02.01.2021, 14:34

Modernleşirken Kaybettik!

Eski kuşaklardan kiminle sohbet etsem hem fikir oldukları 60 ve 90’lı yıllar arasında Türkiye’de insanların yokluk çektiği lakin her şeyin daha anlamlı olduğunu, insanlar arasındaki iletişimin daha yoğun ve sahici olduğunu insanı var eden unsurların (arkadaşlık, dostluk, sevgili, eş, komşu) gibi kavramların yüzeysel değil daha derin yaşandığı konusunda hem fikirdiler.

Nitekim geçmiş dönem araştırma okuma ve incelemelerimde bunu açıkça görmem mümkün olmuştur. Özellikle 60 ve 80 arası olan süreçte Türkiye müzikal, edebiyat alanlarında en gelişmiş çağı yaşamıştır. O dönem kullanılan enstrüman çeşitliliği, notaların, bestelerin hatta kelimelerin en iyi çağını yaşadığı aşikardır. Hala o dönem üretilenin ekmeğini yediğimizi görüyoruz. Edebiyatçılarımızın dergi kapaklarında boy gösterip, şiirleri üzerinden rant elde edilmesi ve o dönemde üretilen müziğin hem alt yapısal olarak hem de beste olarak hala öncü olması içinde bulunduğumuz çağın ne kadar boş, verimsiz bir çağ olduğunun acı bir kanıtıdır. O dönemlerde yapılan edebiyat ve müzikal besteler dünya geneline de baktığımızda evrensel bir üretim olduğunu görebiliriz.

93 doğumlu biri olarak çocuğum olduğunda ‘’Baba sizin zamanınızda kimler vardı?’’ diye bir soru sorarsa ne acıdır ki benim zamanımdan kimseyi örnek veremeyeceğim. 60 ve 80’li yıllardan üretilen müzik ve edebiyattan örnekler vereceğim. 80 darbesinden sonra Türkiye’de toplumun kimliğinin keskin bir şekilde değiştirildiğini söyleyebiliriz. Bu değişim ile birlikte insanların daha bireysel bir yaşama geçtiğini, kendi kabuğuna çekilip sindirildiğini ve psikolojik ruhsal travma yaşadığını tüm bunların sonucunda 80 sonrası doğan çocukların içine kapanık, korkak, tek başına var olamayan bir kimlik yetiştiğini görebiliriz. Teknolojinin hızla hayatımıza girmesiyle birlikte ruhsal sağlığımız ve kimliğimiz hızlı bir çöküş içine girdi. Yine kendimden örnek verecek olursam ilkokul yıllarında bilgisayar hayatlarımıza yeni yeni girmeye başlamış, herkesin evinde olmadığı yabancı bir eşyaydı. Ödevlerimizi gazetelerden biriktirdiğimiz kuponlar ile aldığımız ansiklopedilerden yararlanarak yapar idik. Bilemediklerimizi bizimle aynı evde yaşayan büyüklerimize sorar öğrenirdik. Bizimle aynı evde yaşayan diyorum çünkü sözde modernleşmeyle birlikte büyüklerimizi evlerimizden çıkarmaya onları saymamaya görmemeye başladığımız bir çağa doğru hızla ilerledik. Yemek saatinde herkesin sofrada olduğu yemek sonrasında herkesin bir oda içerisinde bir arada oturup sohbet ettiği yaşamı terk edip, kendimizi bireysel bir yalnızlığa doğru sürükledik. Kendi ilkokul yıllarıma dönecek olursak öncelikle mahalle kültürü diye bir kültürün, mahallenin kendi kurallarının olduğunu ve bizlere büyüklerimiz tarafından öğretildiği yıllardı. Başlıca öğretileri maddeler halinde yazacak olursam.

*Mahalleye giren yabancının kim olduğunu ne aradığını öğren

*Mahallendeki sınıfındaki kadınlara yan gözle bakma

*Komşun açsa tok yatma

*Birbirinize sahip çıkın arka durun

*Gösteriş yapmayın

Gibi başlıca öğretiler ile büyüyen belki de son kuşak 90 kuşağıdır. İlkokul yıllarımda beslenme çantamız ile okula gider öğlen vakti geldiğinde herkes sınıfta çantasından annesinin koymuş olduğu yiyeceklerle beslenirdi. Bu küçük olayın ince ayrıntısına gelecek olursak annelerimizin anaç tavrında gizlidir. Beslenme çantaları hazırlanırken kimsede olmayan yiyecek veya içeceğin o çantaya konmamasıdır. Kimsede olmayan şeyin o çantaya konması ayıp ve günahtır. Kimsede olmayanlar kimseye gösterilmez ve evde yenirdi. Asla dışarıda bir başkasının yanında yenmezdi. Şimdiye bakacak olursak annelerin gösteriş budalası olduğu asalak ve değersiz bir çağda yetişen çocukların ayıp nedir bilmemesi, olan var olmayan var nedir bilmemesi, karşısındaki insanı düşünmemesi sadece o çocukların günahı değil, çürümüş değersizleşmiş üreten değil emek vermeden tüketen bir toplumun yetiştirdiği kendi oluşumunu tamamlamayan annelerinde suçudur.

Teknolojinin hayatlarımızı işgal etmesiyle birlikte ailenin her bir bireyi kendine dönük şekilde yaşamaya başlayarak birbirlerinden ve haliyle toplumdan koparak dairesel yalnızlıklar içerisinde yaşamaya başlamıştır. Elimizdeki telefonlar, masanın üzerindeki bilgisayarlar annemizin babamızın kardeşimizden bazen sevgilimizin bile yerini alarak insanı kendi içine çekilmesini ve böylece toplumun birbirinden uzaklaşmasını birbirini duymamasını sağlamıştır.

İyiye gitmiyoruz. İyi değiliz. Kimliğimizi bize ait olan özelliklerimizi kaybettik. Bu çağ kötülük yapanların baş tacı edildiği iyilik yapanların ayaklar altına alındığı, ahlaki ve kalbi değerlerin hiç edildiği, insanların birbirlerine sevgiyle değil parayla baktığı, maneviyata değil maddeye sahip olmanın peşine düşüldüğü korkunç bir çağdır. Allah’ın insana verdiği en büyük güç sevgidir. Sevgisini kaybetmiş bir insan geleceğini de kaybeder. Sevgisini kaybetmiş toplum vatanını da kaybeder.

Atasözleri her zaman aynamız olmuştur. Bu aynayı bir kez olsun yüzünüze tutup bakın. ‘’Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’’ bu çağın aynasıdır. Yılan size dokunmadan uyanmanız dileğiyle sağlıkla kalın..

Yorumlar (3)
Sanem 3 yıl önce
Yüreğinize sağlık...
İhsan Ertaş 3 yıl önce
Yigenim kalemine zeval gelmesin, sağlıkla yazsın çok güzel yazmışsın Arslanım
Muhsine 3 yıl önce
Bir Anne olarak aklım beslenme çantasında kaldı..Oğlum bana bir sabah beslenmeyi hazırlarken...Anne bugün biraz fazla koyabilirmisin..Arkadaşımın Annesi hastahanedeymiş...demişti...bir beslenme çantası deyip de geçmeyin lütfen....?Yılan size dokunmadan güzel hatıralar biriktirme dileğile...
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17

Gelişmelerden Haberdar Olun

@