16.12.2019, 21:26

Kentlilik Bilinci, Yerel Yönetimler...

Kentlilik Bilinci, Yerel Yönetimler Ve Kültür Mekânları Üzerine Birkaç Söz…

Prag denince,  akla ilk gelen ‘Gotik’  ve ‘Kafka’ oluyor dersem, itiraz eder misiniz?

Sanmıyorum.

Amsterdam denilince benim aklıma ‘Seks Müzesi’, ‘Kırmızı Fener Sokağı’, kanallar ve bisikletliler geliyor. Ressam bir arkadaşım kınadı. “Van Gogh’a ayıp oluyor ama…”

****

Herkesin bilgisine- ilgisine göre tercihler değişiyor olmalı. Tebriz denildiğinde kimisinin aklına hemen Tebriz halısının gelmesi ne denli doğalsa,  bazılarının da hemencecik Şair Şehriyar’ı ya da Azerbaycan Müzesi’ni / El Gölü’nü veyahut ünlü Tebriz Çarşısını anımsaması o denli doğal bence.

Londra’yı Charles Dickens, St. Petersburg’u Dostoyevski, Paris’i Victor Hugo, Kahire’yi Necib Mahfuz, Şiraz’ı Hafız ve Sadi ile aklına getiriyor edebiyatçılar. Gezginler ise öncelikle o şehirlerdeki ünlü katedralleri, caddeleri, cafeleri, heykelleri, kuleleri, köprüleri, meydanları dile getiriyorlar. Haksız da değiller ama…  Londra’daki Big-Ben ile Trafalgar Square (Meydanı)  ile British Museum Charles Dickens’in çok önünde bence.

Kayseri adı geçtiğinde benim aklıma ilk gelen Mimar Sinan ile kayısı oluyor. Pastırma diyenler sanki çok mu az…  Isparta ‘Gül’ü ile biliniyor.  Süleyman Demirel’siz Isparta olur mu diyen az mı sanki?

Espriyi sevenler Manisa’yı ‘deli’ si ile dile getirirken ben  ‘Mesir macunu, Manisa Tarzan’ı Ahmeddin Carlak, Spil Dağı, Niobe ve üzümü ile düşünüyorum örneğin.

Frankfurt adı geçtiğinde aklıma hep Goethe ve Goethe Müzesi geliyor. Rize ile aklıma gelen tek nesne çay oluyor…  Selanik ile Mustafa Kemal, Üsküp ile Yahya Kemal- Madam Teresa, Bolu ile Köroğlu, Çorum ile leblebi, Giresun ile fındık…

Olaylara siyaset gözlüğüyle bakanlar için Tunceli, İzmir, Diyarbakır sol kokulu kentlerimizken Erzurum, Yozgat, Sivas gibi kentler ise hep ‘Sağ’ın simgesi gibi anılmakta.

Özetle… Tercihlerimiz,  edinmiş olduğumuz kültür doğrultusunda şekilleniyor.

Pazaryerinde birisiyle konuşurken Amasya elmasının rengine ve tadına bayıldığımı söylemiştim. Parası ne olursa olsun elma denince aklıma gelenin/ eve götürdüğüm elmanın illâ o olduğunu dile getirmiştim.

‘Amasya elma şehri değil, Şehzadeler Şehridir beyim’ diye yanıt vermez mi karşımdaki kişi.

Kendi kendime mırıldandım. ‘Adam doğru söylüyor’ diye. Lakin ben de yanlış değildim.

Aslında ikimiz de doğru söylüyorduk ama önceliğimiz başkaydı. Bu, çok insani… "Haklısın beyim"  demiştim.

Aydın denildiğinde nedense benim aklıma ilk gelen incir oluyor. Adnan Menderes diyenler, belki de incir diyenlerin on katı.

Adana denildiğinde ise, noktası olmayan bir tümce yazıyor gibi oluyorum.

Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Bilal İnci, Haluk Levent, Demirtaş Ceyhun, Muzaffer İzgü, Ayşe Arman, Yılmaz Güney,  Danyal Topatan, Aytaç Arman, Şener Şen, Arif Keskiner, Nebil Özgentürk, Ali Püsküllüoğlu, Turan Oflazoğlu, Yılmaz Duru, Menderes Samancılar, Salih Güney, Yılmaz Köksal, Ferdi Tayfur, Erol Büyükburç, Mustafa Sağyaşar, Ümit Besen, Güler Sabancı,  Kasım Gülek, Hayri Kozanoğlu, Devlet Bahçeli, Fatih Terim.

Bilim, sanat, edebiyat, siyaset ve spora Adana kadar adam yetiştirmiş kaç kentimiz var acaba? Kebabına, rakısına ya ne demeli?

****

Kentleri yaşanır kılmak için her kentin bir kent tarihi müzesi olmalı. Bizim bildiklerimiz başkalarınca da bilinsin,  gelecek kuşaklara aktarılsın diye. Kentte her yaşayan sizin bilgi düzeyinizde olmayabilir pekâlâ…

O kentin geleneklerini, giysilerini, yetiştirdiği insanı,  ürünlerini, tarihini, ticaretini anlatan/öğreten değerlerin tümünün sergilendiği bir kent tarihi müzesi… 

****

Meşhed’te gördüğüm  'Eski Meslekler Müzesi' beni çok etkilemişti. Meşhed’te bir zamanlar geçerli olmuş çok sayıda mesleğe birer oda ayrılmış. Bugünün Meşhedlisinin yabancısı olduğu mesleklerin her biri tanıtılmış. Meşhedli öğrenci/ çocuk, dedesinin mesleğini sadece işiterek değil görerek öğreniyor. Sanat Sokağı gibi bir sokakta bulunan bu müze, Meşhed’in bir zenginliği…

Sofia History Museum’da Sofya’nın dünü ve bugünü anlatılıyor. Son derece güzel düzenlenmiş görsellerle. Sofyalıya bakın ki siz, o muhteşem/ mini saraya benzeyen yapıyı AVM olarak değil de Sofya’nın tarihi için düzenlemiş.

Charleroi yakınlarındaki Flerus’ta  ‘Siyah- Beyaz Fotoğraflar Müzesi ‘  görmeye değer/ nostalji yaşatan bir müze…

Belçikalı,  eski bir rahibeler okulunu müzeye dönüştürmüş. Bugünün Fleruslu çocuğu, dedesinin/ ninesinin çektirmiş olduğu siyah beyaz fotoğraflara bakarak geçmişi anıyor/ anımsıyor, özlem gideriyor. Fotoğraflardan kentini/ kasabasını ve atalarını öğreniyor. Kılığını, kıyafetini, dedesinin yaşadığı bahçeyi, evi…

Tiflis’teki ana caddede sağlı sollu heykelciklerle Gürcistanlılar yetiştirdikleri değerlerle her gün yüz yüze geliyor. Onları gördükçe belki de gururlanıyor. Değerlerini yaşatan Gürcüler,  Rustaveli, Kartlis Deda, Ramaz Chkhikvadze heykellerine baktıkça mutlu oluyorlar belli ki…

Halı ve kilim için görkemli müzeler kurmuş olan İranlıların binyılların kültürüne sahip oldukları hep dillerde…  Khorasan Gereat Museum ve benzerleri bunu kanıtlıyor.

Şeriatla yönetilmelerine karşın, Floransa, Roma, Paris ve Üsküp’teki heykellerden farkı olmayan heykelleriyle, sanat eserleriyle gezginlerin son yıllardaki olmazsa olmaz destinasyonlarından (gidilecek yerler)  İran.

