27.10.2020, 02:50

Yarın Cumhuriyet İlan Edeceğiz..

ÇANKAYA’DA ALIŞILAGELMİŞ BİR SOFRA

28 Ekim 1923 akşam geç saatler Çankaya’nın alışılagelmiş sofrasında Mustafa Kemal Paşa’nın misafirleri; istifa etmiş hükümetin Başbakanı Fethi Bey, TBMM Vekili İsmet Paşa, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa, Rize Milletvekili Fuat Bey, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey, Kemâlettin Sami ve Hâlit Paşa’lardır. Gündem yoğundur ve misafirlerin hiç birisi Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş aşamasında ki en önemli adımın o gece atılacağının farkında değildir. O geceyi ve sofrayı Nutuk’tan kısa alıntılarla hatırlayalım.

CUMHURİYET’İN İLANI KARARINI NEREDE VE KİMLERE SÖYLEDİM

Yemek sırasında : “Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz” dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim…

CUMHURİYET’İN İLANI İLE İLGİLİ KANUN TASARISINI İSMET PAŞA’YLA BİRLİKTE HAZIRLADIK

O gece birlikte olduğumuz arkadaşlar erkenden ayrıldılar. Yalnız İsmet Paşa Çankaya’da misafirdi. Onunla yalnız kaldıktan sonra, bir kanun tasarısı müsveddesi hazırladık. Bu müsveddede 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilât-ı Esasiye Kanunu (Anayasa)’nun devlet şeklini tespit eden maddelerini şu şekilde değiştirmiştim:

Birinci maddenin sonuna “Türkiye Devleti’nin hükümet şekli Cumhuriyettir” cümlesini ekledim.

Üçüncü maddeyi şu yolda değiştirdim: “Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur. Meclis, hükümetin ayrıldığı idare kollarını Bakanlar vasıtasıyla yönetir.

“Bundan başka Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nun temel maddelerinden olan sekizinci ve dokuzuncu maddelerle de değiştirilerek ve açıklığa kavuşturularak şu maddeler yazıldı:

“Madde – Türkiye Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir. Cumhurbaşkanlığı görevi yeni Cumhurbaşkanının seçilmesine kadar devam eder. Görev süresi biten Cumhurbaşkanı yeniden seçilebilir.”

“Madde – Türkiye Cumhurbaşkanı devletin başkanıdır. Bu sıfatla lüzum gördükçe Meclis’e ve Bakanlar Kurulu’na başkanlık eder.”

“Madde – Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından ve Meclis üyeleri arasından seçilir. Diğer bakanlar, Başbakan tarafından ve yine Meclis üyeleri arasından seçildikten sonra Cumhurbaşkanı tarafından hepsi birden Meclis’in onayına sunulur. Meclis, toplantı halinde değilse, onaylama, Meclis’in toplantısına bırakılır.”

Bu maddelere, komisyonda ve Meclis’te din ve dil ile ilgili bildiğiniz bir madde de eklenmiştir.”

Ertesi gün, 29 Ekim 1923 Pazartesi saat 10 da 10.00’da Halk Partisi grubu, Grup Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Bey’in başkanlığında toplanır. Bir gün önce hazırlanan kanun tasarısı görüşülür, hükümetin şekli, Başbakanın seçilmesi, TBMM Başkanının durumu ve Cumhurbaşkanının seçilmesi tartışılır ve karar verilir “Hükümetimizin şekli mutlaka Cumhuriyet olacaktır.”

Saat 18 de TBMM toplanır Başkanlık kürsüsünde oturan Başkan Vekili İsmet Bey (Paşa) Meclis’e şu bilgiyi verir: “Kanun-ı Esasî Encümeni, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nda değişiklikler yapılması ile ilgili tasarının öncelikle ve derhal görüşülmesini teklif ediyor.” “Kabul!” sesleri üzerine, tutanak okunur. Teklif edildiği gibi öncelikle görüşülür ve kanun, birçok konuşmacının “Yaşasın Cumhuriyet!” sesleriyle alkışlanan konuşmalarıyla kabul edilir.

Bundan sonra ki gelişmeleri yine Nutuktan alıntılarla takip edelim.

