta iskeleyi bütünüyle 48 vagonda toplamış ve Alman uçaklarının menzili dışındaki Niğde’de üç camide koruma altına aldırmış, bunların çevresine de süngülü nöbetçi koydurmuş.

Bu satırları okuyan her kişi bu gerçeği İlber Ortaylı gibi bir tarihçiden de öğrenebilir pekâlâ… Allah’tan ki yaşıyor İlber Ortaylı…

Bu konuda üretilen yalanlar nedeniyle, yalan üreticisi olan kişilere de bunun hesabını sorabilirler…

Ramazan mübarek günde yalan söyleyecek değiller herhalde…

Gel gör ki yalanlar bitmiyor bu coğrafyada… Ramazan da fayda etmiyor yalancılar için…

Nihat Hatipoğlu’nun programlarını mı kastediyor bildiğim yok, Karar gazetesi yazarı Bekir Fuat’ın bir sözü çok dikkat çekici:

"Mesela sade Türkçeyle anlatılan hakiki bir dini programa rastlayamadım daha…"

Medyatik ve afili kavramların dine bakışta hâkim hale geldiğini söylüyor Sayın Fuat.

Serzeniş, ne Cumhuriyet’ten ne de Birgün’den…

Bilindiği gibi Hoca Ahmet Yesevi,  geçimini tahta kaşık yaparak sağlıyormuş.

Şimdikiler beş yıldızlı otellerde kızlarını evlendiriyor, otel işletiyor, patronluk yapıyorlar.

Sağ kafalı birinin, "Sağcı olanlar siyaset yapmayacak mı yani?" dediğini duyar gibiyim.

Gemileri olan bir delikanlının siyasetçi babasının "Benim oğlum ticaret yapmayacak mı yani?" demesi gibi.

Tecâhül-i ârif diyorlar buna… Bilip de bilmezlikten gelme…

Fakirliğe, yoksulluğa övgüler düzer gibi nutuk atanların zenginleşme yolunda Boeing 727 hızıyla yükseliyor olması karşısında konuşmayalım mı yani?

Sayın Bekir Fuat’a dönecek olursak…

Yıllardır her ramazan ayında çok sayıda kişi şunu yersem orucum bozulur mu, bunu içersem orucum bozulur mu diye sorup duruyor ya… Biraz daha sosyal olanlar "Yüzerken burnuma su kaçarsa?"nın yanıtını arıyor.

Ne hikmetse, yıllardır orucu neyin bozup neyin bozmadığını bir türlü anlayamadı bazıları.

Tabii ki büyük bir keyifle yanıt veriyor Nihat Hoca bu sorulara… Eline şeker verilmiş çocuk memnuniyetiyle…

Modernleştik ya… Bugünlerde sorular daha teknik gibi… Kredi çekip hacca gitmekle ilgili sorular, bitcoinli sorular soruluyor. Çağın özelliklerine denk düşen sorular sorulduğunda hoca, bocalıyor. "Bana göre" demeye başlıyor… Çünkü bu konuda henüz ortak bir karar alınmış değil, din işleri yüksek kurulunca…

Bu tür soruları soran kardeşlerimize "Mantığınızı çalıştırsanıza kardeşim!" diyesim geliyor ama sesimi duyan olmaz ki…

Yalanlara daha çok rağbet ediliyor.

Din konusunda birikimli bir isim olan eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nun doğru değil dopdoğru olan sorusunun yanıtını aramak, aklına gelmiyor nedense bizim sağcı cenahın. Anımsamış olalım eski başbakanın ne dediğini:

"Terörle mücadele defterleri açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz. Gelin hafızanızı bir yoklayın. İleride Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazıldığı zaman, eminim en kritik dönemlerden, birkaç aydan biri 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacaktır."

24 Ağustos 2019’da söylemişti bunu. Biz kulak verdik, ürperdik, heyecanlandık, korktuk o sözlerden… O iki tarih arasında demek ki iktidar olanlar kudurtmuş terörü… O sözlerden anlaşılan bu!

