11.03.2023, 16:40

Arkadaşım Tony Benn

Ölüm yıldönümünde (14 Mart 2014) T.Benn anısına saygıyla...

Marksist İngiliz tarih yazılımı anakara Avrupa’ya göre farklı bir görüntü verir. İngiliz tarihinde Fransız devrimi gibi büyük kopuş, ayrışma noktaları yoktur. Sermayedar aristokrasi ile krallık arasındaki ihtilaf kaynakları; 1215 Magna Carta’yla başlıyan, özellikle bir bütün olarak 17.yüzyıla yayılan, aynı zamanda İngiliz renesansı diye de adlandırılan İngiliz iç savaşına devşirilir. Bu süreçteki dönüşler görece ‘yumuşaktır’. İngiliz iç savaşı(1642-1651) Cromwell önderliğindeki parlamento yanlılarının(Parlamenter- Roundheads) Royalists’lere( Cavalıers) karşı yengisiyle sonuçlanmış olmasına rağmen, krallığın yok olmasıyla neticelenmemiş, kralın yetkilerinin sınırlandırıldığı, idari yönetimin İşkoçya ile 1706 da imzalanan (Scotland Unıon Act) birleşme yasasıyla şekillenen günümüz modern Birleşik Krallığa evrilmiştir. İngiliz tarihinde keşkin dönüşümlerin olmamasını güçlü bir kara ordusunun yokluğu ile açıklayan yaklaşımlarda vardır. (1)                   

17. yüzyıl iç savaşının uzun erimde 19. yüzyılda İngiltere’de sosyalist mücadelenin köklerini oluşturduğu, sonuçlardan birinin de reformist işçi partisinin olduğu savıdır.

Sanayi devrimiyle (1760-1820) Avrupa’ya göre – yaklaşık olarak 30 yıl- önce oluşan işçi sınıfı K. Marx’da sosyalist ayaklanma beklentisini oluşturur.

İngiltere İşçi partisinin reformcu yapısı anakara Avrupa’da köklerini sosyalist mücadeleden alıp sosyal demokrat yapıya dönüşen partilerden daha başlangıç aşamasında bile farklılık gösterir. Servet bölüşümünde kısmi iyileştirmeler işçi partisinin Marksiz çizgiye çekilmesine, devrimci karakter kazanmasına hiç bir zaman izin vermez. Roymen Williams’ın tanımlamasıyla  ‘post sosyal demokrat’ parti olan işçi partisi, sistemin yeniden üretilmesini sağlıyan, ‘iktidarın kirli ortağı’, ‘yıkımı onararak devam ettiren’ bir siyasal çizgidir. Bu çizgi; var oluşundan bugüne,  koyusundan, açığına farklı tonları sergilese de partinin değişmeyen genel siyasi hattıdır. Partinin bu belirleyici özelliği, parti içinde sivrilen, partiyi sola, sosyalist kimliğe – reformist özelliklerini koruyarak- kaydırma savaşımı veren bazı seçkin kişilikleri, parti tarihinde öne çıkan isimleri yaratmayı yine de engelliyemez. Bu isimlerden tartışmasız en ünlüsü, en renklisi Tony Benn’dir.

Asıl ismi Anthony Neil B. Wedgood olan Tony Benn 3 Nisan 1925’ de doğmuş 14 Mart 2014 tarihinde ölmüştür. 47 yıl bir fiil milletvekilliği yapmıştır. Parti içindeki siyasal duruşu ‘hard left’ (katı sol) ya da demokratik sosyalist olarak tanımlanır.

Kişileri betimlerken öne çıkan belirgin özellikleri üzerinden; ‘iyi-kötü’, ‘katı-esnek’, ‘sağ- sol’, gibi genel onay görmüş tanımlamalara başvururuz. Betimleme süreci; günün sonunda ilgili kişinin en belirgin özelliğine indirgenir ve tanımlama tek bir özellikle sonuçlanır.

