12.09.2019, 10:35

12 Eylül ve İbretlik Bir Öykü

Türkiye demokrasi tarihinin en karanlık dönemi 12 Eylül 1980 darbesinin üzerinden 39 yıl geçti.

Acısı hafızalardan silinmeyecek, travmalara sebep olacak ve hatta geriye kalan birçok yaşamda onarılamayan izler bırakacak tam 39 yıl…

***

650 bin kişi gözaltına alındı, 

210 bin davada 230 bin kişi yargılandı,

171 kişinin işkenceden öldüğü belgelendi,

7 binden fazla kişi için idam istendi, 510 kişi ölüm cezasına çarptırıldı, 50 kişi idam edildi.

***

Hükümet görevden alındı, Türkiye Büyük Millet Meclisi lağvedildi, siyasi partiler kapatıldı,

30 bin kişi siyasi göçmen olarak yurt dışına çıktı, 14 bin kişi Türk vatandaşlığından çıkarıldı,

23 bin 667 derneğin çalışmaları yasaklandı, 30 bin kişi işten atıldı,

133 bin 607 kitap yakıldı, 937 film sakıncalı bulunarak yasaklandı, gazeteler yaklaşık 10 ay yayın yapamadı,

12 Eylül 1980 ile 1995 yılları arasında gözaltına alınan 460 kişi işkence nedeniyle öldürüldü. (TİHV Yayınları No:5)

18 yaşını doldurmayan Erdal Eren 13 Aralık 1980 tarihinde yaşı büyütülerek idam edildi.

***

12 Eylül karanlığının acı dolu gerçeklerini rakamlarla anlatmanın yanı sıra, 2009 yılında Etki Yayınları’ndan çıkan “Kasabalılar” adlı kitapta yer alan Necdet Ayma’nın ibretlik öyküsünden bir bölüm paylaşmak istiyorum.

GÜNLERCE SÜREN İŞKENCE

“Biraz dolaştırdılar, hadi bir daha yat. Bu sefer sopanın normal tarafı yeterli gelmedi, tersine çevirdiler sopayı, tırtırlı kısmıyla vurmaya başladılar. En ağırıma giden de bir tane Elazığlı gardiyan vardı, adı Tahsin, tuttu, yangın kovasıyla bana soğuk su döktü. Hiç unutmuyorum, Mart’ın 24’ü hava soğuk. O soğuk suyu yiyince oldum sıçan gibi. Zangır zangır titriyorum. Bir yandan da kendime kızıyorum niye titriyorum, korkuyor sanacaklar diye. Sabah saat dokuz buçuk onda başladılar dövmeye, gece üçü filan bulduk. Yorulan gidiyor, yeni gelenler devam ediyordu dayağa. Artık benim ayaklarımın iler tutar yanı kalmadı. Sağ ayağım şişti, patladı. Yürütmek için kaldırıyorlar, ayakta duramıyorum, bok çuvalı gibi düşüyorum yere. Bastıkça dağılıyor ayaklar. Son olarak bir daha yatırdıklarında tepede, hamamın giriş merdivenlerinde duran biri; “utanmıyor musunuz ulan, size öldürün diye mi verdiler, adi herifler,” dedi. “Koç gibi delikanlıya kıyılır mı lan, Allah belanızı versin sizin. Sizinki görev mi sadist herifler, kaldırın adamı, dokunmayın,” diye bağırdı.

Hepsi durdu. Daha sonraları tanıdım, Ser başgardiyan Tekin Dayı imiş. Gerçekten çok efendi bir adamdı. Şöyle bir baktım iri yapılı bir gardiyandı. Bir daha kaldırdılar beni, “geç tecride,” dediler. Yürüyemiyorum, dört ayak üstünde emekleyeceğim, “dört ayak üstünde yürü, götüne vuralım,” dedi bir tanesi. Tepem attı, “senin önünde eğilenin,” deyip bastım küfrü. Bir kalkmışım ayağa, yere bastıkça kan fışkırıyor ayaklarımdan. Hepsinin paçalarını kan buladım. Ayaklarımdan fış fış ses çıkararak, geçtim tecrit odasına. Kendimi sandalyeye attım, bayılmıyorum da lanet olsun. Ayağım patlamış, şakır şakır kan akıyor. Sonra bir yangın kovası getirdiler, biraz da tuz. Bastım tuzu ayağıma, bana mısın demiyor. “Sarı su getirin, iltihap kapacak,” dedim. Sarı su yerine tenya şurubu getirmişler, sürdükçe ayaklarım daha çok şişti.

