Gazetecilik için "Ya yeni bir yol bulacağız, ya da yeni bir yol açacağız"

İzmir, Ankara, İstanbul, Eskişehir, Bursa, Aydın, Antalya, Muğla, Gaziantep, Trabzon, Artvin, Tekirdağ gibi kentlerden yaklaşık 100 gazeteci, "İyi habercilik için yeni yolları, yeni biçimleri, yeni sesleri konuşmak ve çözümleri birlikte yaratmak" amacıyla İzmir’in Seferihisar ilçesinde düzenlenen 1. İzmir Basın Kampı’nda bir araya geldi.

Buluşmaya Haluk Şahin, Pınar Türenç, Cengiz Erdinç, İsmail Küçükkaya, Özlem Gürses, Gökmen Ulu, Nihat Sırdar gibi gazeteciler, meslek örgütleri, yerel basın temsilcileri ve akademisyenler katıldı.

Haber: Özgür Duygu Durgun

Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği’nin (BAMAD), İzmir Seferihisar Belediyesi ev sahipliğinde "Yol Arıyoruz" temasıyla düzenlediği 1. İzmir Basın Kampı 28 Eylül -1 Ekim tarihleri arasında Sığacık Teos Ormancı Tatil Köyü’nde  gerçekleştirildi.

Haluk Şahin, İsmail Küçükkaya, Özlem Gürses, Gökmen Ulu ve Nihat Sırdar’ın da aralarında yer aldığı gazetecileri, Türkiye’nin farklı şehirlerinden muhabirleri, medya alanında örgütlü kurumların temsilcileri ve akademisyenleri buluşturan kampın onur konuğu Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç oldu.  

Medya ve Örgütlenme: "Asla Yalnız Yürümeyeceksin"

Kampı’nın ilk gününde yer alan 'Medya ve Örgütlenme' konulu, 'Asla Yalnız Yürümeyeceksin' başlığıyla gerçekleşen foruma Türkiye Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, Çağdaş Gazeteciler Derneği İzmir Temsilcisi Mustafa Akbaş konuşmacı olarak yer aldı. 

TGS İzmir Şube Başkanı Nil Kahramanoğlu’nun yönettiği toplantıda Pınar Türenç, medyada örgütlülüğün önemini vurgulayarak basın meslek örgütlerinin bir araya gelmesi, birbiriyle omuz omuza vermesi, güç katması, 'ben' demeden 'biz' demeyi öğrenmesinin değerine dikkat çekti. Son 10 yıldır Türkiye Basın Konseyi başkanı olduğunu belirten Türenç, "Basın Konseyi iki alanda çalışıyor; medya özgürlüğünün savunucusu ve medya etik değerlerinin hayata geçmesi... Bir yıl önce sansür yasası çıkarılması aşamasında Ankara’da medya örgütlerinin ortak şemsiyesi altında birçok meslek örgütü direniş gösterdi ancak zaferle çıkamadık. Kafamızın üzerinde balyoz gibi sallanan o yasayı hep beraber yaşıyoruz. Ama örgütlülüğün sesini Meclis’ten hep beraber haykırdık. Örgütlülük olunca kendinizi yalnız hissetmiyorsunuz. Bizim yapmamız gereken; bu örgütlülükte mutlaka bu işe baş koyanların bir araya gelmesi" diye konuştu.

Medyada örgütlü yapılanmaya ihtiyaç var

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi ise medyada sendikalaşma oranının giderek düştüğüne dikkat çekerek "Yol değil güç arayışına ihtiyaç var. Örgütlü yapıların kıymetini ne kadar biliyoruz? Var olan baskıya karşı dik durabilmek kolay değil. Bunun yolu çalışmaktan geçer, kendi sözünün nereye dayanacağını bilmekten geçer, örgütlü yapılara güç vermekten geçer. Türkiye’deki örgütlü yapıların portresine bakmak gerek; federasyon, konfederasyon, cemiyetler... O kadar çok bölünmüşlük var ki... Yeniden organize olmak, yeniden örgütlü yapılara ne istediğimizi bilerek sahip çıkmak gerektiğini söylüyoruz" dedi.

"İyi habercilik" için arayışlar

"İyi habercilik için yeni yolları, yeni biçimleri, yeni sesleri konuşmak, çözümleri birlikte yaratmak" amacıyla düzenlenen Basın Kampı’nı düzenleyen BAMAD’ın Genel Başkanı Ümit Kartal kampın Seferihisar’da yapılmasının simgesel önemine dikkat çekerek, Seferihisar’daki Teos kentinin antik çağda fikirleri yüzünden baskıya uğrayanların sığınma yeri olduğunu hatırlattı. Kartal, "Biz gazetecilik yapabilmek, özgürce gazetecilik yapabilmek için kendimize yolla arıyoruz. Ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız" dedi.

