27.02.2023, 11:55

Sola Sağ Seçtirme Devri Kapanmalı!

Sola sağ seçtirme senaryosu ile kim bilir kaç seçimdir, aynı filmin değişik versiyonları çekiliyor.

Setteki biz figüranlar, kendisine başrol verilen esas oğlanı alıp başımızın üstüne koyuyor, diyar diyar dolaşarak onu seçtirmeye çalışıyoruz. 

Bugüne kadar, sadece ‘Ekmeleddin Olayı’nda zokayı yutmadık. Öbürlerinin hepsini yuttuk.

Sağ seçtirilen sol olarak bize, Machavelli’nin şu sözü uygun düşer kanımca: Durmaksızın “bir başkasının yükselmesine sebep olan, kendi sonunu hazırlar.”

Tamam dayanışmaya koşacağız, tamam destekleyeceğiz, kendimizde fazla olanı olmayana vereceğiz, bunu hep yapıyoruz, anlıyor ve alkışlıyoruz ama kendimize zarar verecek kadar da verici olmaya gerek yok öyle değil mi?

Özveri iyidir, hoştur, gereklidir, alkışı hak eder, bu bizim olmazsa olmazımızdır zaten, yemez yedirir, içmez içiririz, iki evimiz olsun, beş evimiz olsun diye şeytan şaşırtan numaralar çevirmeyiz elimizde birden fazla ne varsa veririz. Evet, ama özverinin fazlası kesinlikle zarardır! Hele de karşınızdakiler, bin yıldır bir kez bile özveri göstermemiş ve göstermeye de asla yanaşmayan, yanaşmayacak kişiler gibi görünüyor iseler.

Sağ, sola, kendisini, ancak solun iyi niyetini kullanarak seçtirebileceğini biliyor ve uzunca bir süredir bunu yapıyor.  Sola her nasılsa karışmış çürük elmaları ve satın alınabilir ciğersizleri satın almış, ancak diğerlerinin kendilerini de oylarını da satın alamıyor. Ayrıca, alamayacağını da biliyor. Kendi adayını kendi üyelerine seçtirebilmesi de kitlesi yetmeyeceği için mümkün olmadığından, sol oylara ve Kürt oylarına ihtiyaç duyuyor. Sağdan başkan seçmek için sol oylarına, ırkçı seçmek için Kürt oylarına…

Ya bir kere de soldan başkan seçsek ne olur?

Hayır, olmaz!

Neden?

Kimse, “Soldan kimseyi başkan ya da başbakan olarak görmek istemiyorum.” demiyor tabii ki. “Önyargılarım ve sabit fikirlerim buna izin vermez.” demiyor. “Sam amcam öyle istemez, derin amcalar da istemez.” de demiyor. Ne yapıyor? Manipülasyon uzmanlarını devreye sokuyor ve bırakın soldan birisini, epeyce sağa yakın sosyal demokrat bir beyefendinin aday olmasını engellemeye çalışıyor. Hatta bırakın aday olmayı, bunu aklından bile geçirmemesini sağlamaya çalışıyor. Daha aklına gelecek gibi olmuşken o niyeti orada durdurup boğmaya çalışıyor. Bunu başarıyor da kaç seçimdir. Bir başarıyor, iki başarıyor, üç başarıyor, beş başarıyor…

Ama yeter ya hu!

Çok olmadı mı bu kadarı?

Özverinin fazlası zarar olduğu gibi, uyanıklığın da fazlası zarar.

CHP ve sol, sağ ile uzlaşmaya çalışır, insanca bir yaşam sağlayacak uzlaşma metinlerine katkı verebilmek için kafa patlatır, her türlü özveride bulunurken ötede manipülasyonlar son hızla sürdürülmekteyse, artık ne yapabilir? Karşısında iyi niyet yokken (Benim gördüğüm şey bu.) CHP iyi niyetli kalmakta ısrar etmeli midir? Yıllardır yaptığı gibi yine taviz mi vermelidir? Üstelik bu tartışmaların hemen ardından dehşetli bir deprem ülkemizi yıkıp geçmişken, umutlarımızı, sevinçlerimizi yerle bir etmişken. Onca acı ve onca zaman sonra bugün hâlâ aynı ezberler ortalıkta dolaşıp duruyorsa CHP ve sol ne yapmalıdır?  

Dünyanın en güç işi, bir şeyin nasıl yapılacağını bilirken, başka birinin nasıl yapamadığını, ses çıkarmadan seyretmektir demiş birisi. Solun derdi de bu işte. Ülkemizin Lübnan yapılış sürecinin her aşamasının farkında olmak; bu süreçte yaşananları, ses çıkarmadan seyredememek ve bu gidişi sandıkla durdurmak için bir güç birliği oluşturmaya çalışmak.

