06.09.2022, 11:11

Demirle Çimento ve Semprun üzerine…

Dikkatinizi çekmiştir sanırım.

Kültür Bakanlığı, İBB’den aldığı Galata Kulesi’nin giriş ücretini 30 liradan 100 liraya çıkardı aylar önce.

Adam, herhangi bir fakülteyi bitirmiş değil ama üniversite mezunu olduğunu söylüyor.

Adam, kalkmış fetva verir gibi konuşuyor. "Sigara içmek kesin ve kati haram!"

Kuran’da sanki böyle bir ayet varmış gibi…

Diyanetten sorumlu ama AKP milletvekilinden farksız.

Bir başkası, akla durgunluk veren zamları CHP’nin yaptığını söyleyebilecek denli kendinden geçmiş bir şoför/ milletvekili…

'Şoför' sözcüğünü mesele yapıp "Şoförlüğü aşağılıyor" diye ajitasyon çekerse şaşmam!

Eksantrik örnekler öyle çok ki…

Kısaca…

Dünyada örnekleri bir başka kıtada yok!

30 liraya ziyaret ediliyorken zaten herkes göremiyordu orayı. 100 liraya çıkarınca daha çok ziyaretçi mi gezmiş olacak?

Niyet başka olsa gerek.

1500 yıllık Galata Kulesi ne ki, gitsinler Sultanahmet’i ziyaret etsinler…

Dünyanın dört bir köşesindeki müzelerden giriş parası alınmıyorken RTE’nin kültür bakanının paragözlüğünü anlamak zor.

Ayıptır ayıp!

Fırsatını bulsalar, Afganistan’daki Talibanların yaptığı gibi İslami olmayan her şeyi bombalayıp yok edecekler. Farklılıklara, kültürel zenginliklere tahammül edemeyen bir anlayışın tutsağı olup gittik.

Fırsatını bulsalar Antalya’daki, Bergama’daki, Kapadokya’daki, İzmir’deki anıt/ tiyatro ve benzeri yapıları da yok edecekler ama şimdilik cesaret edemiyorlar.

İktidardakilerin anladığı tek konu; demir, çimento ve kereste…

60 bin kişilik Çamlıca Camisi’nde inanmışların namaz kılması değil, cami inşaatına harcanan demir ve çimento onların hesabı.

Cami için 147 AKP’liye iş kapısı açıldığını bilmeyen yok.

Sabah namazına katılan mı?

Sadece 34 kişi.

Umurlarında değil ibadet ve cami. Onlar için varsa da yoksa da demir ve çimento.

Daha başka…

Üşenmeden sayalım:

AKP İktidarında Dolmabahçe Sarayı’nda 92 kilogram altın vazolar kayboldu.

Zeugma Müzesi’nde 9 milyon dolar değerindeki 10 eser kayıp.

MSÜ Müzesi’nde 404 eser kayıp.

Resim Ve Heykel Müzesi’nde 250 milyon değerindeki 302 tablo kayıp.

Batman Müzesi’nde 10 milyon lira değerindeki 20 altın sikke kayıp.

Yani…

Hırsızlık tavan yapmış!

Sedat Peker’in açıklamaları bunun kanıtı değil mi?

Kaçmaya çalışanlar, istifa edenler, çığlık atanlar hep aynı koronun solistleri…

Tuz kokmuş durumda.

Tiksinti veren siyasilerle iç içe yaşamanın doğuracağı hastalıkların ilacını farmakologlara sorup öğrenmeye çalışacağım.

***

Sıkıntımı gidermek, günümü güzelleştirmek adına bir kitabın sayfalarına daldığımda 38. sayfada kendimi buluverdim.

Jorge Semprun diyor ki: "Her neyse; ister zevkten, ister kişisel disiplinden olsun, geç kalmamak gibi bir alışkanlığım vardır. Kusursuz bir yeraltı adamıydım. Sokakta olsun, kapalı bir yerde olsun, hiçbir randevuma ucu ucuna/ son dakikada gitmezdim."

Biriyle mi buluşacağım, illâ saatinden önce orada olurum.

