12.12.2021, 14:18

Kozak Yaylasında Atamızı Andık...

Kozak Yaylası, Tanrının Kuzey Ege'ye sunduğu özel bir lütfudur. Bergama ve Ayvalık arasında uzanan bu yayla, milyonlarca fıstıkçamı ağaçlarıyla kaplıdır. Gözünüzün alabildiği uzunlukta bu yeşil örtü, havasıyla birlikte sizi başka dünyalara götürür. Her türlü tarımın yapıldığı nadide bir yöremizdir. Ülkemizde üretilen çamfıstığının %80’e varanı, bu yöremizden elde edilir. Bana göre hele ekim ayı sonuna doğru tam olgunlaşan ve sarı kehribar gibi rengi olan Şika cinsi üzümler, endemik bir üzüm çeşididir. Yani sadece bu yörede yetişmektedir. Tam 35 yıl önce Midilli'de ki turizmci, "Sizin Kozak'ta bir üzümünüz var, onu ithal etmek isterim" demişti. Onların bilip değer verdiği bu üzümü, bir gün belki biz tescilli hale getiririz. Bu konuda her zaman çaba göstereceğim.

Size, bu cins üzümü Bergama tulum peyniriyle yemenizi öneririm. Yaz aylarında bu yaylaya çıkar, Demircidere Köyü'ndeki Sevgi Bacı’nın Kafesinde bir şeyler atıştırırken bir yandan da karşıda yemyeşil uzanan fıstık çamlarını saatlerce seyrederdim. Oradayken dünya işlerinden, güçlerinden uzak olurdum. Yaylada geçirdiğim saatler benim için terapi gibi gelirdi.

Daha sonrada Bağyüzü Köyü yolu üzerindeki Tankut hocamızın yaptığı Atatürk anıtını ziyaret eder, duamı okur eve öyle dönerdim. Bu gezinin pozitif etkisi bende günlerce sürerdi. O günlerde, "Bir gün bu Anıtı elimde bir çelenkle ziyaret etmeliyim" diye de kendi kendime söz vermiştim. Bu arzumu geçen yıl 10 Kasım günü Bergama’dan değerli büyüğümüz Ali İhsan Süter Abimizle bu ziyareti gerçekleştirmiş ve yaptırdığımız büyük çelengi oraya özenle yerleştirmiştik. Büyük Öndere çok uzaklarda da olsan yalnız değilsin demek istemiştik. Seneye daha kalabalık geliriz diye de sözleşip geri dönmüştük.

Ayvelo Bisiklet Sevdalıları

Şimdi bu yılın programını kafamda şekillendirirken önceliği öğrencilerime vermiştim; ancak onlardan pek çoğu bağlarında zeytin toplamaya gidince bu fikrim programımdan düştü. Fakat geçen ay Ayvalık Hasat Şenliği'nde Ayvalık Ayvelo bisiklet grubuyla karşılaşınca liderlerden birisi olan Femihan Hanıma, "Size birkaç gün sonra ilginç bir teklifte bulunacağım, işte kartım. İlgi duyarsanız başkanınızla görüştükten sonra bana mesajdan ulaşınız" dedim. Onlar da hakikaten birkaç gün sonra bana ulaştılar. "Mehmet Bey, lütfen teklifinizi söyleyiniz de bizi daha fazla merakta bırakmayınız" dediler. Ben de onlara "Femihan hanım gelin bu 10 Kasım günü bisikletçi dostlarla birlikte Kozak Yaylası'ndaki Atatürk Anıtı'nda buluşarak, bu günü hep birlikte analım" dedim.

Kendisi için ilginç gelen bu teklifi arkadaşlarıyla değerlendirip geri dönüş yapacağını söyledi. Ve birkaç gün sonra "Biz 18 bisikletçi dostlarımızla severek geliyoruz" dediler. İş genişliyordu. Gidip gördünüz mü bilmiyorum ama ben size bildireyim, Kozak yaylasındaki muhteşem Atatürk Anıtı, büyükçe bir kayanın üzerinde bulunmaktadır. Bu anıtı Almanya da öğretmenlik yapan Sühan Şen adlı Cumhuriyet sevdalısı bir öğretmenimiz yaptırmış. Yıllardır tatillerini bu yörede geçiren hocamız, ailesi ve çocukları içinde Bağyüzü köyünde arazi de satın alıp konut yaptırmış, küçük bağında üzüm bile yetiştirmiştir. Kendisi, yöreyle o kadar özdeşleşmiştir ki, Atamız için düşündüğü anıtı da bu güzelim yaylada yapmayı arzulamıştır. Arkadaşlarıyla birlikte gezilerinde, yaylada doğal bir yer arayıp durur. Yaptıracağı anıt 'büyük bir doğal kayanın üzerinde olmalıdır' diye de hayal eder. Kozak yaylasına gelirseniz eğer, her tarafın devasa granit kayalarla ve fıstıkçamlarıyla kaplı olduğunu görürsünüz.

