24.07.2021, 15:59

Pandeminin Düşürdüğü Maskeler-1

Pandeminin Düşürdüğü Maskeler, İletişim’in bu yıl yayınladığı, on değerli hekimin makalelerinden derlenen kolektif bir kitap. Derleyenler, kitapta birer makalesi yayınlanan bir doçent ve bir profesör; Osman Elbek ve Kayıhan Pala. Muhalif sağlık örgütleri içinde etkin olan bu iki isim hakkında bildiklerim kadarından sınıfsal bakış açısına sahip, cesur sosyalistler oldukları anlaşılıyor. Sağlık Bakanlığı’nın saklama politikasına karşı koronayla ilgili çoğu gerçeği onlardan öğrendiğimiz TTB COVID-19 İzleme Kurulu üyeleri. Profesör Pala, ayrıca Dünya Sağlık Örgütü’nün çalışmalarında yer almış, geniş bir külliyata sahip biri. Doğruları dürüstçe söylemekten çekinmediği için, kendi üniversitesinden soruşturma yedi. İsminden de anlaşılabileceği gibi kitap, koronanın, kapitalizmin artık yok edilmesi gerektiğini bize nasıl gösterdiğini öğrenebilmemiz için kullanışlı bir kaynak.

Dönüşen Sağlıkta Pandemi

Kitap, hem genel olarak Dünya kapitalizmini, hem özel olarak Türkiye kapitalizminin kendine has yönlerini hedef alıyor. Sağlık politikaları özelinde bu ikisinin ölüm fermanını yayınlamaya girişiyor. Kitapla ilgili birkaç tanıtma yazısı yazmaya çalışacağım. İlk yazıyı, makaleler arasında dikkatimi en çok çekene, Pala’nın yazdığı ‘Dönüşen Sağlıkta Pandemi’ makalesine ayıracağım.

Pala, ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ adlı reform paketinde vücut bulan tıpta özelleştirme politikalarının, Türkiye milletine neye mal olduğunu su gibi akıcı anlatıyor. ‘Gerçek liberalizm bizde hiç uygulanmadı’cı liberallerin yüzleşmek istemeyeceği bir gerçeği aktararak başlıyor. AKP’nin sağlık politikalarının iskeletini oluşturan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın manifestosunu 2002’de, Dünya’nın en liberal kurumlarından biri Dünya Bankası, bir raporla oluşturmuştu. Raporun başlığı ‘Türkiye: Yaygınlığı ve Verimliliği İyileştirmek Amacıyla Sağlık Sektöründe Yapılan Reformlar’dı. Dönemin Sağlık Bakanı Recek Akdağ, ne kadar bu paketin bize mahsus olduğunu söylese de Dünya Sağlık Örgütü, bu programın DB tarafından fonlandığını teyit etmişti.

Sosyal Sağlık Modeli Terkedilmeseydi?

Bu programla beraber hastanelerin özelleştirilmesi (liberal deyimiyle işletmelerin uzmanlara bırakılması) çok hızlandı. Devlete ve üniversitelere ait yatak ve araç gereç sayısındaki artış yetersiz kalırken, özel hastanelerdeki artış olağan dışıydı. SGK, hizmetlerini özel sektörden almaya başladı. Eğer devletten alsaydı sadece 2018’de SGK, 5.1 milyar TL tasarruf edecekti. Sağlıkta emek sömürüsünün artmasıyla insanlar ‘doktor olma’ hayallerini terk etti. 2018’de doktor başına düşen hasta sayısı, 2002’ye göre 3 kat arttı. Türkiye’nin Dünya’da önemli bir aşı üreticisi olmasını sağlayan, devlete bağlı Merkez Hıfzısıhha Müessesesi kapatıldı.