TÜRKİYE CUMHURBAŞKANLIĞI’NA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ OY BİRLİĞİ İLE BENİ SEÇTİ

Ondan sonra Cumhurbaşkanı seçilmesi için Meclis’te oylamaya geçildi. Toplanan oyların sonucunu Başkanlık kürsüsünde oturan İsmet Bey (Paşa) Genel Kurul’a şu şekilde bildirdi:

“Türkiye Cumhurbaşkanlığı için yapılan oylamaya yüz elli sekiz kişi katılmış ve Cumhurbaşkanlığına yüz elli sekiz üye, oybirliği ile Ankara Milletvekili Mustafa Kemal Paşa Hazretleri’ni seçmişlerdir.” Efendiler, seçimin hemen arkasından Meclis’te yaptığım konuşmayı tutanaklarda okumuşsunuzdur. Ancak, tarihî bir hatıranın canlandırılması için, müsaade ederseniz, o konuşmamı burada aynen tekrar edeyim:

“Saygıdeğer arkadaşlar, dünya çapında önemli ve olağanüstü olaylar karşısında, saygıdeğer milletimizin gerçek uyanıklığına ve şuurluluğuna değerli bir belge olan Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nun bazı maddelerini açıklığa kavuşturmak için kurulmuş olan özel komisyon tarafından yüksek heyetinize teklif edilen kanun tasarısının kabûlü dolayısıyla, Türkiye Devleti’nin zaten bütün dünyaca bilinen, bilinmesi gereken mahiyeti milletlerarası adıyla adlandırıldı. Bunun tabii bir gereği olmak üzere bugüne kadar doğrudan doğruya Meclis Başkanlığı’nda bulundurduğunuz arkadaşınıza, yaptırdığınız bu görevi, Cumhurbaşkanı unvanıyla yine aynı arkadaşınız, bu aciz arkadaşınıza tevcih ediyorsunuz. Bu münasebetle şimdiye kadar hakkımda gösterdiğiniz sevgi, samimiyet ve güveni bir defa daha göstermekle, yüksek değerbilirliğinizi ispat etmiş oluyorsunuz. Bundan dolayı yüce heyetinize gönlümün bütün samimiyeti ile teşekkürlerini arz ederim.” “Efendiler, asırlardan beri Doğuda haksızlığa ve zulme uğramış olan milletimiz, Türk milleti, gerçekte soydan sahip bulunduğu yüksek kabiliyetlerden yoksun zannediliyordu. Son yıllarda milletimizin fiilî olarak gösterdiği kabiliyet, istidat ve kavrayış kendi hakkında kötü düşünenlerin ne kadar gafil ve ne kadar gerçeği görmekten uzak, görünüşe aldanan insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri, hükümetin yeni adıyla, medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında tuttuğu yere lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.” “Arkadaşlar, bu yüksek rejimi yaratan Türk milletinin son dört yıl içinde kazandığı zafer, bundan sonra da birkaç misli olmak üzere kendini gösterecektir. Bendeniz, kazandığım çok önemli gördüğüm bir noktadaki ihtiyacı arz etmek mecburiyetindeyim. O ihtiyaç, yüce heyetinizin şahsıma karşı gösterdiği sevgi, güven ve desteğin devamıdır. Ancak bu sayede ve Tanrı’nın yardımıyla, bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri en iyi şekilde yapabileceğimi ümit ediyorum.” “Daima sayın arkadaşlarımın ellerine çok samimî ve sıkı bir şekilde yapışarak, kendimi onların şahıslarından bir an bile uzak görmeyerek çalışacağım. Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.” Efendiler, Meclis’çe Cumhuriyet kararı 29/30 Ekim 1923 gecesi saat 20.30’da verildi. On beş dakika sonra, yani 20.45’te Cumhurbaşkanı seçildi. Durum, aynı gece bütün memlekete bildirildi ve her tarafta gece yarısından sonra yüz bir pâre top atılarak ilân edildi. İlk kabinenin İsmet Paşa tarafından kurulduğunu ve Meclis Başkanlığı’na Fethi Bey’in seçildiğini biliyorsunuz.”

Cumhuriyetin ilanı bu kadar basit ve kolay mıydı, her şey iki gün içinde mi olupbitti. Cumhuriyetin ilanına giden yol bu kadar temiz ve pürüzsüz müydü?  Hiç mi fikir ayrılığı yoktu? Mecliste var olduğu bilinen saltanat ve hilafet yanlıları hiç mi tepki göstermedi? Özellikle Mustafa Kemal’in devrimci niyetlerini sezenler onu saf dışı bırakmak için oluşturdukları gruplarla Gazi Paşanın önünü kesmeye çalışıyorlardı. Örnek mi? Saltanatın kaldırılması sürecinde yaşananlar 1Kasım 1922 günü TBMM de ortak komisyonda hilafetin, saltanat sız olup olmayacağı tartışmaları uzayınca saltanat yanlılarını şu sözlerle biten konuşmasıyla susturmuştu. “…Burada içtima edenler, Meclis ve herkes, meseleyi tabii karşılarsa, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde yine hakikat, usulü dairesinde ifade olunacaktır. Fakat ihtimal bazı kafalar kesilecektir.” Bu sözler Cumhuriyete giden yolda ki bir engeli daha yıkmıştı.

