27.02.2021, 14:22

Sancar Maruflu’yu Anlatabilmek…

Herkesin sevdiği birini anlatmak ne zordur, bir bilseniz.

Çünkü her yazdığınız klişe gibi gelir karşınızdakine.

Bir ikinci nokta da, sizin dediğinizi sizden öncekilerin demiş olması ihtimalidir.

Ama olsun, ben gene de denemek istiyorum. Hayat akıp gittiğine göre bizden öncekilere ben de katılmak istiyorum.

Öncelikle, İzmir'de; çelebi, herkese yardıma koşmaktan imtina etmeyen, vicdanlı denilen derviş misali bir damar var sanki.

Mesela; Işılay Saygın, Mazhar Zorlu, Haşmet Uslu, İsmail Sivri, Sancar Maruflu... benim ilk aklıma gelenler…

Bunlar yedi düvelle barışık insanlar…

İzmir dediğinizde bunlar için akan sular duruyor, Işılay Hanım'ı düşünün her başı sıkışanın koştuğu biri değil miydi?

Öyle kimliğine, düşüncesine de baktığını sanmıyorum, kendisine gelenlerin.

Not defterine yazıldıysanız işiniz çözülmüş demekti.

Çözemediyse de sizi arar söylerdi, karşısındakine değer veren bir incelikle.

Yavaş yavaş bu ekol sonlanıyor gibi.

Son kalan mohikanlardan biri gibi görebiliriz Sancar Maruflu’yu.

Maruflu, tabii devlet katında iş çözmüyor ama İzmirlinin gönlündeki sevgiyi, unutulmamayı, vefa duygusunu, hatırlanmayı gündeme taşıyor.

Hepimizin unuttuğu işleri o büyük bir ciddiyetle gündeme taşıyor.

Böyle olunca herkesin gönlüne girip 'İzmir Baba' oluyor.

Bildiğim, yıllardır İl fakirlerine yardım işini sürdüren bir Sancar Maruflu var ama doğrusu Maruflu'yu niteleyen bu değil.

O esas olarak İzmir'in belleği o; unutulan, tarihin sayfalarına atılanların kovalayıcısı olarak topa giriyor.

Sandığını açtığında bu değerler bir hazine gibi ortaya çıkıyor.

Çoğu kez bizlerin görmediği unuttuğu, önemsemediği değerler bunlar.

Listeyi gördüğümüzde, hep böyle olur ya, birden bizde de sahip çıkma, birine değer verme hissi ortaya çıkar.

İyilik bulaşıcıdır denir ya, öyle bir şey…

Aslında kendi eksikliklerimizi Sancar Maruflu’ da temize çektiğimiz bile söylenebilir.

LİSTEDE OLANLAR İZMİR’İN GEÇMİŞİDİR…

Listesinde kimler yok ki?

Osman Kibar da; Aydın Erten, Behçet Uz, Burhan Özfatura, Alyanak gibi daha çok belediye ağırlıklı olanlar.

Unuttuğumuz spor camiası; Metin Oktay'dan başlayıp, Altay, Altınordu, Göztepe gibi kulüpler.

Edebiyatçılar, üniversite mensupları, aydınlar…

İdareciler, valiler…

Listeyi çoğaltabiliriz; İzmir Saat Kulesi, ilk 1932'de Behçet Uzun'un Mısır'dan getirtip diktiği palmiyeler, Cumhuriyet Meydanı'ndaki Atatürk heykeli, Fuar, fuara dikilmiş bir ağaç gibi şehrin simgeleri…

Liste daha da uzayabilir…

O kadar çok ki…

İsterseniz gelin, İzmir Saat Kulesi anması için Sancar Maruflu kaleminden çıktığı belli olan ve İzmir halkına seslendiği davetiyedeki satırları okuyalım ve Maruflu'nun bütün bu simgelere nasıl bir sevgiyle baktığını görelim.

"Bugün 10 dakikanızı 103 yıllık vefalı dosta ayırınız… Saat Kulesi 1901'de İzmir'e kazandırıldı. Bizleri hiç üzmedi, işgaller gördü, suikastler yaşadı. Piriştina'nın cenaze törenini yaşadı, ağladı.(…)  önce biricik dostu Sarı Kışla'sını yok ettiler. Kahroldu. Daha neler neler yaşadı. 19 Ağustos 2005 bugün Tarihi Saat Kulemize vefa günümüzdür. Şayet; saat 16.00'da önüne gelip ona tatlı bir gülücük, bir tek çiçek, bir de dokunuş armağan ederseniz, çok sevinecek!"

(İzmir Güzellemesi, sayfa 105)

Bu satırlardan sonra ne denilebilir ki!

***

İzmir'in hafıza kartını tutan bu iyi insanı çok etkinliklerde izledim.

Gözümde mutedil bir mistik Maruflu'ydu o hep.

Etkinliğe az bir zaman kala kan ter içinde elinde bir tomar kâğıtla salona girerdi.

O girdiğinde gong çalar, artık sahne hazırdır.

Ruhları sağaltacak terapi başlar…

Anılacak kişi, ya da nesne; anlatıldıkça, İzmir'le bağının altı çizildikçe duygu sağanağı yoğunlaşır.

Orada olanlar anlatılanın bir parçasıdır artık, birine karşı gösterilen saygı, incelik, hatırlama duygusu herkesin ortak duygusudur.

Birden kendinizi bir Pazar günü ailenizle bir arada olduğunuz günlerde bulursunuz; masanın başında aile büyükleri, paylaşılan sıcaklık, güzellik…

İçiniz huzur dolar...

Tıpkı, şimdi yaşanan gibi; salonda olduğu gibi; iyiliğin, güzelliğin her yanı kapladığı gibi…

İyi bakarsanız görürsünüz bunu.

