01.04.2020, 17:54

KORONAFOBİ

Olağanüstü günler yaşıyoruz. Hem de çok olağanüstü.

Bilim insanlarının söylediklerine bakılırsa insanlık tarihinin gördüğü en önemli salgınlardan biri ile karşı karşıyayız.

Bir kısmına yabancı olmadığımız/  milyonlarca kişinin ölümüne neden olmuş “Kolera, Tifüs, Su Çiçeği Virüsü, İspanyol Gribi, Asya Gribi, AİDS, SARS ve de MERS” den sonra KORONAVİRÜS.

Covid-19 diye de adlandırılan virüsün Çin’de Wuhan kentinden yayıldığı açıklansa da komplo teorilerinin ardı arkası kesilmiyor. Yabancı gezegenlerden, bir gök taşı ile gelebileceğine, Gürcistan ‘da Tiflis'in eteklerinde, ABD tarafından finanse edilen Lugar Araştırma Merkezi'ndeki bir biyolojik silah olduğu, Çin’in ABD ‘nin ekonomisini çökertmek için yaydığı bir virüs olduğu, ABD de yoğun yağış nedeniyle yıkılan bir laboratuvarda oluşan sızıntı ile yayıldığı komplo teorilerinden sadece bir kaçı.  Hele bir tanesi var ki teknolojinin sınırlarını mı zorluyor yoksa ufkunu mu açıyor ona siz karar verin. Virüsü Bill Gates ve ekibinin 5G frekansı ile yarattığı ve yaydığı bununla ilgili insanlara aşı yerine ekibin geliştirdiği çipin takılacağı…

Öyle veya böyle bir gerçek var virüs ortaya çıktı, hızla yayılıyor. Devletler aldığı önlemlerle salgını önce yavaşlatmaya ve ölüm oranını azaltmaya çalışırken bir taraftan da tedavisi için araştırmalar ve bulunan ilaçlarla ilgili test çalışmalarına devam ediyor.

Türkiye de tabii ki bu salgından nasibini aldı ve almaya devam ediyor. Yasal bir esaret altında yaşıyoruz. Virüsten kaynaklı vaka sayısı, ölümler, test sayısı ve daha bazı veriler her gün Sağlık Bakanınca açıklanıyor gözden kaçmayan tek nokta açıklanan her rakamda her gün artış olduğu.

Medyada ve halk arasında tartışılan konu ise devletin önlemleri zamanında alıp almadığı ki bunlar arasında en önemlileri Umreye gidenler ve dönenlere uygulanan/uygulanmayan önlemler zamanında kapatılmayan sınır kapıları, iptal edilmeyen uçak seferleri, seyircisiz oynanan spor müsabakaları, virüsle ilgili oluşturulan Bilim Kurulu ve diğerleri.

Bunları tartışıyoruz ama virüsün ilk ortaya çıktığı ve duyurulduğu tarihleri hatırlarsak Ocak sonu Şubat başı gibi bizim devletimiz ne ile meşguldü? Suriye ve Libya ile bu ülkelerde ki olaylara ayar vermekle beka meselesini halka kabul ettirip bu politikayı benimsetmekle... Sahi o askerlerimiz şimdi oralarda ne yaparlar, ne ederler halleri nicedir hiç düşündünüz mü? TSK nin hastanesi, doktoru ne durumdadır, virüsle mücadeleyi nasıl yapıyorlar? Sonra da mülteciler vardı kapıyı da açmıştık… AB’ yi dize getirmeye çalışıyorduk. Gündemimiz yoğundu, koronavirüs ise umurunda değildi devletin…

İşte bunlar gündemde olunca virüs vız geldi, tırıs gitti. Ta yanı başımız da İran da görülünceye, yani yumurta kapıya dayanıncaya kadar. Sonrasında art arda gelen devletin açıklamaları, tedbirler, yasaklar ve tabii olmazsa olmazı yazılı ve görsel medyada, sosyal medyada, fısıltı medyasında yazılanlar, çizilenler, söylentiler…

Bir anda ekranları her gün işgal eden savaş stratejistleri yok oldu. Ekranları sağlık uzmanları kapladı ve tabii onlara eşlik eden ekonomistler, yazarlar da... Şehitlerin saklandığı haberleri yerine virüsle ilgili vaka sayısı ve ölümlerin saklandığı haberleri yer almaya başladı her türlü medyada…

Hele yaşlılar ki onlar 65 yaş üstü diye anılıyordu. Sağlık Bakanı daha ilk açıklamasında onlara vurmuştu sağ kroşeyi "Hepsi yaşlı(…)hastamızı kaybettik." Sonra arkası geldi günah keçisi onlardı. Horlanan, aşağılan, katil, toplum düşmanı ilan edilen onlardı.