Fakat bu genel betimleme yöntemini bazı özel kişilere uygulamak pekte kolay olmaz. Özel kişilere en uygun örneklerden biridir T.Benn. O, birçok rengi, birçok özelliği ile ‘sakın ha beni tanımlarken dar kalıplar içinde sıkışıp kalmayın’ der gibi bakar gözlerimizin içine. Ben kendi adıma, Benn’i resimlerken, ana renklerin hemen hepsini kullanır, hatta ara renklere de zaman zaman gereksinim duyarım.

O; Sait Faik’in öykülerinin aksine pek fazla bilinmeyen şiirlerinde ki ‘herşey bir insanı sevmekle başlar’ mısrasındadır. Mavinin en Turkuazıyla bir deniz kenarında; açık denizlerin sınırsız derinliklerinden gelen delişmen dalga misali süzülerek çıkar karşımıza.

O; Hikmet Kıvılcımlı’nın ‘En iyi komünistler küçük bujuvalardan çıkar’ saptamasıyla; koyu- ama gözü yormayan – kızıl rengiyle pat diye köşeyi dönüp, aramıza karışır, karşımızdaki masaya arkadaşlarıyla oturup Guinness’ ini yudumlar Hikmet abinin pub’ın da. Davudi sesiyle; ‘içki alma sırası bende’ dediği duyulur arada ve; ‘bu dünyadan bütün silahları süpürüp atalım’ demeyi de eklemeyi onutmadan. Parlemontada silahsızlanma üzerine yaptığı konuşmalarda; aslında yaşamı anlamanın ne kadar da kolay olduğunu, tane tane belletir, gösterir bize. 2011’den öldüğü tarih olan 2014’e kadar savaş karşıtı ‘ savaşa hayır koalisyonunun’ (stop the war coalıtıon) başkanlığını, mücadele dolu onurlu yaşamına son damla olarak ekler.

O; K.Marx’ın ‘insanlık daima çözebileceği sorunları ortaya koyar’ deyişidir. Sadun Eren hocamıza göre; çözümlenmesi olası sorunlardan biride kapitalizmin tümüyle değiştirilmesidir(2). Dünyayı sadece yorumlayıp değiştirmeyi denememişlere inat(K.Marx) T. Benn değiştirme savaşımının bütün barışçıl renklerini barındırır 47 yıllık süren parlamento üyeliğinde ve bir bütün olarak kişisel yaşantısında.

Babası 1929-1931 yılları arasında İngiliz emperyalizminin Hindistan’da ki genel valisidir. Bundan dolayı ‘soylu’dur. Oxford Üniversitesinde filozofi, politika ve ekonomi okumuş, öğrencilik yıllarında üniversitenin öğrenci birliğinin liderliğini yapmıştır.

1960 da babası ölünce Lordluk unvanı otomatik olarak Benn’e geçer, bunun üzerine milletvekilliği (yasalara göre) düşerse de 1961ara seçimlerini kazanarak milletvekilliğine geri döner.  Unvanını bırakmasının gerektiren yasa iki yıl sonra değişir. Harold Wilson hükümetinde Londra’nın simge binalarından BT kulesininim açılışını yapan başarılı Bakan T.Benn, kraliçenin resminin pullardan çıkarılması için yaptığı mücadelede ise başarısızdır.

Benn’in renkli siyasi yaşantısı; sadece parti içinde üstlendiği çeşitli görevler, uzun yıllara yayılan siyasi tartışmalar, direnişler, siyaset adına, barış adına, sosyal adalet adına düşünebileceğimiz bütün boyutları içermekle bitmez. Bütün bunların yanında başka bir katkısı daha vardır ki- yaşamı şekillendirmede sıkça zorlanan bizim gibi sıradan insanlara sunduğu; sayfalar uzunluğunda okumalar gerektiren, karmaşık konuları iki tümcede açıklayıp önümüze koymasıdır. Deyişleri ünlüdür Benn’in.

‘Dünya inançlarından biri olan Marksizmin diğer inançlarla sürekli bir şekilde diyaloğ kurmasına izin verilmeli, dini inançlar dâhil.’(3)

‘İşçi partisinin yapılanması(çatısı) Marx’sız düşünülemez. Nasıl ki; astronomi fakültesi Copernıcus’sız, antropoloji fakültesi Darwin’siz, psikoloji fakültesi Freud’suz düşünülemiyeceği gibi’. (4)......... aklıma hemencecik gelen örneklerden sadece ikisi.