Çakılmanın boyutlarını daha iyi anlamamız adına Pala, bir miktar sosyalist sonuçları olan 60 ihtilalinden sonra sağlık sistemindeki gelişmeyi, sağlığın halk yararına uygulandığı yılları anlatıyor. Bugün sağlık ocağı diye bildiğimiz kurumların aslında aile hekimliği olduğundan, ocakların program kapsamında, özel sektör çıkarları adına kapatıldığından bahsediyor. Sağlık ocaklarıyla beraber, ocaklarda benimsenen model, yani coğrafi ve nüfus temelli örgütlenme yapısı da ortadan kalktı. Kapatılmadan önce her ocakta hekim, sağlık memuru ve halk sağlığı hemşiresinden oluşan bir filyasyon ekibi bulunurdu. Bulaşıcı hastalık bildirimi söz konusu olduğunda bu ekip hemen filyasyon çalışmalarına başlardı. Eğer özel sektör yerine halk odaklı düşünülmüş ve ocaklar hiç kapatılmamış olsaydı bu filyasyon ekipleri, çok faydalı olabilirdi, salgının yayılması büyük ölçüde önlenebilirdi diyor Pala. Bugün, ilk olgunun duyurulmasından beş hafta sonra, yurt çapında ancak 4600 filyasyon ekibi oluşturulabilmişti. Ekiplerde hiçbir filyasyon eğitimi olmayan insanlar görevlendirilmişti ve ekipler, ocakların aksine, ilk olgunun ve bu olguyla temaslı kişilerin bulunmasına odaklanmadılar. Bunun yerine temaslı kişilerin bulunması, takibi ve tedavisiyle sınırlı bir uygulama biçimi kullanıldı. SDP’nin aile hekimliği modeli, yurttaşların sağlık merkezlerine başvurmasını bekleyen, ev ziyaretlerini göz ardı eden bir izdüşümle hazırlandı. Böylece, kişilerin ayağına kendi başvurmadan sağlık hizmeti götüren anlayış terk edildi.

Özel Hastaneler, İnsanlık Suçu İşledi

Pala, özel hastanelerin takındığı tavır için ‘insanlık suçu’ terimini kullanmıyor. Fakat özel hastanelerin yaptığından bahsettiği şey tam olarak budur. Özel hastanelerin büyük bölümü, Genel Sağlık Sigortası’ndan ek ücret istemleri karşılanmadığı gerekçesiyle COVID hastalarına tanı koymak ve tedavi etmek yerine doğrudan sevk etmişti. COVID tanı ve tedavileri acil durum kapsamına alındıktan sonra bile özel hastaneler, hastalardan para istemeye devam ettiler.

Pala, bize bir başka çarpıcı istatistik daha veriyor. Sağlıkta devlet ve sosyal sağlık odaklılığın terk edilmiş olması yüzünden, önceki yıllarda kapatılan devlet hastaneleri yerine açılan, özel sektör ağırlıklı şehir hastanelerinin kira ve hizmetleri için 2021 yılı sağlık bakanlığı bütçesinden 16.391.998.000 tl ayrılmıştı. Oysa bütçede şehir hastanelerine aktarılan kaynak yerine 750 milyon dozdan fazla Oxford aşısı veya 110 milyon dozdan fazla Pfizer-BioNTech aşısı satın alınabilirdi. Eğer devlet hastaneleri bir yandan hizmet vermeye devam etseydi ve bu şehir hastaneleri fazladan açılmış olsaydı bunun bir mantığı bulunabilirdi. Fakat önceki yıllarda pek çok devlet hastanesi kapatılmış, özel sektör ağırlıklı şehir hastanelerinin bunların yerini alması planlanmıştı. Diğer bir deyişle Bakanlık, özel sektöre kaynak aktarımı yüzünden bütçesinin 5’te 1’ini küresel sermayeye adeta hediye etmişti.

Böyle çarpıcı istatistikler içeren 10 adet makale, bize kapitalizmin yeryüzünden silinmesi gerektiğini gösteren, sağlık sistemi özelindeki tüm gerekçelerin arasında devede kulak bile değil, devede kıldır.

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17

Gelişmelerden Haberdar Olun

@