08.02.2022, 08:30

Mitomani

Psikiyatride mitomani olarak tanımlanan patolojik yalan. Yalan söyleme alışkanlığı…

Bu hastalığa sahip olan kişilere de mitoman denir.

Yukarıdaki tanımı google’dan aldım. 

Yalan söylemek/ hırsızlık ve  birine iftirada bulunmak kutsal kitaplarda hep kınanır. Yapanlar ayıplanır.

İstanbul’un Başkanına yapılanları gördükçe bu işi yapanların kutsal kitabımızdan bihaber olduklarını düşünüyorum.

Başkanın içtiği yok, ama kafa çektiğini ima ediyorlar. İçki içtiğini görmeden bu şekilde iftirada bulunmanın 'ayıp' olduğunu bilmiyor olsalar gerek.

Yalan söyleyenler, iftirada bulunanlar da hep din/ iman muhabbeti yapanlar…

Balık yedi diye ortalığı velveleye verenler İmamoğlu’nun  bir türlü haram yediğini söyleyemiyorlar ama… İmamoğlu aleyhinde  günlerdir  iftira kampanyalarına çanak tutan medya, nedense Isparta’da günlerdir devam eden  elektrik kesintisini ve elektrik olmadığı için donarak hayatını kaybeden Ramazan Nazlı’yı ise bir saniye olsun haber yapmadı.  Aylık geliri 1296 lira olan Ramazan Nazlı’nın donarak değil de ısrarla kalp krizinden öldüğünü açıkladı Sayın Isparta Valisi.

***

Nedense aynı medya, teftiş kurulunun geçmiş dönemdeki saptadığı toplam kamu zararı ve yolsuzluk miktarının 13 milyar lira olduğunu da haber yapmıyor bir türlü…

Hırsızları kollama medyası mıdır bu, anlamak zor.

İftiracıların/ yalancıların kudurganlığı, İstanbul’un el değiştirmesinden kaynaklanıyor. Bunu Kahire’deki, Yeni Zelanda’daki canlılar da biliyor artık.

Nazi yalanları bile, bizdekilerin yanında çok masum gibi…

Dünyada mitomani konusunda yarışma açılsa birinciliği kimselere kaptırmayacağımız ortada.

Bu konuyu fazla düşünür oldum ya…

Evvelki gece rüyamda İbn-i Haldun’u gördüm. Şair Eşref ve Neyzen Tevfik ile birlikte balık yiyorlardı. ‘’Sizce dünyadaki en büyük mitoman kim?‘’ diye soruvermişim  üçüne de... Ters ters yüzüme baktılar, ‘’Bilmiyormuş gibi konuşma lan!‘’ dediler.

‘’Kör müsün sen, dünyanın dörtte üç buçuğu biliyorken  sormanın gereği var mı bu soruyu!‘’ 

 ***               

Geçtiğimiz hafta içinde Yavuz Kitabevi’ne uğradım. Birgül Hanım’ı görmeye…

Ödül verilen 40 kişinin içindesiniz Birgül Hanım, kutlarım dedim.

Birgül Hanım’ın yanıtı mı?

‘’Haberim yok Recai Bey. Beni bu konuda bilgilendiren olmadı hiç.’’

Ödül veren mi yoksa ödüle layık olduğu söylenen mi yalan söylüyor, anlayamadım.

Benim bildiğim, Birgül Hanımla yalan bir araya gelmez. Acaba yanılıyor mu diye aradan iki gün geçince tekrar sordum: ‘’Ödülle ilgili sizi arayan oldu mu Birgül Hanım?‘’

‘’Hayır‘’ dedi.

İlginç değil mi?

Prof. Dr. Semih Çelenk de aynı kişinin dağıttığı ödülü reddedenlerden. Sahici  bulmamış  ödül dağıtımını… Ödül verici, hem Semih Çelenk’e ödül vermiş hem de ona üniversitede mobbing uygulayana…

Semih Çelenk’in ödülü reddetmesi bundan. 

Ödüllerle ilgili gördüğüm yanlışlıkları yazmıştım yıllar önce.

Birilerinin önüne gelene ödül verdiği yıllardı. ‘’Ödülü verenleri anladık da, ödül alanlar bana neden verdiler bu ödülü diye  merak etmezler ki…’’ demiştim o yazımda. 

Devam ederek ‘’Ödül vermenin kriterleri nelerdir?‘’ diye de sormuştum.

Yanıt veren de olmamıştı.

Anısı güzel Bülent Habora da anlatmıştı vaktiyle ödül dağıtımıyla ilgili komiklikleri ve o günlerde Evrensel’de de yer vermişti benim düşüncelerime.

Şimdi de bir başkası dağıtıyor. Önceki ikilinin izini sürer gibi…

İlkini 25 yıl önce yapmış ve 27 kişiye vermiş. Şimdi de yaklaşık 50 kişiye…

Anlıyoruz ki 2047’de de 100 kişi ödül alacak.

