20.03.2023, 09:56

Milletvekilliği ciddi bir iştir

Milletvekilliği ciddi bir iş, ancak milletvekilliğini, parmak kaldırıp indirmek diye anlayan vekiller TBMM’yi basalı beri gayrı ciddi bir iş haline geldi.

Devamında TBMM’de de bolca gayrı ciddi durumlar yaşandı. Anayasa ve meclis iç tüzüğü göz göre göre çiğnenerek Anayasa suçu dahi işlenebilen bir yer haline getirildi ve haliyle saygınlığı yerle bir edildi. Toplumun uyacağı yasaları yapan ve topluma örnek olması gereken bu kurumda, düzeysiz konuşmalar, yalan beyanlar, iftiralar, anlamak istememeler veya gerçekten aklı yetmemeler, yumruklar, hakaretler, küfürler kurumun normali oldu. Ülkemiz, ne acıdır ki TBMM sayesinde kara mizaha doydu.  

Şimdi TBMM feshedildi. Bu fesih işlemi ve devamındaki adaylığın da Anayasa’ya aykırı olduğunu belirten hukukçuların yazılarını okudum, programlarını izledim. Bu ilk Anayasa ihlali değil ama dilerim sonuncusu olur.

Artık TBMM’ye yeni vekiller seçilecek. 11 Mart’tan beri bu konuda yazmaya çalışıyorum. Öyküsünü bile yazıp klasöre attım da elimde kıvranıp duran şu yazının ucuna bir türlü çıkamadım. Mizah denedim olmadı, demir sertliğinde yazdım, olmadı, hafiflettim olmadı, ağır başlı bir makale, keyifli bir deneme, hiçbiri olmadı. Yazıp yazıp sildim, yazıp yazıp sildim. Belki bunu da silerim, henüz bilmiyorum. Vakit de daralıyor bu arada, milletvekilliği koşusu çoktan başladı, o yüzden bitirmekte mutlak yarar var.

Sırrı Süreyya Önder, “Sayın Bakan’ın varlığı, bu cumhuriyetin bütün yurttaşları için büyük bir umut kaynağıdır. Çünkü herkese, Sayın İdris Naim Şahin, İçişleri Bakanı olduysa, ben de her şey olabilirim duygusu veriyor.” demişti ya hani, ben de bundan cesaret almış olsam gerek, “Madem yazamıyorum milletvekilliği yazısını, gidip milletvekili aday adayı olayım bari.” dedim bir ara. Ama hemen içimden -galiba benden daha akıllı- bir ses, “Kuzum, sendeki hırs, yüz binde sıfır bile değil. Hem enerjin de yok, otur oturduğun yerde.” dedi de arayı fazla açmadan yazı karalamalarıma döndüm. Döndüm ama ne yaptımsa ucuna çıkamadım.

Ben yine de yazdıklarımdan bir kısmını burada tekrarlayıp bu işi bugün bitireceğim.

En son şöyle bir şeyler yazmıştım:

Koşun! Milletvekilliği Koşusu Başlıyor!

İyiler, kötülerden daha hızlı koşmalısınız, koşun!

Deprem yardımlarını ihtiyaç sahiplerine götürüp dağıtması beklenirken alıp evine yığan emniyet müdürü kardeş, koşun; ben demesem de koşacaksınız, koşun! Ama inşallah seçilemeyin!

Amir “döv” diye emrettiğinde, arkadaşlarının, anne-babaları yaşındaki insanlara saldırmalarını içi kaldırmayan; kendisi dövmüyor diye mobbinge maruz kalan, onursuz işlere batıp çıkmış bazı meslektaşlarından tiksinen ve sık sık bunalıma giren insancıl polis, koşun! Önünüze milyon engel çıkartsalar da koşun kardeşim, koşun!

Enkaz altında kalmış insanların seslerini duyan ve kılı kıpırdamayarak halkın birer birer ölüşünü tepelerden seyreden; başka şehirlerden alınıp getirilmiş enkaz kaldırma araçlarını da ya bekleten ya da araçlara el koyan gafil yönetici, siz de eksik kalmayacaksınız, bunu herkes biliyor, koşun bakalım, koşun! Ama inşallah seçilemeyin!

