02.10.2025, 09:53

Cumhuriyet’in 102. Yılında, Türkçe’nin Gelişimi ve Dil Bayramı’nın Önemi ve Çalışmalarım

  1. Giriş ve Amaç

29 Ekim 1923’te kurulan Cumhuriyet ile çağdaş uygarlık ilkleriyle yeni bir devlet doğarken, aynı zamanda kültürel ve siyasal alanda da çok büyük devrimler yapılmıştır.

Böylece, Türkçe, iletişim dili olmanın ötesinde, ulusallaşma kültürünün oluşumunda etken olmuştur. 

Türkçenin varlığını sürdürdüğü, tarihteki devletlerin dışında, Anadolu’da Selçuklu ve Osmanlı Devletleri sonrasında, Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.

26 Eylül Dil Bayramı, çağdaş uygarlık yolundaki bu görkemli kültürel ilerlemenin, genç kuşaklara ulaşmasının yoludur.

Cumhuriyet’in 102. yılında, Türkçe’nin gelişimi ve Dil Bayramı incelendiğinde, bu konunun önemini anlamak için, tarihsel köklerine ve toplumdaki kültürel etkilerine ve sağlanan güncel gelişmelere bakmak gereklidir.

  1. Anadolu Selçuklu Öncesi ve Karahanlılar Dönemi

Göktürk yazıtları ve Uygur yazmaları gibi çok önemli eski Türkçe yazılı kaynaklar sonrasındaki gelişmelerde, başlıca Karahanlı Devleti dönemindeki yazılı kaynaklar üzerinde durmak gereklidir.

Karahanlı Devleti (840-1042) döneminde, Uygur alfabesi kullanılmış, resmî dil Karahanlı Türkçesi (Hakaniye) olmuştur. Arapça ve Farsça dilleri etkin olamamıştır.

Bu dönemde özellikle Kaşgar’da, anıtsal değerde Türkçe Yazılı kaynaklar görülmektedir.  Türkçe yazın tarihi ve kültürü açısından, çok önemli yapıtlar günümüze ulaşmıştır.

Alpaslan’ın Anadolu‘ya ulaştığı yıllarda;

-Kutadgu Bilig (1069-1070) ve

-Divanu Lugatit-Türk (1072-1074) gibi görkemli Türkçe yazılı kaynaklar bulunmaktadır.

(Alpaslan 1063 yılında Ani’yi almış, Malazgirt Savaşı, Bizans Devleti ile 1071’de yapılmıştır. )

Divanu Lugatit-Türk (1072-1074), Kutadgu Bilig (1069-1070)’in yazıldığı dönem;

-Türklerin askeri güçleri yanı sıra,

-Türkçe kültürel varlığın, birikimin de üst düzeyde olduğu, kültür insanlarının yetiştiği görülmektedir.

Kutadgu Bilig (1069-1070);

-Balasağunlu Yusuf (Has Hacib) tarafından, 1069-1070 yıllarında, Kaşgar’da yazılmıştır.

-Kutadgu Bilig, “Mutluluk veren bilgi” anlamına gelmektedir.

-Kutadgu Bilig (Fotoğraf 1 ), Karahanlı Türkçesi (Hakaniye) ile yazılmıştır.

- Türkçe’nin en önemli yazılı kaynaklarındandır.

Divanu Lugatit-Türk (1072-1074) (Türkçe lehçeleri-diyalekt, toplayan kitap)

-Divanu Lugatit-Türk, Türkçe - Arapça sözlüktür (Fotoğraf 2).

-Türkçe’nin en önemli yazılı kaynağıdır.

Divanu Lugatit-Türk’ün tek örneği İstanbul’da Millet Kütüphanesi Ali Emiri Kitaplığı’ndadır.

Fotoğraf 1. Kutadgu Bilig, “Mutluluk veren bilgi” anlamına gelmektedir. Balasağunlu Yusuf (Has Hacib), tarafından, Karahanlı Devleti zamanında,1069-1070 yıllarında, Kaşgar’da yazılmıştır.

Fotoğraf 2. Kaşgarlı Mahmud (1008-1105), 1057’de Karahanlı Devleti (İS 840-1212)’nin Başkenti, Kaşgar’dan ayrılarak Bağdat’a gelmiş ve burada 1072-1074 yıllarında Divanu Lugatit-Türk’ü yazmıştır (Fotoğraf 2).

Bu kitabın bulunup korunmasında Ali Emiri (1857, Diyarbakır - 23 Ocak 1924, İstanbul)’nin dikkati, özverisi ile unutulmaz katkısı olmuştur.

