01.05.2021, 10:19

Nerede Kalmıştık

Üç hafta uzak kaldım Yorumcudan “Nerede Kalmıştık” deyip şöyle bir baktım düne ve bugüne eski tas, eski hamam. Türkiye bir zamanların “Güne Bakış” programı gibi, olaylar günlük yaşanıyor, arkası yarınla devam eder gibi olurken yeni bir olay, kör döğüşü bir kavga, gürültü ve sonuç sıfır elde var sıfır.

AMİRALLER AYAĞINDAN KELEPÇELİ

İktidar kendisi gibi düşünmeyen, eleştiren hele bir de vatandaşlık hakkını kullanıp bildiri yayınlayıp hodri meydan diyenlere karşı kin ve nefretini saklamıyor. Bunu yandaş yargı ile pekiştirip elinden geleni ardına koymuyor. Bunun son örneğini 104 Amiralin bildirisi ile gördük. Gözetim altına alınan Emekli Amirallerin uzatılan gözaltı sürelerinden sonra çıkarıldıkları mahkemece ev hapsi sayılacak bir kontrol tedbiri ile serbest bırakılırken, ordu evine giriş kartları iptal ediliyor, korumalı konut hakları ellerinden alınırken yasal olmayan bir şekilde elektronik kelepçe ile kelepçeleniyorlardı. Rütbelerini sökemeyenler, maaşlarına el koyamayanlar bildirinin içeriğinin genelde onaylanması ve halkın artık yeter demesi ile attıkları adımdan geri dönerek önce kelepçeleri söktüler, sonra ev hapsini kaldırdılar. Balonu patlattılar ama balondan dağılanlar halkın gözünü açtı, mağduru oynarlarken artık İstanbul Kanalının bir rant projesi olayı olduğunu ve ABD nin projesi ile hareket ettiklerini dünya aleme duyurdular…

KABAK TESUD’UN BAŞINA PATLADI

Emekli Amiraller bildirisinin ardından Türkiye Emekli Subaylar Derneği Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından gelen davet üzerine 5 Nisan Pazartesi günü Milli Savunma Bakanlığı’na (MSB) gitmişti.

Toplantı sonrasında MSB’den yapılan açıklamada, TESUD’un emekli amirallerin bildirisini kınadığına ilişkin bir açıklama yapmıştı. Bunun üzerine Türkiye Emekli Subaylar Derneği de aynı gün “Emekli amirallerin bildirisine yönelik herhangi bir kınama ifadesi kullanılmamıştır” diyerek MSB açıklamasını yalanlamıştı.

Vay sen misin yalanlayan TESUD Genel Merkezine mülkiye müfettişi ve dernekler denetçileri görevlendirilmişti…

Yetmemiş ki Emekli amirallerin bildirisinin ardından yapılan ikinci dalga gözaltı operasyonunda Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Genel Başkanı emekli Tuğgeneral Namık Kemal Çalışkan’ın evinde arama yapılırkenmkendisine ait telefon ve bilgisayar gibi dijitallere el konulmuştu.

Bu da yetmemiş ki derneğin Yönetim Kurulu Başkanı ve diğer Yönetim Kurulu üyeleri, 5253 sayılı Dernekler Kanununun 27’nci maddesinin üçüncü fıkrası gereğince geçici bir tedbir olarak bakanlık makamının onayı ile görevden uzaklaştırılıyordu…

Kin ve nefretin sonu yoktu. Ya biat edeceksin, ya sürüneceksin.

Geriye ne kalıyor önce derneğe kayyum atamak sonra derneği kapatmak. Elinizden geleni ardınıza koymayın gün olur devran döner, keser döner sap döner…

TESUD Genel Merkezine karşı yapılan bu işlemlere karşı diğer şubelerin ve üyelerin sessiz kalmasını da anlayabilmiş değilim. Hiç mi Sessiz Çığlık eylemlerine katılmadılar?  Bir destek sözcüğü, bir ziyaret, bir açıklama hiç mi akıllarına gelmedi?