Ödül verilenlerin arasında  neden bir Veli Lök’ün, Hidayet Karakuş’un, Muzaffer Tunçağ’ın olmadığı, neden Özdemir Nutku ve Dinçer Sezgin’in unutulduğu, neden  ÇYDD’nin  olmadığı ya da neden bir muhtarın olmadığı ya da çeyrek yüzyıl Konak Belediyesi Kültür Müdürlüğü yapan Salim Çetin’in neden bu listede yer almadığı dikkatimden kaçmadı.

Seçici kurulun ödül verme ölçütü ne diye merak ediyor insan, ister istemez…

Diyelim ki bir ödül dağıtıcı aynı zamanda kitapları olan bir bilim insanı ya da yazar… Kitaplarını basan yayınevine / yayınevinin sahibi olan kişiye ödül veriyor. Garibinize gitmez mi?

Ödüllerin ciddiyetinden kuşku duymaz mısınız?

Benim bildiğim çok yaman bir gazeteci olan Macit Sefiloğlu - Nesrin Coşkun’un da çok katkıları oldu İzmir’e. Neden 2. İzmir Ödülleri listesinde göremiyoruz onları?

Ben çok dolaştığım, çok kişiyle röportajlar yapıp yayımladığım için biliyorum. Yarım asırdır İzmir’de müzik dersleri veren, Karşıyaka’da ise açtığı müzik okulunda yüzlerce öğrenci yetiştirmiş olan Galip Çevik Müzik Okulu ve Galip Çevik’in başarı dolu öyküsü neden bir ödüle  layık görülmez?

Bir şeyler üreten ve yaratan kişiler niçin unutulur?

Neden hep tanıdık- bildik kişiler?

Basmane’nin tarihini ondan iyi bilen yok ama İzmir adına bir ödüle layık görülmüyor  Orhan Beşikçi. Tuhaf değil mi?

Efsane olmuş futbol adamı Mustafa Denizli neden unutulur örneğin?

İl milli eğitim müdürlüğü yaptığı yıllarda öğretmenlerin ve eğitim sendikalarının gönlünde taht kuran Behçet Yavuz, emeklilik yaşamında da bir özel kurucusu olarak akla gelmez başarı öyküleri yazıyorken neden bu listede yok?

Benim saydığım kadarıyla 47- 48 kişi var listede. Ödül veriyorsunuz ama kimin hangi dalda ödüle layık görüldüğünün bir açıklaması yok. En başarılı magazinci midir de ödül veriyorsunuz  bazı arkadaşlarımıza? Bir buluşa mı imza atmıştır ödül alanlardan biri?

En başarılı öykücü olduğu için mi almıştır ödülü yazar bir arkadaşımız?

Ödüllü yazar Gönül Çatalcalı neden yok örneğin?

Hakkında tek olumsuz söz söylenmemiş olan Gazeteci  Hürol Dağdelen, ihmal edilecek biri midir de adı listede yok?

İnsanı kör cahil yerine koyan bir anlayışın şaha kalktığı dönemi yaşıyor gibiyiz.

Seçici kurulun kimlerden oluştuğunu da bilmekte yarar var bence. Sahi, kimdir onlar?

Tarihçi Ergün Aybars’ın ödüle neden layık görülmediği ya da neden seçici kurulda bulunmadığı da düşündürücü değil mi?

Her yıl 9 Eylül’de alternatif 9 Eylül kutlaması yapan, Hür Efe gazetesinin sahibi olan Cem Üsküp, neden unutulmuştur örneğin… Antikacılar Derneğinin başkanı olan Cem’in İzmir için hiç mi önemi  yoktur?

Ödül verici yoksa küs mü Cem ile?

İzmir’in en eski ve en sevilen gazetecilerinden olan Erkin Usman, ödülü veren kişiyle olan dargınlığı nedeniyle  listede tabii ki yer almayacak(!) ama nasıl unutursunuz İzmir’in en eski sahafını ?

Kemal Anadol gibi üretken bir yazar ve siyasetçiyi?

***

Yalan ve sahici olmayan işlerle içli dışlı bir toplumuz.

Mitomanlarımız çok. Hem de dünya birinciliği alacak kadar…

Şu işe bakın siz, ‘’Çelenk koyarken başımızda biten polis, heykele halat bağlanırken neredeydi?‘’ (SÖZCÜ- 5 ŞUBAT 2022) diye başlık atmak zorunda kalıyor bir gazete.

Samsun’daki tarihi Atatürk heykelini bilindiği gibi iki saldırgan kuzen yıkmak istemişti.

Dünyanın hiçbir ülkesinde kurucu liderlere böylesi çirkinlikler yapılmıyor.