Kaşgarlı Mahmud, yazdığı Divanu Lugatit-Türk (1072-1074) ile günümüzde de yaşmaktadır.

Divanu Lugtit Turk, Ansiklopedik bir Sözlük’tür;

-Türklerin kültür, yaşam, bilim, toplum, sanat ve dil özellikleri yanı sıra, tıp, sağlık ve sağaltım yöntemleri ile ilgili bilgiler de vermektedir.

  1. Selçuklu ve Osmanlı Dönemleri

Anadolu Selçuklu döneminde (1075-1308) Arapça (din ve bilim dili) ve Farsça (saray dili, resmi dil, yazın dili), Türkçeye göre etkinlik kazanmıştır.

12. yy da batıya yönelen Türkler, göç yolları üzerinde değişik yeni kültürlerle karşılaşmışlardır.

Anadolu Selçukluları (1077-1243) döneminde, Farsça ve Arapça’nın etkisiyle batı Türkçesi ortaya çıkmıştır. Bu dönemde, Farsça çok önem kazanmıştır.

Selçuklu Sultanları, “Keyhüsrev”, “Keykavus”, “Keykubat”, gibi “Farsça” sanlar(isimler) almışlardır.

Buna karşın, Türkçe, halk içinde, kırsal alanlarda konuşma ve iletişim dili olarak varlığını sürdürmüştür.

Bu koşullarda, Arapça ve Farsça sözcük ve deyimlerle birlikte devlet ve eğitim kurumlarında kullanıla gelmiş, yazı dili Arap harfleri ile olmuştur.

Anadolu Beylikler Dönemi (3 Temmuz 1243 günü, Kösedağ Savaşı'nda Selçuklular, Moğollara yenilir.)

Beyliklerin güç ve egemenlik kazanması sonucu;

-Halkın konuştuğu Türkçe gelişmeye başlamış,

-Beyliklerin devlet ve eğitim kurumlarında etkinliği artmıştır.

-Beylerin, genellikle Türkçe’den başka dil bilmemesi de etken olmuştur.

Anadolu’ya gelen ve yerleşen halkın, bu dönemdeki en önemli Türkçe sözlü ve yazılı kaynaklarının başında Yunus Emer Divanı gelir.

Yunus Emre (1240-1321) Divanı

Yunus Emre Divanı, Türkçe yazılmış, Anadolu’da ki en yaygın etkileri olan kültür varlığıdır (Fotoğraf 3). 

Bu dönemde Anadolu’da, Türkçeyi güçlendirerek yaşatan ozanlar, yazarlar, düşün ve devlet adamları, tıp ve bilim insanları yetişmiştir:

-Yunus Emre (1240-1321),

-Hacı Bektaş Veli (1209-1271),

-Hekim Hacı Paşa (Celalüddin Hızır) (1339-1423 Birgi) sayılabilir.  

Hekim Hacı Paşa’nın Hekimlik Andı ve Türkçe Teshil-üt-Tıb adlı kitabı vardır.

Hacı Bektaş Veli yolundan gidenler, Anadolu erenleri ve ozanlar, Türkçenin kültür dili olarak yaşamasında çok önemli liderlik yapmışlardır.

Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” diyen Hacı Bektaş Veli adına, günümüzde, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi kurulmuştur (17 Mayıs 2007) (Fotoğraf 4).

Fotoğraf 3. Yunus Emre Divanı (A. Gölpınarlı), İş Bankası yayını.

Fotoğraf 4. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (17 Mayıs 2007).

Karamanoğlu Mehmet Bey, 13 Mayıs 1277 günü Konya'da ünlü dil fermanını yayınlayarak, Anadolu’da halkın konuştuğu Türkçeyi geçerli kılmak ve devlet dili olmasını sağlamak için çalışmıştır.

Bu nedenle günümüzde 13 Mayıs günü Türkçe Dil Bayramı olarak kutlanmaktadır.

Günümüzde, Karamanoğlu Mehmet Bey adına Karaman’da, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi kurulmuştur (Fotoğraf 5) (2007).

Fotoğraf 5. Karamanda 2007 yılında kurulan Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi.

Osmanlı Devleti’nde, “Eski Türkçe” ya da Osmanlı Türkçesi (Osmanlıca) ortaya çıkmıştır.

Bu dil, Türkçe yanı sıra, Arapça, Farsça ve diğer yerel dillerden çok sayıda sözcükler içerdiği ve etkilendiği için karışık bir dildir.

Anadolu Selçuklu Devlet’nde, saray dili Farsça’dır.

Osmanlı döneminde ise Eski Türkçe yani Osmanlı Türkçesi’dir.