Fıstığın var olma nedeni de işte bu kayaların varlığıdır, bilinsin isterim. Alplerin ve Torosların oluştuğu aynı evrede bu yörede oluşmuştur. Bu coğrafi bölge, Allah’ın bu yöreye bir lütfudur. Günlerden bir gün, Rahmetli Sühan bey Bağyüzü yol kenarındaki devasa bir kaya parçasını gözüne kestirir. Yer sahibinin Koral ailesi olduğunu öğrenince, hemen ailenin büyüğü samimi dostu Yücel beye koşar. Niyetini ve araziyi satın almayı arzular. Amacının Ata için bir Anıt yaptıracağını söyleyince aile adına Hasan Yücel Koral bu araziyi ücretsiz bağışlayacağını söyler. Bizler hikâyenin bu bölümünü internetteki yazılarda da okuruz. Okuruz; ama bu gönlü bol aileden başka bir cümle veya dipnot yok. Kimlerdir ne yaparlar araştırılmamış. İşin aslını canlı olarak duymak için "bu aileden birini bulmam lazım" dedim. Hemen Bağyüzü muhtarının telefonunu bulup kendisini aradım. Genç muhtar "valla hocam, aileden şu anda köyde kimseler yok, kimisi İzmir de kimileri de Ayvalık ta, bir araştırayım ama Yücel amca biraz keyifsiz gelemez belki" dedi. "Muhtar sen adreslerini bul ver ben onları gider bulur sohbet ederim" diye üsteledim. Herhalde öyle dokunaklı konuşmuşum ki muhtarımız aileye ulaşıyor ve ertesi günü yapacağımız etkinliği onlara anlatıyor. Öyle ki aileden, kız kardeş Perihan Haydar Hanım, gece yarısı bana ulaşıyor ve etkinliğe İzmir’den gelmek istediğini "ne olur beni de geçerken Bergama’dan alır mısınız?" diyor. Hatta ailenin bir çoğunun geleceğini de söylüyor. Bu benim için gece gelen mutlu bir haberdi. Mutlu haber iyi de "bu misafirler benim misafirlerim onları daha iyi bir şekilde ağırlamam gerekir" diye aklımdan geçirdim. Sabah erkenden kalktım birkaç tepsi börek alıp evde pişirdik. Bunlar yetmez deyip Bergama'ya has, tulum peyniri ve zeytini de menüye kattım. Ekşi maya ekmeğimizi de unutmayıp, Dikili'den Bergama’ya doğru yola koyuldum. Bir önceki gün, geçen sene beraber gittiğim değerli dost Ali İhsan Abimize telefon açtığımda "Anladım sevgili Hocam, gün geldi çattı demek istiyorsun değil mi, geçen seneki gibi yine beraberiz" dedi. Benim için Bergama’dan gönlü güzel bir Abimizdir. Var olsun sağ olsun. Beni hep desteklemiştir.