Pipo içici, çaykolik ve doğuştan iyimserdir  ‘o’. (5)

T.Benn açıkça Sinn Feın’ni destekledi ve İrlanda’nın birliğine inandı, İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkılmasını savundu.

İskoçya’nın kendi parlamentosunun oluşumunu savundu ama hiçbir zaman İşkoçya Ulusal Partisi (SNP) ve İşkoçya’nın bağımsızlığı taraftarı olmadı. ‘Ulusalcılık bir hata. Yarı İşkoçyalı birisi olarak, bağımsızlık beni ikiye bölen kama gibi. Bölünme durumunda annemin bana yabancı olma düşüncesi beni rahatsız eder’(6) dedi.

İngiltere’ye gittiğim ilk yıllardı. Gündüz ağır koşullarda fabrikada çalışıp bazı akşamlar Hikmet Abinin Shoredıtch’de işlettiği Pub’da, arkadaşım Mustafa ile buluşur, laflardık. Türkiye’de içtiklerimize benzemiyen, farklı tadları olan İngiliz biralarından(lager) içerdik. Tanıdık birisinin işlettiği bir mekana gitmek belki bilinçli, belki de bilmeden, kendini güvecede hissetme duygusu, belki de Türkiye gibi korkunun sokaklarda cirit attığı bir ülkeden gelmenin bir sonucumuydu..  bilemem, ama oraya, Hikmet abinin pup’ına giderdik.. O zamanlar Shoredıtch- Londra’nın finans merkezine çok yakın mesafede bir yer olmasına rağmen- geceleri köşe başlarında hayat kadınlarının çalıştığı, karanlık kuytuları barındırırdı sokaklarında. Şimdilerde ise, kanal boyunca milyon poundluk evleri barındırıyor.

Bir gece Mustafa ile her zaman ki, bara yakın yerimizde oturuyor, günün yorgunluğu üzerimize sinmiş, laflıyorduk. Barda içki servisi yaban Hikmet abi işinin verdiği izin ölçüde arada lafa karışıyor, bir şeyler anlatıyordu. Zaten Hikmet abi hep birşeyler anlatırdı ya!.... Bir grup girdi içeriye. Buraların insanlarına benzemiyordu bunlar, yüzleri güleç, gözleri ışıltılıydı. Yaşamın yenemediği insanlara benziyorlardı. Kendilerinden emin, biraz da iddialı. Karşımızda ki masaya oturdular. İçlerinden biri – hiçte yabancı gözükmüyen, sanki biryerlerden aşina olanı puro içiyordu- o zamanlar kapalı mekânlarda sigara içilebiliyordu- Biralarını aldılar, tanıdık olduğunu düşündüğümün önünde siyah kapkara bir bira bardağı duruyordu. Ben bu adamı nereden tanıyorum diye meraklı bir şekilde Mustafa’ya sorarken, onun derdi başka; adamın içtiği o kara şey nedir diye bana soruyordu. Gerek benim, gerekse Mustafa’nın sorusuna yanıt, gecikmeden Hikmet abiden geldi. ‘O varya o puro içen; İşçi partisinde ki en ‘solcu’ milletvekili T. Benn, içtiği bira ise İrlanda birası Guinness. T.Benn hakkında bildiklerim ve okuduklarım vardı önceden, ondan dolayı tanıdıktı. Gerek ben, gerekse Mustafa sorduğumuz soruların yanıtlarını almıştık. O gün o güleç yüzlü insanla ilk kez  aynı mekanda bulunmuş, o gün ilk kez Guinness içmiştim-bizde birer tane deneyelim dedik- ....Arada gelirlermiş Hikmet abinin pub’a. İçlerinden biri Shoredıtch’in öbür tarafında  Islıngton’a yakın kısmında -pub’a pekte uzak sayılmaz-otururmuş.