Bunu abimden mi öğrendim, Dimitrof’tan mı yoksa Semprun’dan mı bildiğim yok.

Abim, diyelim ki saat kulesinin önünde saat 10.00’da birileriyle buluşacak. 10.02’ye kadar bekliyor. Gelen olmazsa çekip gidiyor. Hâlâ öyle…

Dimitrof’un da üzerimde çok etkisi var. Okuduğum kitapları çok şey öğretti bana.

Okumanın bu anlamda insana yaptığı katkı tartışılmaz.

Semprun, bürosuna her sabah erken saatte, yüksek rütbeli memurların çoğundan önce gidermiş.

Ben, böylesi birini yıllar önce tanıdım. Muhtar Canda!

Kolejdeyken coğrafya öğretmenim ve müdür yardımcımızdı. Sonraki yıllarda İkiçeşmelik’teki Öğretmenevinin müdürü oldu. Oradaki herkesten duymuşluğum var. Öğretmenevine sabahın köründe gelirmiş.

Semprun kim mi?

1923 Madrit doğumlu bir militan- yazar.

1937’de ailesiyle Fransa’ya iltica etmiş.

16 yaşında Fransız Direniş Hareketi üyesi. Hafif silahlılar ve patlayıcı maddeler uzmanı. Felsefe öğrenimi görmüş. İspanyol Komünist Partisi Merkez Komitesi üyesi. 1964’te de atılmış. Babası, hukuk felsefesi profesörü. Şair ve denemeci. Annesi, Cumhuriyet hükümetinin içişleri bakanı Miguel Maura’nın kız kardeşi.

Kendisi diyor ki; "Ailemizin temsil edilmediği tek rejim General Franco’nunkiydi."

Ekliyor: "Bakan olmak, gerçekten de bir aile geleneğiydi."

Felipe Gonzalez’in sosyalist hükümetinin 32 ay kültür bakanlığını yapmış. Daha doğrusu Kültür Ve Huzur Bakanlığı’nı…

Kitaplarını Fransızca yazdığı, on yıl Fransa’da yaşadığı için onu İspanyol görmeyen birileri de çıkmamış değil karşısına… 'Afrancesado' (Fransızlaşmış) muamelesiyle karşılaşmış.

Sağ basın ve bazı haftalık dergiler onun afrancesadoluğunu dillerine dolamış.

Bakanlığı, 1991’in Ekim ayında son bulan Semprun’a 6 Temmuz 1998’de Felipe Gonzalez’in söyledikleri ilginç:

"Bazı dönemler çok hareketli, heyecanlı, bazı günlerse boş ve sıkıcı geçecek. Gerçek ve sahte pek çok dostun olacak. Kaçınılmaz olarak da her türden düşmanların… Sana hediyeler verilmesini bekleme. Bu toplumun doğası budur. Hâlâ taşralılıkla, toplumsal gönül yaralarıyla, ilkelliklerle hareket ederler. Ama ilk resmi yolculuğuna çıktığın gün, bir polis şefinin Frederico Sanchez’in karşısında esas duruşa geçtiğini görünce ve bu ülkede nelerin değiştiğini görecek, senin hükümetteki varlığının ne anlama geldiğini anlayacaksın."

Militanlık yıllarındaki adıdır Frederico Sanchez.

Semprun ne düşünüyordur bu konuda:

"Kesinlikle şan ve şöhret isteğinden değil. İktidarın bu tarafı beni hiçbir zaman heyecanlandırmamıştır. Altın yaldızlara, kırmızı halılara, saygınlık ve öncelik haklarına hiçbir ilgim yok."

1977’te yapılan ilk özgür seçimlerden solun en açık arayla /en güçlü partisi olarak çıkan Sosyalist Parti’nin başındaki Gonzalez, önceden tanıdığı bir siyasetçidir.

İkisinin de birbirlerine olan güveni tamdır.

'Frederico Sanchez’den Selamlar' bir anı kitabı.

Semprun, bakanlığı süresince hiç ağzını açmayan bir sağlık bakanına tanık olmuş. Asıl mesleği iktisatçılık olan sağlık bakanı, kendi bakanlığını ilgilendiren bir konuda hiç konuşmamış.