Bergama da Perihan Hanımla buluştuk sonra bir gün önceden sipariş verdiğim kocaman çiçeği Bergama Çiçekçilik’ten alıp Demircidere köyüne doğru yollandık. Oraya varınca Hasan Yücel Koral ailesi, bizi heyecanla bekliyorlardı. Hemen oturup sohbete başladık. Ne yapmak istediğimi ne yapacağımızı onlara anlattım. Kibar ve güngörmüş insanlar ve Hasan Yücel Koral Abimiz 81 yaşında. Kendisi gibi aile fertlerinin hepsi Cumhuriyet sevdalısı insanlar. Gözlerinde günün heyecanı, mutluluğu okunuyordu. Tüm aile fertlerinde aynı pırıltıyı gördüm. Aileden biri; "Mehmet Bey biz bu araziyi bağışladıktan sonra kimse sizin bize bugün sunacaklarınızı yapmadı. Onun için bugün, bizim için de özel bir gün olacak, teşekkür ederiz" dedi. Hatta babamızın adını bile hep yanlış yazdılar... (Yücel Koray) değil esas adı Hasan Yücel Koral’dır. Bu teşekkür, bendeki yorgunluğu aldı götürdü. Sohbetimiz epey ilerlemişti ve Ayvalık’tan 3 saat pedal çevirerek gelen bisiklet sevdalıları alkışlarla karşılanınca, sohbeti kesip kahvehanenin içine geçtik. Diğer dostlarla birlikte yiyeceklerimizi sunuma hazır hale getirdik. Kimimiz domatesleri, peynirleri kesti, kimimiz börekleri paylaştırdı, kimimiz de sıcak demli çaylarımızı dağıttı. Tadım yaparken tüm dostlarla tanışma ve sohbet etme şansını yakaladık. Günün heyecanını herkesin gözlerinde okudum. Bu arada sözlü olarak gelip bana gönüllerinden geçenleri dillendirenler oldu. Sohbet sonrası ATATÜRK Anıtı’nın bulunduğu alana hep beraber yol aldık. Oraya varınca anıt önünde kısa bir konuşma yaptıktan sonra bu araziyi bağışlayan Koral ailesini yanıma alarak, hazırlattığım çelengi onların sunmasını arzuladım. Aile adına bu görev 81 yaşındaki Hasan Yücel KORAL Abimize düştü. Heyecanlıydı ve gözleri dolmuştu. Herkes bu anı fotoğraflamak için kameralarını çıkarmıştı. Takdir hakkımızı onun ve ailesinin şahsında kullanmıştık. Yurdum insanı teşekkür ve takdir etmeyi bilse, toplumumuzun değer kalitesi yücelir diye düşünüyorum. Ah bir yapabilsek ne güzel olur değil mi?

Dualarımızı Yüce Öndere ve bu anıtı yaptıran Rahmetli Sühan Şen Öğretmenimize ve de bu muhteşem eseri ortaya koyan rahmetli Tankut Öktem heykeltıraşımıza yolladık, hepsi ışıklar içinde uyusunlar.

Anma töreni sonrası Koral ailesi ile birlikte Ailenin Bağyüzü köyündeki evlerine uğradık. Yücel beyin sevgili eşi Gülşen Hanım, bu eve gelin geldiğini yandaki binada da rahmete eren kayınvalidelerinin oturmuş olduğunu söyledi. Sühan hoca hakkında ne biliyorsanız anlatınız dedim. Çünkü Sühan Bey konusunda hiçbir yerde hem geniş bilgi yok hem de bir fotoğrafta yoktu. Aile bu eserin tamamlanıp açılış günündeki filmlerin Şen ailesinden başkalarına geçtiğini onların da bunları paylaşmadıklarını ifade ettiler. Sühan Bey’in bu Anıtın yanına her zaman bayrağımızın dalgalanacağı bir bayrak direği diktirmek istediği ve yaptıramadığını söylediler. İnşallah bir vesileyle çevre düzenlemesiyle birlikte biz yaptırırız…

Sühan Şen

Aslında eğitimcimiz Sühan Bey, kışları Almanya da yaşar, yazları ise köy de vaktini geçirirmiş. Köyden hem bir bağ almış içine de güzel bir konak yaptırmış. Bağıyla uğraşırken bir yanda da dostlarıyla ormanda dolaşır ve eşine dostuna da; "hayallerimin başında Kozak’ta büyük bir kaya üzerinde bir Atatürk Anıtı yaptırmak vardır" dermiş. Rahmetli günün birinde bu devasa kayayı bulur bulmaz, arazi sahibi Koral ailesinin kapısını çalmış. Süha Şen ve Yücel Koral Bey dostturlar. Söz araziden, anıttan açılınca "gel dostum bu araziyi bu yaptıracağım anıt için bana satar mısın?" demiş. Yücel Bey’in bana aktardığı gibi yazıyorum. "Amma yaptın haa hocam, Atamız için biz bu araziyi satmaz sana hediye ederiz" demiş. Ve bu söz hocamızı hemen harekete geçirir. Bilinirki Türkiye de en güzel Atatürk heykelleri Tankut hocanın eseridir. Yıl 2001 Tankut hoca o zamanlar Manisa’daki Türkiye’nin en büyük, dünyanın 3.büyük Kuvay-ı Milliye Cumhuriyet Anıtını yapmaktadır. Koşarak ona gider ve anıt için anlaşmaya varılır ve 2002 yılında bu eser özel bir törenle açılır. Açılış kurdelesini de Yücel Beyin eşi Gülşen Hanım kesmiş. Tam bu yazımı yazdığım anda Sühan Şen Beyin fotoğrafları elime geçti. Bu vesileyle onun fotoğrafını da şimdi yayınlıyorum.

