19.07.2021, 08:21

Bugün Bayram

Hırsızlık, yolsuzluk, skandal deyince insanın aklına hemen Türkiye’nin gelmesi bu ülkede yaşayanlar için ne kadar üzücü…

Milletvekillerinden biri, "Dolmabahçe Sarayı’nda sergilenen 46'şar kilo ağırlığındaki iki tarihi vazo ne oldu?" diye soruyor, Milli Saraylar Daire Başkanlığı da "Bu vazolar hiçbir zaman Saray envanterinde olmadı" diye yanıt veriyor. Çalınmış yani…

Abdülmecid döneminden kalma som altın iki tarihi eser ortada yok. Çalmışlar!

Evet, çalmışlar!

Almanya merkezli bir araç satışı firmasının "Dünyadaki en dürüst şehirler" araştırması yaptığını biliyor muydunuz bilmem…

Şehirlerin dürüstlüğünü ölçmek için sokaklara toplam 17 bin para dolu cüzdan bırakılıyor. Cüzdanların geri dönüş oranının belirleyici olduğu bu araştırmada birinciliği İsviçre’nin Zürih kenti alıyor. İkinci Osaka, üçüncü de Avustralya’nın Adelaide kenti oluyor. İlk 75 içine bizden tek bir şehir giremiyor.

İslami dernek ve vakıflar buna itiraz etti mi, duyan bilen var mı sahi?

Almanların araştırmasını boşa çıkarmak, bizi kötü gösterme çabalarına itiraz edip dürüstlüğümüzü kanıtlama adına neden itiraz etmezler?

Neden sükut?

Cesaret mi edemiyorlar yoksa?

Camilerden halı, ayakkabı, cep telefonu çalındığını elin oğlu duysa/ öğrense rezil oluruz diye sesini çıkarmıyorlar olsa gerek.

Çünkü Kocaeli’de 17 yaşındaki kızı dershaneden dönerken Afganistan uyruklu erkeğin cinsel ve fiziki saldırısına uğrayan babaların "Sayın Cumhurbaşkanım, bu sizin eseriniz" diye gözyaşı akıttığından, 128 milyar doların bulut olduğundan bihaber değiller…

Listeye giremediğimizden Diyanet İşleri Başkanı ile Cumhurbaşkanı üzüntü duyuyorlar mıdır dersiniz?

Konuşun deseler, eminim yanıtları: "Ezanı susturamazlar!" olur.

15 Temmuz gecesi şehit düşenlerin silahlarının çalındığından haberleri yok mudur bu ülkeyi yönetenlerin?

Fiil çalmak olunca bir başka 'çalmak' da bu toprakların bir başka gerçeği. Herkesin bilmesinde yarar var.

Aydın’ın İncirliova’sında 15 Temmuz nedeniyle coşkulu bir etkinlik düzenleniyor. Yetkili çevreler ve vatandaşlar katılıyor. Ne mi oluyor?

Mehter takımı, İzmir Marşı’nı çalmaya başlayınca AKP İlçe Başkanı celalleniyor: "Bu etkinlikte siyasi marş çaldırmam!"

Sonuç mu? Kaymakam ve MHP’li meclis üyesinin, Başkanın sözünü ciddiye almasının ardından mehter takımı marşı yarıda kesiyor.

İzmir Marşı’nın, Atatürk sevgisini ve Kurtuluş Savaşı Destanı’nı anlattığını bilmeyen bir cahil başkan, kaymakamı ve meclis üyelerini de etkileyerek amacına ulaşıyor.

Şaka değil…

Yaşandı.

Cehalet ve hırsızlık birbirini tamamlayan ikili gibi… Okuma yazma oranı düşük olan bütün ülkelerde olduğu gibi.

Hırsızlık ve cehalet birbiriyle yarışıyor.

Cehalet deyince…

Bir gazetenin eğitim sayfasının başlığı geliyor gözümün önüne: "Öğrenciler matematikte 100 üzerinden 12 alıyor."

