28.05.2020, 09:49

Korona Günlerinde Siyaset ve Medya

(Korona Virüs Günlerinde İzmir’de Çıkan İlk Ortak Kitap )

Kitaptaki ilkyazı, hepimizim iyi bildiği saygıdeğer Yekta Güngör Özden’e ait.

İnsanlar arası ilişkilerde birlikteliğin en önemlisinin, en değerlisinin duygu ve düşünce ortaklığı olduğunu belirtiyor. Karşılıklı gönülden ilişkilerin, beynin ışıklı, yüreğin ateşli tutulmasının dayanaklarından olduğunu vurguluyor. En yakınlarından olan Recai Şeyhoğlu’nu tanıtırken emekli öğretmen olup 48 köy kütüphanesi, 29 kitap, annesi adına 9 aydınlanma evi sahibi olduğunu anlatıyor. Korona Virüs üzerinden günümüze, çağımıza tanıklığını kaleme alan sayın Şeyhoğlu’na başarı dileklerini sunuyor. 

***

Bu ortak kitap projesini üstlenen Recai Şeyhoğlu, aynı zamanda birinci bölümün kalem sahibi. Önce, bizde 15 maddeye sığdırdığı ahlak kurallarından; insanlara karşı hoşgörülü ve iyimser davranmak, verilen sözleri tutmak, insanları küçümsememek, nezaket kurallarına uymak, insanlara şiddet uygulamamak, başkalarına ait eşyaları izinsiz kullanmamak, birkaç örnek. Politikacıların özellikle bugünkü hükümetin emanete sahip çıkmadıklarını, verilen sözleri tutmadıklarını, deprem, salgın hastalık, seçim, gibi acil durumlarda halkın da kurallara uymadıklarından yakınıyor. Korona Virüs salgını konusunda bilim insanlarına inanmak gerekiyor. Ancak politikacılarımızın çoğu da bilimsel düşünme yeteneği kazanmamış kimseler olduğu için, uygulamaya geçilemiyor, diye düşünüyorum.

Yabancı ülkelerde devletin yurttaşlarına nasıl sahip çıktığını öğrenince burukluk ya da öfke duymaktan kendimizi alamıyoruz. Öyle ya, biz de yurttaş değil halk var, ümmet var, cemaat var. Politikacıların diline düşen Tekâlif-i Milliye’nin bağış değil, makbuz karşılığı alınan mal ve malzeme olduğu ve savaş sonrası son kuruşuna kadar ödendiğini ayrıntılarıyla anlatıyor. Devletin bağış kampanyası, yabancı ülkelere yapılan yardımlar, yöneticilerin lükse düşkünlüğü, yandaşlara verilen ayrıcalıklar, virüsle mücadelede muhalefetin de görevler üstlenme girişimlerinin engellenmesi, eğitim düzeyi düşük halkımızın tehlikenin bilincinde olmaması, muhalif basınına baskıların daha da ağırlaştırılması, yöneticilerin salgını yönetmede başarılı olamadıklarını gösteriyor.

Biraz da halkımızın ürettiği esprilerinden bir iki örnek sunalım: "Yarın hava güzel olacakmış. Çocukları da alıp salona geçeyim diyorum", "Deprem var içeri girmeyin! Virüs var dışarı çıkmayın! Bir hayırlısıyla sağ salim öleydik…", "Bazen evde o kadar canım sıkıyor ki,  kapıyı açıp 'Oooo, kimler gelmemiş!' deyip kapatıyorum." Virüs dolayısıyla toplumda fiziksel ve psikolojik şiddetin daha da arttığını basından da öğreniyoruz. Hükümetin ulusal bayramlara katılmaya gösterdikleri direniş de âdeta kara mizahlık bir tarzla yorumlanıyor. Atatürk’ün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı armağan ettiği çocuklarımızın %32’sinin yoksullukla boğuşması, çocuk eşler, çocuk anneler, hepimizin utanması gereken gerçeklerdir. Sanayi işçilerinin korunaksız çalışmaları ve iş kazaları, 1 Mayıs yasakları hız kesmeden sürüyor. Ve işsizlik giderek artıyor, sürekli artıyor. Yazar Şeyhoğlu, buyurganı olmayan bir ülke dileğiyle yazısını noktalıyor.