Buna karşılık, ülkemizin içine düşürüldüğü durumlar sanki sadece solu etkileyecekmiş gibi, karış karış satılan vatan, sadece solun vatanıymış gibi, devletimizin itibarının yerlerde sürünmesi sadece solu üzüyormuş gibi, devleti ayağa kaldırmak ve tekrar güçlü kılmak sadece solun meselesiymiş gibi; sağda, bir kendini ağıra satma halleri… Sanki sol, solun vatanını kurtarmak için kendilerinden yardım dileniyormuş gibi davranmalar… Bu durumda bile sola sağ seçtirme senaryoları düşünebilmeler ne yazık ki çok tuhaf.  

Kim bilir belki de bir gün, yani Lübnan olduğumuzda ancak, ay biz ne yaptık diyeceklerdir. Neyin ne olduğunu yine yaşamadan anlayamayacaklardır belki.

Bu kadar umutsuz bir durum mu uzlaşmak?

Kendim yanıtlayayım. Evet, umutsuz değil belki ama umutsuza yakın görünüyor. Görünen köy kılavuz istemiyor. Her sırtımızı döndüğümüzde bir bıçak darbesi almak da çok yorucu bir şey… Üstelik kanatıcı, acıtıcı ve BUNALTICI!

Ama bir şey olmuyorsa da olmuyordur. Olmuyorsa başka uzlaşılar denenir. Kimse bulunmaz Hint kumaşı değil nihayetinde. Herkesin yeri doldurulabilir, hem hâlihazırda belki daha iyi seçenekler de vardır. Neden olmasın?

Herkes, azıcık solu bile insandan saymayanlar özellikle dahil, herkes, sol her seçimde kaldıraç olmasa kendilerinin ne kadar ‘hiç’ kimse olacağını bir zahmet anlamalı artık ve ona göre davranmalı. Bitti artık, “öteki” diye karaladığınız, dışladığınız, düşman ilan ettiğiniz o “öteki”nin kitlesine kendinizi seçtirmek. Kişileri onay mercii yapmak ve onay mercii yapamayınca da durumu ustalıkla tersine çevirip kendinizin onay merci mi yapılmak istendiğini sorarak vaziyeti kurtarmaya çalışmak. Onay merci olmak istemiyorsunuz tamam. Madem öyle, o zaman siz niye karşınızdakileri yıllardır onay merci yapıyorsunuz ve bugün de yapmaya çalışıyorsunuz diye sormazlar mı insana? Abes değil mi bu?

Hem sevmeyin hem de sevmediğiniz seçmenin oy gücünü (kullanmıyormuş gibi yaparak üstelik) kullanın! Bir de kendinizi dev aynasında görüp büyüklük taslayın! Açıktan reddettiklerinizi, hayattan bile dışlamak istediklerinizi ama oylarına -biraz açıktan biraz gizli- talip olduklarınızı, işiniz bittiğinde yine küçümsemeye, düşman diye hedef göstermeye davranın. Ama kendinizin dışındakilere ikinci sınıf vatandaş bakışınızı değiştirmeyi aklınızdan dahi geçirmeyin. Sola bakışımızda acaba bir yanlışlık mı var diye kendinize bir kez bile sormayın.

Bence bütün bunlarda bir yanlışlık var.  

Ayrıca, tekrar edeyim, sol seçmene sağcı aday seçtirme faslı bitti, bitmediyse de bitmeli artık. Bir kere de sağ fedakârlık yapmalı. Bir kere de sağ noter olmalı. Sol yeterince noteriniz oldu ki artık hepsine gına geldi. Şimdi sıra sağda. Yok, asla yapamayacaksa sağ bunu, o zaman da gölge etmemeli. Oyalayıp durmamalı.

Sağ seçe seçe içimiz dışımıza çıktı. Ayrıca sağın Türkiye’yi getirdiği durum da ortada. Seksen dört milyon vatandaş ya yoksul ya yoksulluk sınırında ama diğer bir milyon, varlık içinde ve boğazına kadar yükselen bu varlıktan boğulmak üzere. Sağın bugüne kadar en iyi ve devamlı yaptığı iş solcu kovalamak, sol düşüncedeki insanlara işkence etmek, sol düşünceye sahip düşünürleri, bilim insanlarını, yazarları vurup öldürmek oldu. Hiçbir zaman enerjisini vatanı kalkındırmak için kullanmadı ya da kullandıysa bile bu, solcu kovalamanın önüne geçemedi. Geçebilseydi yurdumuz böyle viran olmazdı.

