04.08.2021, 19:48

İyi İnsanlar İyilikte Birleşin

Çare çare diye Muharrem İnce’ye koştuk. O hepimizin ağzının tam ortasına edene kadar…

Sonra Sedat Peker çıktı. Ondan bir şeyler bekledik. Birilerini rezil edecek de onlar da koltuklarını bırakacaklar. Hah! En azından insan içine çıkamayacaklar. Hah! En en en azından utanacaklar. Hah!

Sedat Peker, daha dün aydınlara, “Hepinizin kanlarını oluk oluk akıtacağım.” dememiş gibi sarıldık Peker’e. Peker ülkeyi kurtaracak. Epey salladı aslında ama kurtaramadı.

Şimdiki çaresizliğimiz yangın.

Şimdilerde Şahan Gökbakar’a taşındı koskoca ülke. Ülkemizin bu denli bozulmasında, saygısızlığın bu kadar hızlı tırmanmasında, ortalığın Recep İvedikleşmesinde yüksek yüce katkıları olan Şahan’a. Ondan umuyoruz ülkeyi kurtarmasını.

Çaresiziz diyene cevap hazır.

Ülkeyi çaresizmiş gibi göstermek istiyorsunuz. İtibarımızı zedelemek istiyorsunuz. İşgale çağırıyor buna çanak tutuyorsunuz.

İşin aslı çaresiz değiliz. Çaresiz bırakılıyoruz.

Ama yine işte, öyle de olsa böyle de olsa çaresiziz.

Kim çıksa karşımıza çare diye ona sarılıyoruz.

Kasıtlı yaratılmış çaresizlik mi başarısızlık mı ikilemi içindeyiz.

Aslında bilsek ne olacak, kasıtlı yaratılmış çaresizlik de çaresizliktir ve koskocaman bir başarısızlıktır.

Medyadaki haberleri engelleyerek yangın söndürülmez.

Pandemide hastalık ve ölüm sayılarını sakladınız da ne oldu? Pandemi mi bitti?

Kriz yokmuş gibi davrandınız da ne oldu? Kriz mi bitti?

Enflasyonu düşük gösterdiniz de ne oldu? Enflasyon mu bitti?

Ne pandemi bitirilebildi ne kriz ve ne de enflasyon durdurulabildi. Başaramadığını saklamak başarı getirmiyor. Ayrıca burada bir başarma isteği olmadığı da ortada. Durum, “Kapitalizm gölgesini satamadığı ağacı keser.”in en somut hali.

HDP‘li belediyelerin hepsine kayyum atadık, iliklerine kadar söğüşlüyoruz; CHP’li belediyelere kayyum atayamadık, yemedi; şimdi yangınları seyrederek keyifleniyoruz.

İnsanın aklına türlü sorular üşüşüyor. Hele TOKİ projesi açıklanalı beri…

HDP’li belediyelere kayyum atanırken sesini çıkarmayıp izleyen muhalefet gibi, yangının söndürül-e-meyişini izliyor iktidar cenahı… Bunca acı karşısında sırıtıyor, göbeğini hoplatarak gülüyor.

Yiyemediği her yer yansın ister gibi gibi… Yanan yerlere konut yapıp halkı borçlandırma projeleri yürüyüşe geçiyor. Kapitalist kafanın pis oyunları.

Yangınlar anlatılırken göbeğini hoplatarak gülen kişi, yangın söndürme uçaklarının çürük olduğunu söyleyip sırıtan kişi, ne yazık ki bu ülke sizin de ülkeniz beyler… Çölleşecek olan topraklar sizin de topraklarınız. Kestiğiniz dal, üstünde oturduğunuz dalın ta kendisi. Kafa üstü çakılacaksınız ama siz öngörüsüz olduğunuz için zaten ancak kafa üstü çakılınca anlayabiliyorsunuz. Şimdi anlamanızı beklemek de bir tür çaresizlik. O kafa yok ki hiçbirinizde, anlayabilesiniz. Bizimki boş beklenti.

Kadın ölümleri artıkça artıyor. Sanki öldürmeler azalmış gibi İstanbul Sözleşmesi keyfi terk ediliyor. Sokaklarda her gün bir kadın kayboluyor, sonra ölüsü parçalara ayrılmış olarak bulunuyor. Ruhunuz yok sizin ruhunuz. Ne ağaca üzülüyorsunuz ne kadına ne çocuğa… Vicdanınız da yok. İnsanlığınız da… belki vardı bir zamanlar ama artık yok, vicdanınız sadece para. Para para para. Paraların içinde boğulup ölün inşallah diye bağırıyor insanlar. Paralarınızla beraber yanın diyorlar. Duymuyor musunuz? Utanmıyor musunuz? Yüzünüz bir kere bile kızarmaz mı sizin?