Vekiller Heyeti Reisi yani Başbakan Rauf Bey, Gazi’nin TBMM’deki başkanlık odasına gelerek onu Refet (Bele) paşanın Etlik ’teki bağ evine yemeğe davet etti. Yemekte Moskova Büyükelçisi Ali Fuat Cebesoy Paşa’da bulunacaktı. Masada olmayan beşinci kişi, Kazım Karabekir Paşa ise Erzurum’daydı ve telefonun öbür ucunda, bu toplantıdan çıkacak kararı bekliyordu. Yemek daha başlamamıştı ki Rauf Bey eteklerinde ki taşları Cumhuriyete giden yola dökmeye başladı.

“Senin Cumhuriyet kuracağından korkuyorlar. Dedikodular giderek yayılıyor. Bazen o kadar abartıyorlar ki, eline bir fırsat geçerse, senin padişahı bile bu ülkeden kovacağını söylüyorlar!...”

“Kemal, benim babam padişahın baş mabeyinliğini yaptı. Boğazında padişahın ekmeği var. Şimdi o ekmek benim gırtlağımda. Ben yediğim ekmeğe ihanet etmem kardeşim. Rejim sorunum yok. Padişah bir İslam halifesi, ben de Müslüman’ım. Dini terbiyem nedeniyle de padişaha bağlıyım. O makamlar uhrevi makamlar. Senin, benim gibi kişilerin ulaşabileceği makamlar değil. Kaldı ki bu milletin yüzlerce yıldan bu yana alıştığı yönetim de mutlakıyet yönetimidir, cumhuriyet değil.”

Kozlar paylaşılıyordu Mustafa Kemal’den istekleri kesin ve netti “Yarın kürsüye çık, bunları yapmayacağına söz ver!”

Söz verdi ve bunu kâğıda da döktü içtiği sigarının kapağını yırttı ve hırsla arkasına yazdı: “Günü geldiğinde padişahla ilgili kararı en yüce icra organ olan TBMM verecektir.” Yüksek sesle okudu ve sordu: “Bu sizi ve meclisi tatmin eder mi? Bunu yarın çıkıp okursam, sizce Meclis tatmin olur mu?”

Tatmin olmuştu Rauf Bey ve arkadaşları. Çıktı ve okudu, engeller kaldırılıyor, yol temizleniyordu ama muhaliflerin pes etmeye niyetleri yoktu. Yakında seçimler vardı.

2 Aralık 1922 de 3 milletvekili sıradan görünen bir yasa teklifi vermişlerdi. Yasaya göre milletvekili seçilme şartlarından biri Türkiye’nin o günkü sınırları içinde doğmak başka yerden gelmiş ise seçime girilen yerde en az 5 yıl sürekli ikamet etmek gerekçesiydi. Amaç ve hedef belliydi Mustafa Kemal’i meclise sokmamak Cumhuriyete giden yola taş koymak.

Hedef belliydi. Kendisini seçtirmemek için bu yapılıyordu. Bu önerge verilince kürsüye çıktı:

“Doğum yerim Selanik Misak-ı Milli sınırları dışında kalırken, devlet Selanik’i tek kurşun atmadan Yunan’a verirken, bu millet bilsin ki ben diğer bir yurt köşesi Derne’de savaşıyordum. Hiç bir yerde 5 yıl oturmadım. Otursaydım, Bingazi’de, Derne’de, Sina’da, Filistin’de, Çanakkale’de, Kafkaslar ’da, Sakarya’da olamazdım. Ama ben oralarda olmasaydım, bu efendilerin de doğum yerleri Allah korusun Misak-ı Milli sınırları dışında olurdu. Şimdi millete soruyor ve yanıtını milletten bekliyorum. “

Ve millet öyle düşünmüyordu. Çuvallar dolusu telgrafla olay protesto edildi, önerge geri çekildi. Gazi, Ankara’nın Bala ilçesinden Milletvekili seçilip meclise girdi ve Cumhuriyeti kurdu.

Dün Cumhuriyete giden yola döşenen engeller bu gün Cumhuriyetin 97’nci yılında yine döşeniyor. Rauf Bey ve arkadaşlarının yerinde günün Raufları ve yandaşları Mustafa Kemal’in ilmek ilmek dokuyarak kurduğu Cumhuriyeti Karşı Devrimle yok etmek istiyorlar. Onlara karşı durmak ve mücadele etmek “Türkiye Cumhuriyetini mesut, muvaffak ve muzaffer olarak” devamını sağlamak ülküsünden sapmayacağımız inancıyla Cumhuriyetimizin 97nci kuruluş yılı kutlu olsun…

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. Liverpool 34 74
3. M.City 32 73
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 32 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@