12.10.2023, 08:37

Toplumsal çürüme ve çöküntü..

İstanbul Üsküdar’da lise öğrencisi 17 yaşındaki A.E.S., Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafına yönelik tepki çeken hareketlerde bulunmaktan tutuklandı ve 3 yıl hapis cezası ile yargılanacağı açıklandı.

Bu olay toplumda farklı şekillerde algılandı ve değerlendirildi. Yandaş ve dinci basın konuyu görmezden gelip fazla irdelemezken muhalif medya ise iktidarın tüm okulları İmam Hatipleştirme, kindar ve dindar bir nesil yetiştirme projesinin bir ürünü olarak değerlendirdi… Başka bakış açıları da vardı. 16 yaşındaki bir öğrenci tutuklanmadan rehabilete edilmeli, sorumlu ailesi ve okuludur onlardan hesap sorulmalı, o çocuğun geleceğinden çalmaktan başka bir şeye yaramayacaktır, 5816 sayılı “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun” yeniden değerlendirilmeli bunlardan bir kaçıydı…

Ancak konu derinlemesine incelenmedi, neden ve niçinleri sorgulanmadı sıradan bir olay gibi yargıya havale edildi ve giderek yenileri geldikçe sıradanlaşacak. Çünkü toplumdaki “çürüme” görülmedi, görülmüyor ve giderek yayılıyor ve toplumsal bir çöküntüye doğru yol alıyor…

Bu öğrencinin yaptığı hakaret toplumda giderek artan bir “çürümüşlüğün” dışa vurumudur. Öğrendikleri ile kin ve nefretinin çürüyerek dışa vurumudur. Sadece bunlar mıdır toplumda çürümüşlüğün göstergeleri ahlak da sorgulanmalıdır öncelikle. Tabii ki saygıda özellikte gençlerde. Öncelikle okullardan başlamalı kılık ve kıyafetle. Dini motiflere türbana, sakala, çarşafa serbesti için getirilen değişiklik öğretmenleri rol modelden çıkarıp sıradanlaştırmıştır sadece dersi verip giden bir görevli haline sokmuştur.

Okullarda maneviyatı, manevi değerleri yüceltmek adına kadını sosyal hayatta yok sayan, annenin adının nikah davetiyesine yazılmasını kabul etmeyen, kadın cinayetlerine sesini çıkarmayan, çocuk yaşta evliliğe, çok kadınla evliliğe fetva veren din adamları görevlendirilmesi o değerleri yüceltir mi yoksa çürütür mü? Ne dersiniz?

Mustafa Kemal Atatürk’ün “Muallimler; Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” sözü kubbede kalan hoş bir sedadır bu çürümüşlük içerisinde.

Ya gençler yine Atatürk’ün sözleriyle “Gençler! Cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.” Etrafınıza bir bakınız özellikle lise çağında ki gençlere yorum sizin.

Eğitimde, yıllardan beri eğitim birliği kalmadığı için birkaç okulun dışında eğitimin kalitesizleşmesi ve öğrencilerin okumuş cahiller olarak hayata atılması çürümeye çanak tutulmasının sorumlusu öğrenci midir, öğretmen mi yoksa bize cahil nesil lazım diyen okumuş cahiller midir, eğitimi medreselleştirmek isteyen siyasi kadrolar mıdır kimdir? Sorguladık mı?

Peki, ya “adalet, yargı” bağımsız ve tarafsız mıdır? TC Devleti Anayasasının Mahkemelerin bağımsızlığını düzenleyen;

Madde 138 – “Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.

Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.

Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.

Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”

Amir hükmü bugün “hukuk devleti” ve “kuvvetler ayrılığı” ilkeleriyle ne derece uyumlu bir şekilde uygulanmaktadır. Uygulandığını düşünenlerin gözleri kör, kulakları sağır, vicdanları dağlanmıştır. Yalan mıdır?

Adaletin tarafsız ve bağımsızlığının yok edildiği bir toplumda tabii ki liyakatte çürüyecektir aynı ahlak ve saygı gibi. Bir bakın kimler idare ediyor bizi siyasetten başlayın önce diplomaları sorgulayın, sonra seçimleri ve anayasa amir hükümlerini bunları uygulamayanları ve itiraz etmeyenleri. Tarikat ve cemaatlere teslim edilen kamu kurumlarını. Oy vererek biz de uymadık mı bu siyasetteki çürümeye ve de yol vermiyor muyuz toplumsal çöküntüye…

Öyle bir çürümüşlüğün içine düşmüşüz ki çeteler sarmış toplumu, bağlantıları devletin kılcal damarlarına ulaşmış kanını emmiş emniyette, yargıda, iktidarda ve de halen onlara sahip çıkanlar var siyaset sahnesinde… Medyada ki haberler yetmez mi bu çürümeyi örneklemeye…

Peki ya medyanın bir bölümünün bu çürümüşlüğün esiri olması, halk yoksulluk içinde kıvranırken yandaş medya televizyon ve gazetelerinde ülkenin güllük gülistanlık olduğunu ilan etmiyor mu? Birçok basın mensubu çıkarları doğrultusunda mesleğini kullanarak vicdanını bu çürümüşlüğün hizmetine sunmuyor mu, toplumsal çöküntüyü hızlandırmak adına?