Artık insanlar her sabah yeni bir gelişme var mı diye uyanıyor ama medyada okuyunca ve dinleyince şeytan çarpmışa dönüyordu hangi okuduğuna, hangi duyduğuna inanacaktı.

Kaçınsanız da, bakmasanız da, okumasanız da gözünüze çarpıyor, kulağınıza çalınıyordu haberler, açıklamalar. İşte bu yalan yanlış, yayınlar bitmek bilmeyen oturumlar, tartışmalar, pehlivan tefrikası gibi artık bıktıran açıklamalar insanların ruh halini bozuyordu. Ve aşırı tepki verip egemen olan güce karşı gelip kendini ispatlama durumuna düşürüyordu.

Medyada okuyunca, dinleyince şaşkına dönen ve bakkala, markete hücum edenler az buz değiller milyonlardı sayıları. İlk açıklamanın yapıldığı ertesi günü boşaltılan rafların stoklanan gıda ve kişisel temizlik ürünlerinin yerine yenileri konulsa da ertesi gün durum aynıydı boş raflar. Bunların yanında bir de kendi önlemini alan(!) /stokçuluğa ve ekonomik ranta çevirenler vardı. Raflarda boşalan ürünlerin yerine konanların artan fiyatlarını piyasa ekonomisi diyenin alnını karışlarım.  Yağmacılık kültürü türeyiverdi birden…

Bir de ekonomik yanı var virüsün. Kapanan işyerlerinden çıkarılanlar işçiler, ücretsiz izine gönderilenler. Devletin açıkladığı 100 milyar liralık destek fonundan onlara kalan sadece "Dualarınızı eksik etmeyin" duyurusu ve emeğiyle geçinenlerin işini kaybetme korkusu… Borcunu ödeyemeyeceği sıkıntısı, yarınından duyduğu endişe, rutin yaşama ve işine ne zaman geri dönüleceğinin belirsizliği ve bir psikolojik yıkıntı…

Ya, inşaat işçileri, tarım çalışanları, geri dönüşüme katkı sağlayan çöpten kâğıt, plastik toplayanlar, simitçiler, balıkçılar, seyyar satıcılar, evlere temizliğe giden kadınlar, pazarcılar, evsizler, mülteciler, sosyal güvencesi olmayanlar, çalışmaları durdurulanlar için yarının ne olacağı düşüncesi, stresi?

Devlet, vatandaşa “evinden çıkma” diyor ama elektrik ücretini doğalgaz ücretini indirmiyor. Banka aldığın krediyi öteliyor ama faizi de bindiriyor.

Evet; virüs tehlikeli, virüs öldürüyor ama hayat devam ediyor ve de edecek. Bu ortamda hayatta kalmak için de önlemlere uymak gerekir. İnsanlar ne olacak kaygısı ile evlerinden dışarıya çık(A)mıyor, sosyal ilişkilerini sıfırlıyor, olayları medyadan takip etmeye çalışıyor.

Bir bölümü ki bunlardan biri de benim. Her türlü medya ve yayınlardan aldığımız korku içerikli haberler bizleri korkuya, kaygıya ve tedirginliğe itiyor. Kendimizi kaygılı ve endişeli hissediyoruz. Uzmanlara göre bu tepki gayet normal sağlıklı bir tepki bu. Kontrollü korku, kontrollü stres faydalı ama korku fobi derecesine girerse sorun başlıyor. İnsan bunu aşamıyorsa ne yapacak, ne yapacağım, ne yapacağız?

Yine uzmanlara göre medya, internet gibi araçlarda koronavirüs ile ilgili yayınlar; aşırı endişe, konsantrasyon zorlukları, kişiler arasında gerginlik, çabuk sinirlenme açıklanamayan bedensel belirtiler, alkol ve madde kullanımında artış gibi tepkiler kaygı, panik, öfke, çaresizlik, şaşkınlık, heyecan gibi sorunlara yol açıyor.  İşte konunun uzmanı doktorlar adını koymuşlar bu sorunların; "KORONAFOBİ".

Yukarıda verdiğim örnekler, yaşadığımız sıkıntılarla oluşan psikolojik bozukluğun adı bu. Adını koymuşlar da nasıl önlem alacağız, kendimizi nasıl koruyacağız? Virüsün önlemini aldık, anladık, ezberledik de bu fobi ile nasıl baş edeceğiz?

Bizlere iletilen mesajlar evde durmamız, hiç dışarı çıkmamamız, okula ve işe gidilmemesi yönünde. Dışarı çıkma, eve kapan, bekle! İyi de tüm bunlar nasıl olacak?

Hastalığı doğrudan iyileştirecek bir ilaç henüz üretilemedi. Hastanın belirtilerine göre ilaçla tedavi yapılıyor, aşı ve test çalışmaları devam ediyor. Ama virüsün yan etkisi olan ve giderek te artmasından endişe duyduğum bu fobinin önlemini kim anlatacak?