Tecritin üstünde B-4 koğuşu var. Bizim Turgutlu İGD’ den Serdar oradan, ha bire iple pusula sarkıtıyor bana. “Ayma, giy elbiseyi öldürecekler seni,” diyor. “Tedavi olmak istiyorsan elbiseyi giyeceksin,” diyorlar. Ben, “giymem diyorum.” Eşofmanları da aldılar üstümüzden. Ferit tedavi etmeye çalışıyor ayağımı. Bir ay tuvalete o taşıdı beni. O olmasaydı tuvalet de yapamayacaktım. İki ayağım da tutmuyordu çünkü, o kucaklıyordu beni, tutuyordu dizlerinin arasında ben tuvaletimi yapıyordum. Ferit’in emeklerini unutamam, o çocuk yüksünmeden, en ufak bir tiksinti duymadan yıkadı, temizledi beni.

…………..

DOKTORU TEHDİT ETTİLER

Doktora çıkardılar beni. Akşam mesaiden sonra doktoru salmamışlar, o saatte çıkardılar revire. Müdür, savcı, bütün başgardiyanlar, sosyologlar, psikologlar, toplanmışlar. Doktor bir gördü sağ ayağımı, kangrene gidiyor, “bu ayak için, hastane tedavisi gerekir” dedi. Üç buçuk ay hiçbir tedavi olmamıştı.

Tıbbiye’den yeni mezun olmuş, pratisyen bir doktordu. “Bir insan bu hale nasıl getirilebilir, ben şaşırıyorum, savcı bey bu nasıl iştir?” dedi. “Bu mahkûmun hastaneye gitmesi lazım, göndermezseniz ben raporumu tutarım,” dedi. Yürekli bir gençti. Tehdit ettiler benim yanımda. “Bunun burada kurtuluşu var mı?” dedi müdür. Genç doktor, “ayak bileğinden itibaren deriyi yüzersek, iltihabı akıtırsak, kurtarabiliriz belki,” dedi. Sol ayak fena değildi, sağ ayak derisinin yüzülmesi gerekiyordu.

…………..

45 DAKİKADA DERİMİ YÜZDÜ

Mendilimi kıvırdım, ağzıma soktum. “Gardiyanlar benim omzuma bassın,” dedim. Dört tane gardiyan omzuma bastı, uzattım ayağımı, “şimdi yüz ayağımın derisini,” dedim. Adam neşterle çıtır çıtır yüzüyor derimi. İnsan derisi yüzülüyormuş demek ki. Filmlerde izlerdik, Hitler insanların derilerini yüzdürüp abajur yaptırırdı. Doğruymuş, yüzülüyor basbayağı deri, çıtır çıtır sesini duyuyorum, ama sancıdan durulmuyor. İnsan terinin korkunç bir mekanizması olduğunu öğrendim, o sırada. İnsan kendini sıktığında, terinin ne kadar uzağa sıçradığını gördüm. Sıktıkça kendimi, ter resmen yağmur gibi pıtır pıtır alnımdan masaya sıçrıyordu. Doktor yaklaşık 45 dakikada yüzdü derimi. Kimsede çıt, bende de tık yok. Derimin yüzülme işlemi bittikten sonra baktım, ayağım sapsarı irinle kaplı. Doktor makasın ucuna sargı bezini doladı, sarı suya batırdı, başladı iltihabı sıyırmaya, işte o zaman çok sancı çektim. O sıyırdıkça terim daha çok sıçradı.

GARDİYANLARIN UTANCI

Öyle bir basınç uygulamışım ki, omzumdan bastıran gardiyanlar üstüme yattı. Arada sandalye değiştirdik, mola verdik. İş bitti, en sonunda ağzımdan “oooffff” diye bir ses çıktı, kendi sesime yabancılaşmışım, şaşırdım sesimi duyunca. O an bir baktım hepsinin suratı sapsarı. İşlem bitti doktor ayağımı sarıyor, ama bu arada hüngür hüngür de ağlıyor. Bir insan bu hale nasıl getirilir diyerek, gözlerinden şakır şakır yaş akıtıyor. Savcı yürüdü gitti, hiç ses çıkarmadan. Müdür kalktı, “manyak bu adam, ne isterse yerine getirin,” dedi, o da çıktı gitti. Gardiyanlar duruyor. O bana Allah demiyorum diye, copun tersiyle vuran Elazığlı Apo, sırtına aldı, getirdi tecride koydu beni, bir demlik de çay getirdi. “Bundan sonra benden silah iste, silah getireceğim, ben senin gibi bir adam görmedim, sana vurduğum için utanç duyuyorum,” dedi.

OĞLUNA İSMİNİ VERDİ

Arkasından bana ana avrat küfredip, tokat atan gardiyan Hasan geldi. “Necdet abi, sana bir şey söyleyebilir miyim? Senden özür diliyorum, ben seni döverken faşistmişim, artık faşist değilim, bundan sonra benden ne istersen yapacağım,” dedi, o da gitti. Bana ana avrat küfreden adam geldi, “senin çocuğun da karın da benim evimde kalacak arkadaş, kimseye bırakmam,” dedi. Gülo’yu götürdü evinde misafir etti. Ben çıktıktan sonra benim yanıma geldi. Hâlâ Çanakkale’de. Emekli olmuş. Oğlu askerde, oğluna benim ismimi vermiş.

………..

