07.05.2020, 11:16

Mayıs ve Kitap

Kim Milyoner Olmak İster adlı yarışma programında yarışmacı koltuğuna oturan her kişi, bilemediği soru için bahaneyi hep oturduğu koltukta buluyor ve diyor ki "Bu koltukta oturmak gerçekten başkaymış. Denildiği kadar varmış."

Elenen hiçbir kişi bilemediği için elendiğini söylemiyor doğru dürüst. Heyecanlanmış da onun için elenmiş. "Hadi canım sen de!" diyesim geliyor o tür yarışmacılara.

"Bu koltuk gerçekten bir başkaymış."

Neredeyse klişe olup gitti bu tümce.

Oysa o koltuk, diğer bütün koltuklar gibi tahta, çivi, sünger ve kumaştan yapılma…

"Ana adlı roman şu aşağıdaki yazarlardan hangisinindir?" diye bir soru soruluyor örneğin  ve dört yanıtta Shakespeare/ Kafka/ Balzac/ Gorki adları veriliyor.

Ana’yı okumadığı için yazarını da bilemeyecek olan yarışmacımız kendi kendine yorum yapıyor. C şıkkı bana sıcak geliyor, diyor. Ya da B seçeneğinin kendisine daha yakın geldiğini söylüyor.

Romanı okumadan falanca seçeneği kendisine nasıl yakın bulurlar anlamak zor doğrusu…

Oysa doğrusu ne?

"O romanı okumadım. Yorum yapamayacağım."

Bunu söyleyen yok gibi…

****

Genç birine "Doğrudan" anlamına gelen sözcüğün doğru yazılışı hangisidir diye bir soru soruluyor. Seçenekler; Direk/ Direkt/ Drekt/ Direnk

Genç yarışmacı 'Direk' diyor.

Başka bir soruda "Afrika’yla ilgili belgesellerde, nehire su içmeye gelen etoburları sudan aniden çıkarak avlarken görülen hayvan hangisi olur?"

Yarışmacı, bu sorunun yanıtını maalesef bilemiyor. Timsah seçeneği dışında bir seçeneği söylüyor.

Bu çağda bu kadar bilgisizlik/ bu kadar cehalet nedendir, anlamakta zor!

Bizi kimler bu noktaya getirdi? Neden bu denli cahilleştirildik biz?

****

Adam, emniyet kemerini takmadığı için ceza yiyor. Don Kişot sayfası kadar martaval okuyor trafik polisine. "Haklısınız memur bey, hata yaptım. Cezama razıyım." dediği yok.

****

Sokağa çıktığı için yakalanan adam polise diyor ki; "Sokağa çıkma yasağı mı var, bilmiyordum."

Yalan, sevgilinin kucağı mıdır da bu kadar çok sarılırız ona?

Aklıma gelen, o unutamadığım anımı paylaşmış olayım.

Çeyrek yüzyıl önceydi. Yeşilyurt’tan Limontepe’ye gideceğim. Su Deposu’nun olduğu yerde çift yönlü bir yol var ve ben zamandan kazanmak/ derse yetişmek için ters yola girdim. 500 metre ilerde, iki yolun birleştiği yerde ne göreyim? İki polis yolun ortasında bekliyor.

Ehliyetimi ruhsatı istediler gülerek. "Ters yoldan geldiğiniz için size ceza keseceğiz."  dediler.

Ehliyeti ruhsatı verirken "Haklısınız memur bey, söyleyecek bir şey yok." dedim.

Makbuzu çıkaran polis, "Ne iş yapıyorsunuz beyefendi?" diye sordu. Öğretmen olduğumu ve derse geç kalmamak için bu yanlışı yaptığımı söyledim. Dikkatle bana baktı, makbuzu çantasına koyup cama doğru eğildi. "Hocam, sizi oyalamayalım, haydi devam edin. İyi dersler!"

Ceza yiyen sürücülerin her biri polislere masum olduğunu anlatır durur. Yalanın bini beş paradır bu tepkilerde.

Pazar yerinde hepimiz tanığızdır. Önümüze yığılı taptaze fasulyenin içinden eve gelince kart olanları çıkar. Önümüzdekiler tazeydi oysa… Pazarcı, sadece tazeleri satmamıştır bize. Önündeki kartları da sokuşturmuştur çaktırmadan…

İzmir’de böyle… Mardin’de de farklı değil bu pazar manzaraları…

****

Her 6 Mayıs’ta Deniz Gezmiş ve iki arkadaşının idamı nedeniyle yapılan paylaşımlar etkilediği gibi, düşündürür de beni.

O yiğitler yiğidi üç fidanın katli nedeniyle "Bir ölür bin geliriz" diyenlerin hangi biri doğan çocuklarına Deniz/ Yusuf/ Hüseyin adlarından birini koymuştur diye hep düşünmüşümdür.

Çocuklarına 1972 sonrasında Deniz, Yusuf ve Hüseyin adını vermeyen 68’li ya da 78’li arkadaşların bu konuda ne kadar samimi oldukları da hep düşündürür beni.

Fethiye’de 1978 yılında sahilde güneşleniyorduk.