ABD, türlü tezgâhlarla kargaşa yaratmaya çalışsa da İranlı; ülkesinin Sudan/ Suriye ve Libya olmasına geçit vermiyor. Şeriatla yönetiliyor ama emperyalizmin saldırılarına ve komplolarına olanca gücüyle direniyor.  Gücünü nereden alıyor dersiniz?

İran’da yedi milyon Acem, kütüphane üyesi. Çok sayıdaki çok görkemli kütüphanelerinde öğrencisi, mollası, öğretmeni, kadını, işçisi kitap okuyor. İranlı; gücünü edebiyattan, bilimden, sanattan alıyor.

Kitaptan/ kitaplardan alıyor. Kitabevlerinde Marks’ın, Mao’nun, Atatürk’ün, Engels’in, Lenin’in,  Aziz Nesin’in, Orhan Pamuk’un kitaplarını vitrinlerine koyan bir zihniyete sahip.

Sırası gelmişken…

 Şeriatçı değil de Lâik Türkiye’de kaç kişi kütüphane üyesi dersiniz?

493 bin 500 kişi.

Aziz Nesin’i çok seviyorlar. Rahmetli, Karşıyaka’ya geldiğinde nikâh salonunda söylemişti, "Beni en çok okuyanlar İranlılar, biliyor musunuz?"

Heykeli dikilecek bir aydınımızdı o. Adını bir parka, caddeye bile vermiş değiliz. 

Şarap, gökbilimi,  şiir, matematik, felsefe denildiğinde akla gelen tek isim olan Ömer Hayyam, İran topraklarında yasaklı değil; aksine rubailerine sahip çıkılan, devasa heykeliyle ve türbesiyle Nişabur’da yaşatılan bir bilge.

Nasıl oluyor bu diyorsanız… Binyılların kültürel mirası… Sanatın, resmin, heykelin, bilimin, şiirin gücü bu.  İktidara molla da gelse değiştiremiyor bu gerçeği.

Şairleri için 'Şairler Mezarlığı' var. Dünyada var mıdır bunun örneği?

Şehriyar’ın evini müzeye çevirmişler örneğin. Şiir öyle kök salmış ki ülkede, parktaki yaşlı amca, ilkokuldaki öğrenci, otobüsün şoförü size şiir okuyor. Ve birbirlerine karşı nezakette emsalleri yok gibi… Edebiyat inceltmiş Pers Uygarlığının ardıllarını.

Resim sanatını kimileri yasaklarken onlar çok önem vermişler. Sinemada hatırı sayılır bir önceliğe sahipler. Güzel sanatların her dalında, el sanatlarında adeta ‘ Sanatın Başkenti ‘. Yapılan binalardaki mimari estetik, park bahçe düzenlemesi, butiklerdeki gömlek ve ceket modelleri, sinema ve tiyatro binaları bunun kanıtı.

Floransa’da gördüklerinizi Tebriz’de, Tahran’da görürseniz şaşırmayın.

Doğu’muzda yaşayan Floransalılar, Parisliler gibi.

Şiirleriyle Anadolu toprağında yaşayan Hatayi, Erdebil’de dev bir heykelle karşınızda… Erkek güzeli simasıyla… Yanı başında da Antropoloji Müzesi ve el sanatları ürünlerinden geçilmeyen küçük küçük sanat atölyeleriyle… 

Paris’te görmüştüm Erdebil’de gördüklerimin aynısını. Sadece Hatayi yoktu Paris’te…

****

İzmir’e yakışmaz mı Antropoloji Müzesi? İran’ın Erdebil’inden ne eksiğimiz var bizim? Onların Hatayi’si varsa bizim Dadaloğlumuz, Karacaoğlanımız, Nazım Hikmet’imiz yok mu?

Nerede heykelleri ve adlarına açılmış sanat merkezleri?

Anadolu topraklarında doğmuş yetişmiş onca feylesof varken nerede 'Anadolu Feylesofları Galerisi'

Televizyon öncesinde plak, gramofon, ahşap kasa radyo günleri yaşanmadı mı bu topraklarda.