Ay’a böyle mi çıkılacak?

Karadeniz’de bu kafalarla mı doğalgaz bulunacak?

***

128 milyar dolar nerede, Sedat Peker’den 10 bin dolar alan siyasetçinin kim olduğu sorularına yanıt verilemeyen bir ülkenin vatandaşı olmanın sıkıntılarını yaşamak zorunda mıyız biz?

Komedi de bitmiyor hiç…

İzmir’de 18 Haziran günü HDP İl binasına giren bir cani partideki Deniz Poyraz’ı öldürmüştü ya…

AKP’nin Parti Sözcüsü olan biri diyor ki; "Türkiye, huzur ve güvenliğini bozmaya çalışan provokasyonlara asla fırsat vermeyecektir."

Bir profesyonel katilden farksız olan caniye, polisin "Adın ne senin abicim?" demesi insanı güldürür mü düşündürür mü? Ne provokasyonu, düpedüz bir saldırı bu!

Hırsızlık ve cehalet, komedinin ebesi adeta…

Cumhurbaşkanının zenginliği ise dillere destan… Ailece lüks düşkünlüğü de…

Cumhurbaşkanının, kolunda 50 bin dolarlık çanta taşıyan eşini gören hangi bir Ademoğlu, bu ailenin zengin olduğunu düşünmez ki…

İnsan düşünmeden edemiyor, 1999 yılında Sayın Recep Tayyip Erdoğan şöyle konuşmuştu: "Eğer bir gün duyarsanız ki Recep Tayyip Erdoğan çok zengin olmuş. Bilin ki haram yemiştir."

Yorum yapacak olan parmak kaldırsın lütfen!

Ben susmayı tercih ediyorum.

Bildiğiniz gibi, "Söz var iş bitirir, söz var baş yitirir"

Yunus Emre’nin şu sözünü bilip de çok konuşmak doğru mu sizce?

"Söz ola kese savaşı/ Söz ola kestire başı/ Söz ola ağulu aşı / Balıla yağ ede bir söz."

Nerede kalmıştık sahi?

Cehalet…

AKP’li bir milletvekili, "Eskiden çocuklar çobanlık yapıyordu. Şimdi eğitim zorunlu olduğu için kimse çobanlık yapmıyor. Liseden sonra ben okudum, çobanlık mı yapacağım diyorlar."

Buram buram zorunlu eğitim karşıtlığı kokan bu sözlere, partisinin genel başkanı da aynı düzeyde yanıt veriyor: "Çobanlık kötü bir meslek mi? Bütün peygamberler çobandı. Hepiniz çobansınız. Hepiniz sürünüzden mesulsünüz. Peygamber efendimizin sözü var, 'Mesleğin iyisi kötüsü olmaz. Hepsi şereflidir' diye."

1975’te Pakistan’da da böyleydi. Çocuklarını kolejlerde okutan Ziya Ül Hak’çı vekiller Pakistanlı vatandaşlara şeriat eğitimi veren okulları öneriyordu.

"Ben çoban olmak istiyorum" diyen bir çocuk var mıdır acaba?

İnsanı 'sürü' gören bir anlayış… Ne desem bilmem ki…

Hızını alamayan Cumhurbaşkanı, şimdi de "Artık parlamenter demokrasi bizim için mazi oldu. Millet için mazi oldu. Hiçbir istikrarı olmayan koalisyonlarla iç içe sürekli zararda olan dönemleri yaşadık. Türkiye, çok partili sistemden huzur bulamıyor. Netice de alamıyor. Koalisyonlar dönemine dönmeyi milletimiz asla istemiyor" diyor.

Aşureyi, tarhana çorbasını, karışık dondurmayı sevmiyor olmalı Cumhurbaşkanı.

Parkları, ormanları, otogarları, dağları görmüyor olmalı.