Bu nedenle, Türkçenin bilim ve kültür dili olarak gelişimi ve uluslararası alanda etkinliği yeterli düzeye ulaşamamıştır.

Osmanlı döneminde, eski Anadolu Türkçesi ile yazılan en önemli bilimsel tıp yapıtı,

-Amasyalı Hekim Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun yazmış olduğu

-Cerrahiyetü’l Haniyye adlı cerrahi kitabıdır (Fotoğraf 6-8).

Şerefeddin Sabuncuoğlu, 1465 yılında, Endülüslü Zehravi’den yararlanarak, dönemin Anadolu Türkçesi ile Amasya’da yazdığı Cerrahiyetü’l Haniyye adlı kitabı Fatih Sultan Mehmet’e sunmuştur. 

Böylece, Amasyalı Hekim Şerefeddin Sabuncuoğlu (1385-1468);

-Bugüne dek elde ettiğim bilgilerin ışığında,

-“Sağlık ve tıp alanında”,

-“Türk tarihinin sağlık, kültür, dil özellikleri açısından, en bilimsel değeri olan Türkçe yazılı belgesini” ortaya koymuştur. 

Fotoğraf 6. Hekim, Cerrah Amasyalı Şerefeddin Sabuncuoğlu (1385-1468).

Fotoğraf 7. Hekim Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun 1465 yılında Amasya’da yazdığı Türkçe Cerrahiyetü’l Haniyye (1465) kitabı (Uzel İ. Şerefeddin Sabuncuoğlu Cerrahiyet’ül Haniyye, 1. basım. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayın, 1992).

Fotoğraf 8. Amasyalı Hekim Şerefeddin Sabuncuoğlu Müzesinde sergilenen Cerrahiyetü’l Haniyye Kitabıını aslı.

  1. Cumhuriyet dönemi

M. Kemal Atatürk’ün liderliğinde, öncelikle Yazı (Harf)) devriminin (3 Kasım 1928) yapılması, Latince temelli Türk alfabesinin uygulamaya girmesi ile toplumda okur-yazarlığın kolaylaşmasına, artmasına, yayılmasına çalışılmış, “cehalete” karşı büyük bir “savaş” başlatılmıştır (Fotoğraf 9). 

Fotoğraf 9. M. Kemal Atatürk’ün liderliğinde, Yazı (Harf)) devrimi (3 Kasım 1928) yapılmış, Latince temelli Türk alfabesinin uygulanmaya başlanması, toplumda okuryazarlığın artmasına çalışılmış, “cehalet” ile savaşılmıştır.

12 Temmuz 1932’de Türk Dili Tetkik Cemiyeti (Türk Dili Araştırma Kurumu, 1934; Türk Dil Kurumu, 1936)’ni kuran M. Kemal Atatürk; Türkçenin tarihsel gelişiminde, yeni bir yola girmesi, “yeryüzü dilleri arasında değerine yaraşır yüksekliğe erişmesi” için çalışmaların yapılmasını başlatmıştır.

Türk Dili Tetkik Cemiyeti’nin, ilk kurucuları; Samih Rıfat, Ruşen Eşref, Celâl Sahir Erozan ve Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Fotoğraf 10) ve TDK simgesi (Fotoğraf 11).

Fotoğraf 10. (1933). M. Kemal Atatürk (12 Temmuz 1932); Samih Rıfat (Başkan), Ruşen Eşref (Genel Yazman), Celal Sahir Erozan (Sayman), Y. Kadri Karaosmanoğlu’nun (YKÜ) içinde olduğu Türk Dili Tetkik Cemiyeti (Türk Dil Kurumu)’ni kurmuştur.

Fotoğraf 11. M. Kemal Atatürk’ün, 12 Temmuz 1932’de kurduğu Türk Dil Kurumu’nun simgesi.

Birinci Türk Dili Kurultayı

26 Eylül 1932’de, Dolmabahçe Sarayı’nda, Atatürk’ün de katılımı ile Birinci Türk Dili Kurultayı toplanmıştır.

Bundan sonra, “26 Eylül” günü, ülkemizde “Dil Bayramı” olarak kutlanmaya başlanmıştır.

Türkiye’de devlet ve eğitim kurumlarında, bilimsel ve kültürel alanlarda halkın konuştuğu yalın Türkçe uygulamaya girmiştir.

Böylece, Cumhuriyet ile birlikte, Türkiye’de eğitimde, bilimde, kültürel alanda önemli gelişmeler olmuştur.

