10.04.2021, 12:11

10 Nisan Laiklik Günü

Önce ‘Tarihte Bugün’ köşesine bir bakalım; 1 Kasım 1922 günü saltanatın, 3 Mart 1923 günü, hilafetin kaldırılmasından sonra 9 Nisan 1928’de, İsmet Paşa ve 120 arkadaşının verdiği kanun teklifi ile 1924 Anayasası’nın 2. Maddesinde yapılan değişiklikle"Türkiye Devleti’nin dini İslam’dır, Resmi Dili Türkçe’dir, Makamı Ankara şehridir" değiştirilerek cümleden "İslam dini" çıkartılır.

Bu değişikliğe bağlı olarak 16. maddedeki, milletvekillerinin ve 38. maddedeki cumhurbaşkanının yemininden "Vallahi" kelimesi yerine “namusum üzerine söz veririm” konulmuş, 26. maddedeki “din işlerinin düzenlenmesinin TBMM’nin görevleri arasında sayılması” da kanun metninden çıkartılmıştır.

Bu değişiklikler 10 Nisan 1928 tarihli Resmi Gazete ’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve bu tarih 10 Nisan Laiklik Günü olarak kutlanmaktadır.

Bu değişikliklerle Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin laik bir devlet olması amaçlanmış ve laik devlet anlayışına yönelik değişiklikler yapılmasına rağmen Laiklik bir ilke olarak Anayasa metnine ancak 5 Şubat 1937’de yapılan bir değişiklikle girebilmiştir.

1982 Anayasasının “Başlangıç” metninde ‘laiklik’“…laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı…”anayasanın çerçevesinde ki esaslardan biri olarak açıklanırken 2nci maddede Cumhuriyetin niteliklerinden biri olarak belirtilmiştir.

Madde 2 – Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Atatürkçü Düşünce Sisteminin ve Türkiye Cumhuriyet'ininkurulusundaki temel taslarından bir tanesi ve en önemlisi laiklik ilkesidir. Nedir laiklik?

Önce laik kelimesi ile başlamak ve bu kelimeye yüklenen anlam ile laiklik ilkesine açıklık getirmek için felsefi yapı, siyasal ve hukuki alanla, sosyal yapıdaki anlam ve uygulamalarını kısaca açıklamak gerekir ki uygulama da ki esaslar ortaya çıkarılabilsin. 

Kelime anlamında; Laiklik, dilimize Fransızcadan geçmiştir. Fransızca ’ya ise Latince Laicus’dan, o da Grekçe Laikossıfatından gelmektedir. Grekçe ’de Laos halk, Laikos dinadamlığı sıfat ve yetkisini tanımayan ya da dinle ilgisi olmayan,halkla ilgili olan anlamındadır.

Buna göre laik kimse, halktan olan, ruhban sınıfına mensup olmayan kimse demektir. Laikos sözü dini sistemle kurulmuş toplumda din adamları dışında kalan kimseleri anlatmak için kullanılmıştır.

Sıfat olarak ise laik kelimesi, devletin, bireyin, ya da varlıkların ve toplumsal ilişkilerin dini kurallara bağlı olmayan niteliklerini belirtmektedir. Sözcük bu anlamda 19’ uncuyüzyılın ikinci yarısından itibaren “Laik toplum”, “Laik devlet” şeklinde kullanılmaya başlamıştır.

İnsanlığın gelişim süreci içerisindegelişmelere paralelolarak meydana çıkan olgular ışığında felsefe, bilim, hukuk vesanat dallarında laik kelimesinin tarihi olarak ta bir anlamı ortaya çıkmıştır. Bu gelişim içerisinde var olan dini kimliklerin toplum hayatında ayrılması ve ayrıştırılmasıdır. Yani din ile bilimin, din ile hukukun, din ile sanatın ve son olarak ta din ile devletin ayrılmasıdır.

Felsefe açısından laiklik, iman ve inanç yerine aklın egemenliğinin kabul edilmesidir.

Siyasal alanda laiklik, siyasal iktidarların dinsel iktidarlardan ayrılmasını ifade eder.

Hukuki anlamda ise devlet ile dinin birbirine karışmamasıdır.

Sosyal açıdan ise bağımsızlık ve çağdaşlık anlamlarını taşımaktadır.

Bu dört anlamın birbirleriyle olan ilişkileri sonucunda laiklik “Hür, bağımsız ve çağdaş devlette; devlet isleriyle dinislerinin birbirinden ayrılmasını ve devletin siyasal, iktisadi vehukuki düzeninde dinsel inançlar yerine aklın egemen olmasını” ifade etmektedir.

Laiklik dinsel bir kavram, yalnız bir vicdan özgürlüğü değildir, yalnız din ve devlet islerinin birbirinden ayrılması da değildir. Dini eylem ve düşünceleri dünya ve devlet islerinden ayırmak demektir.

Laiklik devlet ve toplum yönetimindekanunların ve her türlü düzenlemenin dini kurallara göre değil toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak çağdaş, bilim ve teknolojiye uygun kurallardır.

Laiklik ilkesine asıl özelliğini veren üç ana unsur;

Devletin temel yapısı ve isleyişinin din kurallarına tabi kılınmaması,

Devletin dinler karsısında tarafsız olması,

Bireylere hiç bir kişi veya kurum tarafından dinsel baskı ve zorlama yapılmamasıdır.

Laiklik inanca karşı değildir, laiklik teokrasiye, dini iradeye, dini devlet yönetimine, tek adam yönetimine karşıdır. Laikliğin karşı olduğu teokrasi sadece İslam teokrasisi değil Hıristiyan ve Musevi teokrasisi de olabilir. Laiklik bir inanç hele dinsizlik değil, bir devlet niteliği, bir devlet yönetim sistemidir.

Atatürkçülük Düşünce Sisteminde Laiklik ilkesi; Atatürk’ün sözleri ile…

Lâiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti de demektir. (1930)

Lâiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkânını temin etmiştir. (1930)

Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz. (1926)

Devlet ve dinin ayrılığı, devletin dinsel kurallara dayanmasıyla tam açıklanamaz, laiklik ilkesi aynı zamanda kişiye din konusunda özgürlük tanıması vebu özgürlüğün korunmasıdır. Ki bu özgürlük Anayasanın 24 ncü maddesinde “Din ve Vicdan Hürriyeti” amir hüküm olarak yerini almıştır.

Dinsel inancından ötürü kişinin ayrıcalıklı davranışlarla karşılaşmamasıdır.

Yasalar önündekişilerin dinsel farklılıklar güdülmeksizin eşit olmasıdır. Buaçıdan laiklik din konusunda kişinin özgürlüğünün öbür kişiler,toplum ve devlet tarafından tanınması, saygı gösterilmesi veyaptırımlarla korunmasıdır.

Laikliği kelime ve ilke olarak açıkladıktan sonra içinde bulunduğumuz ortam ve uygulama esasları ile Anayasanın 174’ncü maddesi Devrim Kanunlarının Korunması amir hükmü açısından değerlendirmeleri ise siz okurlara bırakıyorum.

Kaynakça: Hasan Zeki Sungur, Atatürk Devrimleri ve Karşı Devrim, 2010

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 15 36
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 15 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Mallorca 15 14
16. Valencia 14 14
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Real Oviedo 15 10
20. Levante 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@