Sağcı siyasetçiler bunun nedenini/ niçinini sorguladılar mı dersiniz…

Sağ siyasete gönül veren kardeşlerimiz bu sözlerin muhasebesini yaptılar mı acaba?

Yapmadılarsa neden?

İnanmıyorlarsa Ahmet Davutoğlu yaşıyor. Soramazlar mı?

Ben yardımcı olayım, Nihat Hatipoğlu’na Sayın Davutoğlu’nun sözleriyle ilgili pekâlâ soru sorabilirler. "O kadar insanın kanına girildi. Caiz midir?" diye…

Kolay değil, 862 kişi yok edilmiş o kısa sürede.

Nihat Hoca, hem din âlimi hem rektör hem işadamı hem de televizyon programcısı… Ramazan günde yalan söyleyecek değil ya…

Gazeteler binlerce insanın yurtdışına aş için iş için kaçtığını yazıyorken, hatta bazı belediyeler bu konuda insan kaçakçılığı yaptığı yolunda iddialara maruz kalıyorken Sayın Başkanımız ne diyor?

"… İnsanlarımız çoğu zaman tedavi için, üniversite eğitimi, iş aş bulmak için Avrupa’ya Amerika’ya gitmek zorunda kalırdı. Allah’a hamdolsun bugün bu tablo büyük oranda tersine döndü. Artık yabancılar Türkiye’ye geldiklerinde bizim yollarımıza, köprülerimize, tünellerimize, havalimanlarımıza gıptayla bakıyor."

Sayın Başkanımıza Saygı Öztürk’ün yazdığı şu sözleri birinin anımsatmasında yarar var: "Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde, belediye meclisi kararıyla yurtdışına gönderilenler, devleti tuşa getirdi."

İsmail Saymaz ile Saygı Öztürk, dernekler eliyle adam kaçırma sektörüne değinen yazılar yazdı. Cumhurbaşkanımız da okusun bence… Eskiden tek tek kaçan vardı yurtdışına, şimdi örgütlü kaçışlar yaşanıyor. Hem de bazı belediyeler eliyle… O belediyelerin hangileri olduğunu da merak edenler araştırsınlar.

Tünellere köprülere gelince…

Bu konuda müteahhitlere sağlanan kolaylıkların neler olduğunu, o köprülerden geçenlerin ise zarar gördüğünü, gerçeğin ne olduğunu, geçtiğimiz günlere de Karadeniz kıyılarındaki yolun göçtüğünü okumayan/ duymayan kalmadı. Kazanan, Saray’ın hep o beş ayrıcalıklı müteahhidi…

Nelerin pahasına yollar, köprüler ve tüneller?

Bilmiyor muyuz?

İktidarın, halka hizmette mi bulunduğu yoksa beş müteahhite iş çıkarma peşinde mi olduğunu düşünen anlar herhalde. Yolcu garantili köprüleri - tünelleri öğrendik. İnsan merak ediyor, büyük büyük hastaneler yapılıyorken de hasta garantisi verdiler mi acaba…

Bu kuşku bile korkunç!

İktidar sahiplerinin paragöz oldukları ortada.

Özel okulu ve hastanesi olanların neden bakan yapıldığını anlamakta sıkıntı çekmiyoruz.

Paranın ilahlaştığı bir dönemi yaşatıyor AKP bize…

Süleymaniye Camisi’nin bahçesine bir göz gezdirin… Otoparktan farksız.

Cami görevlileri orada, İbn-i Haldun Üniversitesi’ne ait bir merkez orada, kıdemli esnaflar orada…

Şurası kesin ki onlar göz yumuyor buna. Kimbilir ne imtiyazlar adına…

Bir başka konuşulmayan gerçek şu ki, otoparktan gelen paraları yemek tatlı olsa gerek…

İlber Ortaylı’ya bence bu konuda bir kez daha soru sormakta yarar var. Eminim, "Süleymaniye’de Bayram Sabahı’nı yazan şairin ülkesinin düştüğü durum ne hazin!" diyecektir size.