O sopadan yıllar sonra 9 Eylül Üniversitesinde ayak kaslarımın yüzde yetmişinin yırtıldığını öğrendim.

…………

Ertesi gün hastaneye gittim, sekretere, “ ben Necdet Ayma, hoca beni çağırmış,” dedim. “Hoca seni bekliyor zaten,” dediler. Hoca aldı beni, doğru bir odaya götürdü. Benim filmleri bilgisayara yüklemişler, tartışıyorlar. Hemen başka tetkiklere başladılar. Ha bire dolaştırıyorlar, kobay gibi. En sonunda dayanamadım, “hocam, sonuçta bu benim sağlığım, biraz bilgi verirseniz sevinirim,” dedim. “Sen bu ayaklara darbe almışsın,” dedi. “Evet,” dedim, “trafik kazası geçirdim iki yıl önce.” “Yok dedi 15-20 yıl önce bu ayaklara bir şeyler olmuş,” dedi. “Falaka,” dedim, “Kenan Evren’in uşakları falaka attılar, benim ayağıma. Bakın yara izi de burada,” dedim. Yara o zaman daha çok belirgindi. “Senin kas liflerin kumaş tiftilir gibi tiftilmiş, iki ayağından birinin yüzde 70 oranında, diğerinin yüzde 80 oranında lifleri kopmuş,” dedi. “O yüzden sen düşersen, sakat kalırsın,” dedi. “Merdiven çıkarken dikkat edeceksin, dinlenerek çıkacaksın. Beyin yüzde yüzlük komut veriyor, senin ayakların yüzde 20’sini uygulayabiliyor,” dedi. “Çünkü işlevi yerine getirecek kas lifleri, kopmuş vaziyette. Senin ayaklarını ders konusu olarak arşive koyduk, bizde kaydın var,” dedi.

Arkadaşlar mahkemeye başvuralım, tazminat davası açalım dediler. Ters geldi bana, açmadım.”

Kasabalılar/Sait Almış-Mehmet İnanç Turan/Etki Yayınları/2009.

Resim: Sait Almış - Necdet Ayma

Yorumlar (0)
12
parçalı az bulutlu
banner17
Günün Karikatürü Tümü
Günün Anketi Tümü
Bergama İl Olmalı mı?
Bergama İl Olmalı mı?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 39
2. Fenerbahçe 16 36
3. Trabzonspor 16 35
4. Göztepe 16 29
5. Beşiktaş 16 26
6. Samsunspor 16 25
7. Gaziantep FK 16 23
8. Başakşehir FK 16 20
9. Kocaelispor 16 20
10. Alanyaspor 16 18
11. Çaykur Rizespor 16 18
12. Konyaspor 16 16
13. Gençlerbirliği 16 15
14. Kasımpaşa 16 15
15. Antalyaspor 16 15
16. Kayserispor 16 14
17. Eyüpspor 16 13
18. Fatih Karagümrük 16 9
Takımlar O P
1. Amed SK 17 35
2. Pendikspor 17 33
3. Esenler Erokspor 17 32
4. Bodrum FK 17 31
5. Çorum FK 17 29
6. Iğdır FK 17 29
7. Erzurumspor FK 17 27
8. Boluspor 17 26
9. Bandırmaspor 17 26
10. Serik Belediyespor 17 25
11. Keçiörengücü 17 22
12. Sakaryaspor 17 22
13. Sivasspor 17 21
14. Van Spor FK 17 21
15. İstanbulspor 17 21
16. Manisa FK 17 19
17. Ümraniyespor 17 18
18. Sarıyer 17 17
19. Hatayspor 17 5
20. Adana Demirspor 17 2
Takımlar O P
1. Arsenal 16 36
2. Manchester City 16 34
3. Aston Villa 16 33
4. Chelsea 16 28
5. Crystal Palace 16 26
6. Liverpool 16 26
7. Sunderland 16 26
8. Manchester United 15 25
9. Everton 16 24
10. Brighton & Hove Albion 16 23
11. Tottenham 16 22
12. Newcastle United 16 22
13. Fulham 16 20
14. Brentford 16 20
15. Bournemouth 15 20
16. Nottingham Forest 16 18
17. Leeds United 16 16
18. West Ham United 16 13
19. Burnley 16 10
20. Wolverhampton 16 2
Takımlar O P
1. Barcelona 17 43
2. Real Madrid 17 39
3. Villarreal 15 35
4. Atletico Madrid 17 34
5. Espanyol 16 30
6. Real Betis 16 25
7. Athletic Bilbao 17 23
8. Celta Vigo 16 22
9. Sevilla 16 20
10. Getafe 16 20
11. Elche 16 19
12. Deportivo Alaves 16 18
13. Rayo Vallecano 16 18
14. Mallorca 16 17
15. Real Sociedad 16 16
16. Osasuna 16 15
17. Valencia 16 15
18. Girona 16 15
19. Real Oviedo 16 10
20. Levante 15 9

Gelişmelerden Haberdar Olun

@