10 Kasım töreninden sonra istifa etmekle haklı olduğumu düşünüyorum…

CAMBAZA BAK

Atlantik Konseyi (AC) Avrupa üyesi ve Oxford Üniversitesi’nden misafir araştırmacı Dimitar Bechev’e göre;

“Rusya ve ABD arasında gerili bir ipin üzerinde yürüyen bir cambaza” benzetiyor. Bechev’e göre, “Türkiye iki sandalyede birden oturuyor; Rusya ile jeopolitik iş birliği yürütüyor ve çıkarları örtüştüğünde ise yeniden ABD’ye dönüyor…”

Türkiye’nin dış siyasetinde ki görüntüsünü en iyi anlatan bu benzetme son derece doğru. Ancak Cambaz telde devamlı yürüyor, karşıya hiç geçemiyor. İpleri elinde tutanlar ipi çektikçe Cambaz düşüyor, yara, bere, kör, topal tekrar tırmanıyor. Aşağıdan “Cambaza Bak” tekerlemesi ile yürümeye ve düşmeye devam ediyor…    

DİKTATÖR MÜ DEDİN

İtalya Başbakanı Mario Draghi’nin AB liderlerinin Beştepe’de görüşmesi aşamasında AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in bir süre ayakta kalmasıyla ilgili olarak ”Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın von der Leyen’e karşı davranışına kesinlikle katılmıyorum. Bu uygunsuz bir durum, bu aşağılama için çok üzgünüm” ”Açık sözlü olarak onların ne olduğunu, diktatör olduklarını söyleyelim. Ancak ülkelerimizin çıkarları için onlarla işbirliği ve koordinasyona devam edelim” ifadesinin cevabı Beştepe’den beklendiği gibi iç politikaya yönelik efelenme olarak geldi.

“İtalya Başbakanı’nın yapmış olduğu açıklama tam bir densizliktir. Tam bir terbiyesizliktir.”

İtalyan siyasi parti liderleri ve sosyal medya kullanıcıları başbakanlarına sahip çıktıkları açıklamalar ise yenir yutulur lokmalar değildi. “Muhalefet milletvekillerini tutuklayan, Kürt köylerini bombalayan Bay Erdoğan’ın İtalya Başbakanı’na tarz ve terbiye dersi vermek istemesi gerçekten komik”

“Draghi sadece gerçeği söyledi”.“Draghi’ye geçmişte diktatörümüz olduğunu hatırlatması tuhaf. Erdoğan herhalde bizim diktatörümüzün sonunu hatırlamıyor” gibi yorumlarla bu işin sonu mahkemede biter diye düşünüyordum.

Ama nedendir savcılarımız bu ifadelerden dolayı İtalyan politikacılar ve sosyal medya kullanıcıları hakkında hakaret davası açmadılar. Acaba uluslararası hakaretler, hakaret sayılmıyor mu?

128 SAVAŞLARI

Merkez Bankası’nın kayıp olduğu iddia edilen 128 milyar dolarla ilgili 128 milyar doları hangi yöntemle, hangi kurdan kimlere, hangi tarihlerde, kimlerin imzası ile sattın sorularına cevap alamayan muhalefet çareyi pankartlarda buldu. CHP nin binalarına astığı pankartlara, TBMM ne asılan pankart ve Karşıyaka CHP binasından balonla uçurulan 128 MİLYAR DOLAR NEREDE pankartları gündemi meşgul etti. Ancak meşguliyet pankart da ki soru değil, savcıların toplatma kararlarında ki halkın binalara zarar vereceği, olayların önlenmesi gerekçesi yanında değişik anlamlar içeren yazıların da suç teşkil etmesi ve emniyet güçleri ile oynanan köşe kapmacalardı!…

84 MİLYON SORUMLU

Sağlık Bakanı Koronavirüsün yayılması, ölüm vakalarının artması karşısında yaptığı ’84 milyon sorumludur bundan’ açıklaması karşısında verilecek cevap tekdir. “Hadi oradan sende, halt etmişsin. Tek sorumlu var bu krizi yönetemeyen iktidar ve senin bakanlığındır…”

Örnek mi?