Evet, ne yazık ki ülkemiz depremle birlikte, yöneticilerin solcu dövmekten ve para kovalamaktan zaman bulup da düzeltmediği sorunlar yüzünden daha bir virane oldu. Halk çaresiz, o bir milyonun rantiye kısmı, insanların çaresizliklerinden elde etmeyi düşündüğü yüzde yüzü de haram olan kârın peşinde. Kızılay bile parti arpalığı olmuş.

Sanki önlerinde yirmi yıl daha varmış gibi bir rahatlıkla ihaleler açma derdine düştüler. Masadakilerin ortak aday çıkarmayı başaramayacaklarından emin imiş gibi rahatlar.  Masadakiler ise hâlâ gak guk… Oysa yetmiş yıldır sağ politikacıların harabeye çevirdiği ülkemizin, düze çıkmak için sola ihtiyacı var. Bunu görün lütfen artık. Ülkemizin her gün daha kötüye gitmemek için de sola ihtiyacı var. Solun bazı şeylere itiraz etme sebebinin, olacakları önceden görebilmesi (satranç ustalarının beş hamle sonrasını görebilmeleri gibi) olduğunun anlaşılmasına ihtiyaç var. Bunu anlamanın, ülkemize ve vatandaşlarımıza mutlak yararı var.

Bu ülkenin, bir daha asla yıkılamayacak sağlamlıkta yeniden yapılabilmesi, adaletin acilen sağlanabilmesi, gelir dağılımındaki uçurumun giderilmesi, toplumsal barışın yeniden oluşturulabilmesi, devletimizin dünyadaki saygınlığını yeniden kazanabilmesi, okulların hastanelerin bakımsızlıktan, devlet kurumlarının şu dağılmışlıktan, rüşvetten, adam kayırmacılıktan, liyakatsiz yöneticilerden kurtarılabilmesi, bilimin ve teknolojinin geliştirilebilmesi, mahvedilmiş eğitim sistemimizin yeniden planlanabilmesi, sevinçte tasada tekrar duygudaş olunabilmesi ve yeniden birlikte gülüp birlikte ağlanabilmesi, bayramların bayram coşkusuyla kutlanabilmesi için sol lazım.

Sağ bunları yapabilir mi? Solcu kovalamaktan bunlara vakit ayırabilir mi? Memleket meseleleri, solcu düşmanlaştırmalarınızın önüne geçebilir mi? Şapkanızı önünüze koyup düşünmenizi öneririm. Bir de biraz değişin artık diyeyim affınıza sığınarak. Hiç değişmiyorsunuz ya da değişiminiz çok çok aşırı yavaş oluyor.

Bu güzelim ülkemiz, geri kalmış ülke olmayı hak etmiyor. İnsanımız, sürekli geçim sıkıntısı yaşamayı hak etmiyor. Vatandaşımız böyle derin bir adaletsizlik içinde yaşamayı hak etmiyor.

Son olarak diyorum ki… Bizim bunu görmeye ömrümüz yetmez belki ama bu toplumda, o mutabakat metnindekilerden çok çok daha ileri değişimler de olacak. Çünkü yeni nesil sizin ırk, dil, din, cinsiyet ayrımcılıklarınızın hiçbiriyle ilgilenmiyor. Sizin hayati derecede önemli bulduğunuz bu farklılıkları hiç ama hiç önemsemiyor. Ve hepsi de çok net. Bulandıramayacağınız kadar net. Gezi’de de gördüğünüz gibi.

NOT: Niyetim sürçü lisan etmek değildi, ettimse affola.

Yorumlar (2)
Alev Subaşı 3 yıl önce
Türk siyasi tarihinde hiç yabana atılmayacak bir dizi gelişmenin mimarı olduğu için, bıçak sırtı bir dönemde yürüyüşünü kararlılıkla sürdürdüğü için , ateşten gömleği giyip her türlü yıpratıcı hamleyi göğüslemeyi becerebildiği için , devlet geleneğini , devlette devamlılık esasını , liyakati , hak hukuk adaleti şiarı yaptığı için , temiz bir dile sahip saygılı ve mütevazı yaşam sürdürdüğü için " Cumhurbaşkanı adayıyım demek " Bay Kemal ' e anasının ak sütü gibi helaldir . Bunu görmek için sağda yada solda , Türk yada Kürt , alevi yada sünni olmanıza gerek yok .Akıl ve vicdanı sahibi olmak yeterli diye düşünüyorum
Kaleminize Sağlık
Metin Onay (köy enstitüsü mezunu öğretmen) 3 yıl önce
Emeğine sağlık öğretmenim
Bu derin düşüncelerini kutluyorum
Hala ne güzel öğretmenlerimiz var diye düşünüyorum

Sağol
Sağlıkla
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@