  1. Tıp Dili Özleştirme Çalışmalarım
  1. Tıp Dili özleştirme çalışmalarına, 1968 yılı yazında, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Ulutaş’ın yanında başladım.

Alt Taraf Diseksiyosu” Kitabının basım ve düzelti işleri ile ilgili olarak beni görevlendirmiştir.

Yaklaşık bir yıl bu konuda yoğun biçimde çalıştım.

Sonraki yıllarda da bu konu ile ilgilendim.

  1. Tıp Terimleri ve “terminoloji” konusu ayrı bileşenleri olan bir konudur.

Latince temelli tıp terimleri yanı sıra, bilimsel diğer terimlerin Türkçe karşılıklarının bulunması pek çok yönü olan bir konudur.

Çünkü yeni bilimsel terminoloji önerilmesi, bilimsel araştırma çalışmalarına koşut olarak ortaya çıkar.

Günümüzde, dünyada ve gelişmiş ülkelerde, bilimsel eğitim, birikim ve yatırımlarla yapılan bilimsel çalışmalar, İngilizce temelli bir dille yürütülmekte ve yayınlanmaktadır.

İngilizce bilimsel alanda dünyada ortak dil durumuna gelmiştir.

  1. Tıp Dilinin özleştirilmesi konusuna değişik açılardan bakılması gerekir.

Bu nedenle;

-Tıp Dili Türkçe Klavuzu (1983) ve

-Tıp Dili Özleştirme Klavuzu (1993) hazırladım (Fotoğraf 12,13).

Ayrıca, toplumu “Kanser” konusunda aydınlatmak için kitaplar yazdım (Fotoğraf 14,15).

  1. Daha sonraki yıllarda yazmış olduğum Patoloji ders kitaplarının ve patoloji alanındaki yayınların yazımında, özellikle tıp konularının anlatım dilinin yalın ve arı bir Türkçe ile yazılmasına özen gösterdim.
  2.  Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gibi kuruluşlar, dünya genelinde uygulanan, yenilikleri ve gelişmeleri dikkate alarak, her yerde;

-Yeni belirlenen görüşlerin,

-Tanı ölçütlerinin,

-Yeni sağaltım yöntemlerinin uygulanabilmesi için,

-“Ortak bir ölçütler” ve “ortak bir dil” oluşturabilmesi gerekir.

Bu amaçla, bilimsel yeni düzenlemeler, sınıflandırmalar ve öneriler yapar.

Bu amaçla, DSÖ gibi kuruluşların yayınlarının izlenmesi ve yerel dillere çevrilmesi, yeni bilginin paylaşılması ve insanlığın hizmetine sunulması, özellikle sağlık alanında yaşamsaldır.

Gelişmiş toplumların bilimsel alandaki ilerlemeleri ile elde edilen sonuçların, yeni buluşların ve sağlanan olanakların, tüm insanlığın yararına sunulabilmesi için bu yol izlenir.

Örneğin, Kanser gibi konularda, ileri ülkelerde ulaşılan yeni bilgilerin ve yöntemlerin, diğer ülkelere ulaşabilmesi ve bir “düzey” tutturulabilmesi için DSÖ, çeşitli konularda pek çok bilimsel kurullar kurarak ve yayınlar çalışmaktadır.

Bu çalışmaların yayınladığı kitapların, diğer dillerde olduğu gibi, Türkçeleştirilmesi çok önemlidir.

Örneğiin Kanser Kayıtçılığı konusunda, ICD-O kodlama kitabının değişen sürümleri yeniden düzenlenir ve yaklaşık her 10 yılda bir yeniden basılır.

Türkiye’de DSÖ’nün, Uluslararası Hastalık Sınıflandırması: Onkoloji kitabının Türkçe sürümü. DSÖ tarafından, dünyadaki en yeni ve güncel bilimsel bilgileri içerir.

ICD-O kitabı;

-Kanser türlerinin ortak kodlanması,

-Kanser kayıtlarının sağlıklı ve sağaltımın doğru yapılması,

-Ortak bilimsel dilin oluşturulması” konusunda,  tüm dünyaya kaynak olarak hazırlanmıştır.

ICD-O, Uluslararası Hastalık Sınıflandırması: Onkoloji kitabının 1990, 2000 ve 2015 baskıları, tarafımdan büyük bir emekle 1992, 2002 ve 2018 yıllarında Türkçeleştirilmiştir (Fotoğraf 16-18) ve bu çok uzun bir zaman aralığıdır. Bu konuda, yaklaşık 30 yıl çalıştım.

Kanser Kayıtçılığı konusundaki bu çalışmalar ilk olarak İzmir’de başlamıştır. ICD-O kitapları bu çalışmaların temelidir.