Önce geçen yıl aldığınız Haziran ayında ki sözde “Kontrollü Hayata” geçiş kararı yanlıştı. Sonra Mart ayın da alınan kararlar hepten yanlıştı. Aşı teminini planlayamadınız, bugün yarın şu kadar geliyor dediniz açıkladığınız takvimler hep ötelendi. Ekonomiyi ön plana aldınız sağlığı değil ne ekonomiyi yönetebildiniz ne sağlığı. Aldığınız kararlar sadece vatandaşa uygulandı, yandaşa iktidar cephesine ise sadece hoşgörü gösterildi. Geçilmeyen yollara, köprülere milyonlarca doları yandaş firmalara öderken kapanan işyerlerine, işinden olanlara üç beş kuruşu çok gördünüz.

İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in eşi Prens Philip’in cenaze törenine aileden sadece 30 kişi katıldı. Başbakan dahi katılmadı. 

Koronavirüs nedeniyle ölen ‘Nur cemaatinin meşveret grubunun lideri’ Hüsnü Bayramoğlu’nun cenaze törenine İçişleri Bakanı dâhil binlerce kişi katıldı.

Bir aile toplantısı organize ederek 10 kişi yerine 13 kişi katıldığı için salgın kurallarını ihlal eden Norveç Başbakanı Solberg, emniyet güçlerince 2 bin 352 dolar para cezasına çarptırıldı. Başbakanın gıkı çıkmadı ve cezayı ödedi.

Siz ne yaptınız akp nin parti kongrelerini “lebalep salon dolu” diyerek onları kutlayan Beştepe’ye bu kadarı da olmaz diyemediniz.

Binlerce kişinin katıldığı cenaze töreninde emniyet güçleri İçişleri Bakanına kalabalıkta yol açıyordu. Ceza kesmek vatandaşa, emniyetini sağlamak bakana ve cemaatçilere.

“Korona salgınında mücadelede en başarılı ülkelerden biri biziz” diyenlere cevap uluslararası camiadan geliyor. “Nüfusuna oranla, Türkiye dünyada vak’a sayısı açısından ilk sıralarda yer alıyor.” Ekonomik açıdan da farkımız yok mücadelede ki başarısızlığımızda. IMF verilerine göre yapılan araştırmalarda Türkiye’nin toplam gelir ve harcama desteği (sağlık harcamaları dahil) 7,6 milyar dolar ile milli gelirinin sadece yüzde 1,9’ini Covid-19 ile mücadeleye ayırdığı açıklanıyor. Bu rakamla Türkiye’nin dünyada Covid-19 ile mücadele için en az nakit harcama yapan ve gelir desteği ayıran ülkelerden biri olduğu belirtiliyor.

Görünen köy kılavuz istemez. Ne oldu beceremediniz ve 29 Nisan ile 17 Mayıs arasında tam kapanma dediniz. Nasıl bir kapanmaysa 42 maddelik 60 ı aşkın meslek grubuna serbesti var. Takkeni al cemaatle namaz kıl camiye git, fileni al markete git, torbanı al kuruyemişçiye git. Yasak olan yok mu? Var hem de fıtrata uygun Tekel bayileri kapalı,  haksız rekabet olmasın diye marketlerde de içki satışı yasak. Al sana virüsle mücadele, özel hayata müdahaleye verilen cevap mı umurlarında değil. Amaç yoklama yapmak şeriata giden ılımlı İslam da bir kapıyı daha kapamak.