Demokrasinin olmazsa olmazı yerel basın ve yerel gazeteciler

Buluşmanın ikinci günü olan 29 Eylül Cuma günü İsmail Küçükkaya’nın yönettiği "Gazeteciler Soruyor" başlıklı forumda, yaklaşan yerel seçimler öncesinde yerel basının bu süreçteki önemi tartışıldı. Forumda söz alan gazetecilerden Gökmen Ulu, "Yerel basın demokrasinin nefes almasını sağlayan Poseidon Çayırları gibidir’’ yorumunu yaparken, Prof. Dr. Haluk Şahin, yerel basının demokrasi için vazgeçilmez bir unsur olduğunu vurguladı.  Forumda yeni medya teknolojileri ve sosyal medya imkanlarının yerel gazetecileri, yerel seçimler sürecinde daha fazla güçlendirmek yönünde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Gazeteci Cengiz Erdinç ise bağımsız bir medya ortamının var olabilmesi için okurların da sorumluluk alarak abonelik yoluyla haberin finansmanına katılması gerektiğini ifade etti.

Aktivist gazetecilik mi objektif gazetecilik mi?

"Doğa Talanı ve Aktivist Gazetecilik’’ oturumuna katılan gazetecilerden Eren Dağıstanlı, ekolojik yıkımın yaşandığı bölgelerde bu yıkımın mağduru olan halk ile yakın ilişkiler kurarak gazetecilik pratiğini sürdürdüğünü ve bu ilişkinin aktivizm olarak değerlendirildiğine dikkat çekerken , Prof. Dr. Haluk Şahin aktivist gazetecilikle objektif gazetecili kavramlarının birbirinden farklı ele alınması gerektiğine dikkat çekti. Şahin, "Herkes mesleğinin aktivisti olabilir. Bu anlamda mesleğinin değerlerine sahip çıkan bir bilim insanı da aktivisttir" dedi.

Çevre gazetecisi, Ajans Bakırçay Yayın Yönetmeni Oben Ulu ise ekoloji odaklı gazeteciliğin hedefinde Bakırçay bölgesindeki ekolojik mücadeleleri ulusal basına taşıyarak bu mücadelelerin ülke gündeminde yer almasının başta geldiğini belirtti. Ulu, konuşmasında şunları söyledi: "Gazetecilik mesleğine 1993 yılında başladım. Emek, demokrasi, ekoloji mücadelesi ekseninde gazetecilik yapmaya çalışıyorum. Son 5 yıldır bağımsız çalışıyorum. Ajans Bakırçay adıyla bir haber portalımız ve gazetemiz var. Yaptığımız haberlerle Kuzey Ege’de yaşananları ulusal basına da taşımaya çalışıyoruz. Bölgede çevreye yönelik mücadeleleri yazarak, talan ve tehdit oluşturan konularla ilgili toplumsal bir mücadele ve direnç oluşmasını sağlıyoruz. Bunu yaparken hem bu mücadeleyi yürütenlerden hem de konuyla ilgili hukukçu ve bilim insanlarından görüşler alarak objektif yaklaşmaya çalışıyoruz"

"Haberci olmak kadar haberci kalabilmek de önemli"

Gazeteci yazar Özer Akdemir de çevre sorunlarına karşı yaşam alanlarına sahip çıkan halkın sesini duyurmaya çabalayan bir gazeteci olarak meslek yaşamı boyunca karşılaştığı sorunları anlattı. Akdemir ayrıca, İz Gazete’nin kampa özel yayınladığı Özgür Basın ilavesi için kaleme aldığı yazıda şu görüşleri paylaştı;

"Kendi alanımdan, ekoloji-çevre haberciliğinden örnek vererek ne demek istediğimi açacak olursam; benimle birlikte bu alana yönelen meslektaş sayısı bir elin parmağını geçmez ne yazık ki! Geçmişte, bu alana dair haberler yapan, çok iyi gazetecilik örnekleri ortaya koyan birçok meslektaşım gerek patronaj baskısı, gerek siyasi iktidarın hukuk sopası ya da ekonomik kaygıların yaşamlarını zorlaması nedeniyle şu anda ya mesleği bıraktılar ya da görece 'daha risksiz' alanlarda habercilik, danışmanlık yapmak zorunda bırakıldılar. Çünkü gazetecilik eğer birilerinin bilinmesini istemediği şeyleri yazabilmekse, eğer olayların arka planına da ışık tutabilmekse bu iş fazlasıyla riskli ve 'zülfü yâre dokunan' bir yerde kuşkusuz. O nedenle haberci olmak kadar haberci kalmanın da önemli olduğunu düşünüyorum".