Nerede, 'Plak, Pikap ve Gramofon Müzesi'

Bu topraklarda doğmuş. Taçsız Kral olarak isim yapmış. Centilmen, saygın bir futbol adamı.

Yakışmaz mı İzmir’in Karşıyaka’sına 'Metin Oktay Futbol Müzesi'

Günümüz bilişim ve teknoloji çağı. Bilgisayar çağı… Artık eskisi gibi kullanılmıyor dolmakalemler, tükenmez kalemler, kurşun kalemler…  Çok uzak olmayan bir tarihte de yok olacağa benzerler… Bunu görmek için kâhin olmaya da gerek yok.

'Dolmakalem Müzesi' yakışmaz mı?

'Daktilo Müzesi' yakışmaz mı?

'Mustafa Necati Aydınlanma Evi' yakışmaz mı?

'Müzik Müzesi' yakışmaz mı?

Yusuf Nalkesen,  Ali Kocatepe, Gönül Yazar, Sezen Aksu gibi değerler yetiştirmiş İzmir için Müzik Müzesi, anlamsız bir istek midir?

Mübadil çocuklarının yaşadığı bir coğrafyada  ‘Mübadil Müzesi‘nin açılması bir vefa borcu değil midir?

****

Karşıyaka’da yağmur yağdığında adeta bir prestij caddesi olan iskelenin karşısındaki caddeye girip metroya kadar şöyle bir yürüyün.

Gündüzleri insan selinden geçilmeyen, geceleri ışıl ışıl olan ve hareketliliğinden hiçbir şey kaybetmeyen bu cadde, Karşıyaka’nın adeta vitrini.

Ne var ki yıllardır bir sorunu da çözebilmiş değil bu cadde.

Yağmur yağdığında kırık dökük taşların arasından mermi gibi fırlayan çamurlu sularla pantolon paçanız, ayakkabınız, çorabınız kirleniyor.  Köyde yaşadığınız günlerdeki gibi bir paçayla dönüyorsunuz evinize.

Bu caddenin kırık dökük taşları yıllardır böyle. Hiç de düzeleceğe benzemiyor. Her yıl defalarca tamir edilen, taşları değiştirilen bu cadde, yağmurda daha da sevimsizleşiyor.  Kim bilir tamiratı için ne kadar para harcanıyordur?

Diyorlar ki ağır tonajlı araçlar yüzünden kırılıyor taşlar.

O sorunu vatandaş olarak ben çözecek değilim herhalde. Atanmış ve seçilmişlerin işi değil mi o işler?

Kentimin/ kentimizin sorunlarını yurttaş olarak dillendirmek benim hakkım ise, çözümü konusunda çaba gösterecek olanlar da atanmış ve seçilmişler değil mi?

Dile getirdiğim konular,  sadece benim değil kentte yaşayanların sorunu. Çözümü çok mu zordur da bir türlü çözülememektedir…

Belediyelerin, özellikle de nüfusu kalabalık yerleşim merkezlerinin belediyelerindeki danışmanlık kadrolarının tercihindeki kriterler nedir bilmiyorum. Bir ara halamın oğlu Büyükşehir Belediyesinde danışmandı. "Başkan sana ne danıştı bugüne kadar?" diye sorduğumda "Hiç danışmadı ki…"  yanıtını aldığımda afallamıştım. Başkanın aylarca danışmadığı bir danışmandı benim halaoğlu…

Komik mi, trajik mi, siz karar verin…

Oysa sosyolog, antropolog,  tarihçi olduğu gibi kentbilimci/ müzeci,  güzel sanatlardan birinin/ birilerinin de fikrine gereksinim duymalı- duyabilmeli Başkanlar.