İktidardan hayır yok bu belli. Peki muhalefet mi çare? 

Anayasa ihlal ediliyor, yok ediliyor. Muhalefet hâlâ anayasamız var sanıyor.

Anayasa Mahkemesi’nin kararları tanınmıyor. Bizimkiler hâlâ Anayasa Mahkemesi var sanıyor.

Yüksek Seçim Kurulu iktidarın oyuncağı, bez kuklası olmuş, muhalefetimiz halen normal bir seçim istiyor, normal bir seçim umut ediyor.

Mecliste reddedilen bir yasa aynı yıl içinde tekrar oylanamazken oylanıyor. Meclis de böylelikle feshedilmiş oluyor. Zaten parlamentonun artık eski parlamento olmadığı beyan da ediliyor. Muhalefet bunu da görmüyor, duymuyor, dikkate almıyor, hâlâ bir meclisimiz var zannediyor ve olmayan mecliste oturuyor. 

Oysa ülkede her şey kanundışılaşmış.

Bir şeye karar versin diye hep bir kişi bekleniyor.

Artık bir çoğunluğu olmayan bir kişi. Güven oylaması referandumu yapılsa yeterli oyu alamayacak bir kişi karar versin, emir versin diye bekleniyor.

Bu emirlerin kanunlara uygun olup olmadığını biliyor muyuz? Ne gezer.

Bir parti başkanına ısrarla cumhurbaşkanı dememiz isteniyor. Saygıda kusur eden içeri tıkılıyor. Yeterli güven oyu var mı diye kimse sormuyor.

Çok çok üzücü bir durum. Çok çok üzücü bir farkındasızlık.

Yanıyoruz. Selde boğuluyoruz. Göçük altında kalıyoruz. Öldürülüp parçalara ayrılıyor, gömülüyoruz. İtiraz edecek olsak yerlerde sürünüyor, saçlarımızdan çekiliyor, dövülüyor, içeri tıkılıp susturuluyoruz. Whatsapımıza giriliyor, konuşmalarımız okunuyor. Okunuyor ama bir şey öğrenilmiyor.

Okuduklarını anlayabilseler keşke de iyi ki okumuşlar diyebilsek. Ama bu kafa “Keşke benim de evim yansaydı” diyesilermişlerle meşgul. TOKİ kafası. Beyinlerine beton dökülmüş kafalar.

Kafa sadece susturmaya programlanmış. Ben yaparım ederim, sen sus. Sus! Konuşma.

E olur.

Onu da yaptık. Sustuk, sustuk, sustuk.

Ama konuşmadık da ne oldu? Nede başarılı oldunuz? Hangi konuda?

Yangınlar, yanacak alan yanıp bitmedikçe söndürülemedi.

Pandemide sürü bağışıklığı oluşsun diye bekleşip oturdunuz.

Ülkemiz hızla, çok çok hızla çölleşiyor. Çöl ülkelerine özendiğiniz belli ama bir hatırlatma yapalım. Onların petrolü var, bizim hazinemiz ekside. Kefen paramız bile yok, kefen paramız.

Düşün yakamızdan hepiniz. Bu halk kendi kendini idare edebilir. Kefen parasını da tekrar biriktirir. Soyup soyup dış ülkelere taşıdıklarınızı da üretir tekrardan kazanır. Çaldıklarınız da sizin olsun. Alın gidin. Yakamızdan düşün.

Halk, tepeden tırnağa Ahmed Arif oldu.

"Vurun ulan,

Vurun,

Ben kolay ölmem.

Ocakta küllenmiş közüm,

Karnımda sözüm var

Haldan bilene.” diyor.

Farkında değilsiniz belki ama zaten çok uzun zamandır her şeyin çaresi sadece Ahbap Platformu ve Haluk Levent. O herkese çare buluyor, çare oluyor. Var olandan alıp yok olana veriyor. Daha doğrusu var olanla yok olanı buluşturuyor. Sorunları çözüyor, en azından çözmeye çabalıyor.

Bu oluşumların gerçek adı “İYİLİK”

Sellerden, ağaç kıyımlarından, orman yangınlarından, kötülüklerden bıkmış insanlar bir araya geliyor ve “Biz iyilik istiyoruz. İyi insanlar istiyoruz. İyi ve akıllı. İyi ve bilgili. İyi ve donanımlı. İyi ve liyakat sahibi. İşinin uzmanı, yeterli, başarılı ama illa ki iyi insanlar. Adında iyi olan partiler değil, yanlış anlaşılmasın, parti falan değil, sadece iyi insanlar.” diyorlar.