Kamparagas bülteni gazetecilerin nabzını tuttu

İzmir Basın Kampı’na özel olarak genç gazeteciler tarafından hazırlanan  Kamparagas bülteninde ise kampa katılan gazeteciler ile yapılan röportajlara yer verildi. Haluk Şahin, kampın özel yayınına verdiği demeçte gazeteciliğin Türkiye’de geldiği noktada yeni yollara ihtiyaç olduğunu ifade ederek görüşlerini paylaştı ve "1960’lardan itibaren hep gazetecilik yaptım, daima yollar vardı. Kurumlar vardı ama şu anda bunların hepsi ortadan kalkmış durumda. O yüzden bizim yeni yollar açmak için patikalara yönelmemiz ve ayak izlerimizi bırakmaya başlamamız lazım. Bu kamp o açıdan çok önem taşıyor. Bu bir ayak izi. Buraya gelen insanlar 'Yalnız değiliz' diyorlar. İçinde yaşadığımız neo liberal kapitalist düzen tek başına hiçbir şey yapamayacağınızı empoze etmeye çalışıyor. Halbuki tek başına çok önemli işler yapılabilir. Yeter ki sen yürü ve ayak izini bırak" görüşünü dile getirdi.

Gazeteci Özlem Gürses ise Kamparagas’a verdiği demeçte "Meslekte eskinin sonuna geldik, yeniyi ise nasıl inşa edeceğimizi bilmiyoruz. Ben her şekilde denemeye devam diyorum. Hata yapmaktan korkarsan gazetecilik yapamazsın" diye konuştu.

Atölye ve sohbetlerle 4 dolu gün

Yerel ve ulusal medyadan gazeteciler dört gün süren kamp boyunca belgeselci Kazım Kızıl, "Toplumsal Mücadeleler, Video Haberciliği ve Belgeselcilik" üzerine konuşurken; Barış İnce "Gazetecilik ve Edebiyat", Gökmen Ulu "Gazeteciler ve Cezaevi: Silivri Soğuk Mu?",

Haluk Şahin "Dünü Bugünüyle Gazetecilik", Özlem Gürses "Gazeteler Okunmuyor Neden?", Can Ertuna "Çatışma Bölgelerinde Gazetecilik", Osman Akın "Yapay Zeka Sosyal Medya", Levent Özen & Murat Atilla "Yerel Medyada Dijitalleşme" başlıklı sohbetler ve atölye çalışmaları düzenledi.

Barış Pehlivan ve Merdan Yanardağ’a Basın Özgürlüğü Ödülü

Kamp boyunca düzenlenen akşam etkinliklerinde stand up sanatçısı Seda Cabi ve müzisyen Adasu Akın’dan mini konser katılanlara keyifli anlar yaşatırken gazetecilerin İzmir buluşması 1 Ekim tarihinde özel bir kapanış gecesiyle sona erdi.

Özlem Gürses ve Çelik Özdemir’in sunduğu kapanış etkinliğinde Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin ve BAMAD Genel Başkanı Ümit Kartal’ın konuşmalarının ardından Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları ödülleri sahiplerini buldu. Bu yıl Basın Özgürlüğü Ödülü, Barış Pehlivan ve Merdan Yanardağ’a, Medya Araştırmaları Ödülü ise Haluk Şahin ve Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesi Tolga Çevikel’e verildi.

Kapanış konserinde ise radyocu Nihat Sırdar, "90’lar Kafası" adıyla bir DJ performansı sergiledi.

"Komünist Osman" bu kez Seferhisarlılarla buluştu

1.İzmir Basın Kampı etkinlikleri çerçevesinde gazeteci Gökmen Ulu’nun imzasını taşıyan "Komünist Osman" belgeseli Seferihisar Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. İlk gösterimi 25 Mart tarihinde İzmir Ahmet Adnan Saygun Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen; bu yılki Altın Koza Film Festivali’nde Belgesel dalında finalist olarak yarışan "Komünist Osman" bugüne dek aralarında İzmir, İstanbul, Bodrum, Midilli ve Kuzey Kıbrıs olmak üzere yurtiçi ve dışında seyirci karşısına çıkarak coşkuyla alkışlandı.

Belgeselin Seferihisar gösterimine ilçenin Belediye Başkanı İsmail Yetişkin de katıldı. Demokrat, eşitlikçi ve halkçı belediyecilik anlayışıyla tüm Türkiye’ye örnek bir yerel yönetim modeli önerisi sunan Dikili’nin eski Belediye Başkanı Osman Özgüven ve eşi Ayşe Özgüven ‘in de katıldığı gösterime Seferihisarlılar yoğun ilgi gösterdi.