03.04.2024, 08:25

Neydi Melal?

Kimi sözcüklerin yaşamımızdan çıkması çok üzücü. “Melal” sözcüğü mesela... Uzaktan tanıdığım bir dostun ölümü gibi gelir bana bu sözcüğün kaybı. Hani O Belde şiirinde Ahmet Haşim, “Melali anlamayan nesle aşina değiliz” diyordu ya, kastettiği, yaşadığı dönemdeki gençliğin duyarsızlığıydı. Melal denen duyguyu yeterince hissetmiyor olmakla suçluyordu gençleri. Oysa bugün, melali hissetmek - hissetmemek bir yana bu sözcüğün anlamını bilen, hatta yaşamının herhangi bir anında bu sözcüğü duyan kimse kalmadı. Resimli Türkçe Kamus’ta Raif Necdet Kestelli, bu sözcüğün anlamını, “usanma, bıkma, sıkılma, yeis ve fütur” diye vermiş. Oysa Türkçe Sözlük, “üzüntü, hüzün, keder” diyor “melal” için. Sanırım Haşim’in anladığı, bunların hiçbiri değil; daha ince, daha hafif, iç sızısı gibi, bir an duyulan, çabucak kaybolan bir duygu. Şu şarkıdaki gibi bir şey: 

*

Baharda bu yıl bir melal var, hüzün gibi,”

*

Hüzün gibi bir melal varmış baharda. Hüzün değil. Hüzün gibi bir şey... “Nerede kaldı senin Türkçe savunuculuğun? Şimdi kalkmış Arapça bir sözcüğün hayatımızdan çıkmasına mı üzülüyorsun?” diyenler olacaktır. Haksız da sayılmazlar hani! Ama durum biraz farklı. Bir sözcüğün hayatımızdan çıkmasına değil, bir duyguyu kaybettiğimize yanıyorum ben. Sorsak “melal” diye bir duygu hisseden var mı şimdi? Dilde karşılığı olmayan duyguyu hissedemeyiz ki... Hissetsek bile hissettiğimiz şeyin ne olduğunu bilemeyiz. Sözgelimi “saygı” sözcüğünü bilmeden nasıl saygı duyup saygı gösterebilirdik? “Şefkat” sözcüğünü bilmeyen biri, diyelim annesinin kendisine gösterdiği ilgiyi nasıl adlandırabilir?

Hüzün gibi bir melalden söz etmiş ya güfte şairi; incelikli sözcüklerden biri de bu: hüzün. Melalden biraz daha kalıcı, biraz daha ağır. Ama üzüntü değil mesela. Üzüntü, nedeni belli bir hal; oysa hüznün nedeni yok. Kendiliğinden doğan bir duygu... Bu sözcüğünün, sanırım İskandinav dillerinden birine Orhan Pamuk çevirileri sayesinde girdiğinden söz edildiğini duymuştum. Kendi dillerinde karşılığını bulamadıkları için sözcüğü böylece almak zorunda kalmışlar.

Ben aslında bunları değil, ikinci dizedeki anlatım kusurunu söylemek için konu edecektim şarkıyı. Melale takıldım, kaldım. İlk dizedeki inceliğe yakışmayan bir özensizlik var ikinci dizede:

*

Bülbülde ses, gülde renk açmaz oldu, neden?”

*

Şair ayrı yüklemler aramaya üşenmiş sanki. Ortak yükleme bağlayıvermiş. Ama olmamış. Gülde renk açmaz oldu, tamam; ama bülbülde ses... O açmaz ki...

Aynı şarkının meyan dizesi de güzel. Orada da özel bir sözcük var: Hicran. O da acı demek ama herhangi bir acı değil, ayrılıktan dolayı duyulan acı.

*

Gönülde sarı bir hicran var, yüzün gibi,

*

“Hicran” kavramına en uygun renk aransa sarıdan uygunu bulunmazdı doğrusu. Bir de üzüntü, keder, acı anlamlarına gelen ne kadar çok sözcüğümüz olduğuna dikkat çekmek isterim. Sanırım neşe, sevinç anlamları içeren sözcüklerimizden çok daha fazladır karşıt duyguları anlatanlar. Biz hüzünden beslenen, hüzünle yaşayan insanlarız çünkü. “Hüzün ki en çok yakışandır bize,” derken nasıl da haklı Hilmi Yavuz.