***

2. bölümün ilk yazarı şair, yazar, Şalom Gazetesi köşe yazarı Avram Ventura. Albert Camus, yirminci yüzyılı “Korku Çağı”, Uğur Kökden “Tiksinti Çağı” olarak tanımlarken, yazarımız da “Güvensizlik Çağı” olarak yorumluyor… Avukat Cemil Öz’e göre, salgından hukuksal ilişkiler ve yargısal süreçler de olumsuz etkileniyor. Destek görmeyen bir meslek grubu da avukatlar olup adliyeler âdeta kapanıyor, icra iş ve işlemleri sürdürülemiyor, duruşmalar en az 3 ay erteleniyor. Yazılar bol bol karanlık göstergelerle destekleniyor... Gazeteci, yazar Doğan Özgüden Brüksel’den sesleniyor. Devlet başının ulusa seslenişinde geç kalması, Belçika’da devletin din işlerine yaklaşımını örneklerle açıklaması, Diyanete tanınan haksız ve aşırı maddi, sosyal ayrıcalıklarından arındırılması gerektiği ve bütçenin önemli bir bölümünün Sağlık Sistemimize aktarılması gerektiği vurgulanıyor...

Ferhat Altun Tarihçi/Tarih Öğretmeni ve Yenigün Gazetesi köşe yazarı olarak Atatürk zamanındaki sağlık mucizelerini anlatıyor. Sadece insanların değil hayvanlarının ve hatta toprakların bile hasta olduğu sefil bir ülkeydi o zamanlar. Zamanın sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam, sağlık sorunlarını çözebilecek bir sistem oluşturarak hedefler belirliyor, ilk ciddi adımları atıyor. Yirmiye yakın hastalık ve salgınla mücadele edilip teşhis, tedavi ve karantina koşulları oluşturuyor. Cumhuriyet döneminde bir yandan sağlık personelini yetiştiren okulların açılması bir yandan aşı ağırlıklı koruyucu önlemler ayrıntılı olarak anlatılıyor. Geçmişte ve bugün yaşananlara dayanarak bir devletin çöküşünü anlatan bölümden sonra, sözlerini devlet olmak için akıl, liyakat, ehliyet, ahlak ve namusun vazgeçilmezliğini vurgulayarak sonlandırıyor…

İzmir Aliağa Belediye Başkanı, eski İzmir Milletvekili Hakkı Ünlü, İtalyan profesörLagona ile kazı çalışmalarıyla başlayan dostluk sonucu, Sicilya’da Taormina, Catania kenti, Etna yanardağı çevresi, Arşimet’in doğup büyüdüğü, şaraplarıyla ünlü Sirakuza kenti’ni gezer. Profesörün, uygarlığın Ege’nin doğusundan başladığını vurgulaması unutulmayacak anılarındandır. İkinci bölümde yazar, virüs salgını geçinceye dek, insanlarımızın disiplinli yaşamayı ve yardımsever olmayı, devletin de mücadelede örgütlenmeyi öğrenmeleri gerektiğini belirtiyor... Hasan Zeki Sungur emekli albay ve köy okullarında kütüphaneler kuran bir kitapsever. Virüs olayına sosyolojik bir duyarlılıkla yaklaşıyor. Yaşlıları ötekileştirme, televizyonlardaki virüs yorum bombardımanları, stokçuluk, ikinci partideki ürünlere fahiş zamlar, fırsatçılık, toplum psikolojisindeki bozulmalar, işsizler ordusuna yeni katılımlar, kapatılan eğitim kurumları, arka arkaya karşılaşılan ciddi sorunlar. İlerki yıllarda sanatsal ürünlere esin kaynağı olabilecek “Yasal Esaretten İnsan Manzaraları”nı sunuyor. Sabun Köpüğü bölümünde ise; siyasi, ekonomik, edebi, taşlamalar aracılığıyla koronaviüs günlerine ait kısa değerlendirmeler yer alıyor. Sağlıkçıların dikkatli olmadığından yakınılması, artık sözün bittiği yerdir...

