28.10.2020, 10:59

Doğayı Sermayenin Mülkü Haline Dönüştürme Cehaleti

Torba Yasa: Doğayı Sermayenin Mülkü Haline Dönüştürme Cehaleti

Aynı zamanda çeşitli doğa bilimleri alanlarında araştırmalar yapmış ve yayınlar çıkarmış bir doğa bilimci de olan ünlü düşünür, edebiyatçı ve devlet adamı Goethe, “Hiçbir şey hareket haline geçen cehalet kadar korkunç değildir” sözünü söyleyeli 300 yıldan fazla zaman geçti. Böyle bir tanımlama yapmasının nedeni; dehanın sınırları vardır ama cehaletin sınırı yok, bu yüzden ne zaman ve nerede durması gerektiğini de pek bilemez!

Mevcut iktidarla birlikte “cahiliye devri”ni 21. yüzyılda yaşayan ülkemizin bilimin tamamen dışlandığı, hukuksuzluğun meşrulaştırılmaya başlandığı manzarasında bu sınırsızlığın yansımalarını görebiliyoruz: Tarihin en büyük ekolojik yıkımı yaşanırken, eko-sistem doymak bilmeyen ihtirasıyla egemen bir ego-sisteme kurban ediliyor.

Bilim çevrelerince; insanlığın doğayı koruma konusunda bir yol ayrımına geldiği, pandeminin asıl nedeninin doğaya yapılan bilinçsiz müdahaleler olduğu, Covid-19’un bu konuda tarihi bir uyarı olarak algılanması gerektiği vurgulanarak, yaşananlardan çevre ve insan sağlığı açısından ders çıkarılması gerektiği ortaya konulmasına, küresel ısınma ve iklim krizinin ekolojik denge ve ekosistemdeki bozulmadan kaynaklandığı bilinmesine rağmen, bilime kulak asmayacak kadar sağır ve kör bir cehaletin, pandemiden ders çıkarmayı reddedecek kadar da gözü dönmüş sermayenin esiri olan bir zihniyet, yaşamın kaynağı doğayı sermayenin mülkü haline dönüştürecek bir gaflet içinde…

2015 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı görevine getirilen İdris Güllüce'nin, "Çevre helal maldır" şeklindeki ürkütücü sözleri hala hafızalarda. “Çevre”ye tüm canlıların ortak yaşam alanı olarak değil de “mal” gözüyle bakan Çevre Bakanı’nın sözleri, siyasi iktidar ve sermayenin doğaya meta gözüyle baktığının doğrudan bir ifadesi. Bu anlayışla yapılan uygulamalar sonucunda varılan nokta, ekolojik yaşamın bir rant kapısı haline getirilmesi. Kendisinden sonra aynı göreve gelen Mehmet Özhaseki'nin makam koltuğuna oturur oturmaz söylediği, “Çevreyi put yapmışlar, sermayenin önünü açacağız” sözleri ise daha da ürkütücüydü.

Bugün sermayenin önünün nasıl açıldığı görülüyor. Doğayı koruyan neredeyse hiç bir yasa kalmadı, doğa neredeyse tamamen savunmasız bırakılırken yasalar sadece sermaye şirketlerinin çıkarını kollayacak şekle dönüştürüldü. Sit alanları bile şirketlerin madencilik ve enerji projelerine açılarak ihaleye çıkarılıyor, tarihi ve doğal sit alanları, tarımsal sit alanları sermaye şirketlerine altın tepside sunuluyor. Ormanlar ve sulak alanlar ise tamamen gözden çıkarılmış durumda. Ayrıca artık halk için mülkiyet hakkının da hiç bir güvencesi kalmıyor. Doğa, şirketlerin mülkü haline dönüştürülmeye çalışılırken, vatandaşın payına da arazisinin “acele kamulaştırma” ile elinden alınması düşecek, vatandaşın mülkü elinden alınıp şirketlere peşkeş çekilebilecek. “Devleti şirket gibi yöneteceğiz” deyip devlet şirketlere teslim edilince, vatandaşın mülküne de şirketler için devlet adına el konulabilecek hale gelindi. Doğa sadece bir meta olarak görülüp, ekolojik yaşamın sermaye için rant kapısı haline getirilmesi de yetmedi. Şimdi doğa, sermayenin çıkarı için özelleştirilip sermayenin mülkü haline getirilmeye çalışılıyor.

Önümüzdeki haftalarda TBMM gündemine kanun teklifi olarak sunulmak üzere hazırlanan 46 maddelik Torba Yasa, böylesi bir cehalet ürünü olarak, “doğayı sermayenin mülkü haline getirme çabası” diye tanımlanabilecek bir yasa teklifi. Sadece sermaye grupları ve şirketleri memnun etmek için hazırlandığı da malum. Teklifi sunan AKP Milletvekili Nevzat Şatıroğlu’nun “Arazi ihtiyacına ilişkin düzenlemelerde yatırımcı lehine kolaylıklar getirmeye çalıştık… 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 5 ayrı maddesinde yapılan düzenlemeler ile tamamen yatırımcı ve işletmecilerimiz lehine bir takım kolaylıklar getirmeye çalıştık…” açıklamaları herşeyi açıklıyor zaten.