Sahil, cıvıl cıvıl çocuk sesleriyle çınlıyor. Öğretmenler, öğrenciler ile iç içeyiz.

Kulağıma gelen sesler sanki bir kanaryanın ötüşü gibiydi. Ne miydi o sesler:

Ulaş… Deniz… Barış!

Çocuklarına böyle seslenen anneleri ve babaları o gün kucaklayasım gelmişti. Hatta sarılıp öpesim…

Ama… Bir ses vardı ki ömrüm boyunca unutamadım.

Annenin biri bağırıyordu. "Atılım, lütfen fazla açılma!"

İnanmışlık işte böyle bir şey… Çocuğuna inandığı davanın anlatıldığı bir gazetenin adıyla sesleniyordu o anne.

Sivri sivri konuşanların çocuklarının ad olarak Yavuz, Zeynep, Akın ve benzeri isimleri tercih etmesi garip değil mi?

Atılım’ın, Taylan’ın annesi babası gibi olsanıza biraz, diyesi gelmez mi insanın bu durumda?

Sümeyye, Hayrünisa, Merve, Alperen, Enes, Büşra, Tûba, Mehmet Fatih’in annesi babası daha mı samimi yoksa bu konuda?

Bir başka örnek de;  Hasan Barış, Elif Nurhak, Mehmet Arda, Sadık, Taylan, Hüseyin Nazım, Ali Sinan gibi isimler…

Belli ki babanın adını yaşatmak istiyor anne ya da baba. Ama Taylan, Özgür, Nazım, Barış, Deniz gibi adlarla yan yana… Gel gör ki Nazım değil de Süleyman olarak çağrılıyor oğlumuz…

Nurhak değil de Elif olarak sesleniliyor kızımıza…

Sinan Cemgil anısına Ali Sinan olmuş çocuk ama herkes Ali diye seslenmekte.

Sinan, laf olsun diye konulmuşa benziyor.

Dedelerin ninelerin gönlünü alma adına…

Çocuklarımıza isim koymada daha samimi olmalıyız.

Çevremizde Ada, Barış,  Duru, Beste, Yağmur, Berken, Bora, Merve, Aybüke, Mahinur, Eymen varken adı Abdurrahman ya da Osman konulmuş çocukların ileride adlarıyla barışık yaşayıp yaşamayacaklarının hesabını iyi yapmalı anne ve babalar bence.

Öğretmenlik yıllarımda başıma geldi böylesi örnekler. Annesi Esra derken babası Elif diye ısrar edenler çıktı karşıma… Anne ve babasının yanında 'Adın ne senin kızım?' denildiğinde bocalayan çocuklar biliyorum.

Doğrusu nedir diye soruyorsanız, söyleyeyim: Tek isim!

Bartu, Cem, Selin, Deniz, Necip, Devrim, Akif ya da Kıvanç…

Belki bir ayrıntı ama… Söylemeden edemeyeceğim:

Anne ve babalar neden çocuklarına hiç 'Kitap' adını koymazlar?

En güzel çiçek adlarını çocuklarına koyanlar, neden en iyi arkadaş olan kitabın adını çocuklarına vermezler?

Distopik Nazi karanlığının ayıbı olan Berlin Opera Binası önündeki kitap yakma olayı 10 Mayıs 1933’te gerçekleşmişti. Meşhuur Goebbells öncülüğünde…

Alman ailelerinin ne kadarı acaba çocuklarına 'Mayıs'ya da 'Kitap' adını vermiştir?

Nazi karşıtı olmak illâ caddelere/ parklara Hitler zulmüne karşı mücadele vermiş olan kahramanların adlarını vermek değil ki…

Çocuklar için güzel bir ad değil midir Mayıs ile Kitap?

****

Akıl, samimiyet ve doğruluk üçlüsü pusulamız olmalı.

Her 6 Mayıs’ta ne kadar samimiyiz diye düşünürüm hep. Sivri sivri konuşan ve yazanların hep merak etmişimdir çocuklarının adlarını…

Suda balık/ havada kuş kadar olmamız biraz da samimiyetimizi ortaya koymaktan geçmiyor mu?

Mayıs ayındayız ya… Anne ve baba adaylarının kulaklarına kar suyu kaçırayım diyorum.

Çocuklarınıza iki isim değil tek isim koyun.

Bir de…

Mayıs, yılda bir kez geliyor. Oğlunuzun ya da kızınızın adı Mayıs olursa Mayıs, her daim yanınızda…

Veyahut… Kitap!

Düşünebiliyor musunuz, her daim kitapla iç içe olacaksınız…

Bilimle, bilgiyle, doğrulukla iç içe…

Kitapların çok olduğu dünyada kimbilir, bahaneyi koltukta bulanlardan da kurtulacağız belki.

Yalanlardan dolanlardan ve samimiyetsizlerden de…

Üç Fidan’a özlem/ saygı ve tükenmez aşk ile…

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Sivasspor 37 51
8. Alanyaspor 36 50
9. Rizespor 36 49
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17

Gelişmelerden Haberdar Olun

@