Halkımızın bir bölümü önlemini bulmuş/sağlık çalışanlarını her gece saat 21.00’de alkışlıyoruz. Balkonda şarkı söyleyenler de var, orkestra ile konser verenler de…

Medyada sosyal dayanışmanın örnekleri paylaşılıyor. Televizyonlardaki kültür, sanat, bilim, teknoloji, belgesel, sinema programları, Kültür Bakanlığının internetteki yayınları paylaşılıyor. Böylece sosyal hayatın içinde kalmaya çalışılıyor.

Peki, bunları yapamayan sosyal hayattan koparak eve kapananlar, ruh hali bozulup egemen güce, kendini sınırlayan güce karşı çıkanlara karşı ne yapılıyor? İşte şimdi yapılması gereken bu ruh halinin düzeltilmesi bence. Eğer bu haleti ruhiye düzeltilmezse bir sosyal patlamanın kapımızı çalmayacağını kimse bize garanti edemez.

Sakin olun, panik yapmayın uyarıları iyi güzel de ama nereye kadar…

Dur, düşün, organize ol diyorlar. Ama nasıl?

Aklıma Japonya’daki depremden sonra organize olmuş yardımlar, su sırasında bekleyenler ama birden fazla almayanlar gözümün önüne geliyor. Biz bunu yapabilir miyiz?

Yapamayacağımızı gördük birkaç günde…

O zaman bunları bize anlatacak daha çok psikolog, daha çok sosyolog devreye girmeli.

Devreye davranış ve söylemleri ile halkın örnek alacağı kişiler girmeli... Nasıl Mucize Doktor dizisindeki Dr. Ali Vefa, Hekimoğlu dizisindeki Dr. Ateş gibi kamu spotları ile 14 kuralı anlatıyorlarsa koronafobi’ye karşı da alınacak önlemler anlatılmalı.

Yazımın sonunu Nazım Hikmet’ten bir dörtlükle bitirmek istiyorum. Umudumuzu kaybetmemek adına.

Kalın sağlıcakla…

****

Güzel günler göreceğiz çocuklar,

Motorları maviliklere süreceğiz,

Çocuklar inanın, inanın çocuklar,

Güzel günler göreceğiz güneşli günler… 

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 14 33
2. Fenerbahçe 14 32
3. Trabzonspor 14 31
4. Göztepe 14 26
5. Samsunspor 14 25
6. Beşiktaş 14 24
7. Gaziantep FK 14 22
8. Kocaelispor 14 18
9. Başakşehir FK 14 16
10. Alanyaspor 14 16
11. Konyaspor 14 15
12. Çaykur Rizespor 14 14
13. Antalyaspor 14 14
14. Kasımpaşa 14 13
15. Eyüpspor 14 12
16. Kayserispor 14 12
17. Gençlerbirliği 14 11
18. Fatih Karagümrük 14 8
Takımlar O P
1. Pendikspor 15 32
2. Bodrum FK 15 30
3. Amed SK 15 29
4. Esenler Erokspor 15 28
5. Erzurumspor FK 15 26
6. Çorum FK 15 25
7. Iğdır FK 15 25
8. Serik Belediyespor 15 25
9. Bandırmaspor 15 23
10. Van Spor FK 15 21
11. Boluspor 15 20
12. Sivasspor 15 20
13. Sakaryaspor 15 19
14. Keçiörengücü 15 18
15. İstanbulspor 15 15
16. Ümraniyespor 15 15
17. Sarıyer 15 14
18. Manisa FK 15 13
19. Hatayspor 15 5
20. Adana Demirspor 15 2
Takımlar O P
1. Arsenal 14 33
2. Manchester City 14 28
3. Aston Villa 14 27
4. Chelsea 14 24
5. Crystal Palace 14 23
6. Sunderland 14 23
7. Brighton & Hove Albion 14 22
8. Manchester United 14 22
9. Liverpool 14 22
10. Everton 14 21
11. Tottenham 14 19
12. Newcastle United 14 19
13. Brentford 14 19
14. Bournemouth 14 19
15. Fulham 14 17
16. Nottingham Forest 14 15
17. Leeds United 14 14
18. West Ham United 14 12
19. Burnley 14 10
20. Wolverhampton 14 2
Takımlar O P
1. Barcelona 15 37
2. Real Madrid 15 36
3. Villarreal 14 32
4. Atletico Madrid 15 31
5. Real Betis 14 24
6. Espanyol 14 24
7. Getafe 14 20
8. Athletic Bilbao 15 20
9. Rayo Vallecano 14 17
10. Real Sociedad 14 16
11. Elche 14 16
12. Celta Vigo 14 16
13. Sevilla 14 16
14. Deportivo Alaves 14 15
15. Valencia 14 14
16. Mallorca 14 13
17. Osasuna 14 12
18. Girona 14 12
19. Levante 14 9
20. Real Oviedo 14 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@