Aşure, orman, tarhana çorbası, parklar, otogarlar koalisyonlar gibi değil midir?

Kim ister, sadece kırmızı gülü olan bir parkı?

Kim görmek ister, sadece çam ağacı olan bir ormanı?

Aşure, içindeki çeşitlilik nedeniyle lezzetlidir. Tarhana çorbası gibi…

İran’daki dillere destan parklar/ bahçeler rengarenk çiçekleri nedeniyle Dünya Miras Listesi’nde yer alıyor.

Hangi denizde sadece sardalya yaşıyor, bilen gören var mı?

Hangi gezegenin semalarında sadece kırlangıçlar uçmakta?

Cumhurbaşkanı ve adamlarının istekleri Hitler ve Mussolini’nin kurduğu düşlerin dünyası. Tek parti, tek lider, tek tip düşünce, tek, tek, tek…

Sadece kendileri olsun! Yeğenler, yiyenler, amcalar, dayılar, sınıf arkadaşları…

Tavsiyeleriyle de hümanizmadan fersah fersah uzaktalar…

28 Temmuz 2015’te "Ölü yıkamayı öğrenin!" diyen Cumhurbaşkanı değil miydi?

***

Üniversite mezunu olmayan bir cumhurbaşkanı ile dört-beş yıllık bir fakülteyi bitiren cumhurbaşkanı farkını yaşayarak öğreniyoruz.

Eski Türkiye’nin Cumhurbaşkanları hiç böyle konuşmuyordu.

Bugünkü Cumhurbaşkanı kadar bütçeye sahip olmayı düşünmemişlerdi.

Görevlerinin sonuna geldiğinde köşkü terk etme hazırlığına başlıyorlardı.

Şimdiki ise gitmemek için direnç gösteriyor. "Ben gidersem devlet biter" gibi konuşuyor.

Cumhurbaşkanının koruma konvoyunu çekmek isteyen kişinin cep telefonunun şarjı bitiyormuş.

Eski Türkiye’de geçmediği köprüye, girmediği tünele, uçmadığı havaalanına para ödeyenler yoktu.

Eski Türkiye’de çocuklar bugünkü gibi (3 yılda 60 bin çocuk) cinsel istismara uğramıyordu.

Eski Türkiye Çocuk cennetiydi. Şimdi cehennem!

Eski Türkiye’de üniversitelerde bir anda istifa eden 30 profesör haberlerine rastlanmıyordu.

20 yılda 36 kez petrol ve doğalgaz bulundu haberleri, eski Türkiye’de haber olmuyordu.

Bakanlardan biri temmuzdan birkaç ay önce "Temmuzdan itibaren Türk ekonomisi şaha kalkacak. Öyle bir sıçrayacağız / büyüyeceğiz ki Almanya, İtalya, Fransa, İngiltere ve o her şeye burnunu sokan ABD çatlayacak!" şeklinde konuşamazdı eski Türkiye’de.

Çünkü yalana prim verilmiyordu Eski Türkiye’de.

Nitekim temmuzun başında gördük şahlanışın ne olduğunu.

Elektriğe yüzde 15, doğalgaza yüzde 12 zam ile…

Bugün bayram!

Yoksulların, dar gelirlilerin, memurların kurban kesemediği, bayram sabahında kavurma yiyemediği bir bayram! Önceki yıllardaki gibi…

Olağanüstü hal ile yönetilen Türkiye’nin, iktidara karşı olan tutumunda olağanüstü bir muhalefet anlayışı sergileyen yeni projelere imza atacağı günlerin yaklaştığına dair olan inancımla bayramınız kutlu olsun!

Serin bir yer bulursam türkü söyleyeceğim akşama doğru:

"Gelin canlar bir olalım!"

Birlikte söylemeye ne dersiniz?

Yorumlar (1)
Arif Yılmaz 3 yıl önce
Herşey çok güzel olacak
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@