İlk günden beri depremzedelerle bir arada olan sivil toplum kuruluşlarının güzel insanları, gençler, siz, bu haraççılardan daha hızlı koşun, lütfen, haydi!

Depremzedeye vermekle yükümlü olduğu çadırı parayla satan, vatandaşın bağışladığı kanı özel hastalara parayla satan, belediyelere toplattığı ikinci el giysiyi yine parayla satan, kıymetli yardım kurumumuzu ticarethaneye çeviren parlak tüccar beyefendi, sizi de illaki isterler, siz de koşun! Ama inşallah seçilemeyin!

Depremde ne yaşadığını sadece kendisi bilen depremzede kardeş, lütfen o tüccardan hızlı koşun! Aday olun, seçilin ve yine yapmak isterlerse eğer, imar aflarına engel olun! Kızılay’ın tüccarlardan temizlenmesine yardım edin! Aynı depremde günlerce itilip kakılan gazeteci kardeş, -yurtdışında kurulacak seçim sandıklarının yasaya uygunluğunu ve bu sandıklarda oy kullanmalarının uygun görüleceği tahmin edilen Taliban, Boko Haram ve IŞİDgillerin ve partilere, o sandıklara müşahit atamak için verilen sürenin yeterliliğinin Anayasa’ya uygunluğunu araştırmayı geriye atmadan sakın- siz de koşun! 

Mazlumluk iddia eden karanlık adamlar, Gonca Kuriş’in etlerini ufak ufak keserlerken, o işkence evinde prenses hayatı(!) yaşayan ve diğerlerine her daim mis gibi yemekler pişirmiş olan kadının pek masum kocası, sakın geç kalmayın, karınızı mahzene kilitleyin(!) ve siz de hemen koşun! Ama inşallah seçilemeyin!

Bir vekil oğlunun arabası altında ezilip ölen Rabia kızın babası, öldürülmüş fakat kaza süsü verilmiş bütün çocukların haklarını savunmak için koşun! Resmi ve mahalli kişilerce dövülüp öldürülen Ali İsmail’in kederli annesi; Ali İsmail’in öldüğü yaştaki öğrencilere burs vermek için koşa koşa atlet olan anne, ipi mutlak göğüslersiniz siz can, koşun! Gezi’de devlet terörüyle öldürülen gençlerin sevgili anneleri, koşun! 

Türk Hava Kurumu’nun yangın söndürme uçaklarını, yandaşlardan helikopter kiralayıp hem onlara kazandırmak hem de kendi avantasını alabilmek için çürümeye terk eden, binlerce hektar ormanın ve yüz binlerce hayvanın yanmasına sebep olan vicdanı nasırlı kardeş, siz niye kusur kalasınız ki, siz de koşun! Ama inşallah seçilemeyin!

Çekmediği film için hapis yatan Çiğdem Mater; servetini yiyip içip gezmek varken sosyal projelerle ilgilenip diğer zenginlere kötü örnek olan ve yıllardır yatmakta olduğu içeriden, yeni yılda “insanların kolayca hapse atılmadığı; hücrelerinde ölümü beklemediği; sokaklarda kadınların, madenlerde işçilerin katledilmediği bir ülkede, özgürlüğü teneffüs edeceğimiz günleri görmeyi…” dileyen Osman Kavala; “Seni seçtirmeyeceğiz!” dediği için, seçilmişken tutuklanan Selahattin Demirtaş; halkın seçtiği ve fakat halkın seçimi yine hiçe sayılarak görevlerine çökülen tutuklu belediye başkanları, prosedürü nedir bilmiyorum ama, mümkünse eğer, hepiniz aday olun lütfen!   

Kaçak inşaata ince demir döşeyerek vatandaşı kandıran ama yaptığı binalar depremde yıkılıp da içlerinde binlerce insan ölünce eteği tutuşan, görüntüde çok imanlı, gerçekte yok imanlı kişi, koşacaksınız biliyoruz, aman geç kalmayın, koşun! Sizi vekil seçecek karakterde insanlarımız, ne yazık ki epeyce var bizim! Ama inşallah seçilemeyin!

