06.04.2021, 11:44

Keskin sirke; Aytaç Kara

Geçmiş zaman… Bölgesel Amatör Lig (BAL) adı verilen, bence statü yoksunu olan ligin olmadığı yıllar… Yerel amatör liglerin en üst kümesinden, terfi müsabakaları oynamak suretiyle, 3. Lige çıkılabildiği zamanlarda bir maç… Ve ben bu maçın içerisinden birkaç görüntü nakletmek istiyorum sizlere önce;

Kimin, kiminle, ne zaman oynadığı, çok da önemli değil varmak istediğim nokta adına… 3. Lige çıkabilmek için iki Ege ekibi, kıyasıya bir mücadele içerisine girmişler. Kıran kırana bir maç var sahada… O günü iyice düşününce, her iki ekibin de aslında, 3. Lig ayarında oldukları aşikârdı. Ama neylersiniz ki, bir güzeli bin sever, bir kişi alır derler ya… Maçın da sadece bir galibi ve sadece bir 3. Lige çıkanı olacaktı.

Her iki ekipte de hırçın, kuvvetli, başını tekmeden, gözünü de budaktan esirgemeyen futbolcular vardı. Vardı olmasına vardı da; biri tümünden farklıydı. Stoper mevkiinde forma giyen bu civanmert delikanlı, uzun boyu ve gösterişli fiziği ile diğerlerinden hemen ayrılıyor, özellikle de, yerinde yaptığı orta-sert müdahaleleri ile de tribünden övgüler alıyordu. Ara sıra sertliğin dozunu arttırdığı, mücadelesinin tonunun rengini koyulaştırdığı da oluyordu ve hatta müsabakanın ikinci yarısıyla beraber bu koyuluk iyice kararmaya bile başlamıştı. Maçı idare eden hakem ise oldukça iyi niyetli ve oynatma gayreti içerisinde olan, masum bakışlı ve fakat kurallara oldukça hakim genç bir hakem… Müsabaka bu arada 0–0 eşitlikle devam ediyor ki, bizim stoperin takımını futbolun ilahları ile bizim stoper kurtarıyorlar desek, abartmış olmayız. Müsabakanın 70. dakikalarıydı ki, bizim ki bir sarı kart gördü ve bence daha da önce görmeliydi. Neyse, müsabaka kaldığı yerden devam ediyor ama bizim stoperin sertlik derecesinde azalma yerine aksine bir artış göze çarpıyordu. Ve bir pozisyonun ardından müsabakanın hakemi, gayet sakin bir şekilde bizimkine yaklaşarak, el kol hareketlerinden de çıkardığım anlama göre, sakin olmasını ve bir kez daha aynı müsamahayı gösteremeyeceğini ifade etti. Bizim civanmert stoper ise hakeme “bu benim oyun stilim, ben buyum, benim futbol tarzım böyle” gibilerinden bir şeyler söyledi.

Ve mutlu son;

İki dakika sonra stoper direkt kırmızı kart ile cezalandırılıyor, final oynayan takımını, maçın son on dakikasında yalnız bırakıyordu. Maçın sonucu mu? 10 kişi kalan ekip 2–0 kaybetti finali…

Gelelim günümüze…

Pazar akşamı Kasımpaşa-Beşiktaş müsabakasını izledik ve yıllar önce amatörde yaşanan, az evvel anlattığım olaya benzer bir olay yaşanmaması için bir hamle geldi bir taraftan… Kasımpaşa teknik direktörü Şenol Can, oyuncusu ki, müsabakanın tek golünü atan, çıktığı dakikaya kadar da iyi performans sergileyen Aytaç Kara’yı oyundan aldı altmış altıncı dakikada… Maç sonrası da, açık açık, “kırmızı kart görme olasılığını ortadan kaldırdım”a getirdi lafı;

“Aytaç ilk sarısını gördükten sonra bir pozisyona daha girdi. Hakemin takdir hakkı sarı kart kullanmamaktan yanaydı, ben de riske girmedim. Beşiktaş'a karşı 11'e 10 oynamak bizim için sıkıntılı olacaktı. O yüzden oyundan aldım”.

Aytaç Kara, bizim çocuk... Bizim çocuk derken, Bornova doğumlu, İzmirli ve Altay altyapısından yetişme… Mücadele ruhu, kazanma hırsı ve azmi, çalışkanlığı ve başarılı olma isteği gibi olgularının tamamını barındırıyor spor hayatında… Bunu, oynadığı müsabakalarda oldukça fazla hissettiriyor izleyicilerine… Ancak, iyi oynadığını düşündüğü bir müsabakanın üçte ikilik kısmı henüz geçilmişken, oyundan alınmış olmayı, sanıyorum kendisine karşı yapılmış bir hareketmiş gibi algıladı. Ki, çıkarken direkt soyunma odasının yolunu tuttu, yedek kulübesine oturmak yerine… Ve müsabakanın ardından yöneticisiyle tartışması, Kasımpaşa’da kadro dışı kalmasına sebep oldu.

Kart görürdü, görmezdi! Elbet ki, yorumlamak yüzde yüz doğru olmaz. Ancak, geçmiş deneyimler gösteriyor ki, oyundan alınması doğru bir hareketti. Takımını eksik bırakıp, haftayı karlı bir şekilde kapadıkları 3 puandan olabilir, bir ya da sıfıra talim edebilirlerdi.

Bir de sanıyorum, Aytaç’ın sözleşmesinin Mayıs ayında bitiyor olması, ligin sonlarına gelinmiş olması, kendisiyle başta Galatasaray olmak üzere, ciddi şekilde ilgilenen takımların olması, bakış açısında biraz kaymalara sebep olmuş. Yazımı eski bir atasözümüz ile bitireyim;

“Keskin sirke, küpüne zarar”…

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. Liverpool 34 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 32 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@