15.01.2021, 11:21

Nazım Hikmet 119 yaşında....

Öğretmenliğimin son yıllarını Çankaya'daki Konak İş Eğitim Merkezi'nde geçirdim.

Burası, zihinsel engelli öğrencilerin okuluydu. 17-18 yaşından 45-50 yaşına kadar olan yetişkin bireylerin devam ettiği bu eğitim kurumunda destansı günler yaşadım dersem abartmış olmam.

Daha önce alt özel sınıfı öğretmenliği (özel eğitim sınıfı öğretmenliği) yapmıştım. Hüseyin Akdağ ve A. Ragıp Üzümcü İlkokullarında.

Eğitim enstitüsünde okurken bu konuda dört ay kurs görmüştüm çünkü.

Zihinsel engellilerle çalışmaktan haz alıyordum nedense..

***

Güzelyalı İlköğretim Okulu'nda kültür edebiyat kolu başkanıydım. Müdür Bey, üniversiteler ve belediyelerle olan ilişkilerim nedeniyle beni o konularda da görevlendirince işten boğulur olmuştum.15 günde bir de Konak Belediyesi'nin Eski As Sineması'nda yer alan kültür merkezinde de ' Söz, şiir ve Müzikle Buluşma Geceleri ' düzenliyordum.

Etkinliği, telaşı ise erip yetiyordu zaten...

O geceye dışarıdan sanatçı bulmak, programda yer alacak öğrencileri belirlemek pek kolay olmuyordu. Bir de dersine girdiğim sınıfın sorumluluğu...

Bunalır gibi olunca il milli eğitim müdür yardımcısı olan Muhtar Canda kanalıyla tayinimi istemiştim. Aslında kaçmıştım o güzelim okulumdan ve semtimden...

Her arkadaşın ve velilerimin gıptayla izlediği bir sınıfım vardı.

Harika öğrencilerle birlikteydim.

6 ders saati boyunca Vivaldi, Bach ve Beethoven'ın dinlendiği bir sınıfın öğretmeniydim. Yazarların, şairlerin ve kitle örgütleri yöneticilerinin ve gazetecilerin ziyaret ettiği bir sınıfım vardı. Dışarıdan gelen her konuğa Bertolt Brecht'in bir şiiriyle hoş geldiniz diyor, Nazım Hikmet'in bir şiiriyle de uğurluyorduk.

Burak, Ozan, Hazal, Kıvanç, Serhat, Ece, Orhan, Doğan, Mert, Korhan, Can, İsmail, Gökçe, Seda ve diğerleri...

YANLIŞ DEĞİL YANIT

Cevap sözcüğünü kullandı diye müfettişe "Yanlış konuşuyorsunuz öğretmenim, yanıt diyeceksiniz" diye topluca itiraz eden o canım öğrencilerimi öyle özlüyorum ki...

Tayinimin çıktığı günlerde Enver’in babasının İzmir Kız Lisesi önünde önüme çıkıp "O çocukları ağlatmaya hakkın yok hocam, lütfen okula dönün!" diye posta attığı(!) günü unutamıyorum. Neredeyse dövecekti beni...

Arada bir de olsa hiç unutmam Karataş'ın o Göçmen manavını ziyaret etmeyi...

YILLAR SONRA BULUŞMA

Müdürümün birden çok görevi üstüme yüklemesine dayanamamış,Güzelyalı’dan kaçmıştım kısaca...

Bir başka cennete düştüğümü anlayamamıştım önce.

İlk günlerde bunu anlayamamış olsam da sonra sonra iyice ısınmıştım. Gerek öğrencilerime gerekse de öğretmen arkadaşlara...

Başında biraz sorun yaşasak da sonraları çok iyi anlaştığım müdürüm Pakize Ulu ile yıllar sonra Karşıyaka'da gene buluşmuştuk emeklilik günlerimizde...

Okulumun bana kazandırdığı en büyük zenginliklerdendir Selim Karyelioğlu ile tanışmak...

Müdürüm de iyi anlaştığımızı bildiği için sanat atölyesi kurma düşüncemize düşünmeden evet demiş ve okula 'Sanat Atölyesi' kazandırmıştık.

Hangi okulda böyle bir atölye vardır ki...

Hangi okuldaki öğrenciler Bertolt Brecht'in Kafkas Tebeşir Dairesi'ni sahneye koyma başarısı/ becerisi gösterebilmiştir ki...

Özel mi özel olan öğrencilerle harikalar yaratıyorduk.

Sesimizi soluğumuzu duymayan kalmamıştı çevrede...

Okula gelip giden stajyer öğretmenler, veliler ve konuklar şaşıyordu başarılarımıza…

Hele bir öğrencim vardı ki görmeye / tanımaya değer... Erdal !

610 edebiyat- sanat tarihi- arkeoloji- tarih- coğrafya- sinema- tiyatro ve genel kültür sorusunu yüklemiş ve bambaşka bir adam yaratmıştım dersem lütfen mübalağa ettiğimi düşünmeyin. Otistik bir bireydi Erdal.

Geleni gideni şaşırtan...

Ama sataşmaya gör o zaman başka bir Erdal oluveriyordu. Ufak tefekti ama sinirlenince iki metrelik adama posta atmaya kadar götürüyordu işi...

***

Pakize Hanım'a önerdiğimde önce çekindi. Haklı olarak...

Selim'e de bana da güvendiği için sonunda evet dedi ve hiçbir okulda yapılmayan bir etkinliğe imza attık o yıl.