Alınan tedbirler işe yarar mı, 60 bine varan vaka sayısından bugün 30 binlere düştü (test sayısının da azalması bu düşüşte etken midir?)  ama 394 ölümle rekor kırıldı hedeflenen günlük 5 bin vaka sayısına düşebilecek miyiz? 20 gün sonra anlayacağız. Görünen gerçek ise vaka sayılarında artışı dikkate alan İngiltere, Almanya ve Rusya Türkiye’ye turist göndermeyi yasaklarken tam kapanmayı tatile çevirenlerin sahillere akın etmesi ile virüs mutasyonlarının bölgesel tatile çıkacağı endişesi.

VATANDAŞA HİZMET, RENGİ GRİ

Beştepe’den değil Hasankeyf köprüsünün açılış töreninde esmiş, gürlemiş… “Türkiye’de yaşayamayan usanan biri ülkemize değil hayata küsmüş demektir. Aslında bunlar için bir ofis açıp bilet paralarını da verip göndermek lazım. Çünkü bunlar bu ülkeye yük, yük.”

Meğer böyle bürolar varmış hem de belediyelerde açılmış. Çeşitli toplantı, kültürel faaliyet ve etkinlikler için belediyeler gri hizmet pasaportu sağladıkları vatandaşları yurt dışına gönderiyor ve gidenlerden bir kısmı da iş bulmak ümidiyle geri dönmüyormuş.  Aradaki fark şu parayı belediyeler vermiyor, bir şekilde alıyor ister rüşvet deyin, ister hizmet. Mühim olan sosyal faaliyet, vatandaşa hizmet. Şimdilik suçlananlar akp li belediyeler ama eminim kabak muhalefet belediyelerinin başına patlar…

DEMOKRASİ KAHRAMANIYMIŞ

Kim mi? Ahmet Altan, hani şu ucube kumpas davalarının tetikçisi Taraf gazetesinin genel yayın yönetmeni. AİHM nin hak ihlali kararı ile tutuksuz yargılanmak üzere hapisten çıkarılınca demokrasi kahramanı ilan ediliverdi bazılarınca. Ahmet Altan, teröre alet ettiği o gazetesiyle ne gazetecidir, ne de demokrasi kahramanı o sadece basit ve sıradan bir tetikçidir. Nokta…

KOCA BİR YUH

CHP’li Başarır, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un yanıtlaması istemi ile vermiş olduğu yazılı soru önergesinden şu sözleri okuyunca bu O.Ç ları (yanlış anlaşılmasın Osmanlı Çocukları, anladınız siz onu) için söylenecek çok şey var da ben sadece “Koca Bir Yuh” diyorum…

“Mersin İli Çamlıyayla İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü; Çamlıyayla Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı’nın okullardaki öğrencilere dağıtmak üzere, Mavi Çatı Yayınlarına ait “Mustafa Kemal Atatürk Gençler İçin Nutuk” adlı kitap için izin isteğine, “Osmanlı Padişahı Vahdettin’e yönelik ‘soysuzlaşmış, alçak’ ve dönemin Osmanlı Hükümeti’ne yönelik ‘aciz, haysiyetsiz ve korkak’ ifadeleri kullanıldığı… ‘Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün elinde sigara gösterilerek’ öğrencilere olumsuz örnek teşkil edecek öğelere yer verildiği” gerekçesiyle 19.04.2021 tarihli yazısıyla olumsuz yanıt vermiştir.

Sonuç mu? Milli Eğitim Müdürü görevden alınmış yeter mi, yetmez aklı ve düşüncesi yerinde duruyor, yarın bir okula öğretmen atanır bu zehiri orada kusmaya devam eder. Meslekten alacaksın. Amiraller bildirisinde imzacılara maaşları kesilsin, rütbeleri alınsın diyen Bahçeli’den bu konuda tık yok sus pus ne mi var? Kitapları bağışlamak isteyen Ülkü Ocakları Vakfının başkanı görevden alınmış. Her halde Cumhur İttifakına parazit yapılmasına sebep olduğu içindir. CHP de ise bir iki açıklama haricinde eylem yok. Aynı dilekçe ile Türkiye’deki tüm okullara Nutuk yağdırmalarını beklerdim. Şimdi anlıyorum Harmandalı İlkokuluna geçen yıl yaptığımız 150 Nutuk bağışının ne kadar önemli olduğunu…

İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ HAK İHLALİ

CHP lideri Kılıçdaroğlu 31 Ocak ve 7 Şubat 2012 tarihlerinde partisinin Meclis grup toplantılarında yaptığı konuşmalarda Deniz Feneri davasına değinerek, o dönem başbakan olan Beştepe yi eleştirmiş ve açılan tazminat davaları sonunda, Kılıçdaroğlu, 10 bin lira tazminat ödemeye mahkûm edilmişti. AİHM ne yapılan itirazla “ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine” yönelik kararı ile Kılıçdaroğlu’na, 11 bin 385 euro maddi ve manevi tazminat ödenmesi kararı çıkmış.

Ödenecekte bu parayı kim ödeyecek? Devlet. Kılıçdaroğlu kime ödemişti RTE ye o zaman tazminatı niye devlet ödesin ki? RTE haksız kazanç almış geri versin. Bu davaların gerisi gelmeli.

İSTİFA MI DEDİN

Ticaret Bakanlığı, bakan Ruhsar Pekcan ve eşinin sahibi olduğu şirketlerden bakanlığa dezenfektan satın alındığını “Piyasa fiyatlarından oldukça aşağıda, usulüne uygun bir biçimde gerçekleştirildi” açıklamasıyla doğrulamıştı. Bu açıklamadan sonra Bakanın istifası istendi. Benim düşüncem bu kabine de istifa yok, görevden affını istemek ve affedilmek var, etik olup olmaması mühim değil bu kadar kusur kadı kızında da bulunur. Alan memnun, satan memnun, hayrını görsünler di…

Yanılmışım bırakın istifayı, af dilemeyi bir gece kararnamesi ile görevden alındı. Gerekçe görülen lüzum üzerine ve bir başka bakanlığın ikiye ayrılması ile yeni atamaların içerisine gizlenerek.

Bakan ise gayet pişkin teşekkür ediyor bu göreve getirildiği için anlaşılan minareyi çalan kılıfını hazırlamış. Bu arada 6.5 milyon liralık alımın sadece 507 bin liralık kısmı ucuz ve de usulüne uygun alınmış açıklamalarının da doğru olmadığı aksine fahiş fiyatla alımın yapıldığı ortaya çıkınca Bakanın Yüce Divana sevki isteniyor… Yok, artık o kadar da değil görevden alma zaten şaşırttı bir de bunu istemeyin.

RAMAZAN DA İKRAM YOK

Alın bir gündelik olay daha yeni atanan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla koltuğunu devlet korumasındaki A’ya devrettiği anda yaptığı konuşma tam bir rezalet.

Önce çocuğun devlet koruması altında olduğunu ve devlet evinde kaldığını ifşa ediyor. Hadi bunu düşünemedin aklı sıra devletin korumacılığını öne çıkarmak istedin.  Ramazan ayındayız, kendisine ikramda bulunamıyoruz ama bayramdan sonra arkadaşları ile misafir edeceğiz ne demek.

Hiç mi aklına gelmedi bir paket çikolata ile hoş geldin demek? Fıtratınız da var dini siyasete alet etmek…

UÇTU, UÇTU KRİPTO PARALAR UÇTU

Halen üç bilinmeyenli denklem olan Kripto para piyasasında meğer bu denklemi çözenler varmış. Şirketler kurulmuş, para alışverişi başlamış. Ne zaman ki devlet bir genelge ile bazı tedbirleri açıkladı. Denklemin hiç te öyle kolay çözülmeyeceği ortaya çıktı. Kripto para alım satımı yapılan Thodex’in sahibi Faruk Fatih Özer 2 milyar dolarla yurt dışına kaçtığı belirtilen ve hakkında kırmızı bülten çıkarılan, özel ekiple yurtdışında aranan kaçak sırra kadem basmış durumda akrabaları, çalışanları tutuklanırken bir diğer şirkette Muğla’da kepenk kapattı. Muğla’dakinin vukuatı ayyuka çıkmış yasak bahisten mahkemesi devam ediyor. Yani bile bile lades.