Ayrıca, ICD-O kitabının 2018 yılı baskısını, Sağlık Bakanlığı yayınlamıştır.

Türkiye’de SB Kanser Kayıt Merkezleri, Patoloji laboratuvarları, Onkoloji Klinikleri kullanmaktadır.

Bu çalışmalarım nedeniyle, DSÖ ve SB (Sağlık Bakanlığı), tarafıma bir “Teşekkür” yazısı göndermiştir.

  

Fotoğraf 12. Tıp Dili Türkçe Klavuzu (Sivas, 1983).               

Fotoğraf 13. Tıp Dili Özleştirme Klavuzu (İzmir, 1993).

   

Fotoğraf 14,15. Halk İçin Kanser Bilgileri (Sivas, 1979, 1986).

Fotoğraf 16-18. DSÖ’nün, Uluslararası Hastalık Sınıflandırması: Onkoloji kitabının Türkçe sürümü. DSÖ tarafından, dünyadaki en yeni ve güncel bilimsel bilgilerin ışığında;

Kanser Türlerinin ortak kodlanması, kanser kayıtlarının sağlıklı ve sağaltımının doğru yapılması, ortak bilimsel dilin oluşturulması” konusunda,  tüm dünyaya kaynak olarak hazırlanmıştır.

Uluslararası Hastalık Sınıflandırması: Onkoloji kitabının 1990, 2000 ve 2015 baskıları, tarafımdan 1992, 2002 ve 2018 yıllarında Türkçeleştirilmiştir.

2018 yılı baskısını, Sağlık Bakanlığı yayınlamış, Türkiye’de SB Kanser Kayıt Merkezleri, Patoloji laboratuvarları, Onkoloji Klinikleri kullanmaktadır.

  1. Sonuçlar

Cumhuriyet yönetiminin M. Kemal Atatürk’ün liderliğinde yapmış olduğu Dil Devrimi ve Harf Devriminin; Türkiye’nin kültürel alanda ilerlemesinde ve çağdaş dünyada yer almasında çok önemli bir yeri bulunmaktadır.

Türkçenin gelişmesi; eğitimde, iletişimde, bilimsel, kültürel alanlarda toplumun çağdaşlaşmasında ve “cehaletin” geriletilmesinde önemli bir etkendir. 

Günümüzde Türk Dil Bayramının kutlanması iki biçimde olmaktadır:

  1. Anadolu Beylikler döneminde, Karamanoğlu Mehmet Bey’in de 13 Mayıs 1277 günü yayınladığı Ferman gereğince, 13 Mayıs günü Türk Dil Bayramı olarak kabul görürken,
  2. Cumhuriyet döneminde, M. Kemal Atatürk’ün 26 Eylül 1932 de başlattığı dilde ve yazında yeniliklere dayanarak 26 Eylül günü de Türk Dil Bayramı olarak kutlanmaktadır.

Türkiye’de;

-Bilimsel ve kültürel alanda ilerlemeler sağlandıkça,

-Demokrasi kültürü geliştikçe,

-Cumhuriyet ve Atatürk devrimleri doğrultusunda,

-Türkçe yazılı bilimsel ve toplumsal kaynaklarda da önemli ilerlemeler güç kazanacaktır.

Dilde, yazında, yazıda, kültürde ve bilimde, Cumhuriyet ve Cumhuriyet devrimleri ile elde edilen başarılar, kuşaklar boyu sürecek çağdaş Türkiye’nin başarısının bir simgesidir.

Kaynaklar

Canda MŞ. Tıp Alanında, Türkçenin Yazılı Kaynakları. Ajans Bakırçay 11.10.2022

Canda MŞ. Cumhuriyetin 100. Yılında, Çağdaş Tıp Eğitiminin gelişmesi ve Türkçe yazılı kaynakların önemi. Ajans Bakırçay 27.12.2022.

Yorumlar (1)
Doç.Dr.Ragıp Kayar 1 ay önce
Tıp Terimlerinin Türkçeleştirilmesi alanında ülkemizde uğraş vermiş çok az sayıda akademisyenler arasında yer alan Şerefittin Canda hocamız,TDK dan özel bir ödül hakedecek kadar özveriyle değerli ürünler ortaya koymuştur.Hiç şüphesiz bu çabalarında eşi ve meslektaşı Sayın Prof.Dr. Tülay Canda'nın da destek ve emekleri göz ardı edilmemelidir.Laftan çok somut eserleriyle toplumumuza yaptıkları katkılar, gelecek kuşaklara örnek olacak kadar kalıcı ve eşsizdir.
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@