“Yanlış yapıyorsunuz!” diye, kanun dışı binalar inşa edenlerin önlerine dikildikleri için hapse atılan Mücella Hanım, Tayfun Kahraman, yeniden kurulacak ülkemizin, temelleri sağlam olsun istiyorsak o mecliste sizler de olmalısınız, koşun! Kaçak bina dikicilere geçit vermemek için koşun!

Vatan aşkıyla yanaraktan(!) yasa dışı kumar oynatan, vatan millet aşkını paçalarından döküp saçaraktan, korumakla yükümlü olduğu yurt kızlarını pazarlayan, canlarını sıkan insanları bir kurşunla hayattan koparan, yumurta topuklu namert kardeşler, koşun, koşun! Eroin kaçakçılığına karşı çıkan ülküdaşını sokak ortasında öldürten kafatasçı kabadayı, ‘bekleme yapmayın!’, siz de eklenin kuyruğa, siz de koşun! Ama inşallah seçilemeyin!

Eşleri veya babaları sinsice öldürülmüş bütün yiğit kadınlar, Filiz Ali, Güldal Mumcu, Naime Dursun, Rakel Dink, Zerrin Okkan, Türkan Elçi, Şengül Hablemitoğlu, Nihal Olçok, Emine Şenyaşar, Necla Yazıcıoğlu, Rüveyda Yazıcıoğlu, Nükhet İpekçi, Ayşe Ateş… O meclisin en çok sizlere ihtiyacı olacak, lütfen koşun!  Yıllar, yıllardır evlatlarının, eşlerinin, kardeşlerinin kemiklerini arayan Cumartesi Anneleri, siz de mutlaka koşun!

Hiç utanmadan sıkılmadan altı yaşındaki kızını müridine teslim eden, kızına tecavüz edilmesi için ortam hazırlayan, bunu kendinde hak gören, olacakların tümüne baştan göz yuman, yol veren rezil baba, koşun! Altı yaşındaki çocukla evlenen zalim, siz de koşun! Altı yaşındaki kızını müridine teslim eden adamsıyla altı yaşındaki çocuğa tecavüz eden adamsıyı savunmak için mahkeme kapısına toplaşıp bağrışan güruh, siz de grup olaraktan öylece koşun! Ama inşallah seçilemeyin!

Depremde kendini değil küvözdeki bebeği korumaya çalışan hemşire; atanamayan genç öğretmen; Köy Enstitüleri ruhuna mutlaka sahip öğretmen; doktorluk taslayan barbar hasta yakınlarının, bizzat üzerinde şiddet uyguladığı doktor; madenlerde tedbir alınmadığı için oluşan grizularda kayıp veren işçilerin aileleri; madenlerdeki ölümlerin cinayet olduğunu gören ve işçileri savunan ve bunu yaptığı için de hapse atılan avukat; rüşvete ve adaletsizliğe karşı duvar gibi duran memur (memur Teoman gibi memur ); oturacak bir taburesi bile olmayan marketlerde, günde on saat, on iki saat çalıştırılan kasiyer; bir imza attıkları için tutuklanan veya işlerinden uzaklaştırılan, yerlerine de liyakatsizlikleri akla zarar kimseler doldurulan akademisyenler, bilim insanları, hepiniz koşun! Dokunulmazlık alıp da yargılanmaktan kaçmak için vekil olmaya çalışan suçlulardan yer kalmaz sizlere, acele edin, hızlı olun! Haydi!

Yurdumuzun ormanlarını kesen, siyanürlü altın arayarak girdikleri her bölgeyi zehirleyen, tepeleri kelleştiren, toz yığınlarından uçucu tepeler oluşturan, her rüzgarda köyleri, şehirleri toza boğan; Konya ovasında buğday yerine pancar yetiştirmek gibi abes bir işe girişerek yeraltı sularını anlamsızca harcayan; zeytin ağaçlarını kesmek için yasa yapmaya çalışan, pancarı kotaya bağlayan; iklim değişikliğine zemin yaratan, doğanın dengesini bozan ve obruklara, erozyona, heyelana, kuraklığa, çölleşmeye, sel baskınlarına sebep olan; fabrikalarımızı satan, doğal güzelliklerimizi imara açıp yağmalayan; kimisi La Casa De Papel, kimisi Narcos, kimisi  Breaking Bad dizisi çeviren hanımlar, beyler, sizler koşmasanız keşke! Çok yorulmuş olmalısınız, biraz dinlenseniz nasıl olurdu?