Sühan Şen hocamız 24 Mart 2013 yılında vefat eder ve Ayvalık Mezarlığı'na defnedilir. İnşallah seneye bu Cumhuriyet sevdalısının da mezarını ziyaret eder ona da dualarımızı ve şükranlarımızı sunarız. Toprağı bol, mekânı cennet olsun.

Atatürk Anıtı

Anıtın betimlemesini sizlere şöyle yapma istiyorum;

Atamız, bu güzel Anıtta, golf pantolonuyla, başında kasket, kravatlı gömlek ve şık bir ceketle oturur vaziyette sunulmuş, sol yanında ise kolunu dayadığı kalın kitaplar üzerinde ayrı ayrı Milli Mücadele, Cumhuriyet, Devrimler, Bilim-Sanat ve Nutuk yazmaktadır. Bunlarla Atamızın önem verdikleri değerler vurgulanmış. Devasa kayanın alnına Süha Şen hocamızın Şu sözü yazılmış.

-

Şaşırma Ey Yolcu!

Dahiler

Her An Yalnızdırlar

Onları Ölümsüz Yapan

Düşünceleri ve Eserleridirler.

-

Kayanın yanında bir akmayan çeşme bulunmakta ve üzerinde Mevlana’dan Yunus Emre’ye, Ahmet Taner Kışlalı’dan Nazım Hikmet’e özlü sözler yazılmış.

Dileğim bu çeşmenin bir doğal kayadan olması suyunun yaz kış akmasıdır. Ayriyeten o özlü sözlerinde daha güzel nakşedilmesidir. Bu konuda çabamız var İzmir’deki gerekli mercilere isteğimizi ilettik. Bakalım sesimizi duyan ve yapan olacak mı? Bekleyip göreceğiz.

Tankut Öktem hocamız Ülkemizden çok dünyada daha fazla tanınan bir heykeltıraşımızdır. Kendi deyimiyle 2050 yılına kadar ajandasının dolu olduğunu söylemekteydi. Lakin kader onu, 5 Aralık 2007 de İstanbul’da geçirdiği trafik kazasında aramızdan aldı. Özel eserlere imza atan hocamızın yeri nasıl dolar bilmem; ama adı her zaman her yerde anılacaktır.

Hayalleri peşinde koşanların hayat hikâyesini yazan ben, kendi hayallerimin arasına her sene daha kalabalık olarak bu Anıtı ziyaret etmektir, diyorum.

#T
Yorumlar (6)
Hasan Hüseyin Bozkaya 2 yıl önce
Teşekkürler
Nadir Çam 2 yıl önce
Çok teşekkürler Mehmet Gülümser, en kısa zamanda bir kozak turu yapmak istiyoruz. Sizin rehberliğinizle daha bilgilendirici ve keyifli olabileceğini düşünüyorum
Mustafa Ekinci 2 yıl önce
Gururla; gözyaşı dökerek okudum yazdıklarını. Fedakar kardeşim benim
İyi ki varsın.
Kayserili 1 yıl önce
Tebrikler, sizinle gezmiş kadar olduk, en kısa zamanda da gideceğiz
Arda 1 yıl önce
Çok teşekkürler hocam....
halil İbrahim Akgün 1 yıl önce
Doğayi insanı ,,Ata,,sini seven insanları seven bir yudum su gibi okudum, yüreğinize sağlık.belki bir gün oralar kadar modern bir coğrafyada olmasada bizim buralarda da bağ var biz adına babūlûn asma bahçeleri lakaplı diyoruz Emma asıl adı uşak kırka köyü Beşiktepe bağları.umarim bir gün yolunuz düşerse.
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 33 90
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 33 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 32 81
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 32 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@