01.02.2024, 20:42

Dünyanın bütün beyinleri birleşin!

Sürekli tartışır, bazen kavgayla sonuçlanan münakaşa ederlerdi. Semtimizin Üniversiteli öğrenci abileriydi onlar. 14 yaşında bir çocuk olarak, konuşmaları bütün dikkatimle dinler, anlamaya çalışırdım. İlk kez duyduğum, anlamını bilmediğim, sözcükler havalarda uçuşur; ezilen, sömürülen işçi sınıfından, yoksul, topraksız köylülerden bahseder, emeğin örgütlenmesinin önemini vurgularlardı. Tartışmalar bazen kavgaya dönüşse de, güzel abiydi onlar. Derslerime yardım eder, kendilerine çay aldıklarında, hiç ayrım yapmadan bana de söyler, onlarla eşitmişim gibi davranırlardı. Benimle konuşurlarken anlamadığım bir tanımlamayı ismimin sonuna ekler, ‘Kazım yoldaş’ nasılsın diyerek, anlamlı bir şekilde gülümser, hatırımı sorarlardı.

Ben ise; ‘niye bu denli yoksulluk var’(1) sorusunu kendime sorduğum o günlerden, bugünlere, bir ömür boyu sürecek arayışların peşine, bitmeyecek yolculuğa, daha o yaşta-bilmeden- çıkmıştım. Yanıtını aradığım soruyu doğal olarak onlara da sordum. Abilerden biri, sağına soluna bir şeyler aranır gibi yaparak, masanın altından bana bir kitap uzattı ve kısık bir ses tonuyla -bunu oku, daha sonra üzerinde konuşuruz dedi-. O an- tabi ki bilincine varmam beklenemez – benim,  sayısız illegal eylemlerimden ilki, masanın altından uzatılan kitabı almam ve kazağımın altına yerleştirmeyle başlamış oldu.

Kendime sorduğum ama yanıtlayamadığım sorunun yanıtı, kitabın içinde var coşkusuyla, her satırı, her sayfayı soluksuz okuyor… nafile, anlamıyordum. Yeniden, baştan, bir kez daha okuyor, satırları ezberliyor ama tam olarak, yazılanları şekillendiremiyor, söylenenlerin yaşamda karşılığını bulamıyordum. Sonraki sayfalar, satırlar anlamamı kolaylaştırır beklentisiyle hiç duraksamıyor, soluksuz okumaya devam ediyordum, ama hayır, olmuyordu işte. Bir an geliyor, yanıtları bulduğumu sanıyor, heyecanlanıyor, evet şimdi oluyor derken, çok geçmeden, sisli yarı karanlıklar kafamın içinde dans etmeye yeniden başlıyordu. Arada, okuduklarımdan anlayabildiğim, şekillendirebildiğim tümcelerde oluyordu tabi, onlardan biri; ‘İşçilerin yurdu yoktur’(2) diyor ve kitap

‘Bütün ülkelerin proleterleri birleşin’(3) cümlesiyle sona eriyordu,

Yıllar yılı, kitaplar kitabı, göç ettiğimiz ülkeler, yerleştiğimiz şehirler, birbirini kovaladı. Saçlarda ki karalar yerini aklara bıraktı ve biz yaşlandık. O güzel abinin verdiği, ilk okuduğumda hiç anlamadığım kitabı anlamak bir yana yaşadık, içimize sindirdik.

Günümüz verileriyle, aynı kitabı bir kez daha okuduğumda, söyle bir çıkarımı yapabiliyorum artık. Üretici güçlerin, uluslararası sınırları da aşan toplumsallaşması, günümüz dünyasının yadsınamayan bir gerçeğidir ve üretim güçlerinin uluslararası ölçekte toplumsallaşması, devrimci, ilerici savaşımın boyut ve kapsamını genişleten perspektifleri de beraberinde getirir. Yaşamın diyalektiği, başlangıcında kolaylıkla cevaplanamayan soruları tekil olarak bizim ve bir bütün olarak insanlığın karşısına çıkartır. Yanıtlarını bulmak ve bilincine varmak, bazen; birey olarak bir ömür, insanlık için uzun süren süreçleri gerektirir. Yaşamın diyalektiği; süreklilik içeren akıcılığında, bizim dokunuşlarımızı gerektirirken, kendi yoluna devam eder.

Şimdilerde okuduğum kitabın anlamakta zorluk çektiğim satırlarını şekillendirmeye çalışırken yukarıda yazdığım anıları yeniden anımsadım.