T. Benn nasıl mı benim arkadaşım oluyor? Söyledim ya! Aynı mekânda Guinness içmişliğimiz var. Sonraki onlarca yıllarda, savaş karşıtı, antifaşist, devlet yardımlarında yapılan kısıtlanmalara karşı, içinde demokrasi, içinde barış, içinde özgürlük, içinde yardımlaşma, içinde insanlık geçen birçok yürüyüşte birlikteydik biz onunla. Tabi o, kortejlerde her zaman en önde ben ise arkalarda ama olsun yine de birlikte yürümüştük biz onunla. Özgürlük ve demokrasi adına aynı yolda yürüyenler arkadaş olurmuş, bana öyle öğrettiler yıllar öncesinden. Barışın, eşitliğin zahmetli yollarında yürüyenler inanın yoldaş olurlar.

Benim geldiğim topraklarda senin gibi ‘Solduyulu’ güzelim insanlar nasıl da az. ... Biliyorum tabi ki biliyorum, Türkçede ‘solduyu’ diye bir kelime yok. ‘Dil’ dediğiniz nedir ki; canlı bir organizma, solduyulu diye bir kelime türetiriz, tutarsa tutar, tutmazsa sizin bileceğiniz bir şey, sorun olmaz. Sorun; solduyulu insan ne kadar da az dünyalarımızda. İşte ‘bütün mesele bu’. Onu oluşturmak bizim elimizde değil. O tür insanlar malesef zor geliyor dünyaya. Özellikle bizim coğrafyalarda. Bizim oralar; karizmatik görüntü altında, şarlatanlığın ucuz, sert nobran versiyonunu oynayıp kendilerini başrol oyuncusu sanan figüran politikacılarla dolu. Ne kadar da sert gail, ifrit gözlerle yukarıdan döver gibi bakıyorlar bize, seçilmiş ‘soylularımız’. Herşeyi, ama her şeyi nasıl da biliyorlarlar o yüzeysel, sığ, derinliği olmayan çapsız dünyalarında.

Onlar, insan bile olmayı beceremeden, büyümeden yaşlanıyorlar. Öylesine sığ ki yaşamları, bırakın içinde oldukları su’da ‘boy vermeyi’ yaşantılarının sonunda sadece çamura bulanmış mosmor ayaklarıyla kalıp esfel-i safilin yaşayıp sefil ölüyorlar.

Oysa sen Tony ‘seçilmiş soylu’luğunla, açık denizlerin sonsuzluğunda ne kadar da sıradansın!  Özledik seni.

Biz Mustafa’yla arada buluşup- çok sık olmasa da- Guinness içmeye devam ediyoruz. Bazen yanımızda-geçen yılların ürünü- çocuklarımızda oluyor. Yaşlılığın basamaklarında epey yol aldık artık, saçlarımızın akları karalarını geçeli uzun yıllar oldu.

Tony bir çok şeyin yanında Guinness’i de senin sayende keşfettik biz, o bile sana binlerce teşekkür etmek için yeter.. Teşekkürler güzel insan.

Ha bu arada birgün vakit olur ve bana anımsatırsanız size Guinness’in öyküsünü anlatmak isterim.

Saygılarımla…

------------------

  1. English Cıvıl War Hıstory com. Retrıeved 4 October 2014
  2. Sadun Eren Ekonomi dersleri sy 20
  3. Marxism is now a world faith and must be allowed to enter ınto a contınuous dıaloque wıth other world faıths, ıncludıng relıgıous faıths. 1982
  4. It would be as unthınkable to try to construct the Labour pary wıthout Marx as ıt would to be to establısh unıversıty facultıes of astronomy, anthropology or psychology wıthout permıtıng the study of Copernıcus, Darwın or Freud and stıll expect such facultıes to be taken serıously-1982
  5. 4 Dec 2015 N. Norman. Independent.
  6. ‘ I thınk natıonalısm ıs a mıstake. And I am half Scots and feel ıt would dıvıde me ın half wıth a knıfe. The thought that my mother would suddenly be a foregner would upset me very much. Scothısh Independence (18 Agust 2012)
Yorumlar (1)
BEKİR HOCA 10 ay önce
Kaleminize sağlık öğretmenim.
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Beşiktaş 35 54
5. Başakşehir 34 52
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 34 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 9
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. Newcastle 35 56
7. M. United 34 54
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 36 48
11. Wolves 36 46
12. Fulham 36 44
13. Brighton 34 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 34 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 34 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 34 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@