21.08.2020, 10:56

Mehmet Zaman Saçlıoğlu – Sevim Dabağ

"Kars’ta bir heykel yıkıldı, içimdeki direnç çöktü. Eski tren rayları söküldü, çevrelerindeki bahçeler gibi sessiz/ ıssız kaldım. Gezi Parkı’nda dostlukla birleşmiş insanlara saldırıldı, tüm resimli roman kahramanlarım canlandı. Bir sarhoş, yavru bir köpeği denize attı, ben sarhoşu atamadım. Gecenin geç bir vaktinde kapımın önüne sığınmış kediye biber gazı sıkıldı, ben o sıkanı bulamadım." diyor kahırla Mehmet Zaman Saçlıoğlu.

Belli ki çok üzülmüş, çok canı sıkılmış. Öfke dağına dönmüş.

Bu kadar dış etken ona fazla gelmiş olmalı ki bilinçaltının yanardağı patlamış sonunda ve…

BirGün çıkmış ortaya.

Onun yazdıklarıyla bir kez daha yaşıyorsunuz yüreğinizi/ beyninizi yaralayan olayları…

Minik minik öykülerle kâh kahroluyorsunuz kâh dertleniyorsunuz.

Mehmet Zaman Saçlıoğlu, öyküleriyle aydın portresi çizen bir yazar.

Onun öykülerini okuyup da Diderot’u, Sartre’ı, Tolstoy’u, aklına getirmeyen tek kişi yoktur dersek bu abartı olmaz.

Sahi ne demişti Diderot?

"Gerçek insan muhalefeti yüreğinde taşıyan insandır."

Sartre ne demişti?

"Yazarın asıl işi göstermek, kanıtlamak, açıklamak, aldatmacaları ortaya çıkarmak. Masalları, putları küçük bir eleştiri banyosunda çözündürmektir."

Ya Tolstoy?

"Acıyı duyuyorsan canlısın. Başkasının acısını duyabiliyorsan insansın."

Mehmet Zaman Saçlıoğlu’nun diğer öykülerinde de teneffüs ediyorsunuz ‘aydın’ lığı.

Ülkesinin- insanının sorunlarını kendi sorunu bilip içselleştiren, tanıklığını arı- duru bir dille okuruna aktaran, onu düşündüren, çözüm arayışı yolculuğuna çıkaran Mehmet Zaman Saçlıoğlu, istiyorum ki hep öyküler yazsın!

***

Gittiğim her ülkenin meydanlarından başka ara sokaklarına girer, kaybolurum. Bunu bilerek yaparım. Karşıma çıkanlarla merhabalaşır, ilgi görürsem de evine girip salonunu/ mutfağını, yerdeki halısını, kullandığı buzdolabını görmek isterim. Başkalarının ev hâli oldum olası ilgimi çekmiştir benim.

Bu merakım bana çok şeyler öğrettiği gibi bazen korktuğum da olmuştur.

Şairlerin, yazarların ev hâllerini de öteden beri merak ederim. Örneğin evin içinde terlik giyiyor mu, koltuk takımı, kitaplığı, eşine/ çocuğuna olan tavrı, nasıl yazdığı gibi konuları bilmek isterim.

Gazeteci Sevim Dabağ da benim gibi meraklı anlaşılan…

Sabahattin Kudret Aksal, Salâh Birsel, Edip Cansever, Ahmet Muhip Dıranas, Attila İlhan, Behçet Necatigil, Tahsin Saraç, Cemal Süreya ve Can Yücel’in eşleriyle gidip konuşmuş, onlar hakkında en ince ayrıntısına kadar değilse de merak ettiğimiz kimi özelliklerini bize aktarmış. Onları daha iyi tanımamıza yardımcı olmuş.

Siyaset bizde çok konuşulan bir konudur ya… Örneğin Sabahattin Kudret Aksal evde hiç siyaset konuşmazmış. Siyasal yanı yokmuş. Geceleri yazarmış. Bazen aklına bir sözcük ya da dize gelse yataktan kalkar yazarmış. Vapur yolculuklarında kalabalığın arasına girmezmiş hiç. Hiç yüksek sesle konuşmazmış. Hiçbir şeyden şikâyet etmezmiş.

SalâhBirsel günde dört paket sigara içiyormuş. Sekiz on bardak da sütsüz/ şekersiz nescafe içermiş.

Edip Cansever, çocukluğunda okuldan kaçtığı zaman hep kütüphaneye gidermiş. Kökleri Anadolu’da olmasına karşın o hep İstanbul şairi olmuş.

Ahmet Muhip Dıranas, her dakikası değişken bir şairmiş. İçki içmeye ortaokul yıllarında başlayan Dıranas, sigarayı da birini söndürüp diğerini yakacak kadar çok içermiş. Çok dağınık bir hayatı olmuş.  İhtilalden önce Demokrat Parti’nin desteklediği Zafer gazetesinde zehir zemberek yazılar yazarmış. Eşini de çok üzmüş.

Attila İlhan, çocuk sahibi olmak istememiş. "Araba almam, ev almam, aile ilişkilerine girmem." dermiş.

Tahsin Saraç, günde iki saat uyurmuş. "Uykuyla vakit kaybetmemek gerek." Dermiş. Yolda yürürken bile gazete okurmuş.

Cemal Süreya, birçok ünlünün katıldığı bir açılışta Zühal Tekkanat’ı görünce yanına gidiyor ve şöyle diyor: "Madam ya da matmazel, pek güzelsiniz. Benimle evlenir misiniz?"

Zühal Tekkanat da "Böyle bir şey düşünürsem kendim karar veririm." diyerek tersliyor.

Can Yücel, kendisine "Nerelisiniz?" diye sorulunca hep "Her yerliyim." dermiş.

***

Burada her şeyi yazacak değiliz tabii ki…

Benim gibi meraklı olanlar alsın okusun Sevim Dabağ’ın kitabını…

Okumak; televizyon karşısına geçip maçları izlemekten/ tartışma programlarını seyretmekten daha iyi bence.

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 37 64
4. Başakşehir 37 58
5. Beşiktaş 37 56
6. Kasımpasa 37 53
7. Alanyaspor 37 51
8. Sivasspor 37 51
9. Rizespor 37 50
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 37 43
13. Kayserispor 37 42
14. Konyaspor 37 41
15. Gaziantep FK 37 41
16. Ankaragücü 37 40
17. Hatayspor 37 38
18. Karagümrük 37 37
19. Pendikspor 37 37
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Deportivo Alaves 37 45
11. Getafe 37 43
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17

Gelişmelerden Haberdar Olun

@