22.04.2021, 14:58

Dünya'da Aşılama Ne Alemde?

Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor salgınla ilgili. Birinin ak dediğine öbürü kara diyor. Bütün bilimcilerin mutabık olduğu bir iki konu var; birincisi, Dünya’da herkes güvende olana kadar kimse tamamen güvende değil. İkincisi, herkesin güvende olması için de, tüm Dünya’nın büyük bir çoğunluğu aşı olmalı.

Şubat’ta Birleşmiş Milletler, 10 ülkenin, üretilecek aşıların %75’ini aldığını, 130 ülkeye ise hiç aşı kalmadığını söylemişti (1). Ayrıca Kuzey Atlantik'teki ülkeler (Kanada, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve birçok Avrupa devleti), Hindistan ve Güney Afrika'nın, Dünya Ticaret Örgütü’ne yaptıkları çağrıyı, yani aşıya ilişkin fikri mülkiyet kurallarını askıya alma çağrısını reddetmişti. Bu Kuzey devletleri, aşı istifleme politikalarının etkisiyle COVAX projesine yeterli kaynağı ayırmadıkları için, gelişmekte olan ülkelerdeki pek çok insan 2024'ten önce aşı yüzü göremeyecek.

Dünya Sağlık Örgütü'nün COVAX programı, Dünya’nın dört bir yanındaki yoksul ve orta gelirli ülkelerdeki insanları koronavirüse karşı aşılamayı hedefleyen küresel programdır (2).

Jacobin, takip ettiğim bir dergi. Daha önce bu dergiden iki yazının özet çevirisini yapmıştım. Bugün üçüncü bir yazının özet çevirisini yapacağım; "Neoliberal Devletlerin Başarısızlığı Aşı Dağıtımını Yavaşlatıyor" (3) Yazarı, Leigh Phillips isimli bir vatandaş.

Salgın başlarken geçerli sağlık sistemini benimseyip koruyan akademisyenler ve ideologlar, 2022, veya 2023 gibi bir yılda normalleşmenin sağlanmış olacağından emindiler. Phillips, yazıda "New England Journal Of Medicine" isimli, en prestijli tıp dergilerinden birinin bir araştırmasından, korkunç bir veri aktarıyor; "…aşı milliyetçiliğinin bir sonucu olarak, fakir ülkelerdeki nüfusun yaklaşık yüzde 80'inin bu yıl hiç aşı almayacağı ve küresel sürü bağışıklığının, ancak 4 - 6 yıl sonra sağlanabileceği sonucuna ulaşıldı… İngiltere'nin Muhafazakâr lideri Boris Johnson; 'Aşı başarımızın nedeni kapitalizmdir, ve açgözlülüktür' ifadelerini kullanmıştı, ancak Johnson oldukça yanılıyor. Aşının yaygınlaştırılmasıyla ilgili olarak tüm Dünya’da siyasi bir geçiş süreci yaşandı. Gerçekte kapitalizm, devletin kırk yıllık neoliberal birikimi, büyük aşı başarısının değil, aşı başarısızlığının sorumlusudur. Nitekim Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde aşı konusundaki başarı, hükümetlerin, en azından geçici olarak devlet gemisinin rotasını tersine çevirmesiyle sağlanmıştır. Yani, Dünya’daki aşı savaşının fiyaskosu, esasen neoliberal devlet başarısızlığının hikayesidir. Aşı konusunda başarının sağlandığı yerlerde, en azından sağlık sektöründe ve geçici olarak, sistem ters çevrilmiştir."

Yazı Vietnam, Çin, Japonya gibi devlet kapitalizminin veya sosyalizmin egemen olduğu ülkelerin, aşılama konusunda İngiltere ve ABD’nin gerisinde kaldığının altını çiziyor. Ocak’ta ise Institute For Policy Studies, o aylarda bu ülkelerin, hastalığı dizginleme konusunda Batı’nın çok ilerisinde olduğunu yazmıştı4. İki yazıda da doğruluk payı varsa bundan şu sonuç çıkar; devlete öncelik veren ülkeler, ABD ve İngiltere de sağlık konusunda bir süredir devlete öncelik vermeye başlayana kadar, salgında mücadelede bu ülkelerden daha başarılıydılar. ABD ve İngiltere ne zaman planlamaya öncelik vermeye başladıysa, o zamandan beri sömürgelerden sağladığı maddi kaynaklardan elde ettiği zenginliği kullanarak, başından beri planlı hareket eden devletleri geçti.

Yazı, aşı konusunda liberal politikaları eleştirirken, Kanada Liberal Partisi başkanı ve Kanada Başbakanı Justin Trudeau örneği üzerinden yürüyor. Bunu Trudeau, tüm Dünya’da liberaller tarafından örnek alınan, sevilen ve sayılan bir lider olduğu için yapıyor. İlk olarak Phillips, Trudeau’nun COVAX programını baltalamasını, "ahlaki bir pusulası olan herhangi bir Kanadalı için utanç verici" olarak niteliyor.