Çölleştirilmek istenen her yerde nöbete koşan çevreciler; canları pahasına ağaçlarını, derelerini korumaya çalışan köylüler ve onların evlatları; traktörüne haciz gelen çiftçi, ekmek kapısı olan tütününe yasak getirilen, zeytinine yasak getirilmek istenen; dağları günlerce yakılan, hayvanları telef edilen çiftçiler, içinizden vekil göndermelisiniz meclise. Koşun! 

Mahallelerini terk etmelerini sağlayarak (güya kentsel dönüşüm) evlerine konmak gibi bir yüce(!) amaç için yola çıkıp koskoca mahallenin çoluk çocuğunu uyuşturucuya alıştıran, dört bir yandan bastırarak insanları yıldırmaya çalışan kara bela çeteler, koşun! Ama inşallah seçilemeyin!

Kargoya vereceği minicik siparişin içine, cıvıl cıvıl renkli kağıtlara sarılı iki sürpriz sakız koymayı düşünebilen ve siparişi veren kişinin yüzüne kocaman bir gülücük armağan eden ince fikirli esnaf kardeş, daha yolun başında çelme takarlar size ama durmayın. Meclisin insan yürekli insanlara çok ihtiyacı var. O meclisin, kurtlar sofrası olmaktan kurtulabilmesi; mafya çeteleri ve şeriatçı terör örgütleriyle iş birliği yapanlardan, sahte diplomalılardan, vekilliklerini kendi kötü amaçları için kullananlardan temizlenebilmesi ve o binanın artık gerçek halkın meclisi; İyiler Meclisi olabilmesi ve egemenliğin gerçekten tekrar milletin olabilmesi için, sizlerin başarmanız çok önemli, koşun!

İyinin, iyiliğin kazanacağını bilerek koşun!

Bu ülkeye iyiliği yerleştireceğinizi hayal ederek koşun!

Kendini kalkındırmak için oraya gelenlere fırsat vermeyip ülkeyi kalkındıracağınızı hayal ederek koşun!

Dokunulmazlık zırhı giyinmek için gelenlerin çelmelerine dikkat ederek koşun!

O zırhı giydirmemek, giyseler bile çıkarttırıp yargılamak için koşun!

Toplumsal barış, komşularla barış, adalet, huzur, refah, saygı, sevgi, kardeşlik, mutluluk getirmek; eğitimi düzenlemek, yükseltmek, yüceltmek; cehaleti, sahteciliği, adaletsizliği ve yoksulluğu silmek; eğitimli bir toplum yaratmak; gidenleri geri getirmenin koşullarını sağlamak; haksız yere içeri atılanların haklarını savunmak ve ülkemizin her hücresine İnsan Hakları Beyannamesi ve İstanbul Sözleşmesi kurallarını yerleştirmek, hepimizin can güvenliğini korumak için koşun!

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin başımızın tacı, gözümüzün nuru olduğunu, ciddi ve en önemli kurumumuz olduğunu; milletvekilliğinin ise ciddi bir iş olduğunu tüm dünyaya anımsatmak için koşun!

Yorumlar (1)
Alev Subaşı 1 yıl önce
Bu " koşuyu " vicanı ve ahlakı olanlar kazansın.Demokrasiye inanmışlar , adil bölüşümü düstur edinmişler , ülkeyi yeni yüzyıla yepyeni ülkülerle taşımaya and içmişler kazansınlar. Önceliği insanı onurlu yaşatmak olanların kazandığı koşu olsun bu.Milletin , ipleri birilerinde kurşun askerlere değil sesinin hakiki yankısına ihtiyacı var .
Bu koşu çağrınızın yerini bulmasını umuyor kaleminizi bir kez daha kutluyorum.
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@