Nüket Hürmeriç, virüslü günlerin yükünü kara mizahla hafifletmeye çalışıyor. Balkona çıkıp bedeni de havalandırmak düşüncesi, şiirsel yorum, alından ateş ölçmede kolaylık olsun diye saç modelini değiştirme, odadan çıkma hallerinin yorumlanmasında Şarlo ve Lorel ile Hardy gibi ünlü komedyenlerden esinlenme, e-devlete değil gerçek devlete gereksinme duygusu, çok yaşlı bir tanıdığın test sonucu için “yarı pozitif “gibi virüs literatürüne yeni bir sözcük armağan etmesi, virüsten yitirdiği annesinin ardından Requiem’lerle veda etmesi gibi örnekler oluşturuyor...

Salim Çetin, zengin, yoksul, orta sınıfın aynı sıkıntılı yaşam çemberine girdiği, insan psikolojisinin uzun yıllar inceleneceği, günlük kazanıp günlük yaşayan kesimin en zor durumda olduğu, Cumhuriyetin oluşturduğu sağlık alt yapısının hiç de kötü olmadığı, gerçeğinden hareketle, kapitalist sistemin sorgulanıp sosyalist düzenin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor…

Sosyolog Dr. Selim Karyelioğlu; salgınların, tarihi bir değerlendirmesini yaptıktan sonra, kişinin daha çok iradesi dışındaki etkenlerle ilgili olduğunu vurguluyor. Bir yerde çıkan sorun çok uzaktaki coğrafyaları da etkilediği için, mücadelede yerel-ulusal olduğu kadar küresel işbirliği de gerekiyor. Bir yandan eve kapanma önlemi bir yandan çalışmadan temel gereksinimlerini karşılayamayan insanları varlığı çelişkisi var. Krizi varlıklı devletler kamudan kaynak aktararak atlatmaya çalışırken kaynağı yetersiz olanların yapacakları konusunda bilgi yetersizliği bile var. Yaşlılar da ötekileştirme ile karşı karşıya gelmiş durumdalar. Göçmenlerin de ayrımcılığa uğraması sürüyor. Sonuç olarak dünya olumlu ya da olumsuz köklü bir sosyo-ekonomik değişim içerisinde görülüyor. Artık teknolojinin de üretimde temel unsur olarak yer alacağı vurgulanıyor. İnsanlar arası ilişkilerde sosyal mesafe uygulamasının kalıcı olacağı da düşünülüyor. İlk ve orta öğretim kurumlarıyla kuramsal üniversite bölümlerinde öğretim,  uzun vadede kalıcı sanal ortamda yürütülebilir. Artık tüketime, pragmatizme ve güç ilişkilerine dayalı küresel düzenin sonuna gelindiği vurgulanıyor. Sonuçta dünyanın çok daha yaşanmaz hale gelmeden, daha yaşanabilir bir yer haline gelmesi için yapılabilecekler vardır…

Genel Sağlık- İş Genel Başkanı Zekiye Bacaksız, kamusal niteliği yüksek ülkelerde sürecin daha iyi yönetildiği, piyasacı ülkelerde ise tam bir çöküş yaşanmakta olduğunu vurguluyor. Aşı ve ilacı geliştirecek bir devlet kurumumuzun olmamasının acısını, bu konuda da dışa bağımlı olarak çekmekteyiz. Atatürk’ün başlattığı bilimsel, ulusal, kamucu ve halkçı sağlık politikaların yeniden uygulanması istemiyle yazı sona eriyor.

Sağlıklı ve huzurlu yıllar dileğiyle…

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 15 36
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 15 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@