Ardından göz bebeği bir liberal olarak, sanki özellikle küresel salgın mücadelesini daha da kötüleştirmek için vermiş gibi görünen bir kararından bahsediyor; "Sonbaharda Ottawa, 414 milyon doz aşı için şirketlerle anlaşmaya vardı. Yaklaşık otuz yedi milyonluk bir nüfus için bu, ülkedeki herkes için yeterli aşı dozunun altı katı demek oluyordu. Bu alışveriş çılgınlığı hükümet tarafından gururla karşılandı .

Ancak Kasım ayı sonlarında Trudeau, beklentileri hafifletmek zorunda kaldı ve COVID-19 basın konferanslarından birinde, "Hatırlanması gereken şeylerden biri, Kanada'nın artık aşılar için yerli üretim kapasitesine sahip olmadığıdır" dedi.

Kamuya ait bir tıbbi araştırma ve terapötik üretim tesisi olan Connaught Labs, 1914'te Toronto'da kuruldu. Dünya çapında bir aşı araştırma ve geliştirme merkezi olarak, insülin de dahil olmak üzere anamalların çoğunu ücretsiz veya düşük maliyetle alan bir geliştirme merkezi olmaya devam edecekti. Ancak 1970'lerde, neoliberal devrim Batı dünyasında olduğu gibi Kanada'da da hüküm sürerken, Connaught Labs'ın görevi halk sağlığından kâr elde etmek oldu ve 1986'da o zamanki Muhafazakar hükümet tarafından özelleştirildi. Daha büyük çokuluslu ilaç devleriyle rekabet edemeyen bu merkez, sonunda Fransız firması Merieux (şimdi Sanofi'nin bir parçası) tarafından yutuldu. Hükümetler, şimdiye kadar üst düzey organlar tarafından gelecekteki pandemiler karşısında yerli aşı tedarikinin kırılgan olduğu konusunda en az beş kez uyarıldı."

Ardından yazı, Dünya’da aşı ar-ge tesislerinin maliyetinden, tesisin ve aşının yapım aşamasının uzunluğundan, karlı olmayışından dolayı yatırımcılardan ilgi görmediğine değiniyor ve neoliberalizmin doğası gereği vicdani olmayışını bu yönüyle ele alıyor. "Halka açık bir aşı üreticisinin yeniden kurulması çağrıları, başlangıçta liberal yorumculardan gelen öfkeyle karşılaştı" diyor Phillips. Kanada çok küçük bir pazar olduğu için ilaçların dışarıdan tedarik edilerek yeterli olabileceğinin düşünüldüğünü, fakat bugün aşı milliyetçiliği yüzünden Kanada’nın sınır komşusu ABD’den bile aşı alamadığını, şirketlerden aldığı aşıların da çok yavaş eline ulaştığını anlatıyor.

Aşı süreciyle doğrudan ilgisi olmayan bir başlıktan sonra da AB ülkelerindeki aşı başarısızlığına geliyor konu. AB’nin mantıken yapması gereken şeyin,  yirmi yediden fazla üye ülkesinin ulusal ilaç onay sistemlerini tek bir kurumda birleştirmek ve merkezi hareket etmek olduğunu söylüyor. Fakat AB, bunu yapamıyor. Zira bu şekilde kurulacak bir konsorsiyum çok büyük bir gücü elinde bulunduracak ve aşı milliyetçiliği, üye ülkelerin birbirlerine güvenmelerini engelliyor. Phillips, bunun nedenini açıklıyor; "Avrupa düzenlemesinin amacı, neoliberal devrimin temel gereksinimlerine göre, karar verme sürecini çoğunlukçu olmayan organlara kaydırarak halk iradesinden izole etmektir." AB, zar zor böyle bir komisyon kurmayı başarsa da komisyon, hiçbir yerden üyeleri için aşı tedarik etmeyi başaramadı; "AB, ne pahasına olursa olsun birikimini aşıya harcamak yerine, sanki mürekkep kartuşları sipariş ediyorlarmış gibi, üye ülkeleri için aşı fiyatlarını düşürmeye çalışarak aylar geçirdi. Süreci daha da geciktiren komisyon, aşı firmalarının sorumluluğu üstlenmeleri konusunda ısrar etti ve bu nedenle erken acil durum yetkilendirmesini reddettiler."

Yazı, sosyalizmi doğrudan bir seçenek olarak sunmasa da dergi, açıkça sosyalist bir politika güdüyor ve bu politikayı gütmesi, yazının, sosyalizmi bir seçenek haline getirme mücadelesinin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiği anlamına geliyor. Dergi, Biden ve Blair gibilerle mücadele ediyor, Küba ve Sanders hakkında olumlu ve destekleyici yazılar yayınlıyor. Yazının sosyalizme faydası bir an önce çıkarcı ekonomiden planlı ekonomiye geçişin şart olduğunu göstermesidir.

-------------------------------------

1. bbc.com; Covid aşısı: BM 10 ülkenin aşıların yüzde 75'ini aldığını, 130 ülkede aşı olmadığını açıkladı

2. https://www.ajansbakircay.com/tricontinentalden-yeni-bulten-daha-nereye-kadar-makale,992.html

3. https://jacobinmag.com/2021/04/neoliberal-state-failure-covid-19-vaccine-distribution

4. https://www.ajansbakircay.com/korona-ve-kapitalizmin-sonu-4-makale,956.html

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@