10.06.2020, 12:09

Mehdiyi Beklerken

Kitapla ilgili notlarıma geçmeden önce bir isim soyadı karmaşasıyla başlayayım söze.

Nedim Gürsel’in bir başka kitabını okumuştum yıllar önce “Allah'ın Kızları” O zaman yazarın böyle bir kitabı neden yazdığını ve bu o günkü siyasi duruşu ve toplumsal bakış açısı ile bağdaştıramamıştım hem konuyu hem yazdıklarını. Aradan yıllar geçti Koronavirüs illeti hapsedince eve Ramazan ayında fırsat deyip Kur’an ayetlerini incelemeye başladığımda Nahl, Saffat ve Necm surelerinde ‘Allah'ın Kızları’ tabiri geçince yukarıda sözünü ettiğim kitabı tekrar okumak üzere raftan indirdim. Okumaya başlayamadan sevgili dostum gazeteci, yazar Recai Şeyhoğlu "Mehdiyi Beklerken" kitabını verdi tam da İslam ve Hristiyan anlayışında Mehdi üzerine bir çalışma düşünürken. Yazarın arka sahifede ki fotoğrafı ve içeride ki öz geçmişi ile benim kafamda ki her iki kitabın yazarı aynı kişi değildi. Soyadları aynıydı ben adı Kadri olana yönlenmiştim algı yönetimi dedikleri bu olsa gerekti…

Ve son da yazacağımı başta yazayım olur a sıkılır da yarım bırakanlar olursa diye.

İran mollaların hakimiyetinde Cumhuriyet adıyla anılsa da idare şekli İslami olan ve bunu hayatın her alanında kullanan bir dinci rejim. Bu rejim ki kendi sistemini Türkiye ye ihraç etmek için yıllardır uğraşır durur. Böyle olunca ne rejimi ile ne de ülkesi ile bir bağ kurmam imkansızdı bu kitabı okuyuncaya kadar. Ama okuyunca rejimle ilgili bir değişiklik yok düşüncelerimde. Ama kitapta okuduklarımdan sonra İran'ın kültür, sanat ve edebiyatından etkilendiğimi söylemeliyim. Hatta gidesim geldi İran'a ve elimde bu kitapla bir yolculuk yapayım tarihin derinliklerinde. Bunda da en büyük etken yazarın anlatımında kullandığı yöntem ve akıcı bir dil…

Haydi, buyurun tekmili 10 duraktan oluşan yolculuğa…

İran'a Yolculuk’u da eklemiş kitabın başlığına yazar Nedim Gürsel ve bu eklentiye uygun olarak okuru bir yolculuk bekliyor kitabın sayfalarında tarih ve edebiyat iç içe. Yazarın felsefe ve edebiyat dallarında yaptığı araştırmalar ve Paris Doğu Dilleri Yüksek Okulunda öğretim görevlisi olması kitabın tamamında hakim olan Fars/Acem kültürünü öne çıkarıyor.

Yazar, Sünni İslam'ın sosyal hayatta sergilediği katı kuralları ile beslenen ve siyasi iradesini bu yönde kullanan İran'ın edebiyat, şiir, musiki, zikir ve sema ayinleri ile iç içe olan farklı yaşamını bir tarih yolculuğu içinde bize sunuyor. Bu sunuşta kendi içsel yolculuğunu da bizlerle paylaşıyor Nedim Gürsel.

Bir gezi kitabı eser. Ama öyle tarihi ve turistik özellikleri, ne yediği ve içtiği ile değil İran kültürünün önemli şair ve yazarlarını yaşadıkları veya mezarlarının olduğu şehirlerde onların eserlerinden yola çıkarak tarihçeyi, sosyal hayatı, siyasal yapıyı dünden bugüne yansımalarla anlatıyor.

Sadece İranlı yazar ve şairler yok bu yolculukta. Sait Faik, Nazım Hikmet, Yahya Kemal, Selahattin Eyyüboğlu, Yunus Emre, Abdülbaki Gökpınarlı, Nedim, Cahit Külebi, Piyer Loti, Heredotos bir şiirin, bir rubainin satırlarında, bir minyatürün içinde, bir kadehin özleminde, bir sarayın ihtişamlı salonunda, acıklı bir hikayenin ortasında karşımıza çıkıveriyorlar kendi anlatımları, dizeleri ve onlardan alıntılarla.