Nedense Nihat Hatipoğlu’na bunun caiz olup olmadığı sorulmuyor hiç.

Varsa da yoksa da, "Neyi yersem orucum bozulur?"

Haykırasım geliyorum bu zevata: "Haram yersen!"

Nihat Hoca’ya başka sorular da sormak gerek:

"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Ahmet Altan’ın tahliyesini istedi.  Sayın Altan salıverildi. Güzel! Aynı mahkeme Osman Kavala ile Selahattin Demirtaş’ın da tahliyesini istedi. Onlar niçin hapiste hocam, caiz midir?"

Daha önce de Nazlı Ilıcak salıverilmişti. Cumhurbaşkanı’ndan merhamet dilediği için…

Ramazan ayı olur da Nihat Hoca’ya soru sorulmaz mı…

"Hocam, İstanbul Sözleşmesi feshedildi. 4 haftada 27 kadın öldürüldü. Bunun sözleşmenin feshiyle ilgisi var mı sizce?"

Ya da…

Şarkıcı Serdar Ortaç’a sormuşlar: "İddia edildiği gibi maddi durumunuzu kurtarmak için mi iktidara yakın duruyorsunuz?" O da şu yanıtı vermiş: "Devlet olmazsa hiçbir şey olmaz. Ben devletçi bir adamım. Devletin başına Kemal Kılıçdaroğlu da geçse yine savunurum. Tayyip Erdoğan varsa yine savunurum. Yarın başkası gelse onu da savunurum."

Kıbrıs’ta oynadığı kumarlarla anılan ve servetler kaybeden bu şarkıcının sözlerine "ne buyuruyorsunuz hocam?" diye sorsak da işin doğrusunu öğrensek mi acaba…

Ramazan mübarek günde demagoji yapacak değil herhalde…

Geçen yıl Ramazan ayında yaşanan bir olayla (siz provokasyon diyebilirsiniz) ilgili İlahiyatçı Cemil Kılıç’ın sorusu ise şöyle:

"İzmir’de bir camiden ‘çav bella’ şarkısı yayını yapan kişi saptanıp yakalanacak ve minarenin dibinde kendisine zorla ezan dinletilecekti. Mübarek Ramazan dolayısıyla aklıma geldi. Ne oldu o iş?"

Nihat Hoca’ya neden sorulmaz bu soru? Tam da zamanı değil mi?

Provokasyon, tezgâh, yalan ve insanları kandırmak ayıp ve günah değil mi?

Nihat Hoca’ya sosyal konular/ dini ve vicdani konularla ilgili sorular çok… Karşı karşıya gelsem ben de şunu soracağım:

"2. Abdülhamit günlerinde vatan, Cumhuriyet, inkılap, burun, murat, istikbal, adalet, meşruiyet, seçim, ihtilal sözcükleri kullanmak yasaklanmıştı. Çünkü burun denilince o kocaman burnu, seçim denince de kaybedivereceği iktidarı aklına geliyordu.

Bugün de "128 milyar nerede?"nin afişlerini asmaya yasak var. "Caiz midir muhterem hocam?"

Keşke Meral Akşener de sorsa:

"Halkımız aşı beklerken iktidar, Libya’ya 150. Bin aşı gönderdi. Caiz midir hocam?"

Ahmet Altan da sıcağı sıcağına sorar mı bilmem:

"Konya / Çeltik’ten gece yola çıkan kuru soğan yüklü kamyonlar, Türk bayraklarıyla/ korna sesleriyle Viyana’yı fethetmişçesine İstanbul’a ulaştılar. Sanki cepheye mermi taşıyorlar… Komik olmuyor mu hocam? Yapılan işi doğru buluyor musunuz?"

Hoca, ne yanıt verir bilmem.

Ramazan mübarek günde yalan söyleyecek değil ya…

Yorumlar (1)
Işık Karabay 5 yıl önce
Çok güzel!!!
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@