Diyeceksiniz ki, 'Bizimkiler akşam sabah konuşuyor da ne oluyor?'

Haklısınız.

Bu kitabı okuyup da Madrid’teki Prado Müzesi’ni ziyaret etmezsem gözlerim açık gidecek doğrusu.

Öğrendim ki, Prado Müzesi’nin müdürünü atamak için tüm bakanların onayı gerekiyormuş.

Bir de gözünüzü Ankara’ya çevirip bakın. Bir müzeye müdür olmak için ne gibi özelliklerin olması gerektiğine… Ben söylemeyeyim orasını…

Hamingway’le ilgili sözleri ise ilginç: "Gerçek olması çok da mümkün gözükmeyen cinsel zaferlerini anlatarak kahramanlık taslıyordu. Yaşlı Ernest, İspanyol argosunda cinsellikle ilgili ne kadar sözcük varsa hepsini biliyordu."

Militanlık yıllarında Franco’nun siyasi polisleri, onu hiçbir zaman takip edememiş, tuzağa düşürememiş.

Bakanlık yıllarında tanıştığı bir polis, "Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum Sayın Bakan. Yıllar önce polisliğe giriş sınavlarını kazandıktan hemen sonra ilk işim sizi takip etmek olmuştu. Daha doğrusu takip etmeye çalıştık."

Sanchez, hiç tongaya düşmemiş çünkü.

Salvador Dali’yi hiç sevmiyor.

"Her ne kadar büyük bir ressam olmuşsa da Salvador Dali, hiçbir zaman saygıdeğer bir insan olmamıştı" diyor. General Franco’yu kutladığı/ onayladığı için…

Özellikle de Prado Müzesi…

Bu kitabı okuduktan sonra Madrit’e gitmek şart!

Kitabı okuyun, hak vereceksiniz.

İkincisi…

Diyor ki: "Yaşanmışlık, roman sanatının özü olan gerçeğin yaratılmasını her zaman engelleyecek/ bulanıklaştıracaktır."

Romanında, öyküsünde ya da çocuk kitaplarında hep yaşanmışlıkları anlatan yazarlara sesleniyor adeta.

Jorge Semprun’a diğer yazarların diyeceği ne olur bilmem ama benim kulak vermemde yarar var.

Büyük yazarlığın sırrı biraz burada…

Şimdi sıra geldi onun 'Yazmak Ya da Yaşamak'ını okumaya…

Yorumlar (1)
M. Şerefettin Canda 2 yıl önce
Sn Recai Seyhoğlu, degerli bir dostumuz. Rasime Şeyhoglu adina actigi, kutuphaneler ve aydinlik evleri ile, topluma öğretmenlik yapmaya devam ediyor. Bu yazısi da yine ögretici ozellikte. Bu kez kendi öğretmenini de anımsamıs.: Muhtar Canda.
Muhtar canda, İzmir'e hem ögretmen olarak, hem de yonetici olarak uzun yıllar hizmet etti.
Ailemizin en önemli temsilcisi. Ogrencileri hep vüzel ve iyi sözlerle anarlar. Bu da bizim icin çok degerli. Sn Recai Şeyhoglu ogretmenimize, bu değerbilirligi icin, geniş ufku ve erdemli tutumu icin teşekkür ediyorum.
"Bir kafjas ata sozü var:
"Çoğalanlar, çoğalır",
"Azalanlar, azalır".
"Azalamlar, azalır"
Sn, Recai Seyhoğlu ogretmenimiz, yaptıklari ile, toplumun güzelliklerini "çoğaltmaya" çalışiyor.
Izmir'in "yaşayan kültür mirası" kapsamindaki degerlerini buluyor ve topluma tanıtmaya çalışiyor. Daha once de İzmir' in "yaşatan kuktür murası" olan kimselerden ornegin Prof. Dr. Veli Lök hocsmizdan soz etmisti. Kendisine bu yolda başarılar diliyorum.
Selamlar, sevgiler.
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. Liverpool 34 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 32 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@