Merak ediyor insan, kimden cesaret alıyor bu meczuplar?

Cehaleti sömüren Cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarına gün mü doğdu nedir anlamak zor.

‘’Pişman değilim. Yıkamadığımız için üzgünüm’’ diyen saldırganların bu cüreti kimden aldıklarının  bilinmesinde  sayısız yarar var. Bilinmeli ki  bu Ticani artıklarının arkasındakiler teşhir edilebilmeli ve gerçek ortaya çıkarılmalı. Gazeteciler bunu ortaya çıkarmak zorunda.

Sefalette birinci, işsizlikte birinci, yoklukta birinci, yoksullukta birinci, adaletsizlikte birinci olmamızın bir sonucu mu yoksa bu?

Bizi bu sonuca götüren siyasilerin mi payı var yoksa?

Sri Lanka, Nijerya, Pakistan bile bizim gerimizde kaldı.

İdeolojik fay hatlarıyla oynayanların yarattığı bir tablo mu yoksa?

Yurtdışı burslarının usulsüz kullanımı nedeniyle İBB’nin 5,8 milyon lira zarara uğraması, iktidarı mahcup eder diye düşünüyorken bir bakıyoruz iktidar yanlıları İmamoğlu’na olan saldırılarını daha da arttırıyor.

Bunun adı nedir diye sözlüğe bakınca sözlükteki o sözcüğü ben buraya yazamam. Utanırım. Biraz da korkarım. Agalar, çok kızar çünkü…

Cumhurbaşkanımız daha da çok kızıyor, bilmeyen yok.

Korkarım yazmaya…

Cahilleştirilen ve yoksullaştırılan insanlar, gene bazılarının işine yaradı. Atatürk heykelinin yıkılmak istenmesi ve yarattığı sansasyon nedeniyle pahalılık/ işsizlik unutturulmaya çalışıldı.

Ticani tarikatı kurucusu Kemal Pilavoğlu denilen serserinin üç erkek çocuğuyla çırılçıplak vaziyette eşi tarafından  yakalanmış bir ahlaksız olduğunu bilmeyen cahilleştirilmiş potansiyel Neo Ticanilerin iplerinin kimlerin elinde olduğunu sezenler, Samsun’daki bu saldırıya seyirci kalmayıp tepkilerini ortaya koydular.

Yetmez!

Yurdun dört bir köşesinde bu saldırının protesto edilmesi gerekir.

Pahalılığın / işsizliğin protestosuyla birlikte…

Domokratik tepki her vatandaş için bir haktır. Gel gör ki hak arayan herkesi terörist gören bir Cumhurbaşkanı ve içişleri bakanı var ülkemizde. Hak arayan olmasın istiyorlar.

TÜİK’in bile tüm makyajlama çabalarına karşın yıllık enflasyonu yüzde 49,69 olarak açıkladığı bir dönemde  anlaşılıyor ki iktidara sansasyonel bir olay gerekiyor.

Olayı sahneye koyacak öyle çok cahil ve yoksul var ki,  C.R.F. ve B.F. onlardan ikisi. İkisi de sabıkalı zaten… 

Baksanıza…

C.R.F.’nin hakaret, tehdit ve kasten yaralama suçlarından 4, B.F.’nin ise uyuşturucu kullanmaktan 11, uyuşturucu ticareti yapmaktan 2, kasten yaralamadan 9, taksirle yaralamadan 3, alkollü araç kullanmaktan 2, polise mukavemetten 1, suç uydurmadan 1, tehditten 1, kaybolmuş eşya üzerinde tasarruftan 1 ve narkotik suçlar kapsamında da 3 olmak üzere toplam 34 dosyasının mevcut olduğu bildirildi.

Yani… Kullanışlı/ kolay tipler…

Kimin/ kimlerin işine yarar bu kişiler?

Onları bu duruma düşüren kimlerdir?

Çok düşünmeye gerek var mı sizce…

Biraz düşünün, bulursunuz kim/ kimler olduğunu.

***

Dünyada ilk 400’e giren üniversitemiz kalmadı.

İlkokul 4. Sınıftaki her 100 çocuktan 75’i matematik eğitiminde yeterli düzeyi yakalayamadı.

Prof. Dr. Selahattin Turan diyor ki ‘’Okul terkleri artacak.’’ 

Yani…

Cehalet günden güne artmakta…

Artmakta değil… Arttırılmakta…

Atatürk heykellerine saldırılar, hırsızlıklar, yolsuzluklar, mitomanlar azalır mı sizce?

Cahilleştirme- Yoksullaştırma !

İktidarın ömrü bu ikiliye bağlı.

Bunun için  bol bol yalan!

Kutsal kitaplara göre ayıp/ günah oysa…

Kutsal kitaba kulak verdikleri yok ki…

Uyan, uyan ey halkım!

Silkin biraz!

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@