02.10.2022, 09:42

Aynı hücrede Orhan Kemâl ve Nâzım Hikmet...

Orhan Kemâl,

1940 yılı kışında Bursa Cezaevi’nde Nâzım Hikmet’le tanışır.

İşte aynı hücrede kalacak iki Usta'nin ilk karşılaşmasının öyküsü,

Orhan Kemal'in anlatımıyla;

"1940 senesi kışı idi. Dikkat edin '1940' dedim. 

O zaman harp çıktı, devam ediyordu. 

Fakat henüz yalnız batıda. 

Ben hapishane kaleminde evraklar ile uğraşıyordum. 

Amirim olan hapishane kâtibi postadan yeni gelmiş resmi evraka bakıyordu. 

“Ooo” dedi “gözün aydın üstadın geliyormuş.”

“Üstad da kim?” Hiçbir üstadım falan yoktu

“Hadi hadi numara yapma, canım Nâzım Hikmet işte. 

Senin üstadın sayılmaz mı?”

İnanamadım. 

Elinde tuttuğu müzekkereyi uzattı; 

“14 Mayıs 1966 tarihinde bitecek olan ceza süresini doldurmak üzere tutuklu Nâzım Hikmet idarenizde bulunan cezaevine naklen gönderiliyor.”

***

Bana hapishane bahçesinde dikilmiş zambakların yeşil yaprakları üzerindeki karlar erimiş gibi, umumi afla serbest bırakılmışım cezamın bitmesine kadar olan yıllar birden tükenmiş gibi geldi. 

Herkes gibi ben de ona gıyaben hayrandım. Herkes gibi kendimi bilmeden onu seviyordum. 

Muazzam koca şair…

***

İdareden usulcacık çıktım. 

Hapishanede şiir yazan kendilerini şair sanan bizler üç kişiydik; Necati, İzzet ve ben. Fakat birincilik bende idi. 

Ne de olsa yazdıklarım basılıyordu. 

Koşmamak kendimi zor tutuyordum. 

Necati’nin koğuşuna gittim. 

Necati Nâzım’ı İstanbul Tevkifhanesinden tanıyordu.

Nâzım’ın geleceğini duyar duymaz Necati bir çocuk gibi ellerini çırpmaya sıçrayıp hoplamağa başladı.

“Yaşasın!”

Sonra da “Aman!” dedi, “Sakın ha şiirmiş soruymuş canını sıkmayın. 

Bundan hiç hoşlanmaz, pılısını pırtısını toplar başka koğuşa gider. İzzete de tembih et.”

***

İki saat geçmeden bütün hapishane öğrenmişti; 

Nâzım’ı getiriyorlar.

***

Aradan birkaç hafta geçti, yine böyle kurşuni sisli bir sabah evrak karıştırıp pencereden karla örtülü yeşil zambak yapraklarına yine bakarken Necati nefes nefese kaleme geldi: 

“Nâzım Hikmet’i az önce getirdiler!”

***

İyice hatırlıyorum, kalemimi elimden düşürdüm!

***

“Müdürün yanına soktular, ona senden bahsettim gel şimdi neredeyse avluya çıkaracaklar.” dedi Necati!

***

Bunları nefesi kesilerek bağırıyordu. 

Elimi kaparak beni neredeyse çekmeğe başladı. 

O kadar heyecanlıydım ki başım dönüyordu. Onu; Benerci, Jökond, Bedrettin destanlarını yazan insanı, şimdi görecektim demek!

***

Kapı açıldı, gülümseyerek çıktı. 

Göz göze geldik. 

Mavi gözlerinde, gülümsemesinde tertemiz apaçık çocuksu bir şey vardı. Nereye gitsem, ne yapsam diye düşünürmüş gibi durakladı sonra Necati’yi gördü. 

Ona doğru gitmek istedi fakat Necati Nâzım’a doğru koşarak beni takdim etti. 

Nâzım askerce topuklarını birleştirerek ve yüzüne ciddi bir ifade vermeye çalışarak kendini takdim etti:

"Ben Nâzım Hikmet!"

***

İşte karşılaşmamız böyle oldu, böylece talebesi oldum.

Ben de ona kendimden fazla inanıyordum.

***

O günlerden bir anekdot...

Cezaevi idaresi zaman zaman mahkumları yol, köprü inşaatlarında çalıştırmaktadır. 

Bu işlere Nâzım ve Orhan Kemâl de götürülür. 

Bir gün köylü bir çocuğun satmak istediği tavşan yavrusunu gören Orhan Kemâl, 50 kuruşa satın alır.

Tavşanla birlikte hapishaneye dönen Orhan Kemâl, yavruyu Nâzım'a gösterir. Yavruyu koynuna sokan Büyük Şair, onu öpüp sevmeye başlar.

Adını da "Mercan" koyar!

Onu hergün süt, yonca ile besler.

***

Günler "Mercan’'la birlikte geçerken yavrunun cinsiyetini merak eden şair, bu işlerden anlayan mahkumlardan yardım alır ve tavşanın "erkek" olduğunu öğrenir, ona eş arar.

Bulması mümkün olmaz.

Sonunda kendisini ziyarete gelen Piraye Hanım’a tavşanı teslim ederek özgürlüğüne kavuşturur.

(Orhan Kemal'in oğlu Işık Öğütçü kaleme aldığı 'Orhan Kemal, Sessizliğin Sesi' kitabında 'Piraye Hanım ve Tavşan Mercan' başlıklı yazıyla anekdotu aktarır.)

***

Orhan Kemâl, 

1946’da da tahliyesinden birkaç gün önce Nâzım Hikmet için şiir yazar...

Şöyledir şiir;

“Unutabilir miyim seni hiç

Dünyayı ve insanlarımızı sevmeyi senden öğrendim

Hikaye, şiir yazmayı

Ve erkekçe kavga etmeyi senden...” 

***

Anılarına saygıyla...

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Fenerbahçe 16 36
3. Trabzonspor 16 35
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 16 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sakaryaspor 17 22
13. Sivasspor 17 21
14. Van Spor FK 17 21
15. İstanbulspor 17 21
16. Manisa FK 17 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 17 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 16 25
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 16 18
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@