Tahran hava alanına inişle başlayan yolculukta yazar rehberleri olan İranlı bir yazar ve bir şairden aldığı bilgileri, İranlı yazarlar Sadık Hidayet ve Şehriyar'ın yazıları, şair Furuğ’un şiirleriyle Fars ve günümüz İran edebiyatından aldığı örneklerle dolaşıyor Tahran sokaklarını, meydanları, sahafları ve sarayları. Onlarla anlatıyor tarihi…

Meşhed’de Mehdiliği inceliyor, şehitlik kavramı üzerinde Kur’an da belirtilenle bugünkü uygulama üzerinde ki çelişkiyi açıklıyor. Şehitliğin dinsel bir öğe olduğunu ve bu kutsallığın vatan savunması ile karşılaştırılmaması gerektiğini söylerken bunun siyasi bir kullanım olduğunu ifade ediyor. İlginç ve cesur bir yaklaşımla. 

İnsanoğluna "toprakla dolmadan kasesini şarapla doldurmasını" önermiş, öbür dünyaya boş verip bu fani dünyanın zevkleriyle yetinmenin daha bilgece olduğunu anlatan büyük şair Ömer Hayyam'ın Nişabur şehrinde ki mezarı başında ise konu tabii ki şarap. Yaşamı şarap olunca mezar taşı da ona uygun yapılıyor ters çevrilmiş bir kadeh ve rubailer eşlik ediyor burada ki sohbete. Şöyle noktalıyor bu ziyareti şair "İran’da şarap alabileceğin yer yok, bu Hayyam'a yapılan ihanet değil mi?"

Şahbağ kasabasında yazar Attar'ın türbesinde onun kuşları ile başlayan sohbeti Horasan Erenleri Hacı Bektaş Veli ve Celalettin Rumi’ye uzanıyor.

İran kültürü olur da Firdevsi ve onun ünlü eseri Şahname olmaz mı? Tus kentine götürüyor bizi ve orada şairin anıt mezarında Zaloğlu Rüstem’le, Gazneli Mahmut’la başlayan söyleşi Şehnameden bölümlerle anıt mezarın duvarlarında ki minyatürlerin şahitliğinde devam ediyor…

Yahya Kemal den bir dörtlükle devam ediyor yolculuk "Hafız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış/Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle/Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış/Eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle." Evet, tahmin ettiğiniz gibi Şiraz’dayız Şair Hafız’ın gazel ve kasideleri ile…

Persepolis, bir şehir ismi olsa da yerleşim yeri olarak değil imparatorluğun tören alanı olarak inşa edilmiş olan eski kentin kalıntılarında o döneme ait giyim kuşam, sosyal hayatı anlatan tasvirler yanında aslan, boğa, güneş, servi, lotus, palmiye sembolleri ile İran tarihin de yolculuk devam ediyor…

Tarih yolculuğunda bu sefer anlatıcı Yunan gezgini Heredotos, Pasargad’da Kral Kyros’un mezarında bir imparatorluğun baba ve çocukların ürpertici ve bir o kadar da kanlı hikayesi ile yola devam ediyor…

Yolculuğun en zor bölümünde Isfahan yolunda yazar Piyer Loti’ye eşlik ediyor. Onun gezisini ve onun yaşadığı zorlukları Loti’nin kaleminden kendi gezisi ile birleştiriyor olmayan ırmağın köprüleri, saraylar, camiler, bahçeler, mescitleriyle Şah Abbas'ın şahsında anlatılıyor…

"Kıblemiz Güneş" diyen Zerdüşt rahibi ile Ateşkede adını verdikleri tapınaklarındaki şu sözler Farsçasıyla "Pendare nik, goftare nik, kendare nik!" Türkçesi ile "İyi düşün, iyi söyle, iyi davran!" tüm anlatılanların, tüm yolculuğun özeti olarak belleğime yerleşiyor.

Son bölümde yazar İran İslam Devletine giden yolu kısa bir tarih yolculuğu ile özetler ve Mehdiyi beklemenin hayalini kurarken bize düşenin Atatürk'e, Cumhuriyete ve Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkmanın bir görev olduğunu da belleğime tekrar kazıyor…

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@