12.05.2021, 12:35

Çağdaş Öykücülüğün Bir Efsanesi... İnsan Ustası SAİT FAİK ...

“Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burda her şey bir insanı sevmekle bitiyor.”

***

Yazdıklarıyla arasında hemen hiç mesafe olmayan, onlara belki herkesten daha yakın olan adam. Sözcükleri çocukları gibi değil, Mahalle Kahvesi’nden arkadaşları gibi gören adam."der ona şair Haydar Ergülen...

O, Sait Faik...

Öykücülüğün Ustası... 

Bir Efsane...

Cumhuriyet dönemi hikayecisi... 

Dostluğun, insanı sevmenin de!

"İnsanı insana ancak şiir sevdirir" demiş de!

"Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmedim. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalıdır." yazan da!..

"-Okumuş yazmış insan öğüt vermez, dedi.

-Ya ne yapar? dedim.

-İnsanı anlar, dedi"

"Alemdağ'da Var Bir Yılan"da...

Adım atmadık dolaşmadık yer bırakmadığı Şehr-i İstanbul'da gördüklerini yaşadıklarını şiir tadında yazandır...

****

Okumak istediği gibi yazan "kalem erbabı" o!

O; deniz, balık, balıkçılar, dalgalar, mavi, martılar, yakamoz.

O; yakaladığı balık pek küçük olunca onu öpen ve tekrar denize atan... Yanındaki balıkçı biraz şaşırarak, "Ne yaptın, hiç balık öpülür mü" diye sorunca da cevabı şu olan: 

"Olsun, bu denizde benim öptüğüm bir balık dolaşıyor artık.'' Sait Faik o!...

****

O; kuşlar, yoksullar, sokak çocukları.

O, İstanbul, o Burgazada...

O, "Semaver", o "Şahmerdan, "Lüzumsuz Adam", Son Kuşlar", "Alemdağ'da Var Bir Yılan", "Medar-ı Maişet Motoru", "Bir Takım İnsanlar adıyla", "Kayıp Aranıyor"dur.

Sokaktaki insandan beslenendir o neticede!..

****

"1930’larda başladığı yazı hayatı boyunca sorumlu avare, gözlemci balıkçı, çakırkeyf sirozlu, küfürbaz şair, müflis tacir, züğürt yazar, hamdolsun diyemeyen rantiye, anadan doğma çevreci gibi sıfatlarla anılmıştır.

Emrah Ateş'e göre,

"Hikâyelerinde, yaşadığı yerlerin ve insanların izini aradı hep; denizi, emekçileri, çocukları, yoksulları, işsizleri ve balıkçıları, yalnızları yazdı."

Bir not; 

1953 yılında ABD'deki Mark Twain Derneği, ona “onur üyeliği” vermistir. Sait Faik’ten önce bu ödül yalnızca Mustafa Kemal Atatürk’e verilmiştir!

Tüm eserlerinin telif hakkını da Darüşşafaka'ya bağışlamıştır. 

****

Onun kadar yazmayı seven kişi az görülmüştür.

Abasıyanık, yazmayla arasındaki ilişkiyi "Haritada Bir Nokta" öyküsünde şu sözlerle aktarmıştır:

"Söz vermiştim kendi kendime.

Yazı bile yazmayacaktım.

Yazı yazmak da bir hırstan başka ne idi? Burada, namuslu insanların arasında, sakin ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım.

Koştum tütüncüye. Kalem, kağıt aldım. Oturdum.

Adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkarttım.

Kalemi yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım..."

****

"Akşamüstleri Tünel'den Taksim'e doğru sol kaldırımdan yürürseniz, gözünüze dalgın, siyah gözlüklü, yüzü kederli ama müthiş kederli-yüzündeki keder besbellidir, elle tutulacak gibi, yüzde donup kalmıştır-, pantolonu ütüsüz, ağarmış saçları kabarmış bir adam çarpar.

Bu adamın, bu Beyoğlu kalabalığı içinde bir hali vardır ki (daha doğrusu her hali) size bu koskocaman şehirde yalnız, yapayalnız olduğunu söyler.

Bu neden böyledir? Orasını kimse de bilmez.

Bazı adam vardır, insan yüzünde sırf hınç, kin okur.

Bazısında gurur, bazısında neşe, bazısında bayağılık, aşağılık…

Bu adamın üstünden başından da yalnızlık akar.

Bir de bu adama, Kadıköy iskelesinin kanepelerinden birine oturmuş, heybeli köylüleri, çıplak ayaklı serseri çocukları, hanımefendileri seyrederken rastlarsınız.

Bu adam hikayeci Sait Faik'tir!"

İşte Yaşar Kemâl, işte Sait Faik!..

****

"Sait Faik bugünkü hikayecilerimizin en özlüsü, en ustası,  en büyüğü. 

Onda var mı istedikleri gerçekçilik? 

Bir adam Burgaz adasında oturmuş, düşleri, anıları karışıyor birbirine.

Çocukluk, gençlik, yaşlılık yılları karışıyor birbirine, 'birtakım insanlar' var hikayelerinde, onlar da karışıyor birbirine, öyle yerler oluyor, anlatılan 

kişilerle anlatan kişiyi seçemiyorsunuz birbirinden. 

Sait Faik bütün kişileri, her şeyi içten, kendi içinden anlatıyor da onun için(...)

Az bulunur onun kadar öznelci yazar. 