Nazım Hikmet'in doğumunun 100. yılıydı. UNESCO, o yılı 'Nazım Hikmet Yılı' ilan etmişti.

Biz de Nazım'ı okulumuzda şiirlerle/ şarkılarla anacaktık.

Konak İş Eğitim Merkezi olarak, İzmir'in eğitim tarihinde bir ilk'e imza atıyorduk.

Ülkesinde yıllarca yasaklı Nazım Hikmet adına düzenleyeceğimiz etkinlikte öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz ve dışarıdan gelen konuklarımız Nazım olup haykıracaktık o gün. En güzel şiirlerle ve şarkılarla...

Vali yardımcımız Mustafa Korkmaz Dinçer, başta olmak üzere il milli eğitim müdür yardımcıları, müfettişler, Konak İlçe Milli Eğitim Müdürü, sivil toplum kuruluşlarından temsilciler, öğretmenler ve veliler olarak o gün Nazım olduk çağıldadık.

Doğduğu yeri, şiirlerini, mücadelesini, memleket özlemini mi biliyordu öğrencilerimiz, ya da velilerimiz?

Öğrendiler.

Nazım'ın yurtseverliğini, cezaevlerindeki yaşamını ve ona hayatı zindan edenleri...

Nazım'ın 100. yaşını Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir okulda kutluyorduk.

Başta müdürümüz olmak üzere okulumuzun tüm öğretmenleri olarak bu onuru yaşadık.

Şair olan vali yardımcısının konuşması ise renk katmıştı etkinliğimize.

Şiirleri dünya dillerinde şarkı - türkü olan büyük ozanımızı bağrımıza bastık o gün.

VE BİR TEŞEKKÜR BELGESİ

Aradan 19 yıl geçti.

Öğrencilerimiz eminim, büyük Türk şairi Nazım Hikmet'i her 15 Ocak'ta anıyor, şiir dolu o sahneyi anımsıyorlardır.

Benim bildiğim, cebinde Nazım'ın şiirleri var diye çok ama çok kişi yargılandı, cezalandırıldı bu ülkede. Şiirini okuyanlar, Nazımseverler cezaevlerinde yıllarca yattılar, eziyet gördüler.

Etkinliğin üzerinden bir ay bile geçmemişti…

Pakize Hanım, atölyeme telefon açıp beni çağırdı. Elinde iki büyük zarf vardı. Birini bana uzattı. "İstedim ki yanımda açasın, milli eğitimden geldi. Aç bakalım ne var içinde?" dedi.

Söylerken gülüyordu.

Diğerinin ağzı açıktı. "Bu da bana geldi" dedi.

Heyecanla açtım. O ne?

Okulumuzda düzenlediğimiz etkinlik için il milli eğitim müdürü Behçet Yavuz beni kutluyordu. Teşekkür ediyordu. Bir Teşekkür Belgesi idi elimdeki.

Hiç alışık olmadığım, hiç almadığım…

Şiirini okuyan, kitabını bulunduran ceza alıyorken ben Nazım Hikmet adına bir etkinlik düzenlediğimiz için teşekkür alıyordum o günlerin demokrat il milli eğitim müdüründen.

Kendisi katılamamış, yardımcısını göndermişti etkinliğimize ama yüreği bizimleydi. Biliyorduk bunu...

Sonraki aylarda, "Daha önce hep cezalar almışsın, ben de bir ödülle sevindireyim dedim." deyişini nasıl unutabilirim…

Evet... İzmir'in en çok ceza alan öğretmeniydim.

EGE TV. bu konuda okula gelmiş ve benimle özel bir program yapmıştı.

Aykırı öğretmen Recai Şeyhoğlu diyerek…

(Haberci Zişan Akar’ı saygıyla anıyorum)

Aradan 6 gün geçince bir ceza daha…

Cezalara alışmıştım. Yasaklanmış eyleme katılmaktan, memura hakaretten, iş bırakma eylemine katılmaktan, milli eğitimden izin almadan basın açıklaması yapmaktan, yazmaktan, eğitim sistemini eleştirmekten...

Hatta kanıksamıştım.

Radyolarda, televizyon kanallarında "MEB Müsteşarı görevinden alınsın!" diyen bir öğretmendim.

24 Kasım’ların birinde / (İzmir’de yayın yapan) Kanal 1 Televizyonunda "Omzunda tenekeden kalabalık taşıyanlar benim günümü belirleyemez!" diyen bir öğretmendim.

Annem, babam, okuduğum kitaplar, Nazım’ın şiirleri, rol modellerim nedeniyle böyle konuşuyordum.

Şaka değil…

Ben Nazım Şiirleriyle büyüdüm.

UNESCO, 2002’yi NAZIM HİKMET YILI ilan etmiş.

Konak İş Eğitim Merkezi’nin Sanat Atölyesi olarak bunu bilip dururken biz bir şeyler yapmayacağız ha!.

Romantik Komünist için, 'Güler Yüzlü Şair' için, 'Mavi Gözlü Dev' için , ‘Paşazade Nazım’ için bir etkinlik yapmayacağız ha…

Ressam Ayşe Celile Hikmet Uğuraldım’ın oğlu Nazım Hikmet Ran için o gün okulumuzun tarihine silinmez bir anı bıraktık.

Müdürüm, öğretmen arkadaşlarım, öğrencilerimiz ve velilerimizle…

Vali yardımcımız, il ve ilçe milli eğitim yöneticilerimiz, müfettişlerimiz ve değerli konuklarımızla…

Unutulmaz bir 15 Ocak’tı.

İçimizi ısıtan…

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@