Bunun için de danışman seçiminde belli kriterler olmalı. Başkana ve meclis üyesine yakınlık gibi kartlar geçersiz olmalı. Meclis üyesinin dayatmasıyla değiştirilmemeli kültür müdürü, Başkana yakın birinin oluruyla belirlenmemeli örneğin kimi bürokratlar.

Nepotizme geçit verilmemeli.

Başkanlığa hiç mi kentin gelişimine dair estetik değerleri olan projeler gelmemektedir de kent tarihi, eski meslekler, antropoloji müzeleri ve aydınlanma evleri açılmamaktadır, meraktayım doğrusu.

Her türlü enstrümanın bulunduğu, zengin bir plak ve kaset koleksiyonunun yer aldığı, müzik dergileriyle dolu dolu bir müzik müzesine neden gereksinim duymamaktadır Başkanlar, bilen var mı?

****

Ne var ki, vakit geçmiş değildir. 55 bin nüfuslu Sakız Adasında 13- 14 müze olduğunu Sakız’a gittiğimde öğrenmiştim. İzmir, 4 milyon nüfusa sahip.

Arkeoloji,  Etnografya Müzeleri dışında kaç tane tematik müze var bilen var mı?

Unutmayalım ki müzeler, toplumun aynasıdır. Bizi, geçmişimizle yüzleştirir. Geçmişimizin bilinmesinden rahatsız olan mı var yoksa?

Bergama’ya Tıp Tarihi Müzesi, Çeşme’ye - Ayvalık’a Balık Müzesi,  Aliağa’ya Gemicilik Müzesi, Ödemiş’e Efelik Ve Kahramanlık Müzesi, Menemen’e Toprak Ve Seramik Müzesi, İzmir’in orta yerine 'Anadolulu Feylesoflar Galerisi‘ , Karşıyaka’ya 'Kalem Müzesi', 'Siyah- Beyaz Fotoğraflar Müzesi' yakışmaz mı?

Bornova ya da Narlıdere taraflarına 'Antropoloji Müzesi' uygun olmaz mı?

 Başkanlara anımsatmayı görev bildiğim bir tümceyle yazımı noktalamış olayım:

“En akıllı kişi, her zaman başkalarından öğrenecek şeyler bulan kişidir.”

Kendisini Başkan yapan iradeye değil de bu söze kulak veren kaç Başkan var dersiniz?

Son olarak…

Ülkem insanının hep haklı bulduğu/ sevdiği / saydığı / kitaplarını okuduğu Aziz Nesin’in adını bir kültür merkezinde ya da bir bulvarda yaşatacak olan Başkan kim olacak acaba?

Bilmeden konuşmak kötü derler.

Ya, bilirken susmak?

****

Bildiğini konuşan ve yapan Başkanlarımız olsun istiyoruz.

Kentlilik bilinci, biraz da bunu gerektiriyor. Hatta zorunlu kılıyor.

O halde…

Yorumlar (0)
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 33 86
3. Trabzonspor 33 55
4. Beşiktaş 33 51
5. Başakşehir 33 49
6. Rizespor 33 48
7. Kasımpasa 33 46
8. Antalyaspor 33 45
9. Alanyaspor 33 45
10. Sivasspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Samsunspor 33 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 33 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 33 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 34 74
4. Aston Villa 34 66
5. Tottenham 32 60
6. M. United 33 53
7. Newcastle 33 50
8. West Ham United 34 48
9. Chelsea 32 47
10. Bournemouth 34 45
11. Brighton 33 44
12. Wolves 34 43
13. Fulham 34 42
14. Crystal Palace 34 39
15. Brentford 34 35
16. Everton 34 33
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 34 25
19. Burnley 34 23
20. Sheffield United 34 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 32 70
3. Girona 32 68
4. Atletico Madrid 32 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 32 42
10. Getafe 32 40
11. Osasuna 32 39
12. Sevilla 32 37
13. Las Palmas 32 38
14. Deportivo Alaves 32 35
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 32 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 32 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@