Bir doğru var onda: kendi doğrusu, kendi içinin doğrusu."

Nurullah Ataç (Sait Faik'in Ardından)

****

"İnsandan beslenendir" dedik Sait Faik'e...

Hikâyelerinde, yaşadığı yerlerin ve insanların izini aramıştır hep; denizi, emekçileri, çocukları, yoksulları, işsizleri ve balıkçıları, yalnızları yazmıştır.

Hemen bir Oktay Akbal anısı alıntılayalım; 

"Sait Faik, 

‘Şu kahveyi anlatmak istersen söze nereden başlarsın?’ dedi, ‘İlk gözüne çarpanlar nedir?’ Sınav sorusu gibi bir şeydi. 

Birden şaşırdım; kahvenin duvarına asılmış İran Şahı ile Atatürk’ü gösteren renkli resimlere gözüm takıldı. 

‘Bu resimlerle başlarım, sonra kahvenin içindekileri anlatırım,’ dedim. 

Sait kızdı, ‘Öykü duvarda değil, orada oturan ihtiyar adamda,’ dedi."

****

O, "Kuşları boğdular, çimenleri söktüler, yol­lar çamur içinde kaldı. Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gök yüzünde, güz mevsiminde artık esmer le­keler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. 

Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. 

Biz kuş­ları ve yeşillikleri çok gördük. 

Sizin için kötü olacak. Benden hikâyesi!"

diyen "Burgazadalı Yazar"dır!

O, Reşat Nuri Güntekin için;

"Hangi tarafından bakarsanız bakın, bugünkü edebiyatımızın en değerli, en orijinal çehrelerinden biriydi. Bütün genç, orta yaşlı ve yaşlı nesillerin; ileri aydınlarla beraber orta halli okur yazarların, bizde pek az görülmüş bir ittifak ile sevip saydıkları bir insandı."

Yakın dostlarından Orhan Kemâl'in onu tanımlayan sözleri;

"Sait, gizli kapaklı tarafı kalmamış, herkesçe bilinen bir insandı. İnsandı da değil, insandır.

O ölmedi ki… İnanmazsanız, kitaplarından herhangi birini rastgele açın. Eminim onun çarpan kalbinin sesini duyacaksınız!"

"Büyük Şair" Nâzım Hikmet, 

Budapeşte Radyosu'nda görüşlerini, ona "övgüyle" aktarır;

"Ben Sait Faik’i çok severim. Bizim büyük hikayecilerimizden biridir. Büyük hikayeci, büyük şair. Bazen bedbin, bazen ümitsizliğe kapılır fakat çok namuslu insan ve memleketini çok seven insan. Ve belki de bedbinliği ve ümitsizliği bir çıkar yol görememesinden geliyor. Halbuki çıkar yol var tabii. Velhasıl büyük bir hikayeci büyük bir şair."

****

Özdemir Asaf'ın Sait Faik'in müthiş  alınganlığıyla ilgili anısına da yer verelim;

"Hürriyet gazetesine öyküler yazıyor, röportajlar yapıyordu.

(Daha önce 7 Gün’de yazmışlığı vardı. “Medâr-ı Maişet Motoru” ilkin Sedat Simavi’nin 7 Gün’ünde yayınlamıştı.)

Biriken birkaç yazının paralarını almaya gitmiş. Bakmış ki öykülerine beşer lira biçmişler, röportajlarına onar lira.

Hışımla Sedat Simavi Bey’e çıkmış, durumu anlatmış:

“Galiba muhasebede bir yanlışlık oldu efendim. Hikâyelerime on lira, röportajlarıma beş lira çıkartılacakken ters hesap yapılmış” demiş.

Sedat Bey’in cevabını hayretler içinde anlattı: 'Sait Bey', demiş Sedat Simavi. 'Yanlışlık değil. Hikâye yazmanız için bir külfete, bir masrafa gereksinmeniz yok. Bir kâğıt bir kalem kâfi. Ama röportaj yapmak için, bir yerlere gidiyorsunuz, ne bileyim, vapura, trene falan biniyorsunuz. Yol parası veriyorsunuz, icabında beklemek gerekiyor, bir kahveye falan oturup çay-kahve içiyor, masraf ediyorsunuz.'

Sait aklına o güne kadar hiç gelmemiş olan bu düşünce biçimine şaşırmış kalmıştı. Öykülerine bu karşılaştırma ağırına gitmişti. Sanıyorum bundan sonra o işe devam etmedi.”

****

Bugün Sait Faik'in 67.ölüm yıldönümü... 

Onu;

Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın ithafı "Ağıt" ile analım;

-

Ölmüş 

Sait

Deniz 

mavisinden erken

Bunca sevgiden sonra

annesini öperken.

-

Ölmüş, eli ayağı uzak

Camların üstü buğu.

Ölmüş, çocuklar izin vermeden

Yüzünde sarışın çocukluğu

-

Yıldızlar gitmez, gün doğmaz,

Ölmüş, korkunç uykusu yerde,

Ölmüş hayal meyal

Üşür balıklar hikayelerde

-

Ölmüş.

Ağaç bir, gölgesi iki.

Ama neden ölmüş,

Ölmek yaşamaktan iyi mi ki.

------------------

(Kaynakça: Sait Faik'in Yalnızlığı-Arka Kapak Dergisi, Sait Faik Müzesi, Fikir Cephesi)

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@