Ve iyi insanlar çoktan birleştiler zaten. İrili ufaklı iyi insan grupları oluştu. Kurtuluş Savaşı’ndaki cemiyetler gibi. Yığınla iyilik grubu var. Hepsi gönüllü. Hepsi canı gönülden koşuyor yangınlara. Daha da olacak. Daha da olacak. 

Acınası sırıtışlar, göbek hoplatışlar sizin olsun. Düşün yakamızdan. Siyasi oyunlarınızda boğulun.

Bu insanlar sizin bütün politik çıkışlarınıza sırtlarını döndüler çoktan. Kimse sizlerden bir şey beklemiyor artık. Kendisi halledebiliyorsa hallediyor ki neye elini atsa başarıyor.

Ülkeyi bu iyi insanlar çekip çeviriyor. Yangını elleriyle söndürmeye çalışan, gündüz işinde çalışıp gece yangın söndürmeye koşan, eli kolu yanan, su taşırken yanıp ölen insanlar. Halk… Köy girişlerinde eli silahla bekleyen paranoyak çete oluşumları değil, işe yaramak için koşan halk…

Varsa içinizde, kalmışsa bir gram iyilik duygusu siz de katılın bu oluşumlara. Ama aranıza kötüleri almayın.

İyi insanlar birleşin, daha daha birleşin.

Çünkü umut sadece iyilikte.

İnsana has ne varsa iyilikte var.

Çaresiz değiliz. Çare kendimiziz.

Aysel Korkut

Yorumlar (3)
Ayfer Budak 3 yıl önce
Kalemine sağlık...en kötü ne diye soranlara çaresizlik derim. Bu kadar olumsuzluğa karşı çaresizlik içimi yakıyor. Ne zaman iyi insanlar kazanacak?
Alev Sıbaşı 3 yıl önce
Hani Yaşar Kemal demiş ya " Benim kitaplarımın bir işe yaramadığını, Demirel bana 'kitaplarınızı okudum.' dedikten sonra anladım." diye ..
Ben de bu acı ama haklı sözlerinizin kötülerin yüreklerini yumuşatacağını sanmıyorum.Bu nedenle " iyi " lere seslenmek en doğrusu sanırım..
Kaleminize sağlık
Ayşe Hamarat 3 yıl önce
Emeğine sağlık canım. Dünyayı güzellik kurtaracak.Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen yeterki umudumuzu yitirmeyelim.
17
parçalı bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 32 87
2. Fenerbahçe 32 85
3. Trabzonspor 32 52
4. Beşiktaş 33 51
5. Rizespor 32 48
6. Başakşehir 32 46
7. Kasımpasa 32 46
8. Sivasspor 32 44
9. Antalyaspor 32 42
10. Alanyaspor 32 42
11. A.Demirspor 32 40
12. Samsunspor 32 38
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 32 37
15. Konyaspor 32 36
16. Hatayspor 32 33
17. Gaziantep FK 32 31
18. Karagümrük 32 30
19. Pendikspor 32 30
20. İstanbulspor 32 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 30 68
2. Göztepe 30 60
3. Kocaelispor 30 52
4. Ahlatçı Çorum FK 30 52
5. Sakaryaspor 30 51
6. Bodrumspor 30 49
7. Boluspor 30 46
8. Bandırmaspor 30 46
9. Gençlerbirliği 30 44
10. Erzurumspor 30 41
11. Manisa FK 31 36
12. Keçiörengücü 30 36
13. Şanlıurfaspor 30 34
14. Ümraniye 30 34
15. Tuzlaspor 30 32
16. Adanaspor 30 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 30 7
Takımlar O P
1. M.City 32 73
2. Arsenal 32 71
3. Liverpool 32 71
4. Aston Villa 33 63
5. Tottenham 32 60
6. Newcastle 32 50
7. M. United 32 50
8. West Ham United 33 48
9. Chelsea 31 47
10. Brighton 32 44
11. Wolves 32 43
12. Fulham 33 42
13. Bournemouth 32 42
14. Crystal Palace 32 33
15. Brentford 33 32
16. Everton 32 27
17. Nottingham Forest 33 26
18. Luton Town 33 25
19. Burnley 33 20
20. Sheffield United 32 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 31 78
2. Barcelona 31 70
3. Girona 31 65
4. Atletico Madrid 31 61
5. Athletic Bilbao 32 58
6. Real Sociedad 31 50
7. Valencia 31 47
8. Real Betis 31 45
9. Villarreal 31 39
10. Getafe 31 39
11. Osasuna 31 39
12. Las Palmas 31 37
13. Sevilla 31 34
14. Deportivo Alaves 31 32
15. Mallorca 31 31
16. Rayo Vallecano 31 31
17. Celta Vigo 31 28
18. Cadiz 31 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 31 14

Gelişmelerden Haberdar Olun

@