Gelelim güncele, oğlumun - masanın altından değil-, üstünden, baba oku deyip verdiği kitabın bana yaşattığı cendereye;

Gordan Moore adındaki bir şahıs, bilgisayarların gerek kapasite gerekse hızında ki gelişmeleri gözlemlemiş ve şu sonuca varmış; her on sekiz yılda bilgisayar teknolojisi gerek kapasite ve gerekse hız olarak ikiye katlanmakta(bu gözlemden dolayı saptamaya-Moore(Moore’s) yasası denmekte). Bu olguyu veri alan mucit ve gelecek okuyucusu(inventor ve futurist) Ray Kurzweil 'işi icabı' bir kâhinde bulunmakta. Kehanet şu; 2030 yılında bilgisayarlar 10.000 trilyon elektrik sinyali üretebilecek ve bu 22 milyar nöronsun insan kafasında uyarılabileceği seviyeye denk geliyormuş. Bu sayı 10 trilyonluk yeni bağlantının yapılabileceği ‘beyin evleri’ olarak adlandırılan bir network ağı oluşturabilecekmiş. İşin burasında, soluklanarak bir itirafta bulunayım; bırakın tam olarak anlamayı, yarım yamalak anladıklarımı yazıya dökmede bile şimdiden zorlandım. -Her neyse devam edelim- Bütün bunların sonucunda silikon teknolojisinin ulaşacağı aşama; insan beynindeki elektrik akımlarının bilgisayar sinyalleri aracılığıyla birbirine bağlanması ve 2045 ‘de dünyada ki-en azından sisteme bağlı- insanların ortak olduğu bir beyin havuzunun oluşması olasıymış. Kurzweil bu birlikteliğe ‘Singularity’ (tekillik) adını veriyor(4).

14 yaşımda masanın altından elime tutuşturulan, tekrar ve tekrar okumama rağmen anlama konusunda zorlandığım, yaşamımın ileri aşamalarında, hayatın gerçekleriyle örtüşen okumaların verdiği, kuramsal açılımlar sayesinde anladığım, şekillendirdiğim, ustalara ait saptamalar, şimdilerde okuduğum ve anlamadığım, yaşamda- en azından şimdilik- denkliği olmayan bazı öngörülerin, gelecekte, karşılığı olmayacak, gerçekleşmeyecek anlamına gelmiyor. Bekleyip, göreceğiz.

Gelin, bütün bunları, bugünü açıklayan ve geleceği öngören kuramsal bir analizle sonlandıralım;

Günümüzde; emeğin(kol emeği) bütün dünyayı kapsayan birlikteliği, yüzyıl öncesinde ustalar tarafından ortaya atıldığında şüpheyle karşılanmış, ama geçen yüzyıl bu saptamaların doğruluğunu ispatlamış, yaşam ete kemiğe büründürmüşse, gelecekte; insanın yaratıcı emeğinin(düşünsel emek) evrensel bir bütünlük(ölçek) ve network oluşturacağı öngörüsünü, emeğin(şimdiden) ulaştığı boyuttan okuyup, iddia edebiliriz sanırım.

Hepinize ayrı ayrı saygı ve sevgiler, şimdiki emek, gelecekte ki beyin yoldaşlarım.

Dünyanın bütün kol ve beyin emek(çileri) birleşin.

-----------------

(1) Socialism and English Politics 1884-1918 Cambridge  Univers,ity Press 1962

Bu sorunun yıllar öncesinden ‘Fabıan socıety’ tarafından da sorulduğu ve yanıtın oluşturulma sürecinin İngiltere İşçi partisinin kuruluşuna öncelik yaptığını daha sonra ki okumalarımda öğrenecektim.  Cemiyet hazırladığı  broşüre bu soruyla başlıyordu.

(2) K.Marx, F. Engels Komünist manifesto

(3) age

(4) Ray Kurzweil-The Singularity is near . Ben, bütün bunları R. Kurzweil’den aktarıyorum, bir itirazınız varsa, kitabı okuyup(sanırım henüz Türkçeye çevrilmedi) ona iletin.

Yorumlar (2)
BEKİR HOCA 2 yıl önce
Kalemine, aklına, bilgilerine sağlık değerli öğretmenim...Çok ilginç bilgiler...Geçmişten güncele ne kadar güzel bağlamış, Sürükleyici bir üslup ile bilgilendirmişsiniz. En kısa zamanda devamı dileğiyle Teşekkürler...
Yasin dursun 2 yıl önce
Önemli gelişmeler,hızla ilerliyor,yakalamak,anlamak gerekli .fakat kolayda değil,istemek ve emekle aşarız diyelim.
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@