Dil hangi alanda çok kullanılırsa o alanda gelişiyor. Eskimoların dilinde kar yağışıyla ilgili yüzlerce sözcük varmış, Arapların dilinde de deve ile ilgili sözcükler çoktur. Bizdeki at ile ilgili sözcüklerin çokluğu gibi. At üstünde doğup at üstünde öldüğümüz günlerde atın yürüme biçimlerini bile adlandırmışız. Anadolu’ya gelip yerleşince durulmuşuz ama. İslam dini, durgunlaştırmış bizi. Durup kendimizi dinlemeye, efkârlanmaya başlamışız. “Melal, hüzün, hicran, keder, elem...” sözcüklerinin dilimize girmesi bu dönemde. Bir de alıngan mı olmuşuz ne! Dede Efendinin şu  şarkısına bakar mısınız?

*

Sana ey cânımın cânı efendim,

Kırıldım, küstüm, incindim, gücendim.”

*

“Darıldım” da var ama güfte şairi onu dizelere sığdırmamış besbelli. Elem, keder, yeis, firkat, hüzün, hicran sözcüklerinin tümünün yabancı olmasına karşılık bu dargınlık ve küsme bildiren sözcüklerin tümünün Türkçe olmasına ne dersiniz peki? Biz doğu dillerinde hüzünleniyor ama kendi dilimizde mi küsüp inciniyoruz?

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 12 34
2. Fenerbahçe 12 29
3. Samsunspor 14 29
4. Eyüpspor 13 22
5. Beşiktaş 12 21
6. Göztepe 13 21
7. Başakşehir 13 19
8. Rizespor 13 19
9. Sivasspor 14 18
10. Konyaspor 14 18
11. Antalyaspor 13 17
12. Trabzonspor 13 15
13. Gaziantep FK 12 15
14. Kasımpasa 13 15
15. Alanyaspor 13 14
16. Kayserispor 13 12
17. Bodrumspor 14 11
18. Hatayspor 12 7
19. A.Demirspor 13 2
Takımlar O P
1. Kocaelispor 14 29
2. Bandırmaspor 14 28
3. Erzurumspor 14 25
4. Karagümrük 13 24
5. Igdir FK 14 22
6. Boluspor 13 21
7. Keçiörengücü 14 21
8. İstanbulspor 14 20
9. Ankaragücü 14 20
10. Ahlatçı Çorum FK 14 20
11. Ümraniye 14 19
12. Gençlerbirliği 14 19
13. Pendikspor 14 19
14. Esenler Erokspor 13 18
15. Şanlıurfaspor 14 18
16. Amed Sportif 14 18
17. Manisa FK 14 17
18. Sakaryaspor 13 14
19. Adanaspor 14 8
20. Yeni Malatyaspor 14 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 12 31
2. Arsenal 13 25
3. Chelsea 13 25
4. Brighton 13 23
5. M.City 12 23
6. Nottingham Forest 13 22
7. Tottenham 13 20
8. Brentford 13 20
9. M. United 13 19
10. Fulham 13 19
11. Newcastle 13 19
12. Aston Villa 13 19
13. Bournemouth 13 18
14. West Ham United 13 15
15. Everton 13 11
16. Leicester City 13 10
17. Crystal Palace 13 9
18. Wolves 13 9
19. Ipswich Town 13 9
20. Southampton 13 5
Takımlar O P
1. Barcelona 15 34
2. Real Madrid 14 33
3. Atletico Madrid 15 32
4. Villarreal 14 26
5. Mallorca 15 24
6. Athletic Bilbao 14 23
7. Girona 15 22
8. Osasuna 14 22
9. Real Betis 14 20
10. Real Sociedad 14 18
11. Celta Vigo 15 18
12. Sevilla 14 18
13. Rayo Vallecano 13 16
14. Las Palmas 15 15
15. Leganes 15 15
16. Deportivo Alaves 15 14
17. Getafe 15 13
18. Espanyol 14 13
19. Valencia 13 10
20. Real Valladolid 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@