21.01.2023, 10:49

Pencere

Pencereden bakmak ne güzel şey! Önünüzden yaşamlar akıp geçer. Biraz hayal gücünüz varsa kim olduklarıyla, nasıl yaşadıklarıyla ilgili öyküler uydurursunuz gelip geçenlere. Yoksa? Yoksa giyimine kuşamına bakarsınız. Ekose bir ceket giymiş örneğin. Sizin de vardı öyle bir ceketiniz. Sahi, ne oldu ona? En son Ayten’in kızının nikâhında giymiştiniz. Yoksa o nikâh için mi almıştınız? Geçmiş gün... Unutup gitmişsiniz işte. Şu küçük kız, Berrin’in çocukluğuna benziyor. O da böyle tutturmazdı elini. Önden önden yürürdü. Köşe başlarında ödünüz kopardı yan sokaktan bir araba çıkıverecek karşısına, bir motosiklet dönüp altına alıverecek onu diye. Eski günler...

Ne günlerdi ama... Eski mahallenizde karşı apartmanda Rum madamlar vardı. Her birinin birer pencere minderi. Dirsekleri acımasın diye önce minderi yerleştirirler, sonra bütün gün ona yaslanıp sokağı gözlemenin tadını çıkarırlardı. Orası mahalleydi. Herkes birbirinin kim olduğunu bilirdi. Rum madam, eczacı kalfasına adıyla seslenirdi. Bakkalın çırağına “Nerede kaldı ekmek?” diye bağırırdı. Onlar ad söylemezlerdi, belki de bilmezlerdi bütün gün onları gözleyen o yaşlı kadınların adlarını. “Madam,” derdi çırak. “Sıcak ekmek bekliyoruz. Gelsin, onlardan getireceğim size.”  

O zamanlar pencereden bakmazdım ben. Ya ayıp sayardım, ya vaktim olmazdı. Kim bilir... Oysa ne güzelmiş. Yeni yeni keşfediyorum pencereden bakmanın güzelliğini. Ama o eski mahalleler yok artık. Bakkal kalmadı ki çırağı olsun. Eczacı kalfası bir sandalye atıp kapının önünde oturmuyor. Hem zaten onuncu, on beşinci kattaysanız hangi sokağa, hangi caddeye bakacaksınız? Ben şanslıyım. Evim ikinci katta. Pencerelerim dış dünyayı gizlemiyor benden. Evlere kapatıldığımız günlerde hem pencereleri keşfettim hem de pencerelerin yalnız dışarıya açılmadığını, aynı zamanda dışarıyı içeriye taşıdığını. Pencereden bakmak evet, başkasına bakmaktır ama başkasına bakmak, çoğu zaman insanın başkasındaki kendisine bakması değil midir? Sanırım herkes bir başkasında kendisini yaşar aslında. Kimi zaman çoktandır görmediğiniz kız kardeşinize benzeyen biri geçer yoldan, alır sizi onunla yaşadığınız bir kırgınlığa götürür. Bir bakarsınız babanızı anımsatan bir adam, eski zaman filelerinden birini taşımakta elinde. Hadi bakalım, bu kez çocukluğa yolculuk...

Pencereler yalnız dışarıyı göstermez, kimi zaman da içeriye açılır. Başka yaşamlara. Bir tarihte bir bodrum katı penceresinin önünden geçerken gözümün içeriye kaydığını anımsıyorum. Bir yandan dışa kapalı bir aile ortamına, sırf perdesi çekilmemiş diye baktığım için kendimi ayıplamış, bir yandan da yalnız bende olmadığına emin olduğum bu merak üstüne düşünmüştüm. Niye merak ediyoruz başkalarının yaşamını? Niye açık bir pencere görünce içeriye bakmaktan kendimizi alamıyoruz? Yoksa bize sinemayı sevdiren, dizi filmleri heyecanla izleten, tiyatrolara ilgi duymamızı sağlayan başka yaşamlara duyduğumuz bu merak mı? Böyle düşününce her yıl mevsimi geldiğinde yapılan, “Tiyatrolar perdelerini açıyor,” duyurusu başka bir anlam kazandı. Öyle ya penceredekine benzer bir perdeydi tiyatrodaki de. O perdeler açılınca başka yaşamlara bu kez ücretini ödeyip tanıklık ediyorduk.

Peki ya edebiyat? O da pencereler sunmaz mı insana? Şiirler de elbette ama özellikle romanlar, öyküler, başka insanlara, başka yaşamlara açılan pencereler değil mi? Kapağını açtığımız her roman, başka bir dünyaya açılan bir pencerenin perdesini kaldırır önümüzden. Üstelik gerçek bir pencereden görülemeyecek kadar derinleri gösterir bize. O yaşamına tanıklık ettiğimiz kişilerin ruhlarının en derinini, yalnız o anını değil, acısıyla tatlısıyla bütün bir geçmişini; düşleri, tasaları, amaçları, hedefleriyle tüm geleceğini; kıskançlıklarını, hırslarını, iyi ve kötü huylarını, alışkanlıklarını... Onları tanıdıkça kendimizi de tanırız. Zaten hep başkalarında tanırız kendimizi.

Baktınız ki yaşam tekdüzeleşti, yeni bir pencere açın önünüze; hiç bakmadığınız bir pencereden bakmayı deneyin. Göreceksiniz bakış açınız değişince gördükleriniz de değişecek.

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Beşiktaş 35 52
5. Başakşehir 34 52
6. Rizespor 35 50
7. Kasımpasa 34 49
8. Alanyaspor 35 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Ankaragücü 35 41
13. Kayserispor 34 40
14. Samsunspor 34 39
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@