Zaten bizzat Maruflu'nun kendisi bir yürüyen iyimserlik değil midir?

***

MARUFLU’NUN ANLATTIKLARINDA HEP İZMİR VARDIR…

Maruflu iyi bir anlatıcıdır, anlattığı kişinin ya da nesnenin İzmir'le bağı birinci derece önemlidir. O nedenle şehre hizmetleri sıralanır.

Sonra bir bakarsınız anlatılan kişi ya da nesne ile Maruflu'nun tanışıklığı da ortaya çıkmıştır..

Siz şaşarsınız.

Hafızanızın size ettikleri çıkar ortaya…

Geçmişle hesaplaşır, unutkanlığınıza kızarsınız.

Şehrinizin ne çok değere sahip olduğu bilgisi zihninize hücum eder.

Dinledikçe onun için denen 'şehrin hafızası' deyiminin sıradan söylenmediğine bir kez daha yürekten inanırsınız.

Şehre ait bütün varyantlar, hafıza mekânları, kişiler… Maruflu'nun hikâye dağarcığı içindedir.

Hem çok hikâyesi olan hem de hikâyeyi iyi anlatan, üstelik şehirle bağ kurarak anlatan biri vardır karşınızda.

Hep denir ya bir hikâyeniz var ve siz o hikâyeyi iyi anlatırsanız etkili olursunuz, diye...

Maruflu böyle...

Anlatısında özne ile kendisini aynı kulvarda yürüyor, anlattığı kişiyle dostluğu ve tanışıklığı ortaya seriliyor.

Bu da, anlatılan olayla dinleyen arasındaki mesafeyi daraltıyor.

Anlatılan her neyse size yakınlaşıyor, sizin de o kişiyi, o nesneyi tanıdığınız hissi uyanıyor.

Ayrıca Maruflu, aşağı yukarı son yüzyılın İzmir'indeki her olayına müdahil olmuş birisi. Ya içinde olmuş, ya da tanıklık etmiştir olan bitene.

Bunda İzmir Belediyesi halkla ilişkiler müdürü olmasının payı kadar annesinin ünlü liselerde öğretmenlik etmesinin, babasının da etkili bir idari görevde olmasının payı unutulamaz.

 Mesela Fuar'ı anlatacak ise, fuarın ünlü müdürü Ahmet Dönmez’den başlar ki, o da zaten dostudur.

1901'de İzmir Saat Kulesi yapılırken kendi yoktur ama birinci tanık babasıdır.

1932'de Behçet Uz palmiyeleri diktirdiğinde sonraki belediye başkanlarının o palmiyelere götürdüğü hizmetlerin birinci dereceden izleyeni, o hizmetin götürülmesine bizzat aracılık edeni odur.

Mesela Attila İlhan'ın öğretmeni, Karşıyaka Lisesi'nde öğretmen olan annesidir.

Konu Samim Kocagöz mü, ailecek tanışıklıkları gündeme gelir.

Kısaca olayların birinci tanığı karşınızdadır ve siz de anlatının içinde yer alırsınız.

Böylece, "geçmiş deneyimlerin temsili" olarak tanımlanan bellek, kolektif hafızanın bir ögesi olarak orada, o salonda yeniden üretilir.

Üretildikten sonra da Sancar Maruflu’ nun bavuluna yeniden girer bir sonraki anmada yeniden çıkmak üzere.

Kemeraltı meyhaneleri Maruflu’dan dinlediğimde babasının da içinde olduğu; İsmet Kültür, Cevat Şakir, Özdemir Hazar, Ali Rıza Avni, Rüştü Şardağ, Avni Anıl, Nahit Ulvi Akgün, Tanju Okan gibi isimlerden başlayıp, içine gazetecileri, sanayicileri, edebiyatçıları, doktorları alan uzun bir listenin olduğu adeta bir İzmir karmasının macerasını dinlemiştim.

Tek Nal Meyhanesi’ndeki mezeler, Bodrum Meyhanesi’nin müdavimleri, Babıali’nin özellikleri, Yasef’in Meyhanesi’nin son hali, Şükran Lokantası’nın başına gelenler…

Karşınızda buraları eliyle koymuş, bu mekânlara sık gitmiş ve burada bulunmuş insanların çoğunu tanıyan biridir Maruflu.

Birinci tekil şahıs cümleleri bunun için kurulur zaten.

Öyle bir lezzetle anlatır ki…

Şaşar kalırsınız…

Meyhane ile birlikte anlatılan Kemeraltı’dır; İzmir’in yeme içme haritasıdır, kalburüstü insanların sosyal hayatıdır.

Aslında kendidir, İzmir’dir ve İzmir sevgisidir bütün bunlar…

***

Epeydir göremiyorum, o telaşlı halini, özneyi birinci tekil şahıs üzerinden kurarak anlattığı meseleleri, İzmir’i ve İzmir’in sorunlarını ondan dinlemeyi özledim.

Son sözü dostu Okan Yüksel’e bırakarak bitireyim:

"O; gönül adamı, İzmir aşığı, Türkiye sevdalısı, tepeden tırnağa Kuvvacı ve dillerden hiçbir zaman düşmeyecek bir destan adamıdır. (…) Çok genç yaşta yüklendiği önemli apoletler O’ nu hiçbir zaman şımartmamış, (…) insan kişiliği ile hep önde gelen olmuştur."  

Kim için diyor, Sancar Maruflu için. İzmir Baba için…

Aynı duygularla…

Yorumlar (1)
Savaş DOĞRUSÖZ 3 yıl önce
Çok doğru.Beğendim.
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17

Gelişmelerden Haberdar Olun

@