Mesleki etik değerlere bakın, keyfilik almış başını gidiyor pek çok meslekte, özellikle ekonomik değerlerde, çürüyen sadece mamul maddeler değil etik değerler de pisliğin içinde. Ekonomik kötüleşme, parayı ele geçirmek için her yol mubah olunca, artan yoksulluk sosyo-kültürel çürümenin da yolunu açıyor. Hatırlar mısınız bir medya haberiydi “Bir vicdanlı “insan” evladı çıkmış herkesin borcunu kapatmış. Borcu yapanlar teşekkür etmek yerine “keşke daha çok borç yapsaydık” demiş. Toplumsal çıkarcılık, fırsatçılık ve beleşçilik çürümenin haberi de bu işte…

Ya manevi çürüme, kötülüğe karşı bir bana necilik duygusu içinde kayıtsızlık sarmış vicdanları ve bir suskunluk içerisinde toplumun bir bölümü. Hoşgörü yok olmuş, bencillik sarmış tüm beyinleri, ben, ben, ben… Peki ya diğerleri sen, biz, siz, onlar toplum! Hatırlatınca o küskünlük çözüyor mu problemi, neden bitiyor! dostluklar, arkadaşlıklar, yaşanmışlıklar…

Orman kanunları, vahşet, nobranlık, şiddet hayatın her alanında kullanılıyor neredeyse toplumsal normaller içinde değerlendiriliyor kaos, her türlü ateşli silah, kesici alet, dayak, tehdit, şantaj bu çürümüşlüğün ve çöküntünün alameti farikası…

Mutluluğu sadece para ile ölçenler, görgüsüzlüğün dip yaptığı ama en tepelerde kabul gören sosyal medya zihinlerde ki çürümenin en önemli faktörleri…

Maddi ve manevi çıkarlar ön plana çıkınca ne sağı dinliyor, ne solu, ne dinciyi, ne milliyetçiyi her renk, her cins kendine yer buluyor bu ortamda. Amaç çıkarların ele geçirilmesi ve elde tutulması, çıkarı için saldırmak zorunda olduğunu hissedenler…

Çürümenin asıl kaynağı çıkarcıların kavgasıdır en güçlü olmak ve önüne geçeni yok etmektir. Hoşgörüsüz insanlardan kurulu bir toplum karanlıktır, çökmeye mahkumdur.

Toplumsal çürüme her tarafımızı sardı ve artan hızla sarmaya devam ediyor. Çürümeyi durduracak bir anlayışı not eden bir lider, bir örgüt var mı etrafımızda? Bırakın bunları sen, ben neresindeyiz bu çürümenin, nasıl önlenecek bu çökme, nasıl durdurulacak bu çürüme?

Bu çürümeden ve toplumsal çöküntüden nemalanacaklar var mı, düşündük mü bunu hiç? Bazılarının hedefi olmasın Anayasanın 4ncü maddesi; “Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.”

  • zaman bize düşen görev; Çürüyen çamuru temizlemeliyiz, adaleti sağlamalıyız önce, ahlak ve saygı yerine dönsün, eğitim çağdaş ve uygarlığı hedef almalıdır Atatürk’ün gösterdiği yolda, liyakat ve yasalara uygunluk siyasilerin olmazsa olmazları olmalıdır ve de bizi cumhuriyet kazanımlarında birleştirecek harcı karmalı ve o harçla yoğrulmalıyız.

Aksi takdir de bu çürümüş kirli çamur çoğalarak önlenemez hale gelecek ve toplumsal çöküntüyü sıradanlaştırarak bizleri, toplumu ve Cumhuriyetimizi boğacaktır…

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 37 99
2. Fenerbahçe 37 96
3. Trabzonspor 37 64
4. Başakşehir 37 58
5. Beşiktaş 37 56
6. Kasımpasa 37 53
7. Alanyaspor 37 51
8. Sivasspor 37 51
9. Rizespor 37 50
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 37 43
13. Kayserispor 37 42
14. Konyaspor 37 41
15. Gaziantep FK 37 41
16. Ankaragücü 37 40
17. Hatayspor 37 38
18. Karagümrük 37 37
19. Pendikspor 37 37
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 38 91
2. Arsenal 38 89
3. Liverpool 38 82
4. Aston Villa 38 68
5. Tottenham 38 66
6. Chelsea 38 63
7. Newcastle 38 60
8. M. United 38 60
9. West Ham United 38 52
10. Crystal Palace 38 49
11. Brighton 38 48
12. Bournemouth 38 48
13. Fulham 38 47
14. Wolves 38 46
15. Everton 38 40
16. Brentford 38 39
17. Nottingham Forest 38 32
18. Luton Town 38 26
19. Burnley 38 24
20. Sheffield United 38 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 37 94
2. Barcelona 37 82
3. Girona 37 78
4. Atletico Madrid 37 73
5. Athletic Bilbao 37 65
6. Real Sociedad 37 60
7. Real Betis 37 56
8. Villarreal 37 52
9. Valencia 37 48
10. Deportivo Alaves 37 45
11. Osasuna 37 44
12. Getafe 37 43
13. Sevilla 37 41
14. Celta Vigo 37 40
15. Las Palmas 37 39
16. Rayo Vallecano 37 38
17. Mallorca 37 37
18. Cadiz 37 33
19. Granada 37 21
20. Almeria 37 18

Gelişmelerden Haberdar Olun

@