29.03.2022, 14:48

Milli Totem

Milli takım; canımız, kanımız, kıymetlimiz, her şeyimiz… Sadece futbolda değil! Tüm branşlarda ay yıldızı kuşanmış kim ya da hangi sporcu grubu varsa, bakış açımız da; yüreğimizden çıkan sıcaklıkla birlikte değişir ona ya da onlara karşı… Farklı gözlerle izler, farklı bir heyecan duyarız milli müsabakalarda… Ve hatta öyle severiz ki, Dostoyevski’nin “sevmek acı çekmektir ve başka türlüsü sevgi olamaz” sözündeki gibidir bizimkisi…

Ben de, son oynanan Portekiz-Türkiye milli futbol maçında, aynı hislerle kurulmuştum televizyonun karşısına… Ve hatta, her ikisi de alt yapılarda top koşturan iki evladımla beraber… Evimizin salonunu mini bir futbol mabedine tam anlamıyla devşiremesek de, bizim için yeter olan hazırlıkların karşısında başlıyordu milliler Portekiz önünde…

Üç erkek yan yana gelince, bir de gözlerinin önünde çağlayan futbol şelalesi varsa, yorumlamadan, yorum yapmadan olur mu hiç? Müsabakanın henüz onuncu dakikası olmamıştı ki, tam anlamıyla konsantre olamayan takımımızın saha içerisindeki dizilişinden tutun da, top rakipteyken vereceği/verdiği tepkiye kadar başladık söylenmeye… Zaten bundan beş dakika sonra da ilk golü kalemizde görüyorduk. Eleştirilerimizin dozunu aşmadan ve yerinde olduğunu düşünerek ilk yarının sonuna değin, evimizin üç erkeği birlikte izledik. Hatırlayacaksınız, ilk yarının sonlarına doğru, ilk golün sahibi Portekizli Otavio’nun pası ile buluşan Jota, Portekiz’in ikinci golünü ağlarımıza bırakıyordu. Maç 2–0 olunca ve hemen arkasından, ilk yarının bize göre paslı düdüğü de çalınca, çil yavrusu gibi dağıldık mini stadımızdan…

İkinci yarının başladığını, çocuklarıma seslenerek bildirmeme rağmen izlemek istemediklerini belirtir ünlem ve/veya ifadelerle aflarını istediler. Koca statta bir başıma kalmıştım. Karşımda televizyonumuz ve uygun ses seviyesinde, 2–0 yenik seyirci psikolojisine bürünmüş, tabir yerindeyse üçlü koltuğa gömülmüştüm.

Açıkçası, ikinci yarıdaki başlama vuruşu ile, milli takımımızdaki toparlanma ve şuurlu hareketler göze çarpmıyor değildi. On dakika kadar sonra, milli takım daha da rahat top yapmaya ve daha etkili ataklar çıkarmaya başladı. İşte o an, aklıma düştü milli totem; tek başıma mı izlemeliydim? Bizim takımın akılcı oyunu daha da göze batmaya başladığı sıralarda, Cengiz’in şiir gibi pasıyla ceza alanında buluşan ve düzgün bir vuruşla gol sayısını hanemize yazdıran Burak, bu savımı doğrular nitelikteydi.

Ama, insanoğluyum ben ve yüreğim paylaşmak ister her güzelliği, her iyiyi… Özdemir Asaf’ın, “Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz” sözü cebimde, ünledim ben de “goooooool” diye… Küçük oğlum koştu geldi ve skorboarddaki rakamları görünce oturdu kaldı tribündeki numaralı koltuğuna… “Şşşşt, hey, oturma, totem yapıyorum” diyemedim.

Neyse, bir santra vuruşu daha derken, bizim takımda az da olsa, bir düşüş, bir kırılma hissediyorum ama, tribüne de kolluk kuvvetlerini göndermek istemiyorum; “oğlum kalk git yat, yarın okulun var!”. Maç bir gidiyor, bir geliyor. Tanrı yukarda; “Enes” girmeli diye yorum yapıyorduk birlikte… Golden sonra o da oldu ama maç bize taraf, tam anlamıyla yatmıyor bir türlü…

Sonra nasıl olduysa, Enes’i yerde yatarken ve ısrarla acı çekerken bulduk. Dakika sekseni geçmiş. Maçın sonu gelmiş yani. Penaltı olur mu? Olur! Bizim tribün ayakta… Var denen sistemin çağrısı ile pozisyonu izlemeye giden maçın Alman hakemi Siebert, yüzünü döndü penaltı noktasına, ağzında düdük, elleri de noktayı gösterir, başladı mı koşmaya…

“Dur koşma, bağırma ağabeyine, bırak uyusun o odasında. Sen geldin, o gelmesin, totem bozulacak!” diyemedim. Sonrasını biliyorsunuz. Biz, mini stadımız olan evimizin salonunda, üç kişi başladık ve üç kişi bitirdik maçı… Portekiz yoluna devam ederken, kaçan penaltı sonrasında, tüm umutlarımızı geleceğe bıraktık.

“Son Avrupa Şampiyonu koskoca İtalya elendi” dendiğini duyar gibiyim! Evet, haklısınız, şimdi de hazırlık maçında, iki mağluptan bir galip çıkarmaya çalışacak sistem…

Haydi hayırlısı…

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 33 51
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Manisa FK 31 36
12. Keçiörengücü 30 36
13. Şanlıurfaspor 30 34
14. Ümraniye 30 34
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 31 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@