Thodex’in sahibi Faruk Fatih Özer’in bakanlarla ortaya çıkan fotoğrafları ve MHP Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı’nın oğlu ile bir başka şirkette olan ortaklıkları ise olayın siyasi ayağını akıllara getiriyor muhalefete. Hiç uğraşmayın siz Fetö’nün siyasi ayağı ortada dururken açık saçık belli iken bunu ortaya çıkaramadınız bu işten ekmek çıkmaz size parasını kaptıranlar ise hemen bir Tosuncuk’un paralarını kaçırdığı Çiftlik Bank mağduru bulsunlar. Malum damdan düşenin halinden damdan düşen anlar.

SOYKIRIM MI DEDİN?

Günlerce köpürttüler 23 Nisan’da ABD Başkanı Biden ile Beştepe telefonda görüşecek diye. Görüştüler ve açıklama yapıldı. İyi dilekleri iletmişler, Haziran’da NATO toplantısında görüşmeyi planlamışlar vs. Meğer asıl bomba ertesi gün patlayacakmış. Meğer Biden sağ gösterip sol vurmuş. Meğer Biden karpuzcunun geleceğini o gün çıtlatmış. Meğer Biden ters köşe yapmış.

Sen 23 Nisan’da al gülüm ver gülüm konuş ertesi günü 24 Nisan’da 1915 olayları soykırım de. Eh artık kaşınmıştı Biden ve kaşımak gerekirdi. Onu da Beştepe’den iyi yapacak dünya lideri yoktu. O ne bir gün, iki gün, üç gün çıt yok. Sustu, nihayet açıklama geldi sayın diye başlıyordu biz bekliyorduk Eyy Biden narasını, nerede dağ fare doğurdu, sıradan basit bir açıklama nerdeyse özür dileyecek asrın lideri. Hatta İP lideri zevzekliğine yeni bir ekleme yaparak ‘minnoş’ deyiverdi bu sessizliğe.  Sonrası mı bir başka yazının konusu…

ASKERİYE GİTSİNMİŞ

Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin “Narlıdere sahilinin turizme açılması gerektiğini bunun içinde askeri tesislerin ve Deniz Kuvvetlerine ait lojmanların kaldırılmasını istemiş”

Önce şunu söyleyeyim ki 10 sene kaldırılsın dediği o askeri tesislerde görev yaptım. Konuyu Narlıdere halkına soralım eğer onaylanırsa eyvallah. Konu öncelikle ekonomiktir, turizm tesisi kurmayı düşündüğü alan ne getirecek ne götürecektir. Hesabı yapılmış mıdır? Başkanın açıklamaları sıradan ve basit bir müteahhit aklı ile, yeşil alanı yok edip villa ile doldurarak rant elde etmek, askere karşı olan olumsuz düşüncelerinin dışa vuru mudur? Narlıdere’de denize girilecek yer neresidir, sahilde hangi sitenin önünde denize giriliyor hele bunu bir açıklasın sonra konuşsun başkan.  Çözmek istiyorsa önünde duran İnciraltı projesini çözsün sonra sıra deniz kenarına gelsin. Ayrıca başkan seçimlere ithal olarak Çiğli’den gelmiş ve Narlıdere’de yaşamamıştır, bihaberdir ve bihaberliği de devam etmektedir… 

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 33 51
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Karagümrük 33 31
18. Gaziantep FK 32 31
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 33 17
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Bandırmaspor 31 49
8. Boluspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Manisa FK 31 36
12. Keçiörengücü 30 36
13. Şanlıurfaspor 30 34
14. Ümraniye 30 34
15. Tuzlaspor 31 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 31 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@