Kanun teklifi Meclis’ten geçerse, şirketler ruhsatsız bile madencilik yapabilecek, ruhsat alanları dışında tesis kurulmasına izin verilecek. Tesisin ÇED’te belirlenen alanlar dışına taşması durumunda, herhangi bir cezadan da kurtarılması söz konusu olacak, üstelik devlete olan borçlarına göz yumulması da sağlanıyor. Kanun Teklifi’ne göre maden şirketleri arama izninden sonra faaliyete hemen geçebilecek, alanı istedikleri şekilde izinsiz büyütebilecek. Vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge zorunluluğu da kaldırılıyor.

Torba yasayla birlikte getirilmek istenen değişiklikler özet olarak şöyle:

  • Maden şirketlerinin 12 ay ruhsatsız çalışması, işletme izin alanı dışına cezasız bir şekilde taşması, devlete olan borçlarına göz yumulması sağlanıyor.
  • Ruhsat alanı dışında yani mücavir alanlarda da (Tedbirsiz ve dikkatsizlik kılıfı ile para cezası ödenerek) ağaç kesimi yapabilmenin önü açılıyor.
  • Havaya bir sürü kimyasal ve zehirli gaz salan, araba lastiği, orman ürünleri ve çöp yakarak elde edilen enerji “yenilenebilir” sayılıyor ve teşvik ediliyor. Biyokütle ve biyogaz santrallarının önü daha da açılıyor.
  • Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destek Mekanizması (YEKDEM) kapsamı genişletilerek Karadeniz derelerinde ekolojik yıkımlara ve sel felaketlerine neden olan HES’lerin sayısının artmasına neden olunuyor.
  • Cumhurbaşkanı izni ile T.C. Kanunlarından muaf enerji şirketleri kuruluyor.
  • Enerji yatırımları için gereken taşınmazlar kolayca, kamu yararı kararı olmaksızın istimlak ediliyor ve halkın, köylünün toprakları sermayeye peşkeş çekiliyor.
  • Dağıtım şirketlerine çeşitli kolaylıklar sağlanarak daha fazla kar elde etmeleri sağlanıyor.
  • Ülkemizin her yerinde halkı canından bezdiren, ekolojik yıkımlara yol açan, havayı, su kaynaklarını ve tarım alanlarını kirleten ve HES’ler, JES’ler ve RES’lere YEKDEM destekleri devam ettiriliyor.
  • Şirketlerin yatırımlarında altyapı hizmetlerinin kamu tarafından sağlanması öngörülüyor. 
  • Maden, enerji, petrol şirketlerinin önünde engel olarak duran mülkiyet hakları, koruma kanunları ve kamusal denetimler ortadan kaldırılıyor. Enerji yatırımları için gereken taşınmazlar kolayca, “kamu yararı” şartı aranmaksızın istimlak ediliyor ve halkın topraklarına el konulup sermayeye devrediliyor.

TBMM gündemine kanun teklifi olarak sunulmak üzere hazırlanan 46 maddelik Torba Yasa, doğayı sermayenin mülkü haline dönüştürmeye yol açacak bir sonuç doğuracak özellikte. Aynı zamanda cehaletin de, sermayenin açgözlülüğünün de sınırı olmadığını yansıtıyor. Bu kanun teklifi ile ekolojik yaşamın rant kapısı olarak görüldüğünü söylemek bile artık manzarayı eksik anlatır. Çünkü ortada doğanın sermaye için özelleştirilerek, sermayenin mülkü haline getirilmek istendiği bir manzara duruyor.

Tarihin en büyük ekolojik yıkımının yaşanmakta olduğu günümüzde, eko-sistem işte böylesi bir ego-sisteme kurban ediliyor: Sermaye ve iktidar, cehaletin kucağında büyüyen, asla bir türlü doymak bilmeyen egemen bir ihtiras yüzünden doğanın sahibi imiş gibi davranma gafleti içinde ve doların yeşili için doğanın yeşilini katletmenin önü daha da açılacak. Doğayı sadece meta olarak gören sistemin bir türlü içinden çıkamadığı kendi krizi nedeniyle, bilim ve hukuk tanımayan açgözlü bir saldırganlık ile yapacağı doğa tahribatının daha sınırsız hale getirilmesinin bir çabasıdır Torba Yasa.

Cahiliye devri yaşanırken, tarihin en büyük ekolojik yıkımı da kapımıza dayanıyor. Pandemi günlerinin gösterdiği üzere asıl doğa ve çevre sağlığı kollanması gerekirken, sadece sermaye ve şirketlerin çıkarının kollanması, çevre ve insan sağlığını daha fazla tehdit altına sokacak şekilde sermaye şirketlerin doğayı daha fazla talan etmesinin önünün açılması, sağduyudan ne kadar uzaklaşıldığını, “gaflet hali”nden başka bir “akıl tutulması” hali de yaşandığını anlatıyor…

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Fenerbahçe 16 36
3. Trabzonspor 16 35
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 16 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sakaryaspor 17 22
13. Sivasspor 17 21
14. Van Spor FK 17 21
15. İstanbulspor 17 21
16. Manisa FK 17 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 17 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 16 25
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 16 18
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@